Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/239 E. 2023/256 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/239 – 2023/256
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/239
KARAR NO : 2023/256

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2020
NUMARASI : 2019/596 Esas 2020/928 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 07/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili; 09.08.2019 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını ve malul kaldığını ,davalıya 23.09.2019 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek HMK’nun 107/1.maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 4.500,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 23.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 28.09.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatını 73.320,18-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın usulüne uygun başvuru bulunmaması nedeniyle usulden reddini; kazaya karışan … plakalı aracın 29.05.2019 – 29.05.2020 tarihleri arasında davalı şirkete 360.000,00-TL limitle ZMMS poliçesi le sigortalı olup sorumluluklarının gerçek zarar, sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunu, kusur oranları ve davacının maluliyeti yönünden Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, davacının kaza sırasında kaskı ve koruyucu kıyafeti bulunmadığından müterafik kusuru nedeniyle belirlenecek tazminattan indirim yapılmasını, dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davacı tarafça 09.08.2019 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle, daimi iş gücü kaybı tazminatının talep edildiği, davalıya ZMMS sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’in olay yeri kavşağa gelip sola dönüş yapmak istediğinde; dikkatli olması, kavşağı etkin bir şekilde kontrol etmesi ve kural gereği, bölünmüş yolda düz seyretmek isteyen davacı idaresindeki motosiklete ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken, bu kurala riayet etmeyip, dikkatsizce sola dönüş yapmak üzere kavşağa giriş yapması sonucu aracının sağ ön kısımları ile, söz konusu motosikletin sol yan kısımlarına çarpması neticesi meydana gelen kazada %100 kusurlu bulunduğu, davacı sürücü …’nin kazada kusurunun bulunmadığı, Balıkesir Ün. Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının 12.03.2020 tarihli raporunda “davacının bedensel özür oranının %7,8 olduğunun” bildirildiği, aktüerya bilirkişisi tarafından ibraz edilen 24.08.2020 tarihli raporda davacı … lehine 73.320,18-TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, davacının motosikleti kasksız ve güvenlik tedbiri almadan kullanması nedeniyle oluşan sonucun ağırlaşmasına etkisi nedeniyle %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, bu halde davacının 58.656,14-TL daimi iş gücü kaybı tazminatına hak kazandığı, bilirkişi raporu, maluliyet raporu ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulüne 58.656,14-TL’sini temerrüt tarihi olan 05.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı ve davalı sigorta şirketi vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağında ve dosyadaki diğer evraklarda davacının kask takıp takmadığı belirlenebilir olmamasına rağmen müterafık kusur indirimi uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı vekilinin kusur ve aktüer raporuna ilişkin 10.08.2020 tarihli itirazlarının mahkemenin 23.09.2020 tarihli celsesinde reddedildiğini ancak gerekçeli kararda mahkemece “davacının motosikleti kasksız ve güvenlik tedbiri almadan kullanması nedeniyle oluşan sonucun ağırlaşmasına etkisi nedeniyle %20 müterafık kusur indirimi yapılması gerektiği…” ifadesiyle 24.08.2020 tarihli aktüerya bilirkişi raporu neticesinde sunmuş olduğu 26.09.2020 tarihli talep artırım dilekçesi doğrultusunda dava değerini artırmış olduğu 73.320,18-TL’yi kabul etmeyerek kısmen kabul ile 58.656,14-TL üzerinden hüküm kurulduğunu, HMK 31. maddede