Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/344 E. 2023/334 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/344 – 2023/334
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/344
KARAR NO : 2023/334

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2020
NUMARASI : 2016/629 Esas 2020/498 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ : 12/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 28.04.2016 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek aydınlatma direğine çarpması ile meydana gelen tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, ancak taleplerini karşılayacak cevap verilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00 TL sürekli iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL bakıcı gideri zararının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 11.542,46 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı Sigorta Şirketi vekili, davalının geçici iş göremezlik tazminat talebinden kaynaklanan sorumluluğunun bulunmadığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, olayın meydana gelmesinde hatır taşımasının ve müterafik kusurun olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 02.04.2018 tarihli raporunda davacı …’ın 28.04.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda yaralanması nedeniyle maluliyetinin bulunmadığı, 9 ay geçici iş göremezlik süresi tespit edildiği, aktüer bilirkişi raporunda davacının geçici işgöremezlikten kaynaklanan tazminat alacağının 11.542,46 TL, sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat alacağının olmadığı gerekçesi ile; davanın kısmen kabulüne, 11.542,46-TL geçici iş göremezlik tazminatının 29.09.2016 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiş, karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı… Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, Karayolları Trafik Kanunu ve konu poliçe Genel Şartları gereğince karayolunda meydana gelen zararların azami poliçe teminat limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, mahkemece hükmedilen geçici iş göremezlik taleplerinin 01.06.2015 tarihli Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın (A.5.b) bendinde sağlık giderleri teminatı kapsamında sayılmış olup 6111 sayılı torba yasa ile sağlık giderleri yönünden sigorta şirketlerinin poliçe kapsamında sorumluluklarının sona erdiğini, bu kalemlerin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tanzim edileceğini, davacıya Sosyal Güvenlik Kurumu veyahut başkaca bir kurumdan ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması ve ödeme yapıldıysa yapılan ödemelerin iddia olunan zarardan tenzili gerektiği halde mahkemece herhangi bir araştırma yapılmaksızın karar verildiğini, hatır taşımacılığı ve müterafik kusurun söz konusu olup olmadığı hususunda mahkemece herhangi bir araştırma yapılmaksızın hüküm verildiğini, sigortalı araç sürücüsü Barış Keçeci ve davacının arkadaş olduklarından bahisle, herhangi bir ücret alınmaksızın ve taşımanın herhangi bir ticari beklenti ile yapılmaksızın gerçekleştirilmesi sebebiyle yerleşik Yargıtay kararlarınca hesaplanan tazminat miktarından en az %20 oranında indirim uygulanması gerektiğini, kusur yönünden herhangi bir bilirkişi raporu dahi alınmadan sigortalı aracın tamamen kusurlu kabul edildiğini, kaza tek taraflı olarak gerçekleşmiş olsa da alanında uzman bir bilirkişiye tevdii edilerek ve keşif incelemesi yapılarak kazaya etken başkaca bir durumun olup olmadığı, üçüncü bir kişi ve/veya kurumun kusurunun bulunup bulunmadığı hususunun irdelenmediğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talep edilmiş, mahkemece Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan rapor ile davacının dava konusu kazada yaralanması nedeniyle maluliyetinin bulunmadığı, 9 ayda iyileşeceği belirlenmiş, aktüer bilirkişiden alınan raporda davacının araçta hatır için taşındığı kabul edilerek tazminattan %20 oranında indirim yapılarak belirlenen miktara göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı sigorta şirketi tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. Maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa mahkemesinin iptal kararı gereğince nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK.nın 98. Maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. Maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85. Maddesi ve 91. Maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. Maddesinde belirtilen SGKnın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı sigorta şirketinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dosyadaki bilgi ve belgelere, dava konusu kazanın tek taraflı kaza olması ve kusur oranının mahkemece takdir edilmesinde, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda davacının araçta hatır için taşındığı kabul edilerek tazminattan %20 indirim yapılarak hesaplama yapılmış olmasına, davacının zararın artmasına neden olacak müterafik kusuru bulunduğunun davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilmemiş olmasına, SGK tarafından davacıya dava konusu kaza sebebiyle ödeme yapılmadığının bildirilmesine göre mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı… Sigorta AŞ vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 788,46 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 198,00 TL’nin mahsubu ile kalan 590,46 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 12.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.