Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/2634 E. 2021/2567 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 25/10/2021
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 24/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
DAVACININ İDDİASI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.10.2018 günü davalı … A.Ş’nin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı olduğu, ….’ye ait….. plaka sayılı aracın sürücüsü davalı …’ın alkollü bir şekilde kullanımında iken, davacının kullandığı….. Plaka Sayılı motosiklet ile çarpıştığını, davacının ağır yaralandığını ve %50 seviyesinde engelli hale geldiğini belirterek, öncelikle …’nin başta….. plaka sayılı aracı olmak üzere tüm araç ve gayrimenkullerinin devir ve temlikinin önlemek için haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile vücut fonksiyon kaybı nedeniyle 50.000,00-TL maddi tazminatın, 1.000,00-TL tedavi ve ulaşım giderlerinin, 1.000,00-TL 6 ay çalışamaması nedeniyle gelir kaybının, 120.000,00 TL Manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.10.2018 gününden itibaren ticari avans faizi ile birlikte; davalılardan müşterek ve müteselsil olarak, … A.Ş poliçe kapsam ve limitleri kapsamında, kaza tarihinden itibaren, aracın ticari olmasa nedeniyle; ticari avans faizi ile birlikte olmak üzere davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, haksız fiil sonucu oluştuğu öne sürülen maddi ve manevi zararın giderimi talep edildiğinden dava konusu olmayan araç hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden ve alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde, ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talep etiklerini, taleplerinin reddinin yasa ve usul ile yargı kararlarına aykırı olduğunu,
Yargılama süreç ve aşamalarının uzun sürüdüğü de dikkate alındığında, ihtiyati haciz mahiyetli bir tedbirin olmaması durumunda, dava müvekkil lehine sonuçlansa bile tazminatın tahsilinin imkansız hale gelebileceğini,
Alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesinin gerekmediğini, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesinin yeterli olacağını,
Dosyada mevcut kaza tespit tutanağı ve davacının yaralanmasına ilişkin belgeler, Ankara 12.Asliye Ceza Mahkemesi 2021/535 E., – 2021/694 K., sayılı sanığın mahkumiyet kararı dikkate alındığında, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için gerekli yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğini belirterek, yerel mahkeme ara kararının kaldırılarak; öncelikle …’nin başta …… plaka sayılı aracı olmak üzere tüm araç ve gayrimenkullerinin devir ve temlikini önlemek için haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davacı vekilinin maddi ve manevi tazminat isteğiyle açılan dava nedeniyle davalı işleten ve sürücünün taşınır, taşınmaz malları üzerine ve de …… plaka sayılı araç üzerine ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi talep edildiği halde mahkemece bu talebin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
Davacının isteği, ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz talebidir. Ancak bu iki hukuki koruma kurumu konuları, amaçları, kapsamı bakımından farklıdır.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK’da 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 389.maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbir açıklanmıştır.
Bir başka geçici hukuki koruma kurumu olan ihtiyati haciz ise İİK’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
İİK’nun 257.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir.
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında maucceliyet kesbeder.
Gemi alacaklıları, donatanın yalnız mahdut aynı surette mesul olduğu hallerde, ancak mesuliyete mevzu teşkil eden mal ve haklara ihtiyati haciz koydurabilirler. Donatanın aynı zamanda şahsen mesul olduğu haller bundan müstesnadır. Şu kadar ki, donatanın şahsi mesuliyeti bir miktar ile mahdut ise gemi alacaklıları ancak bu miktar için donatanın diğer mallarını haczettirebilirler.
Yük alacaklıları hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü kıyas yoluyla tatbik olunur” hükmü düzenlenmiştir.
İİK’nun 258.maddesinde ise, ihtiyati hacizde yetki ve kanun yolu düzenlemiştir. Anılan maddeye göre, “ihtiyati hacze 50.maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir.
İhtiyati haciz talebin reddi halinde alacaklı kanun yoluna başvurabilir” (ek: 4949 S.K.M.60)
İİK’nun 259.maddesinde de teminat hususu düzenlenmiştir. Madde de “İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 87. maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur.
Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz.
Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder.
Tazminat davası ihtiyati haczi koyan mahkemede dahi görülür.” hükmü yer almaktadır.
İhtiyati haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır.
İhtiyati haciz ile ihtiyati tedbir arasında ki farklara bakıldığın da;
Amaç bakımından; ihtiyati tedbir, aynı uyuşmazlık konusu olan taşınır veya taşınmaz malların devrinin önlenmesi, dava sonuna kadar aynen muhafaza edilmesi veya bir tehlike yahut zararın önlenmesi amacıyla 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde öngörülen durumlarda başvurulan bir yol olduğu halde, ihtiyati haciz, bir alacağın tahsilini teminini sağlayan bir vasıtadır. İhtiyati hacizde, ihtiyaten haczedilen mal ve haklar, alacaklının açtığı veya yaptığı veya açmayı yahut yapmayı düşündüğü dava veya icra takibinin konusu değildir. Halbuki ihtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur.
Konuları bakımından; ihtiyati haciz sadece taşınır ve taşınmaz mallarla alacak ve haklara ilişkin olabildiği halde, ihtiyati tedbirin konusu daha geniştir.
İhtiyati hacze konu teşkil eden şeyler dışında bir şeyin yapılması veya yapılmamasına dair fiil ve hareketler ile bir şeyin teslimi veya bir paranın ödenmesi veya ödenmemesi gibi yükümlülükler de ihtiyati tedbirin konusu teşkil ederler.
Sonuçları bakımından; ihtiyati haciz kararından sonra alacaklı borçlu hakkında mutlaka dava açmaya mecbur olmayıp icra takibinde de bulunabildiği halde (İİK mad. 264) ihtiyati tedbir kararı alan kimse mutlaka süresi içinde dava açmak zorundadır.
İhtiyati hacizde alacaklı borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulduğundan ihtiyati haciz kesin (icra-i) hacze çevrilip, takip kesinleşmeden, alacaklı ihtiyaten haczedilen malların satılmasını ve bedelinin kendisine ödenmesini isteyemez.
Alacaklının ihtiyati haciz koydurduğu mallar üzerinde bir öncelik (rüçhan) hakkı yoktur. Bu mallar, kendisinden sonra başka alacaklılar tarafından haciz ettirilebilir ve borçlu iflas ederse iflas masasına girer. (Talih Uyar İcra Hukunda Haciz)
Yukarıda açıklandığı üzere ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz birbirine yakın olmakla birlikte, amaç, sonuç, konu ve koruduğu hukuki yarar bakımından birbirinden tamamen farklıdır.
HMK.’nın 24. maddesi, “Hakim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz.” hükmünü içermekte,
Aynı kanunun 25. maddesinde; “1-Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hakim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.
2-Kanunla belirtilen durumlar dışında, hakim, kendiliğinden delil toplayamaz.” hükmünü içermekte,
HMK.’nın 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü içermektedir.
HMK’nın 24, 25 ve 26. maddelerinde düzenlenen tasarruf, taraflarca getirilme ve taleple bağlılık ilkelerinin uygulanması gerekmekte, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde, açıkça ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz talep etmiştir.
İhtiyati haciz ancak para alacakları için ve uyuşmazlık konusu olmayan borçlu/davalıya ait mal, hak ve alacaklar hakkında uygulanabilecekken, ihtiyati tedbir konusu para olsun olmasın çekişmeli bulunan uyuşmazlık konusu her şey hakkında uygulanabilir.
Bu durumda davacı tarafın talebi açıkça, ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz olup, hukukumuzda ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz düzenlenmediğinden HMK. 24, 25 ve 26. maddeleri hükmü uyarınca taraflarca getirilme ve taleple bağlılık ilkeleri uyarınca talebin reddine karar verilmesi gerekirken farklı gerekçe ile talebin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığından ve sonuç itibariyle talebin reddine karar verilmesi yerinde olmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf başvuru giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği ile harç mahsup işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK.nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.