belirtilen hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü uyarınca “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir.”, hakimin davacının kask takıp takmadığına dair bir araştırma ve değerlendirme yapması gerekirken, hiçbir şekilde bu yönde bir tespit yapılmamış olmasına rağmen tazminat miktarında müterafik kusur indirimine gidilmesinin yasaya aykırı olduğunu, kusura ilişkin raporda davacının kask takıp takmadığı belirlenememiş olduğu saptanmış olmasına rağmen davalı yanın 30.09.2020 tarihli itirazında “davacı kask, koruyucu kıyafet vb. güvenlik önlemlerini almaksızın yolculuk yapmakla müterafik kusurlu duruma gelir” şeklinde itirazı üzerine bu itirazı hiçbir şekilde somutlaştırılmadan alelede bir beyan olarak kalmasına rağmen indirim yapıldığını, davacının uzun süredir motosiklet sürücüsü olup kask vb. koruyucu tertibat kullanma konusuna son derece ehemmiyet gösterdiğini, kazanın gerçekleştiği anda da davacının üzerinde kask ve diğer tertibatların bulunduğunu, eğer kask takılı olmamış olsaydı, bu derece şiddetli bir kaza sonucunda davacının baş bölgesinden ciddi anlamda hasar alması gerektiğini, ancak dosyada mübrez adli tıp kurumu raporunda da görüleceği üzere, davacının ayak başparmağında kas güçsüzlüğü ve yüzünde skar meydana geldiğini, davacının maluliyet bölgeleri incelendiğinde, kask takması sebebiyle büyük yaralanmalardan kurtulduğunun görüleceğini, (emsal nitelikli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 09/10/2019 tarihli 2016/16975 Esas, 2019/9179 Karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 23/01/2019 tarihli 2018/6441 Esas, 2019/573 Karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 02.06.2020 tarihli 2019/290 Esas, 2020/3034 Karar sayılı kararı) davacının tazminat alacağına uygulanan %20 müterafik kusur indiriminin hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirterek istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının müterafik kusur yönünden kaldırılmasına ,davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, eksik belgelerle başvuru yapılması üzerine 24.09.2019 tarihli cevabi yazısı ile Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu, mağdura ait son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesi ve SGK hizmet dökümü, hak sahibine ait nüfus cüzdanı fotokopisi istenmesine rağmen sunulmadığını bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken kısmen kabulünün yasaya aykırı olduğunu, davacının maluliyet oranının hatalı hesaplandığını,ilk derece mahkemesi tarafından dosyaya kazandırılan Balıkesir Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 12.03.2020 tarihli maluliyet raporunda “Davacı …’nin Özürlülük Ölçütü yönetmeliğine göre %7,8 oranında sürekli sakat olduğu” belirtilmiş ise de davacının iyileşme süresi gözetilmeksizin rapor tanzim edilmiş olup bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, bu oranın gerçeği yansıtmayıp oldukça fahiş olduğunu, ilgili raporda davacının muayene tarihi itibari ile iyileşme süresinin dolmadığını, bu hali ile raporun davacının iyileşme süresi beklenmeksizin tanzim edilmiş olması maluliyet oranının hatalı tespit edilmesine sebebiyet vermiş olup ilgili raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, davacıya ait tedavi evrakları dosyaya kazandırılmamış olup delil niteliğindeki evrakların incelenmesinin mümkün olmadığını, davacının maluliyetine ilişkin raporda Balıkesir Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 28.01.2020 tarihli ortopedi ve travmatoloji polikliniğinde yapılan muayenesinde sol ayak eklem hareket açıklıklarının normal olduğu, hastaya çekilen EMG sonucunda sol alt ekstremite motor ve duyu iletimleri normal olduğu, sol alt esktremitede peroneal nöroopatiye işaret eden elektrofizyolojik bulgu olmadığı kayıtlı olmakla birlikte, hastanın anamnezinde belirttiği subjektif yakınmalarına ve kaza ile nedenselliği bulunmayan skar dokusu sekeline yönelik