Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/311 E. 2023/816 K. 03.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/311
KARAR NO : 2023/816

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2020
NUMARASI : 2015/7 Esas 2020/636 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 29.08.2014 tarihinde davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı, davalı …’ya ait ve davalı … idaresindeki … plakalı araç ile davacı yayalara çarpması sonucu davacıların yaralandıklarını, yaralanmalarının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğunu, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, davacıların kaza nedeniyle gördüğü tedavi ve bakım giderlerini, kaza nedeniyle uğradıkları kazanç kabı, geçici-sürekli iş göremezlik, çalışma gücünün azalmasından doğan efor kaybı ve ekonomik geleceklerinin sarsılmasından dolayı uğradıkları ekonomik zararlarının giderilmesi için fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davacılar için ayrı ayrı 5.000,00TL toplamda 10.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini (sigorta şirketi teminat limiti dahilinde) davacıların bedensel zararları nedeniyle duyduğu acı, ızdırap ve elemden dolayı ayrı ayrı 20.000,00TL toplamda 40.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan ve araç sahibi …’dan tahsilini talep etmiş, 28.10.2019 tarihli açıklama dilekçesi ile her bir davacı için talep ettiği 5.000,00TL maddi tazminatın, 500,00TL’sinin tedavi ve bakım gideri, 2.200,00TL’sinin geçici iş göremezlik tazminatı, 2.200,00TL’sinin sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00TL’sinin efor kaybı tazminatı olduğunu belirttiği, 28.07.2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı … için talebini 850,50TL tedavi ve bakım gideri, 2.200,00TL geçici iş göremezlik tazminatı, 28.051,19TL sürekli iş göremezlik tazminatı, olmak üzere toplam 31.201,69TL’ye, davacı … için talebini 1.701,01TL tedavi ve bakım gideri, 5.167,06TL geçici iş göremezlik tazminatı, 52.660,52TL sürekli iş göremezlik tazminatı, olmak üzere toplam 59.628,58TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … … Sigorta Şirketi vekili, celp edilmesi gereken delillerinin toplanmasını, davacının ibraz ettiği delillerin tebliğini, maluliyet durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasını, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, kusur yönünden bilirkişi raporunda sürücü …’ın, meydana gelen olayda %75 oranında, yayalar … ve …’nin olayda %25 oranında kusurlu olduklarını, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen raporlarda, …’nin %5.3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, 3 ay iyileşme süresi, 1 ay başkasının bakımına muhtaç olduğu, …’in %9 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, 12 ay iyileşme süresi, 2 ay başkasının bakımına muhtaç olduğunun belirlendiği, aktüer raporunda davacı … için 1.701,00TL tedavi gideri, 5.167,06TL geçici iş göremezlik, 52.660,52TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere 59.528,58 TL, … yönünden, 850,50TL tedavi gideri, 2.200,00TL geçici iş göremezlik, 28.051.19TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere 31.101,69TL tazminat hesaplandığı, olay tarihi, tarafların kusur durumu, davacıların maluliyet oranı, sürekli iş göremezlik oranı ve bakıma muhtaç oldukları süre, poliçe limitleri kapsamında kalması hususları ile gözetilerek, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluş şekli, kazanın meydana gelişinde davalının kusur oranları, davacıların bu kaza nedeniyle yaşadığı acı, elem ile hakkaniyet kuralları TMK’nın 24. ve TBK’nın 58. maddelerinde düzenlenen manevi tazminat hükümleri değerlendirilerek manevi tazminatın yasal şartları oluştuğu, bu durumun sebepsiz zenginleşme yaratmaması durumu da dikkate alınarak, maddi tazminatlar yönünden davanın kabulü ile davacı … yönünden, 850,50 TL tedavi gideri, 2.200,00TL geçici iş göremezlik, 28.051.19TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 31.101,69TL’nin, davacı … yönünden, 1.701,00 TL tedavi gideri, 5.167,06-TL geçici iş göremezlik, 52.660,52-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 59.528,58 TL tazminatın davalılardan … Sigorta AŞ yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 29.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine fazlaya dair istemin reddine, manevi tazminat yönünden davacı … için 5.000,00TL, davacı … için 5.