Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/2636 E. 2022/982 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2018
NUMARASI ……..
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … ve davalılar …, …, …, …, … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 11/01/2016 günü mülkiyeti davalı …’e ait, …’nın sevk ve idaresindeki …plakalı araç ile mülkiyeti …’na ait, …’nun sevk ve idaresindeki… plakalı aracın çarpışmasıyla meydana gelen trafik kazası neticesinde … ve … ile …plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin murisi …’nin hayatını kaybettiğini, müvekkillerinin murisinin araçta yolcu olması hasebi ile kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, konu ile ilgili olarak Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/1378 soruşturma numarası ile soruşturma başlatıldığını ve kazaya karışanların vefat etmeleri nedeniyle dosya hakkında takipsizlik kararı verildiğini, müvekkillerinin murisinin kendi adına kayıtlı erkek kuaförü faaliyetinde bulunan bir işyerinin bulunduğunu ve aylık kazancının 3.000,00 – 5.000,00 TL civarında olduğunu, müvekkillerinin murisinin aile bağlarının çok kuvvetli olduğunu, onlardan hiçbir zaman ayrılmadığını ve vefat ettiği tarihe kadar ailesi ile beraber yaşadığını, ölümü ile birlikte müvekkillerinin onun desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla eşi … için 50.000,00TL maddi, 100.000,00TL manevi tazminatın, diğer müvekkilleri için ise ayrı ayrı 10.000,00’er TL maddi ve 50.000,00’şer TL manevi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; …. plakalı aracın ….. poliçe numarası ile müvekkili şirket tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında sigortalandığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla sadece maddi tazminat ile olduğunu, davacıların tüm davalıları müşterek ve müteselsil sorumlu göstererek manevi tazminat taleplerini … şirketine karşı da ileri sürmelerinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin manevi tazminatın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, olayda hatır taşımasının varlığının söz konusu olduğunu, Yargıtay yerleşik içtihatları gereğince indirim sebebi olduğunu, bu nedenle hesaplanacak tazminattan gerekli indirimin yapılmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin ancak dava dilekçesinin tebliğinden itibaren yasal faizden sorumlu tutulabileceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar …, …, …, …, … vekili ile dosyaya ayrı ayrı cevap dilekçesi sunan davalılar … ve….. cevap dilekçelerinde; müvekkillerinin murisi …’nun işbu dava konusu kazadaki iddia ettiği hususların tamamen gerçek dışı olduğunu, … yönetimindeki… plakalı aracın sol şeritten ilerleyen … yönetimindeki …aracın aniden sağındaki şeride geçerken orta şeritte ilerleyen … yönetimindeki aracın önüne geçerek çarpıştıklarını, kazanın oluşumunda …’nun kesinlikle kusurunun bulunmadığını, kazayla ilgili olarak Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/1378 soruşturma numarası ile yaptığı soruşturmada şüphelilerin ölmüş olması nedeniyle TCK 64. maddesi gereğince kovuşturma olanağı bulunmadığından müsnet suçtan şüpheliler hakkında kamu adına ayrı ayrı kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, Olay Yeri İnceleme Tutanağı, Kaza Tutanağı, Otopsi tutanakları ve diğer tüm evraklar incelendiğinde kazada kusurlu olan tarafın ortaya çıkacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, ön inceleme duruşmasında; davayı kabul etmediklerini, istenen tazminat miktarının yüksek olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı… … A.Ş. … Müdürlüğünün; cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece, araç şoförleri …’nın %75 kusurlu, …’nun %25 kusurlu eylemleri sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacılar …, …, …, … ve …’nin maddi tazminat istemlerinin KABULÜNE, buna göre; … için 178.082,99TL, … için 11.828,11TL, … için 32.355,54TL, … için 29.403,32TL, … için 44.392,21TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, hüküm altına alınan miktarlara davalılardan …, …, …, …, … ve … yönünden olay tarihi olan 11/01/2016 tarihinden itibaren; diğer davalılar … ……. yönünden de dava tarihi olan 09/06/2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacılar … ve …’nin maddi tazminat istemlerinin reddine, davalı … şirketlerinin sorumluluklarının kazaya karışan araçlara ilişkin olarak düzenledikleri ZMSS poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına, davalı … şirketleri aleyhine açılan manevi tazminat istemli davaların reddine, davacılar tarafından, davalılar …, …, …, …, … ve … aleyhine açılan manevi tazminat isteminin davaların kısmen kabulüne, buna göre; … için 30.000TL, … için 