maluliyet oranı belirlendiğini, davacının maluliyetine ilişkin bağımsız medikal firma tarafından düzenlenen raporun dilekçe ekinde sunulduğunu, daha önce mahkemeye sundukları uzman görüşü ile dosyada çelişkili iki farklı rapor bulunduğunu, yerel mahkemece çelişkinin giderilmesi gerekir iken hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, (emsal T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2016/13765 K. 2017/6682 T. 12.6.2017 kararı), davacının maluliyet oranına tesiri bulunan skar dokusu sekelinin kaza ile illiyet bağı bulunmadığını, bilindiği üzere vücut yüzey alanının %1’ini geçmeyen skar dokuları ilgili yönetmelikte fonksiyon kaybına yol açmadığını, ayrıca yüz bölgesindeki skar dokusu sekeli ile ilgili alınan 28.01.2020 tarihli anamnezine göre de kaza ile nedensellik bağı bulunmadığının tespit edildiğini, buna göre bir zarardan söz edilebilmesi için zarar ile haksız fiil arasında illiyet bağı bulunması gerektiğini, hal böyle iken kaza ile illiyetsiz yaralanmalar bakımından davalı şirketin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, davacının maluliyet oranına tesiri bulunan sol ayak bilek eklem açıklığının tüm evraklarda normal olduğu tespit edildiğinden maluliyetinin oluşmadığını, Balıkesir Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 28.01.2020 tarihli ortopedi ve travmatoloji polikliniğinde yapılan muayenesinde sol ayak eklem hareket açıklıklarının normal olduğu, hastaya çekilen EMG sonucunda sol alt ekstremite motor ve duyu iletimleri normal olduğu, sol alt esktremitede peroneal nöroopatiye işaret eden elektrofizyolojik bulgu olmadığı kayıtlı olduğundan buna göre davacının sürekli bir sakatlığının bulunmadığının sabit olduğunu ,yerel mahkemece davacının maluliyet raporuna karşı tüm beyan ve itirazlarının göz ardı edilerek yeniden rapor alınmadan karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davacının kazanın meydana gelişinde kusurunun olmadığına ilişkin alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, 09.08.2019 tarihinde meydana gelen kaza sonrasında tanzim edilen kaza tespit tutanağında davacı motosiklet sürücüsü …’nin 2918 sayılı KTK’nun 52.maddesini ihlal ettiği ve kavşaklara yaklaşırken aracının hızını azaltmamış olması nedeni ile kusurlu olduğu belirtilmiş olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından alınan 02.07.2020 tarihli kusur raporunda ise davacı sürücünün kazanın meydana gelişinde kusurunun olmadığı tespit edilmiş olup ilgili raporun külliyen hatalı değerlendirme ürünü olup kaza tespit tutanağı ile çeliştiğini, bu halde yerel mahkemece çelişki giderici nitelikte rapor alınmaksızın hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı ve davalı vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
1-Dava konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağında 09.08.2019 günü saat 17:45 sıralarında … Sigorta AŞ’ne ZMMS poliçesi ile sigortalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile Atatürk Caddesini takiben şehir merkezi istikametine seyir halinde iken olay mahalli kavşağa gelip, sola manevra ile … sokak istikametine dönüş yapmak üzere kavşağa giriş yaptığı esnada aracının sağ ön kısımları ile; karşı istikametten Atatürk Caddesi üzerinden … istikametine düz seyreden ve olay mahalli kavşağa gelip trafik nedeniyle duruşa geçerek, akabinde tekrar hareketlenen, …’ın yolcu olarak bulunduğu, davacı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin sol yan kısımlarına çarpması neticesi meydana gelen trafik kazasında davacı …’in kavşaklara yaklaşırken aracının hızını azaltmamış olması nedeni ile 2918 sayılı KTK’nun 52. maddesi gereğince tali kusurlu; … Sigorta AŞ’ne ZMMS poliçesi ile sigortalı araç sürücüsü …’in kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığı için 2918 sayılı KTK’nun 57/1-a maddesi gereğince asli kusurlu olduğu belirlenmiş olmasına rağmen hükme esas 02.07.2020 tarihli ATK raporunda kaza tespit