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğranılan efor kaybı tazminat taleplerinin reddine karar verildiğini, karara bu yönden itiraz ettiklerini, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat tutarının düşük olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacılar vekilinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı, davalı …’ya ait ve davalı … idaresindeki aracın davacı yayalara çarpması sonucu yaralandıklarını belirterek davacılar için ayrı ayrı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ve efor tazminatı ile manevi tazminat talep etmiş, mahkemece maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekili hükmedilen manevi tazminat tutarının düşük olduğunu ileri sürmüş ise de; dava konusu 30.08.2014 tarihinde meydana gelen kazada davalı … idaresinde bulunan aracın davacı yayalara çarptığı, mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacı yayaların kavşak giriş ve çıkışından taşıt yolunun karşı tarafına geçerken yaklaşan araçların uzaklığını ve hızını dikkate almadığından %25 oranında, davalı sürücünün ise kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı ve kavşak çıkışını kullanarak geçen yayalara çarptığı olayda %75 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan raporda davacı …’nin sol ayak medial malleol kırığının olduğu, vida ile düzeltildiği, %5.3 oranında maluliyetinin bulunduğu, davacı …’in sol ve sağ tibiada parçalı kırık olduğu, vida ile sabitlendiği, kemik kaynaması olmadığından opere edildiği, %9 oranında maluliyetinin bulunduğu belirlenmiştir. Ceza mahkemesi dosyasında her ne kadar kusur durumuna ilişkin alınan raporda davalı sürücü tali kusurlu, davacıların asli kusurlu oldukları belirtilerek karar verilmiş olup mahkemece hükme esas alının kusur oranları ile farklı ise de, istinafa gelen davacılar lehine olmakla aleyhlerine değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların yaralanması sonucu duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; davacıların yaralanmasının şekli ve niteliği, maluliyet oranı, iyileşme süresi, gördüğü tedaviler, olayın meydana geliş şeklinin davacılar üzerindeki etkisi, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın tarihindeki (2014) paranın alım gücü, davacıların talepleri göz önünde bulundurulduğunda TBK.nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacılar için belirlenen manevi tazminatın uygun takdir edildiği görülmüştür.
Hükme esas aktüer bilirkişi raporunda davacı … için hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatı 1.814,27TL olup, mahkemece davacı … için 2.200,00TL geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş olması doğru değil ise de, istinafa gelenlerin sıfatına göre kaldırma sebebi yapılmamıştır.
Davacılar vekili mahkemece ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğranılan efor kaybı tazminatı taleplerinin reddine karar verildiğini, karara bu yönden itiraz ettiklerini ileri sürmüş ise de; Davalılar kazaya karışan aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup araç sürücünün kazanın meydana gelmesindeki kusur oranı ve davacıların yaralanması nedeniyle oluşan gerçek zarardan sorumludur.
6098 sayılı TBK’nın Zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50. maddesinde “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” düzenlemesi yapılmış, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK), “İspat Yükü” başlıklı 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesinde ise: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
Efor (güç) kaybı; beden gücü eksilen kişinin, kazançlarında bir azalma olmasa bile aynı işi yaparken, aynı işi yapanlara ve yaşıtlarına göre daha fazla ‘güç ve efor’ harcayacak olmasıyla ortaya çıkan bir kavramdır.Sürekli kısmi işgöremezlik, organ eksilmesi veya organ zayıflaması sonucu beden gücünün belli bir oranda azalması durumudur. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de, yaşıtlarına ve aynı işi yapanlara göre (sakatlığı oranında) daha fazla güç ve çaba harcayacağından, kazançlarında bir azalma olmasa bile (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunduğu kabul edilmekte; buna Yargıtay kararlarında “güç kaybı-efor kaybı” tazminatı denilmektedir. Uğranılan kaza nedeniyle günlük işlerini yapamayan veya yapmakta zorlanan kişilerin efor/güç kaybı tazminatı talep edebileceği, ancak TBK’nın 50. TMK m.6 ve HMK m.190 gereğince davacılar yönünden maluliyetleri oranında sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş olmakla sürekli iş göremezlik zararı dışında ayrıca efor kaybı zararının bulunduğu davacılar tarafından ispatlanamadığı, sürekli iş göremezlik, maluliyet ve efor kaybı kavramları aynı zarara ilişkin olduğundan davacıların bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dosyadaki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına nedeniyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacılardan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 215,45 harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 03/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.