Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/35 E. 2023/196 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi 2021/35 Esas – 2023/196 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/35
KARAR NO : 2023/196

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/11/2020
NUMARASI : 2016/406 Esas 2020/563 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 17.05.2013 tarihinde sürücü …idaresinde bulunan … plakalı araç ile davacı idaresinde bulunan … plakalı motosikletin çarpıştığını, meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını, … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi olmadığından zararın … tarafından karşılanması gerektiğini, davalıya yapılan başvuru üzerine 30.09.2014 tarihinde 44.910,00 TL ödendiğini, ödemenin çok düşük kaldığını, imzalanan ibranamenin talebin yapılmasına engel olamayacağını belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada daimi, geçici maluliyet, tedavi ve bakım giderleri için şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari-temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 68.884,21 TL geçici iş göremezlik talebini 9.888,05 TL bakıcı gideri talebini 3.943,88 TL, tedavi gideri talebini 156,00 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, davacıya yapılan ödeme ile davalının borçtan kurtulduğunu, ibranamenin geçerli olduğunu, borcun ortadan kaldırıldığını, kendilerince yapılan hesaplamanın doğru olup gerçek zararın tamamen karşılandığını, kusur oranı konusunda Adli Tıp Trafik İhtisastan rapor alınmasını, maluliyet oranının adli tıp tarafından belirlenmesini, ödemenin güncelleştirilip hesaplanan tazminattan düşülmesini, müterafik kusur olgusunun değerlendirilmesini ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının meslekte kazanma gücü oranına göre yapılan hesaplamada %22 oranında kayba uğradığı, 18 ay iş göremez durumunda kaldığı, 6 ay bakıcı ihtiyaç süresinin belirlendiği, meydana gelen kazada davacının %35 oranında kusurlu olduğu, aktüer bilirkişi raporunda davalının yapmış olduğu ödemenin güncel tutarının mahsubu sonucunda; davacının 9.888,08 TL geçici işgöremezlik, 68.884,32 TL sürekli işgöremezlik ve 3.943,88TL geçici bakıcı gideri zararının bulunduğunun hesaplandığı, davacı motosiklet sürücüsünün kaza anında kasksız yolculuk yaptığı, davacının aracını yolcusuyla birlikte alkol aldıktan sonra ve sürücü olan kendisinin 2,2 promil alkollü iken kazanın meydana geldiği, her iki olgunun TBK 43.madde hükmü uyarınca ve resen mahkemece müterafik kusur olarak kask nedeniyle % 20 oranında, araç süremeyecek kadar alkolün etkisi altında iken aracını kullandığı için hesaplanan sonuç tazminattan % 35 oranında kusur indirim yapılmasını gerektiği, takdiri indirim oranları toplamı %60 indirim miktarı toplam 149.451,36 TL (ödemenin güncel değerinin düşülmemiş hali ) üzerinden indirilmesiyle bakiye ( 149.451,36/100*45 =) 67.253,11 TL ‘yi davalıdan talep edebileceği, ancak davalı tarafından 20.09.2014 tarihindeki ödeme miktarı olan 44.910,00 TL’nin en son alınan aktüer rapor tarihi itibariyle güncel değerinin 68.884,55 TL olduğu, davacı tarafından istenebilir bakiye miktar 67.253,11 TL kalmakla bu şekilde davacının davalı tarafından tüm zararının karşılanmış olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkeme kararının yasalarla ve maddi gerçekle bağdaşmadığını, dosyada mevcut olan Adli Tıp İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 27.10.2014 günlü raporunda davacıİsmail Alkan’ın kasksız şekilde yolculuk yaptığı olayda dikkatsiz ve özensiz davrandığından tali kusurlu olduğu, yine dosyada alınan 09.09.2019 tarihli raporda davacı …’ın …. alkolllü olduğu halde idaresindeki aracı ile trafiğe çıkmakla kazada 2. derece kusurlu bulunarak aleyhine %35 kusur oranı uygulandığını, dosyada alınan 09.09.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda davacının kask kullanmaması ve alkollü araç kullanmasından dolayı toplamda %35 oranında kusurlu olduğu esas alınarak hesaplama yapıldığı, bilirkişi raporunda davacı için alkollü araç kullanmak ve kask takmamaktan dolayı %35 oranında indirim yapılmış olmasına rağmen gerekçeli kararda kask takmamaktan dolayı ekstra %20 indirim uygulandığını, alkollü araç kullanmaktan dolayı da %35 indirim yapılarak davanın reddedildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda indirim uygulanmasına rağmen mahkemenin toplamda ekstradan %60 daha indirim yaparak hakkaniyete aykırı davrandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte alkollü araç kullanmaktan dolayı %35 indirim yapılmasının fahiş olduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatları gereği uygulanacak indirim oranının %20 yi geçmemesi gerekirken yaklaşık 2 katı kadar indirim cihetine gidilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ayrıca kazanın sadece alkol kullanımından kaynaklandığının da ispatı gerektiğini, PMF 1931 yaşam tablosu kullanılarak Progresif rant yöntemi ile hesaplama yapılması gerekirken aksi durumun hak kaybına sebebiyet verdiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi olmayan aracın davacı idaresinde bulunan motosiklete çarpması sonucu davacının yaralandığının belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile tedavi ve bakıcı giderinin davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece kusur oranı, davacının kasksız motosiklet kullanması nedeniyle %20, alkollü olarak araç kullanması nedeniyle %35 oranında indirim yapıldıktan sonra davalı tarafından yapılan ödemenin zararı karşıladığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu olayın, sürücü …idaresindeki … plakalı otomobili ile cadde üzerinde park halinde iken, seyir haline geçtiği esnada, gidiş istikametine göre yolun sol tarafında bulunan sokağa dönüş yapmak istediği esnada, cadde üzerinde seyir halinde olan … idaresindeki … plakalı motosikletin yan kısımlarına idaresindeki aracın sağ ön çamurluk ve sağ ön kapı kısımlarıyla çarpması şeklinde meydana geldiği, motosiklet sürücüsü …’ın olaydan sonra yapılan alkol kontrolünde 2,12 Promil alkollü olduğunun tespit edildiği, otomobilin sürücüsü …’nın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 53/1-b maddesindeki “Sola dönüşlerde sürücüler, dönüşe başlamadan sağından gelen taşıtlara ilk geçiş hakkı vermeye zorunludurlar.” kuralını ihlal ettiği, motosiklet sürücüsü …’ın yine aynı Kanun’un 48/5. Maddesindeki “Alkollü araç kullanmak” kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan 10.09.2019 tarihli raporda olaya karışan … plakalı otomobil sürücüsü …’nın olay öncesi idaresindeki aracı ile yerleşim yeri dahilindeki karayolunda seyir etmekte iken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, her ne kadar normal bir hızla olay yeri kavşağa girmiş ve sola dönüş işaretini de vererek sola dönüş manevrasına başlamış ise de, kavşak alanı içinde dönüş yönüne göre sağından tehlikeli şekilde yaklaşan motosikletli kişiyi fark etmekte geç kalmakla, etkili fren tedbirine başvurarak aracını kavşaktaki uygun alanda durdurması ve sağından gelen motosikletli kişinin güvenli geçebilmesine imkan tanıması mümkün iken, aksine dikkatsiz ve tedbirsizce davranarak, ilk geçiş hakkını motosikletli kişiye tanımamakla, sola dönüş manevrasını sürdürüp motosikletin seyir doğrultusunu tamamen kapatmakla sebebiyet verdiği olayda, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 53. Maddesi b” Bendi, 57. Maddesi “a” Bendi ile 67. Maddesi “a” Bendi hükümlerine aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davranışları nedeniyle anılan Kanun’un 84. Maddesinde Asli Kusur sayılan hallerden “Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma”, “Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama” ve “Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama” gerekçeleri ile %65 oranında; motosikletin sürücüsünün ise 2,12 Promil alkollü olduğu halde idaresindeki araç ile trafiğe çıkmakla, olay yeri kavşağa yaklaşırken aracının hızını hiç düşürmemekle, yerleşim yeri dahilindeki karayollarında seyir ediyor iken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, olay yeri kavşak yaklaşımında yolun ön ilerisini ve diğer kavşak kollarından yaklaşmakta olan trafiği yeterince dikkatle kontrol etmemekle, karşı yönden gelerek kavşaktan sola dönüşe geçen aracın mevcudiyetini fark ve idrak etmekte geç kalarak olayı önleyebilmek için etkili fren tedbirine başvurmakta gecikmekle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. Maddesi ile 52. Maddesi “a” ve “b” Bendi hükümlerine aykırı dikkatsiz ve tedbirsizce davranışları nedeniyle %35 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda dava konusu trafik kazası sonucu davacının sağ ayak bileğinin, sağ uyluk kemiğinin, sağ el bileğinin kırıldığını, sağ bacağından ameliyat olup platin takıldığını, fizik muayenesinde; desteksiz mobilize olduğu, herhangi bir yürüme patolojisinin bulunmadığı, sağ el dorsumunda 3-4. karpometakarpal bileşkede deformite görünümünün olduğu, sağ ayak 5. metatars üzerinde kemik çıkıntısının elle palpe edilebildiği ve deformite mevcut olduğu, sağ uyluk ön yüz proksimalinde 8×1 cm’lik, lateral proksimalde 11xt cm’lik, sağ ayak bileği medial malleol üzerinde 8×1 cm’lik, lateral malleol üzerinde I1x1 em’lik skar olduğu , motosiklet kazası sonucu sağ ayak bileği açık kırıklı çıkığı tanısıyla opere edildiği, opere sağ ayak bileği fraktürü nedeniyle başvurduğu, lateral malleol kırığı olduğu, sağ ayak bileği romunun kısıtlı olduğu, lateral malleolün palpabl olduğu, X-Ray’inde; opere femur fraktürü, opere ayak bileği kırıklı çıkığı olduğu belirtilerek, 21.09.1984 doğumlu …’ın 17.05.2013 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı meydana gelen sağ el bileği karpal fraktür, sağ femur tip 2B açık kırığı, sağ ayak bileği 3C kırıklı çıkığı ve sağ ayak metalars kırığı dikkate alınarak; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre sağ uylukta oluşan 2 cm çevre farkı, miyozitis ossifikans, sağ ayak bileği plantar fleksiyonundaki kısıtlılık, metatarsların travmatik şekil bozukluğu, sağ bacak kısalığı (4 cm’den