Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/363 E. 2023/848 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/363 – 2023/848
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/363
KARAR NO : 2023/848
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2020
NUMARASI : 2018/363 Esas 2020/570 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 09/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11.07.2017 tarihinde, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın tek taraflı kaza yapması sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00 TL geçici iş gücü tazminatı, 100,00 TL daimi iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatı talebini 18.136,48 TL, sürekli işgöremezlik tazminatı talebini 186.183,01 TL olarak yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının sigorta poliçesi limiti ile ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına göre davacının kanıtlanan gerçek zararı kadar sorumlu tutulabileceğini, geçici iş gücü tazminatının teminat dışı olduğunu, davacıya kaza nedeniyle 102.575,68-TL bedel 16.04.2018 tarihinde davacıya ödendiğini, bu nedenle davacının maluliyet tazminatına ilişkin talebinin reddi gerektiğini, davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiğinden müterafik kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalının yolcu olarak bulunduğu aracın kaza tarihinde davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığından alınan raporda, davacıda %52 oranında daimi maluliyet, 12 ay iyileşme süresinin belirlendiği, davacının geçici ve sürekli işgöremezlik zararının belirlenmesi için aktüerya raporu alındığı,davacının geçici iş gücü kaybı zararının 18.136,48 TL, sürekli iş gücü kaybı zararının 303.909,34 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından ödemenin yasal faizi ile güncellendikten sonra sigorta poliçe limiti dikkate alınarak davacının toplam zararının 204.319,49 TL hesaplandığı, raporların hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 204.319,49 TL işgücü tazminatının 16.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınıp davacı tarafa ödenmesine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve %1.8 teknik faizin esas alınmasının hatalı olduğunu,Anayasa Mahkemesinin, 09.10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17.07.2020 tarihli ve 2019/40.E, 2020/40.K sayılı kararı, 2918 Sayılı KTK nun 90 ve 92 maddelerindeki “Genel Şartlara” a yapılan atıf ve ibareler iptal edilmiş olup, böylece ZMSS kapsamında belirlenecek bedeni zararların Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, PMF yaşam tablosu esas alınarak tanzim edilecek rapora göre karar verilmesini, hükmedilen tazminata ticari temerrüt faizinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı verilerle düzenlendiğini, rasyonel olmadığını, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, kendileri tarafından alınan uzman görüşü ile arasında çelişki olduğunu, ayrıca geçici işgöremezlik zararının poliçe teminatı kapsamında olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın tek taraflı kaza yapması sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, malul kaldığını belirterek davalıdan geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı talep etmiştir.
Mahkemece, davacının sürekli işgöremezlik oranının ve geçici işgöremezlik süresinin belirlenmesi için Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp ABD Başkanlığından rapor alınmış, raporda, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacı %52 oranında daimi maluliyet bulunduğunun ve iyileşme süresinin 12 ay olarak belirlendiğinin mütalaa edildiği görülmüştür. Raporun incelenmesinde, davacının daimi maluliyetinin belirlenmesine ilişkin kısımda davacıda demans tespiti yapıldığı ve bu başlık altında, hafif, arada sırada bazı bozulmalar görülse de günlük yaşam aktivitelerini yerine getirebiliyor tespiti yapıldıktan sonra bu yönden %25 oranında daimi maluliyet belirlendiği ayrıca davacıda hafif astım hastalığı bulunduğu belirtilmekle birlikte “Göğüs hastalıkları ve cerrahisi” başlığı altında, doğuştan veya kazanılmış akciğer, plevra ve göğüs kafesi hastalıkları veya akciğeri tutan diğer bütün hastalıklarda meydana gelen solunup ve dolaşım fonksiyonunda bozukluk belirtilerek %20 oranında daimi maluliyet belirlendiği ve diğer arazlarla birlikte Balthazard formülü uygulanarak toplamda %52 oranında daimi maluliyet hesaplanmıştır. Bu durumda mahkemece, davalı tarafın maluliyet raporuna yönelik itirazları da değerlendirilerek davacının kaza öncesi demans ve astım hastalığına ilişkin tedavi evraklarının getirtilmesi ve kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi, illiyet bağının bulunduğunun tespiti halinde ise tedavi görüp görmediğinin ve buna ilişkin ilaç kullanıp kullanmadığının tedavisinin sona erip ermediğinin, tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği, maluliyete neden olacak şekilde kalıcı hale gelip gelmediği, araz bırakacak şekilde çalışmasına engel teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Ayrıca, mahkemece, hükme esas alınan 09.12.2019 tarihli aktüerya raporunda, Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanarak hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de aktif bilinmeyen (işleyecek) dönemde yıllara göre “dönem gelir” hesabı kısmında ve pasif dönemde “Bugünkü Değer” kısmında bilinen son gelir üzerinden %10 arttırım, %10 iskonto yapıldığında sonuç değerde gelecek yıllarda bir azalma görüldüğü, bu hususun tereddüte neden olduğu, raporun denetiminin mümkün olmadığı, bu haliyle hükme elverişli bulunmadığı anlaşılmış olup bilirkişiden bu hususta bir ek rapor alınarak ya da başka bir aktüer bilirkişiden yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hükme elverişli olmayan aktüerya raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1.a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin ve davacı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK.nın 353/1.a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, Kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekili ve davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Davacı vekili ve davalı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının talepleri halinde iadesine,
3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-Ankara 2. İcra Dairesinin 2020/10709 Esas sayılı dosyasına yatırılan 330.000,00 TL Teminat mektubu + 5.500,00 TL nakit teminatın yatıran tarafa iadesine,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının iadesine,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.