Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/2364 E. 2022/1325 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2020
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 20/05/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … AŞ vekili tarafından tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 28/08/2016 tarihinde davacının kullandığı motosiklet ile davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı aracın çarpışması sonucu davacının yaralandığını ve malul kaldığını, zararlarının karşılanması için … şirketine başvuru yapıldığı halde ödeme yapılmadığını belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik geçici işgücü kaybı için 500,00 TL ve kalıcı işgücü kaybı için 1.000,00 TL tazminat alacağının başvuru tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 09.04.2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talebini toplam 21.485,86 TL’sine yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; karşı aracın kaza tarihini kapsar şekilde … şirketi nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı olduğunu, gerekli belgelerle başvuru yapılmadığını, bu nedenle de tazminat miktarının belirlenemediğini ve dava şartının yerine getirilmediğini, poliçe teminatının kişi başı 310.000,00 TL olduğunu, sorumluluklarının sigortalının kusuru ve limitle sınırlı olduğunu, kusurun karşı araçta olduğunu, SGK’ca yapılan ödemelerin mahsubu gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, … Adli Tıp Grup Başkanlığından alınan 26.07.2017 tarihli raporda; kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç %75, motosiklet sürücüsü davacının ise %25 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 01.11.2017 tarihli raporda; davacının söz konusu yaralanmadan dolayı vücut genel çalışma gücünden %3.3 oranında kaybettiği ve 4 ay süre ile işgöremezlik halinde kaldığının tespit edildiği, SGK’ya tarafından davacıya söz konusu kaza nedeniyle 1.229,53 TL geçici işgöremezlik ödemesi yapıldığı, davacının kaza tarihindeki geliri asgari ücret düzeyinde kabul edilerek ve de kaza tarihinde yürürlükte bulunan genel şartlardaki hesaplama yöntemi kullanılarak hesap bilirkişisince hazırlanan 28/03/2018 tarihli raporda; davacının geliri, yaşı, kusur durumu, maluliyet durumu nazara alınarak 3.902,97 TL geçici ve 17.582,89 TL kalıcı işgücü kaybı zararı hesaplandığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda 25/06/2018 tarih ve 2016/805 Esas 2018/453 karar sayılı ilam ile; 28.08.2016 tarihinde davacının kullandığı motosikletin %25 oranında, davalı … şirketine ZMSS poliçesiyle sigortalı aracın ise %75 oranında kusurlu sevki sonucu gerçekleşen kazada, davacının yaralandığı ve malul kaldığı, sigortalı aracın kusur durumu nazara alındığında, davalı sigortadan talep edebileceği 3.902,97 TL geçici ve 17.582,89 TL kalıcı işgücü kaybı zararının oluştuğu, SGK’ca davacıya ödenen 1.229,53 TL geçici işgöremezlik tazminatının mahsubu sonucu davacının, davalıdan 20.256,33 TL tazminatı talep edebileceği, davadan önce 30.09.2016 tarihli başvuru belgesi ile … şirketine başvurulduğu ancak bu başvurunun davalıya tebliğine ilişkin belge sunulmadığı ve aracın ticari olmadığı dikkate alınarak, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili yönünde, yine kısa kararda SGK’ca ödenen geçici işgöremezlik miktarı düşülmeden hüküm tefhim edilmiş ise de, dosya kapsamında acıkça anlaşılan bu maddi hatanın gerekçeli kararda düzeltildiği gerekçesiyle; davacının davasının kısmen kabulü ile, 20.256,33 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine karar verildiği, kararın, davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 06/11/2020 tarihli ilamı ile; “… Dava konusu olayda mahkemece tefhim edilen kısa kararda,“davacının davasının kabulü ile, 21.485.86TL’nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verildiği belirtildiği halde, gerekçeli kararda “davacının davasının kısmen kabulü ile, 20.256.33TL’nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine” karar verilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığından, Mahkemece, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilmesinin zorunlu olduğu, 10/04/1992 tarih ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması nedeni ile önceki verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için, diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin HMK.’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine ….” karar verilerek, dosyanın Mahkemeye gönderildiği, dosyanın mahkeme esasına kaydı yapılarak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilmesi gerektiğinden bahisle davacının davasının kısmen kabulü ile; 20.256,33 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … şirketi vekili istinaf dilekçesinde; Hükme esas alınan maluliyet raporu hatalı verilerle düzenlenmiş olup rasyonel olmadığını, davacı yanın maluliyetinin “özürlülük ölçütü, sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğe” göre tespit edilmesi gerektiğini, hükme esas alınan … Üniversitesi Adli Tıp ABD’nin 01/11/2017 tarihli raporunda “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne göre davacının %3,3 oranında vücut genel çalışma gücünden kaybettiği ve 4 ay süreyle iş göremez olduğunun tespit edildiğini, hâlbuki kazaya karışan aracın 04.06.2016-2017 tarihli poliçe ile davalı şirketçe sigortalı olduğunu, davaya konu kazanın da 28.08.2016 tarihinde meydana geldiğini, davaya konu kaza ve poliçe tarihine dikkat edildiğinde 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Genel Şartların esas alınması gerektiğini, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş poliçelere yeni genel şartların uygulanacağını, huzurdaki uyuşmazlığa konu ZMSS poliçesi de Genel Şartların yürürlüğünden sonra akdedilmiş olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde 01.06.2015 tarihli Genel Şartlara itibar edilmesi gerektiğini, yeni genel şartların yürürlüğe girmesinde sonra sürekli sakatlık tazminatı talepli davalarda, sakatlığın “sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat” doğrultusunda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre belirlenmesi gerektiğini, fakat hükme esas alınan ve … Üniversitesi tarafından hazırlanan raporda, davacı yanın maluliyetinin “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” esas alınarak tespit edildiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bağımsız medikal firma olan … … … A.