Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/2345 E. 2021/2460 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2021
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/01/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/03/2014 tarihinde, davacının yolcu olarak bulunduğu ve sürücü ….idaresindeki motosiklet ile sürücü …. sevk ve idaresindeki….plakalı aracın karıştıkları kaza sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını,….. plakalı aracın ZMSS poliçesinin davalı … şirketi tarafından yapıldığını, dava konusu kaza nedeniyle Aydıncık Asliye Ceza Mahkemesi’nde ceza davası açıldığını, davacının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile geçici ve sürekli iş göremezlik nedeniyle şimdilik 5.000,00-TL tazminatın 07/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 05/07/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 222.905,05-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, kaza tarihinden itibari ile zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu, davacının müterafik kusuru var ise belirlenerek tazminattan indirim yapılmasını ve hatır taşıması nedeniyle zarar miktarından indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; dava konusu kazanın meydana gelmesinde motosikleti kullanan sürücü …’ın %25 oranında, sigortalı aracı kullanan sürücü …’ın ise %75 oranında kusurlu olduklarını, Ankara BAM kaldırma kararından sonra, kaza nedeni ile davacının maluliyetinin belirlenmesi bakımından İstanbul ATK ilgili İhtisas Dairesi’nden alınan rapora göre davacının %14.1 oranında kalıcı maluliyetinin bulunduğunu ve 9 ayda iyileşebileceğinin belirtildiğini, itiraz üzerine İstanbul ATK 2.Üst Kurul’dan alınan raporda ise davacının kalıcı maluliyetinin %5.1 ve iyileşme süresinin 9 ay olduğunun belirtildiğini, yapılan psikiyatri muayenesine göre kalıcı maluliyet oluşturacak rahatsızlığının bulunmadığını, yaralanma bölgesi itibari ile kask takmamasının yaralanmasına etkisinin olmadığını, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararının 32.538,68-TL olduğunu, %25 kusur indirimi yapıldıktan sonra davanın kabulü ile 24.404,01-TL’nin 25/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi’nin verdiği kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırılmasından sonra davacının maluliyeti için ATK 2.İhtisas Dairesi ile 2. Üst Kurul raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, 2. Üst Kurul’un verdiği raporun eksik incelemeye dayalı ve yetersiz olmasına rağmen hükme dayanak alınmasının usule aykırı olduğunu, hükme dayanak alınan aktüer raporunun güncel verilere dayanmamasının ve hesaplamanın PMF 1931 yaşam tablosuna göre yapılmasının da hatalı olduğunu, davalı taraf lehine takdir edilen vekalet ücretinin AAÜT’sinin 13/3.maddesine aykırı olarak belirlenmesinin ve ATK İkinci Üst Kurulu için ödenen 1.500,00-TL masraf ile 31/05/2021 tarihli bilirkişi ücreti olan 750,00-TL’nin yargılama giderleri içerisinde yer almamasının da usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kabulüne dair olarak verilen ilk kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 16/05/2019 tarih 2019/92 – 960 sayılı kararı ile; “yeniden maluliyet raporu alınması ve davacının kaza sırasında kask takmamasının yaralanmasına etkisi olup olmadığı konusunda araştırma yapılması bakımından” kaldırılmasından sonra yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Yerel Mahkeme’nin kaldırma kararına dayanak olan maluliyet raporu,,,, Başkanlığı’ndan alınan 19/04/2018 tarihli rapor olup, rapora göre; dava konusu kazaya bağlı yaralanması nedeni ile davacının kalıcı maluliyetinin %56 ve iyileşme süresinin 12 ay olduğu belirlenmiştir.
Kaldırma kararından sonra Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Dairesi’nden alınan 15/06/2020 tarihli raporda; davacının kurul tarafından muayenesinin yapıldığı, kişisel ve genel güncel bilgileri ile yer ve zaman yöneliminin tam olduğu, periferik sinirlerinin bütünlüğünün bozulmadığı, unutkanlık ve inkontinans (kaçırma) yakınmaları dışında nörolojik muayenesinin normal olduğu, olaya bağlı maluliyetine neden olacak mahiyet ve derecede psikopatoloji saptanmadığı, sağ maksiller sinüs posterior duöarında kırıklar ve sağ frontalde yumuşak doku şişliği olduğu, sağ crus grafisinde sağ tibia -fibula alt diafizinde kaynamış kırık sekeli olduğu, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre kalıcı maluliyetinin %14.1 olduğu, iyileşme süresinin ise 9 ay olacağı, kask ve koruyucu kıyafet kullanmamasının maluliyetine etkisinin olmadığı belirtilmiştir.
