Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/326 E. 2023/305 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/326 – 2023/305
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/326
KARAR NO : 2023/305

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2020
NUMARASI : 2019/371 Esas 2020/644 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 12.02.2017 tarihinde davalılardan … Sigorta AŞ’ne zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçla kırmız ışıkta geçerek yeşil ışıkta geçen davacının yolcu olarak bulunduğu dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çaptığını, davacının yaralanmasına ve malul kalmasına neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere HMK’nun 107 maddesi gereğince 500,00-TL sürekli, 500,00-TL geçici iş görmezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen; 100.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 08.10.2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatını 2.106,09-TL’ye, sürekli iş göremezlik tazminatını 19.262,68-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili, dava dilekçesi içeriğinde 100,000,00-TL olarak talep edilen manevi tazminatın dilekçesinin sonuç kısmında 50.000,00-TL olarak belirtildiğini, daha sonra bunun 100.000,00-TL olarak açıklanmasına muvafakat etmediklerini, davacının içinde bulunduğu araçta hatır için taşındığını, kendisinin ve araç sürücüsü alkollü oluğunu, davacının hazırlık ifadesinde şikayetçi olmadığını belirtmesine rağmen üç yıl sonra eldeki davayı açmasının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, maluliyet ve kusur konusunda ATK ‘dan rapor alınmasını; aksi halde davalı ve davacının yolcu olduğu araç sürücüsünün %50’şer oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta AŞ vekili, dava öncesi eksik belge ile başvuru yapıldığından davanın usulden reddi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirkete 25.04.2016 – 25.04.2017 tarihleri arasında ZMMS poliçesiyle 330.000,00-TL limitle sigortalı olup, sorumluluklarının gerçek zarar, kusur ve limitle sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan, zarar yönünden aktüerden rapor alınarak davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın; meydana gelen trafik kazası nedeni ile davacının uğradığı cismani zarardan dolayı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporlarına göre; 12.02.2017 tarihinde davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, davalı …’ın idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması neticesinde meydana gelen kazada davacının yaralandığı, yaralanmadan dolayı 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, vücut genel çalışma gücünden %7 oranında kaybettiğinin Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edildiği, buna göre, 4.212,18-TL geçici iş göremezlik zararı, 38,535,35-TL kalıcı iş göremezlik zararı bulunduğunun aktüer raporu ile belirlendiği, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda bulunan … plakalı aracın sürücüsünün kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olduğu gözetildiğinde, davalı sigorta şirketinin oluşan zararının giderilmesinden sürücünün kusuru nispetinde sorumlu olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine (818 sayılı BK 44) göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği, dosya kapsamına göre; davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı … marka özel aracın dava dışı sürücüsü …’ın, maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda % 50 oranında kusurlu olduğu gibi 0,61 promil alkollü olduğu da anlaşılmış olduğundan davacının gerçekleşen somut olayda alkollü olduğu belirlenen sürücünün aracına binmekle müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilerek zarar bedelinden %50 kusur nispetinde indirim yapıldıktan sonra bakiye belirlenen bedel üzerinden yeniden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacı tarafından davalı sigorta şirketine yapılan müracaatın 20.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihe 8 iş günü ilave edilmesi neticesinde 02.04.2019 tarihi itibariyle davalının temerrüde düşmüş sayılacağı, bu tarih itibariyle hükmedilen tazminat tutarının yasal faizi (aracın hususi niteliği gözetilerek) ile davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği, müterafik kusur indirimi gözetilerek tazminat miktarından indirim yapılmış olması nedeni ile, indirime konu miktar yönünden davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmediği, davacının kaza sonrası duyduğu acı ve elemi kısmen de olsa gidermek amacıyla, davacının ve davalı …’in sosyal ve ekonomik durumu, kazanın gerçekleşme biçimi ve kusur oranları dikkate alınarak, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı için 10.000,00-TL manevi tazminatın, davalı sürücü ve araç işleteninden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerektiği kanısıyla davanın kısmen kabulüne, 17.095,03-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden 02.04.2019 tarihinden itibaren, davalı …’den ise kaza tarihi olan 12.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 10.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihi olan 12.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; KTK ‘nun 97. maddesi uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmemiş olduğundan davanın usulden reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu,
Poliçe tanzim tarihi itibariyle (25/04/2016) ve kaza tarihi itibariyle (12/02/2017) geçici iş göremezlik talepleri poliçe teminatı kapsamında olmayıp bu talepten SGK sorumlu olduğundan geçici işgöremezlik tazminatının reddi gerekirken kabulünün yasaya aykırı olduğunu, (emsal T.C. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi Dosya no: 2018/628 Karar no: 2018/695 ve T.C. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi Dosya No : 2018/4184 Karar No : 2019/1965 sayılı ilamları ),