20.000TL, … için 20.000TL, … için 20.000TL, … için 15.000TL, … için 15.000TL ve … için 10.000TL manevi tazminatın bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, hüküm altına alınan miktarlara olay tarihi olan 11/01/2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı … istinaf dilekçesinde; kendisine ait …plakalı aracın … sevk ve idaresinde kazaya karıştığını, …’nın bu kazadan dolayı hayatını kaybettiğini, … ile davacıların murisi arasında aynı araç içerisinde bulunma durumunun hasıl olduğunu ve davacı muris ile … arasında Hatır Taşımacılığının varlığının sözkonusu olduğunun belirtildiğini, araç üzerindeki fiili hakimiyeti bulunmadığını, kendisine yönelik davanın husumetten reddedilmesi gerektiğini, fiili hakimiyetin …’da olduğunu, kusursuz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar …….istinaf dilekçesinde; yolcu olarak bulunan …’nin mirasçılarının maddi ve manevi tazminat davasını kazaya karışan iki araçtan herhangi birinin … şirketine yönlendirmesi gerekir iken davacıların işbu davayı hem …’e ait aracın … şirketi olan… … A.Ş.’ne hem de müvekkil …’na ait aracın … şirketi olan … … A.Ş.’ne yönlendirdiklerini, davacı tarafın … şirketlerden birine karşı iş bu davanın yönlendirilmesi gereğini göz ardı ederek her iki aracın da … şirketlerini sorumlu tutmasının sonucu olarak usul yönünden de hatalı bir karar verildiğini, kararın gerekçeli olmadığını, teselsüle dayalı sorumlu tutulamayacaklarını ayrıca müvekkiller …, … ve …’nun mirası reddettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı ve İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Bir kısım davalıların mirası reddettiği anlaşılmaktadır.
TMK’nın 611. maddesinde belirtildiği üzere, mirasın mirasçılardan biri tarafından reddi halinde, mirası reddeden mirasçının payı, miras bırakanın ölümünde hayatta değilmiş gibi hak sahiplerine geçer.
Bu halde, yasal mirasçılardan biri mirası reddederse, onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi varsa altsoyuna, yoksa diğer mirasçılara geçer. Mirasın açılması mirasbırakanın ölüm tarihidir. Murisin mirasçıları olan bir kısım davalılar mirası reddetmekle, mirasın açıldığı andan geçerli olacak şekilde mirasçılık sıfatını kaybetmiş, onun payı mirasbırakanın vefatında kendileri hayatta değilmiş gibi, mirasın açıldığı andan geçerli olacak şekilde (varsa) kendi mirasçılarına (alt soyuna), yoksa diğer mirasçılarına geçer.
Diğer taraftan, davalılardan …’in araç maliki olarak işleten sıfatı ile sorumluluğu bulunduğu, sürücünün mirasını reddetmesi halinde kendisinin işleten sıfatıyla sorumluluğunun devam ettiği gözetilmeli, sorumluluğu bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Davada sıfat, tarafın dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında “hak ilişkisine dayalı bağ”dır.
Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde sıfat dava konusu hakka ilişkindir.
Mahkeme önünde, maddi hukuka dayalı hakkına dair uyuşmazlığın çözümünü ve himayesini isteyen kişi davacı, kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişi de davalıdır. Davacı, dava konusu hakkın sahibi, davalı ise hakka uymakla yükümlü olan ve bu hakkı ihlal ettiği düşüncesi ile kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişidir. Bir davada, davacı ve davalı sıfatının kime ait olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen taraf ise de hakkın sahibi veya kendisine karşı hakkın himayesi istenmesi gereken kişiler olmadıkları belirlenir ise davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddi gerekir. Husumetten red kararı usule ilişkin bir karar olmayıp; davada taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını belirleyen esasa ilişkin bir karardır. Husumetten red kararı, davada taraf olarak gösterilenler arasında kesin hüküm teşkil eder.
Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.
Somut olayda, mahkemece, mirası reddeden davalıların mirasçıları tespit edilip, bu kişiler davaya dahil edilerek (davalılardan …’in araç işleteni sıfatıyla sorumluluğunun devam ettiği de gözetilerek); taraf teşkili sağlandıktan sonra, davanın esası incelenerek varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme sonucu taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davalılar …, …, …, … ve … vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre istinaf eden davalı …’in tüm, davalılar …, …, …, … ve … vekillerinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar …, …, …, … ve … vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre istinaf eden davalı …’in tüm, davalılar …, …, …, … ve … vekillerinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup ve iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.