tutanağında olay mahallinde yolun; 7 m genişliğinde, iki şeritli, bölünmüş yol, kavşak, düz, eğimsiz, zeminin asfalt, yol yüzeyinin kuru, havanın açık, görüşün açık, kaza yerindeki azami hız limitinin 50 km/s, vaktin gündüz, mahallin meskun olduğu, dur levhasının kaza noktasına uzaklığının 12 metre olduğu, motosiklet sürücüsü davacı sürücü … ve yolcu …’ın kask durumlarının tespit edilemediği, tüm dosya kapsamı iddianame, kaza tespit tutanağı, kaza yeri krokisi, dava dilekçesi, tüm beyanlar incelendiğinde, araçların darbeyi aldığı kısımlar, araçların son konumları, dikkate alındığında sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile olay yeri kavşağa gelip sola dönüş yapmak istediğinde; dikkatli olması, kavşağı etkin bir şekilde kontrol etmesi ve kural gereği, bölünmüş yolda düz seyretmek isteyen sürücünün idaresindeki motosiklete ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken, bu kurala riayet etmeyip, dikkatsizce sola dönüş yapmak üzere kavşağa giriş yapması sonucu aracının sağ ön kısımları ile, söz konusu motosikletin sol yan kısımlarına çarpması neticesi meydana gelen olayda asli ve %100 kusurlu olduğu; davacı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile seyri sırasında olay mahalli kavşağa gelip, trafik nedeniyle duruşa geçerek, akabinde tekrar hareketlenip kavşağa giriş yaptığı esnada karşı istikametten sola dönüşe geçen otomobilin kendi aracına çarpmasıyla meydana gelen olayda atfı kabil kusuru bulunmadığı belirlenmiş olup mahkemece raporlar arası çelişki giderilmeden davalı sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Mahkemece davalının itirazları da değerlendirilmek suretiyle kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından İTÜ öğretim görevlilerden veya KGM Fen heyetinden oluşan bilirkişi heyetinden çelişkiyi giderici rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalının itirazları değerlendirilmeden ve ATK raporunun neden kabul edildiği de açıklanmadan hüküm kurulması doğru görülmediğinden davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf sebebinin kabulü gerekmiştir.
2-Davacının maluliyetine ilişkin Balıkesir Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesince düzenlenen 12.03.2020 tarihli raporda; “Balıkesir Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 28.01.2020 tarihli Ortopedi ve Travmatoloji Polikliniğinde yapılan muayenesinde; Ağustos 2019’da motor kazası sonrası sol ayak bileğinde yaralanması olduğu belirten hastanın, fizik muayenede sol ayak bileği anteriorda 8 cm skar dokusu olduğu, ayak dorsalinda duyu kaybı tarifleyen hastanın çekilen EMG sonucunda; sol peronealis kommunis, posterior tibial, superfisyal peroneal ve sural sinir motor ve duyu iletimlerinin normal olduğu, sol alt ekstremitede peroneal nörapatiye işaret eden elektrofizyolojik bulgu bulunmadığı, yapılan muayenelerde ve tıbbi belgelerin tetkiklerinde elde edilen bulgulara göre 20.02.2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’e ekli cetveller kullanılarak … doğumlu …’nin arızaları değerlendirildiğinde; (Ayak başparmağı kas güçsüzlüğü) Kas-iskelet sistemi: Tablo 3.7- Alt ekstremite kas kuvvetinde kayba bağlı özürlülük yüzdeleri, Ayak Başparmağı, Fleksiyon, Derece 4 için tüm vücut engellilik oranı %3( yüzde üç) olduğu, (Skar dokusu) deri, hipertrofik skar ve keloid, hafif (vücut yüzeyinin %1-9’unu kaplayan), kişinin kaza sonrası yüzünde meydana gelen skar dokuları için tüm vücut engellilik oranının%5 olduğu ,birden fazla arıza (%3 ve %5) için Balthazard formülü uygulandığında tüm vücut engellilik oranının %7,8 olduğu sonuç olarak … doğumlu …’nin 09.08.2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle meydana gelen arızalarının; belirtilen tarihte geçirmiş olduğu trafik kazası ile aralarında illiyet bağı bulunduğu, şahısta tüm vücutta engellilik ölçütüne göre oluşturduğu sürekli işgöremezlik engellilik oranının %7,8 olduğu belirtilmiş olup anılan