Dosya kapsamında alınan kusur bilirkişi raporunun tazminat hesap raporuna esas alınmasının mümkün olmadığını, raporda açıkça görüleceği üzere kimin kırmızı ışıkta geçtiğine dair hiçbir inceleme yapılmadan her iki sürücünün de eşit kusurlu (%50’şer) olduğu kabul edilmiş ise de en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için dosyanın Karayolları Genel Müdürlüğü fEn Heyetine gönderilerek rapor alınması gerektiğini, dava konusu kazada sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusuru bulunmadığını, yetkili merci tarafından tayin edilmeyen hatalı kusur oranının kabulünün mümkün olmadığını, ışık ihlali yapan tarafın tespit edilemediği durumlarda Yargıtay kararları uyarınca bölgenin ışıksız olduğu ihtimaline göre değerlendirme yapıldığını, bu bağlamda değerlendirilme yapıldığında … plakalı araçın KTK’nın 57. maddesinin ihlal ederek işbu kazada asli kusurlu olduğunu, davalı şirketin; Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 maddesi ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. kişilere verdiği zararı, yine poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğu da göz önüne alındığında, mahkemece Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişi heyeti marifetiyle ifade tutanakları, ceza dosyası vb. belgeler üzerinde detaylı inceleme yapılarak kusur tespitinin yapılmasının hukuki bir zorunluluk olduğunun aşikar olduğunu, öte yandan kazanın meydana gelmesine etki edebilecek Karayolları Genel Müdürlüğü’nden kaynaklanan yol kusuru ve teknik arıza hususlarının da değerlendirilmediğini, kaldı ki bu hususun kusur durumunun afaki kalmasına neden olduğunu, dosya kapsamında alınan kusur raporlarında da açıkça görüleceği üzere kimin kırmızı ışık ihlali yaptığının belirlenemediğini, dava konusu kazanın hangi sebeple meydana geldiğinin her durumda araştırılması, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesine etki edecek trafik işaret ve lambalarından, yolun yapısından ve trafik güvenliğini tehlikeye atacak derecede görüşü engelleyecek bir hususun bulunup bulunmadığının ayrıca belirlenmesini, hükme esas raporda bu hususların belirtilmediğini, davalı şirket temürrete düşürülmediğinden faiz talebinin reddi gerektiğini, kabule göre de yasal faiz istenebileceğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde, mahkeme kararların tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını, gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir. (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 Esas – 2007/611 Karar, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda davacı tarafından miktarları belirtilerek ayrı ayrı sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatı istendiği halde mahkemece hüküm altına alınan tazminat miktarının ne kadarının geçici iş göremezlik ne kadarının sürekli iş göremezlik tazminatı olduğu belirtilmeden toplam 17.095,03-TL maddi tazminata karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Dava konusu 12.02.2017 tarihli kaza tespit tutanağından hangi sürücünün kırmızı ışıkta geçtiği belirlenemediğinden kusur tespiti yapılamadığı; hükme esas alınan 26.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda kazaya ilişkin görüntü kaydı bulunmaması, tarafsız tanık olmaması nedeniyle kimin kırmızı ışıkta geçtiği belirlenmediğinden her iki sürücünün de eşit kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de hükme esas bilirkişi raporunda kaza mahalline ilişkin sinyalizasyon bilgileri getirtilmeden, kaza tespit tutanağındaki çarpışma noktası irdelenmeden, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca davalı sürücü … hakkında açılmış ceza dosyası (Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sadece davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücü … hakkında uzlaşma nedeniyle takipsizlik kararı verilmiştir) bulunup bulunmadığı, ceza dosyası var ise getirtilip inceleme yapılmadan eksik inceleme ile rapor düzenlemiş olduğundan hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece öncelikle kaza mahalline ve kaza saatine ait sinyalizasyon bilgileri ilgili kurumdan istenerek, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/6064 sayılı hazırlık dosyası ile davalı … hakkında açılmış ceza dosyası var ise ceza dosyası da istenmek suretiyle kaza tespit tutanağı ve olay yeri krokisi, çarpışma noktaları, sinyalizasyon durumu, hazırlık ve ceza dosyasındaki ifade tutanakları da değerlendirilmek suretiyle İTÜ veya Karayolları Fen Heyeti gibi kurumlardan sürücülerin kusur oranları konusunda ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Yaralanmaya bağlı cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı istemlerinde; maddi tazminatın tespiti için maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece davacı tarafından davadan önce kendi başvurusu üzerine Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Tıp İşlemleri ABD’dan alınan 22.02.2019 raporda belirlenen %7 maluliyet oranı ve üç aylık iyileşme süresi kabul edilerek aktüer bilirkişiden bu oranlara göre rapor alınmış ve müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle aktüer bilirkişi raporu gereğince yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir. Dosya kapsamından SGK’nun 03.03.2020 tarihli cevabi yazısından davacıya dava konusu 12.02.2017 tarihli kaza nedeniyle geçici işgöremezlik tazminatı ödendiği, sürücü … kusurlu olduğu için ödemenin bu kişiye borç olarak kaydedildiği, davacıya gelir bağlanmadığı belirtilmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili tarafından davacının kendi başvurusu üzerine aldığı maluliyet raporu ve bu rapora göre düzenlenen aktüer raporuna itiraz edildiğinden ve aktüer raporunda davacıya SGK’ca yapılan geçici işgöremezlik ödemesi (sorularak) mahsup edilmediğinden aktüer bilirkişi raporun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Bu durumda, mahkemece davacının kaza sonrası gördüğü tedavilere ilişkin ilgili hastanelerden tedavi evrakları getirtilerek davacının kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığı, kaza ile maluliyeti arasındaki illiyet bağı, kazaya bağlı maluliyet oluşmuş ise oranı ve iyileşme sürelerinin kazanın vuku bulduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu ya da üniversite hastanelerinin adli tıp kürsülerine gönderilerek davacının maluliyet raporu alınması, SGK tarafından davacıya yapılan geçici işgöremezlik ödemesine ilişkin ödeme belgeleri getirtilerek gerektiğinde aktüer bilirkişiden davacının geçici ve sürekli göremezlik tazminatı yönünden davalı sigorta şirketi yönünden oluşan usulü kazanılmış haklarda gözetilerek ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığından, HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereği uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması kabul edilerek, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre davalı sigorta şirketi vekilinin sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 24.11.2020 tarih 2019/371 Esas – 2020/644 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre, davalı sigorta şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf eden davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
4-İstinaf eden davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının talep halinde kendisine iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.