az) dikkate alınarak Balthazard formülü uygulandığında yaşına göre %22 oranında maluliyetinin bulunduğu, bakıcı ihtiyaç süresinin 6 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Mahkemece alınan aktüer bilirkişi raporunda davalı … tarafından dava tarihinden önce ödeme yapıldığından ödeme tarihi verilerine göre yapılan hesaplamaya göre davacının zararının karşılanmadığı belirtilerek rapor tarihi verilerine göre 1931 PMF yaşam tablosuna göre bakiye yaşam süresi belirlenerek, asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama sonucunda 18 ay geçici iş göremezlik süresi için 15.212,44 TL’nin %65 kusur oranına göre 9.888,08 TL, %22 maluliyet oranına göre belirlenen 214.559,00 TL’nin %65 kusur oranına göre 135.463,40 TL sürekli iş göremezlik tazminatından davalı tarafından ödenen 44.90,00 TL yasal faiz ile güncellenerek mahsup edilmesi sonucu 68.884,32 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 6 ay bakıcı gideri için 6.067,51 TL’nın %65 kusur oranına göre 3.943,88 TL olduğu, doktor bilirkişi raporu ile davacının yaralanması nedeniyle 156,00 TL tedavi gideri olduğu belirlenmiş, davacı vekili tarafından bu miktarla esas alınarak dava değeri ıslah edilmiştir.
Mahkemece belirlenen bu tazminat miktarlarına göre davacının kaza sırasında kask takmamış olması nedeniyle %20 oranında, alkollü olarak araç kullanması nedeniyle %35 oranında müterafik kusuru indirimi yapılarak zararın ödeme ile karşılandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır.
Buna göre, zarar görenin zarar katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418)
Yukarıda da açıklamalar dikkate alındığından davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması zarar ile mağdurun eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Somut olay değerlendirildiğinde davacının maluliyetinin sağ el bileği karpal fraktür, sağ femur tip 2B açık kırığı, sağ ayak bileği 3C kırıklı çıkığı ve sağ ayak metalars kırığı dikkate alınarak; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre sağ uylukta oluşan 2 cm çevre farkı, miyozitis ossifikans, sağ ayak bileği plantar fleksiyonundaki kısıtlılık, metatarsların travmatik şekil bozukluğu , sağ bacak kısalığı (4 cm’den az) dikkate alınarak balthazard formülü uygulandığında yaşına göre %22 oranında maluliyetinin bulunduğu, belirlenen maluliyetinin davacının kask takmaması nedeniyle arttığı kabul edilemeyeceğinden davacının zararından kask takmaması nedeniyle %20 indirim yapılması doğru görülmemiştir. Ayrıca mahkemece davacının kaza sırasında alkollü olarak araç kullanması nedeniyle %35 oranında ek indirim yapılmış ise de Yargıtay uygulamalarına göre davacının alkollü olmasının maluliyetinin artmasına ne şekilde neden olduğu açıklanmadığı gibi birden fazla müterafik kusur bulunması halinde tazminattan bir defa indirim yapılabileceğinin kabul edilmiş olması ve sürücünün kendisinin alkollü olmasının müterafik kusur olarak değerlendirilemeyeceği gibi kusur oranlarının belirlenmesinde davacıya alkollü olarak araç kullanması nedeniyle de kusur verildiğinden aynı sebeple müterafik kusur indirimi yapılmış olması da doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulü ile istinaf dilekçesindeki talebine göre 1931 PMF yaşam tablosu esas alınarak progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplama yapılan bilirkişi raporuna göre ve davacının ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden davacının bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.353/1.b.2.maddesi gereğince davanın kabulü ile 18 ay iyileşme süresi için 9.888,08 TL geçici işgöremezlik, , %22 maluliyet oranına göre 68.884,32 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 6 ay bakıcı ihtiyacı için 3.943,88 TL bakıcı giderinin ve 156,00 TL tedavi giderinin %65 kusur oranına isabet eden 101,40 TL tedavi giderinin talep gibi ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davanın Kabulü ile; 9.888,08 TL geçici işgöremezlik, 68.884,32 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 3.943,88 TL bakıcı gideri, 101,40 TL tedavi gideri olmak üzere 82.817,68 TL tazminatın 30.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunun gereğince alınması gereken 5.657,28 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin ödenen 29,20 TL peşin harç ve 283,00 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 5.345,07 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Davacı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 13.250,83TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL peşin harç, 283,00 TL ıslah harcı olmak üzere 312.20 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 240,50 TL tebligat ve posta, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.040,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
II-İstinaf Başvurusu Nedeniyle Yapılan Harç Ve Masraflar Yönünden;
1-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 35,38 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 24.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.