Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/303 E. 2023/753 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/303 – 2023/753
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/303
KARAR NO : 2023/753

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2020
NUMARASI : 2016/745 Esas 2020/436 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 27/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı ……AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 05.10.2013 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacı idaresindeki araca çarptığını, kaza sonucu davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200,00TL tedavi gideri, 800,00TL sürekli iş göremezlik, 200,00TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 2000,00TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 60.000,00TL manevi tazminatın davalılar … ve ……AŞ’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … sigorta şirketi vekili, kusur ve maluliyet durumunun tespiti için ATK’dan tazminat hesabı için uzman aktüer bilirkişiden rapor alınmasını, tedavi giderlerinin teminat dışı olduğunu, bu kapsamda davanın SGK’ye ihbar edilmesini, davalı şirketin temerrüde düşmediğinden dava tarihinden yasal faize hükmedilmesini ve davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, davaya konu kazada, davacının ve davalının yaralandıklarını, ceza dosyasında davacının tali, davalının asli kusurlu bulunduğunu, davacının iddia ettiği yaralanmasına ilişkin rapor, belge sunmadığını, manevi tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını ve miktarın fahiş olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … AŞ vekili, husumet itirazında bulunduklarını, davaya konu kazada kusurlarının olmadığını, davacının kusurlu olduğunu, davacının iddia ettiği yaralanmasına ilişkin rapor, belge sunmadığını, manevi tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını ve miktarın fahiş olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, davanın trafik kazası nedeniyle yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, zararın 2918 Sayılı Yasanın 85, 90, 91, 98 maddeleri, Poliçe Genel Şartnamesi ve ekindeki düzenleme ve TBK hükümleri çerçevesinde davalı sigorta şirketinden ve haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler çerçevesinde davalı işleten ve sürücüden talep edebileceği, davacı vekilinin maddi tazminat talepleri yönünden davalı sigorta şirketine karşı açtığı davasından feragat ettiği, feragat beyanı davayı sona erdiren tek taraflı hukuki işlemlerden olduğundan, davalı sigorta şirketine yönelik açılan maddi tazminat davasının feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği, maddi tazminat talepleri karşılandığından bu yönden diğer davalılar yönünden de davanın konusuz kaldığını, bu davalılar bakımından da maddi tazminat talepleri yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, davanın konusuz kalması halinde yargılama giderinin davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre tayin edilmesi gerektiğini, davanın açıldığı tarih itibariyle dosya kapsamından davacı tarafın davayı açmakta dosya içerisindeki durumuna ilişkin bilirkişi raporuna göre 1.000,00TL geçici iş göremezlik tazminatı talebi yönünden haklı olduğu, daimi iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinden kaynaklı tazminat istemleri toplamı olan 1.000,00TL yönünden ise dosyadaki delil durumuna göre haksız olduğunun anlaşıldığı, davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken davacının bu yönde talebi olmadığından lehine vekalet ücretinin hükmedilmediği, davalılar yararına da dosyadaki haklılık durumuna göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davacının aynı zamanda manevi tazminat talep ettiği, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere kazanın meydan gelmesinde davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu, davacının ise %25 oranında kusurlu olduğunun sabit olduğu, adli tıp raporunda davacının vücut genel çalışma gücünden kaybının bulunmadığı ve 2 ay süre ile geçici iş göremez halde kaldığının tespit edildiği, yaralanmasının fiziki, sosyal ve duygusal kişilik değerleri bakımından manevi olarak zarara uğramasına sebep olduğunu, olayın özelliği ile duyulan veya duyulacak elem ve acıya karşılık olarak davalı gerçek kişiye düşen kusur durumu, davacının da kusurunun bulunması, tarafların sosyal ekonomik durumu, kaza tarihine göre paranın alım gücü değerlendirilerek davacı için 3.000,00TL manevi tazminatın 05.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … …. AŞ ve …’ndan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı … AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme tarafından verilen manevi tazminat miktarının az olduğunu, meydana gelen kaza sebebiyle davacının çapraz bağlarının koptuğunu, sol köprücük kemiğinin kırıldığını, davacının 10 gün hastanede yattığını, devamında bakıma muhtaç halde tedavisine evde devam edildiğini, kazada davacının kusuru olmamasına rağmen, kaza neticesinde işine devam edemeyerek mesleğini bırakmak zorunda kaldığını, itiraz ettikleri hususların incelemeye alınmadığını, davacının berber olduğunu, meydana gelen kaza sebebiyle işine devam edemeyerek dükkanını kapatmak zorunda kaldığını, dosya kapsamında meydana gelen kazada, normal şartlar altında iyileşme süreci ve etkilerinin incelendiğini, ancak davacının mesleği gereği sürekli ayakta ve kollarının mesleğini icra ederken ki pozisyonu gereği kaza sonrasında şifa bulmadığını, günde 3-4 kişiyi traş ederken önce bu sayının 1 kişiye düştüğünü, onu da dinlenerek yapmak zorunda kaldığını, bu hususa ilişkin itirazları hiç incelemeye alınmadan dosyanın tekemmül ettiğini, davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin haksız olduğunu, dava açıldıktan sonra davacının maddi zararının davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesi sebebiyle davalılar … ve … …. AŞ yönünden HMK md.331 gereği dava konusuz kaldığından vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken konusuz kalan dava yönünden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ileri sürmüştür.
Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde, trafik kazasının meydana geldiği alanın, trafik lambasının ve işaretlerinin bulunmadığı kontrolsüz bir kavşak olduğunu, bilirkişi kurulu tarafından, tarafların kusur oranları belirlenirken, kazanın meydana geldiği alanın sahip olduğu koşulların dikkate alınmadığını, bu hususa ilişkin yapılan itirazlara rağmen mahkemece itirazlarının görmezden gelinerek dosyadaki hukuka aykırı bilirkişi kurulu kök ve ek raporları doğrultusunda hukuka ve hakkaniyete aykırı hüküm kurulduğunu, davacının dikkatsiz, özensiz ve kusurlu davranışları dikkate alındığında, davacının kusur oranının %25’ten fazla olduğunu, kazayı önleme imkanına sahipken, kusurlu olarak önlemediğini, gerçeklere uygun bir kusur oranı dağılımı yapılmadığını, davacının uğradığı zararın, kendisinin ortak ve kişisel kusuru nedeniyle meydana geldiği hususunun göz ardı edildiğini, makul bir insanın aynı şartlar altında kendi menfaati gereği yapmaması gereken harekette bulunmasının, zarar görenin (ortak) kusurunu teşkil ettiğini, hiçbir maluliyetti ve zararı bulunmayan davacının, geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle acılar yaşadığını ve psikolojik bunalıma ve çöküntüye girdiğini ifade etmesinin haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, davacının manevi tazminat talep hakkının zamanaşımına uğramış olup; manevi tazminat talep etmesinin mümkün olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı ve davalı … AŞ vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı …’nun sürücüsü, davalı ……AŞ’nin işleteni, davalı … Sigorta AŞ’nin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın, davacının idaresindeki araca çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek 2.000,00TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 60.000,00TL manevi tazminatın davalılar … ve ……AŞ’den tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davalı … Sigorta AŞ yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalılar … ve ……AŞ’ye yönelik açılan maddi tazminat davası konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, davacının 2 ay süre ile geçici iş göremez halde kaldığı gerekçesi ile 3.000,00TL manevi tazminatın davalılar … ve ……AŞ’den tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz olduğunu, davalı vekili de davacının kusur oranının mahkemenin kabul ettiği orandan daha fazla olduğunu ileri sürmüş ise de; dava konusu kazadan sonra düzenlenen 05.10.2013 tarihli kaza tespit tutanağında, sürücü …’nun, geçiş önceliğini sağından gelen otomobile vermediğinden 1. derecede kusurlu, sürücü …’un kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından 2.derecede kusurluğu olduğu belirtilmiştir. Ankara 39. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/423 esas, 2015/137 karar sayılı dosyasında sanık … hakkında taksirle yaralama suçu nedeniyle yapılan yargılamada alınan 10.10.2014 tarihli kusur raporunda sanık …’nun geçiş önceliğini sağından gelen otomobile vermeyerek asli kusurlu, katılan …’un kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması nedeniyle tali kusurlu olduğu belirlenmiş, bu kusur oranına göre sanık …’nun cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, karar 20.03.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalı …’nun geçiş önceliğini sağından gelen otomobile vermeyerek ve hızını azaltmayarak %75 oranında, davacı …’un kontrolsüz kavşağa yaklaşırken hızını azaltmayarak %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş olup kaza tespit tutanağı ve ceza mahkemesi ile uyumlu olarak belirlenen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekili konusuz kalan dava yönünden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; HMK’nın 331. maddesine göre davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilir. Dosya kapsamına göre davacının 1.000,00TL geçici iş göremezlik tazminat talebi yönünden haklı olduğu, sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminat talepleri yönünden ise haksız olduğu görülmekle davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı vekili manevi tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş ise de; 2918 Sayılı KTK’nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Maddenin 2. fıkrasında “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir. Somut olayda, trafik kazası 05.10.2013 tarihinde gerçekleşmiş, kazada davacı yaralanmış, ceza davasında davalı …’nun davacıyı taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir. Davacı tarafından, kazada yaralanması nedeniyle oluşan zarar için açılan davada uygulanması gereken zamanaşımı süresi, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK’nın 89/4. ve 66/1-e maddelerine göre 8 yıl olduğundan, 05.10.2013 tarihinde gerçekleşen kaza nedeniyle 07.03.2016 tarihinde dava açılmış olması nedeniyle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması sonucu duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; 05.10.2013 tarihinde meydana gelen olayda davacının yaralanması, kusur oranları, davacının yaralanması nedeniyle maluliyetinin bulunmaması, iyileşme süresi, gördüğü tedaviler, olayın meydana geliş şeklinin davacı üzerindeki etkisi, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacı için belirlenen manevi tazminatın uygun takdir edildiği görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle dosyadaki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına nedeniyle davacı vekilinin ve davalı ……AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ve davalı ……AŞ vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 204,93TL istinaf karar ve ilam harcından peşin 54,40TL harcın mahsubu ile kalan 150,53TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 269,85TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile kalan 215,45TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
4- Başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 27.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.