rapor gereğince 24.08.2020 tarihli aktüer bilirkişi raporunda davacının TRH 2010 Yaşam tablosuna göre vergilendirilmiş geliri üzerinden yapılan hesaplama sonucu 73.320,18 sürekli iş göremezlik zararı olduğu belirlenmiş mahkemece davacının motosikleti kasksız ve güvenlik tedbiri almadan kullanması nedeniyle oluşan sonucun ağırlaşmasına etkisi nedeniyle %20 müterafik kusur indirimi yapılarak 58.656,14-TL daimi iş gücü kaybının tahsiline karar verilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranı ile kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihe göre yürürlükte olan mevzuata uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda davacıya ait Bandırma Devlet Hastanesinin 09.08.2019 tarih ve 2180461 sayılı genel adli muayene raporu, Bandırma Devlet Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. … tarafından düzenlenen 11.09.2019 tarihli rapor, Balıkesir Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 28.01.2020 tarihli Adli Tıp Polikliniğinde yapılan muayene evrakları, Balıkesir Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 28.01.2020 tarihli Ortopedi ve Travmatoloji Polikliniğinde yapılan muayene evraklarında davacının dava konusu kaza nedeniyle sol ayak bileği anteriorda 8 cm skar dokusu olduğu ,ayak dorsalinda duyu kaybı tarifleyen hastanın EMG sonucunda: Sol peronealis kommunis, posterior tibial, superfisyal peroneal ve sural sinir motor ve duyu iletimlerinin normal olduğu sol alt ekstremitede peroneal nörapatiye işaret eden elektrofizyolojik bulgusunun bulunmadığı belirlenmiş olmasına rağmen hükme esas alınan Balıkesir Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesince düzenlenen 12.03.2020 tarihli raporda “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik”e ekli cetveller kullanılarak … doğumlu …’nin arızaları değerlendirildiğinde; (Ayak başparmağı kas güçsüzlüğü) kas-iskelet sistemi: Tablo 3.7- Alt ekstremite kas kuvvetinde kayba bağlı özürlülük yüzdeleri, Ayak Başparmağı, Fleksiyon, Derece 4 için tüm vücut engellilik oranı %3 (yüzde üç) olduğu, (Skar dokusu) deri, Hipertrofik skar ve keloid, Hafif (vücut yüzeyinin %1-9’unu kaplayan), kişinin kaza sonrası yüzünde meydana gelen skar dokuları için tüm vücut engellilik oranının %5 olduğu, birden fazla arıza (%3 ve %5) için Balthazard formülü uygulandığında tüm vücut engellilik oranının %7,8 olduğu belirlenmiş ise de davacının dava konusu kaza nedeniyle hükme esas alınan maluliyet raporunda belirtildiği gibi yüzünde meydana gelen skar izi (doku kaybı) bulunduğuna dair belirleme yapılmadığı anlaşıldığından mahkemece bu konudaki çelişkinin giderilmesi için ve ayrıca davacının yaralanması ile kask ve koruyucu kıyafet kullanmaması arasındaki uygun illiyet bağı yönünden ek rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden davacı ve davalı vekillerinin anılan yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin kabul gerekmiştir.
Bu durumda mahkemece, öncelikle kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir kusur raporu alınması (İTÜ veya KGM’den), akabinde davacının (yüzünde mi yoksa sol ayak bileğinde mi skar izi (doku kaybı) bulunduğu, skar izinin bulunduğu yere göre davacının yaralanması ile kask ve koruyucu kıyafet kullanmaması arasındaki uygun illiyet bağı açısından ) maluliyet oranının belirlenmesi, bu belirlemelerden sonra gerektiğinde aktüer bilirkişiden maddi tazminat talepleri yönünden denetime elverişli (usulü kazanılmış haklarda gözetilerek) ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden, davacı ve davalı sigorta şirketi vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı sigorta şirketi vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ile davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebebine göre davalı sigorta şirketi vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde yatırdıkları oranda kendilerine iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.