Ş. tarafından “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği”ne göre yapılan değerlendirme sonucunda davacının kalıcı maluliyetinin olmadığının tespit edildiğini, anılan tıbbi mütalaa raporunun dosyaya ibraz edildiğini, hükme esas alınan hesap raporunun da hatalı verilerle düzenlendiğini, HMK’nın 293. Maddesinde “uzman görüşü” müessesesi düzenlendiğini, madde hükmüne göre gerek özel ve teknik bilgiyi gerektiren hususlarda ve gerekse hukuki sorunlar ile ilgili olarak her zaman uzman görüşüne başvurulabileceğini, alınan rapor ile uzman görüşü arasında açıkça çelişki bulunması halinde ise çelişkiyi giderecek mahiyette rapor alınması gerektiğini (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2015/5127 E. 2016/4635 K. Sayılı ilamı), dosyaya ibraz edilen uzman görüşünde bilirkişi raporu ile tespit edilen görüşlerin aksine tespit ve görüşler ileri sürülmüş olup, bilirkişi raporu ile uzman görüşünün ciddi şekilde çelişkiler içerdiğini, bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilmesi yerine yetersiz ve esaslı itiraza uğrayan rapora dayanılarak uzman görüşü kararda gerekçeli olarak değerlendirilip tartışılmadan karar verildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; ZMSS genel şartlarına göre “Geçici İş Göremezlik Zararının” poliçe teminatı kapsamında olmadığını,14 Mayıs 2015 tarihli … Gazete’ de yayımlanan 29355 Sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.5./b fıkrasında “Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır.Sağlık giderleri teminatı … Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla … şirketinin ve … Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.”şeklinde düzenleme olduğunu, buna binaen Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. Maddesinde “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün … ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde … Kurumu tarafından karşılanır. (Ek cümle: 4/4/2015-6645/60 md.).” hükmü olduğunu, anılan hükümler dolayısıyla; geçici işgöremezlik tazminatı açısından SGK sorumlu olup davalı … şirketinin sorumluluğunun sona erdiğini, işbu maluliyet raporunda hesaplanan geçici iş göremezlik halinin mahkemece dikkate alınarak bu yönde hüküm kurulmasının hukuka aykırılık teşkil edeceğini, bu sebeple davacının geçici iş göremezlik talebinin reddi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … şirketi vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava, davacıların yaralanması ile sonuçlanan tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının tahsili için davacıların içinde yolcu konumunda olduğu aracın ZMMS şirketi aleyhine açılan cismani tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda trafik kazası, davacı yönetimindeki motosiklet ile davalıya trafik sigortalı özel otomobil arasında iki araçlı trafik kazası şeklinde meydana gelmiş olup, olayda davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75, davacının %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı kaza sonucu yaralanması nedeniyle, karşı aracın ZMMS şirketinden geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan kusur, maluliyet ve hesap bilirkişi raporuna göre davacıya SGK tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemesinin de mahsubu ile neticeten 2.673,44 TL geçici ve 17.582,89 TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı 20.256,33 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacının davaya konu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli maluliyeti bulunup bulunmadığı hususunda AÜTF Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp ABD Başkanlığınca düzenlenen 01.11.2017 tarihli raporda, davacının sol tibia bimalleoler kırığı nedeniyle vücut genel çalışma gücünden kayıp oranının %3.3 oranında olduğu, 4 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı belirtilmiştir. Söz konusu rapor davalı … şirketi vekiline 12.12.2017 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen, HMK’nın 281/1 maddesi hükmü gereğince davalı tarafça iki haftalık süresi içinde rapora karşı itirazda bulunulmadığı gibi,TBK’nın 54/3. Fıkrasında bedensel zararlar arasında çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıpların belirtildiği, zararın KTK ve ZMMS genel şartlarına göre belirleneceğine dair KTK’nın 90. maddesindeki hükmün Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, zararın kapsamının belirlenmesinde KTK’da düzenlenmeyen hususlar hakkında TBK’nın haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği,hükme esas alınan raporda davacının çalışma gücü kaybının usulüne uygun şekilde tespit edildiği anlaşılmakla davalı vekilinin maluliyet tespitinin genel şartlarda belirtilen Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğine dair istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Davalı … şirketi vekili geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığını, bu giderlerden SGK’nın sorumlu olduğunu ileri sürmüş ise de; davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesinin gerekmesi, 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararı 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde … teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını davalı … şirketinden talep edebilmesine, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararının SGK’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenlemenin de yer almaması, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün … ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik gideri ödemesinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmamasına (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb) göre davalı … şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinaf talebi de doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, tazminat hesabının yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince TRH 2010 yaşam tablosu ve progressif rant formülüne göre yapılması gerekirken, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz yöntemine göre hesaplanması doğru değil ise de, bu husus davalı … şirketinin lehine olmakla, davalı lehine oluşan usulü kazanılmış haklar dikkate alınarak, istinaf edenin sıfatına göre bu hususa girilememiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemenin gerekçesine göre davalı … şirketi vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … AŞ vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 1.383,71TL istinaf karar harcından, peşin alınan 346,00 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 1.037,71 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirmesi ve harç ikmali işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.