Mahkeme, bu rapora yapılan itirazların değerlendirilmesi ve tüm raporların irdelemesinin yapılması için dosyanın İstanbul ATK 2.Üst Kuruluna gönderilmesine dair karar almış, Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu tarafından düzenlenen 25/02/2021 tarihli raporda ise; davacının Kurulda yapılan pisikiaytrik muayenesi sonucunda, olaya bağlı maluliyetine neden olacak mahiyet ve derecede psikopatoloji saptanmadığı, kask ve koruyucu kıyafet kullanmamasının maluliyetine etkisinin olmadı, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, kalıcı maluliyetinin %5.1 olduğu, iyileşme süresinin ise 9 ay olduğu belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 2.Üst Kurulu’ndan alınan 25/02/2021 tarihli raporun Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı’ndan alınan 19/04/2018 tarihli rapor ile Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Dairesi’nden alınan 15/06/2020 tarihli rapor arasında oluşan çelişkinin giderilmesi amacı ile alındığı; 2.Üst Kurul’un, davacının, kazaya bağlı yaralanması nedeni ile maluliyetine neden olacak mahiyet ve derecede psikopatoloji saptanmadığını kabul ettiği, tibia kırığı nedeni ile oluşan maluliyetini ise %5.1 olarak belirlediği görülmüştür.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı’ndan alınan 19/04/2018 tarihli raporda; davacının kazaya bağlı yaralanması nedeni ile sağ tibianın komplikasyonsuz iyileşmiş kırığı nedeni ile %5 oranında ve travma sonucu meydana gelen sekeller nedeni ile %54 oranında maluliyet belirlendiği, Balthazard formülüne göre kalıcı maluliyetinin %56 olarak hesapladığı, Adli Tıp Kurumu 2.Üst Kurulu’nun çelişkiyi gideren ve hükme dayanak alınan raporunda ise; davacının kazaya bağlı yaralanması nedeni ile maluliyetine neden olacak mahiyet ve derecede psikopatoloji saptanmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Dairesi ile aynı görüşte olduğu, ancak sağ tibianın komplikasyonsuz iyileşmiş kırığına bağlı maluliyet konusunda ise…. Başkanlığı ile aynı görüşte olduğu ve bu kırıktan kaynaklanan maluliyet oranın %5.1 olarak belirlemiş olması nedeni ile Adli Tıp Kurumu 2.Üst Kurulu’ndan alınan 25/02/2021 tarihli raporun, dosyada yer alan raporlar arasındaki çelişkiyi giderdiği, oluşa ve usul ve yasaya uygun olduğun görülerek, davacı vekilinin itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen ilk karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, davacının istinaf istemi bulunmadığından HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda artık ilk kararda hüküm altına alınan ve istinaf nedeni yapılmayan hususlar kesinleşmiş olduğundan, ilk karara esas alınan 04/07/2018 tarihli hesap raporu yönünden davalı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında, Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra yapılan hesaplamada, 04/07/2018 tarihli rapor tarihi verilerine göre hesaplama yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöndeki itirazının da reddine karar verilmiştir.
Ancak mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 13/3.maddesine göre; maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği esasına göre belirlenmesi gerekirken, aksine değerlendirme ile karar verilmiş olması ve yine davacı tarafça ilk kararın kaldırılmasından sonrası yapılan 1.500,00-TL adli tıp gideri ile 750,00-TL bilirkişi ücretinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmemesi de hatalı olduğundan yerel mahkeme kararının bu yönlerden kaldırılması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, olaya ilişkin alınan bilirkişi raporları dosya kapsamına uygun olmakla, davacı vekilinin sair istinaf nedenlerinin reddine, ancak mahkeme tarafından yargılama gideri ve vekalet ücretinin hatalı belirlenmesi yönünden istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, istinafa konu olmayan hususlar aynen korunarak, HMK.353/1-b.2. maddesi gereğince, yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
l-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 23/06/2021 tarih, 2019/321 Esas 2021/426 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 5.343,89-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 19.060,11-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 24.404,01-TL tazminatın 25/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.667,04-TL harcın peşin alınan 31,40-TL ile ıslah harcı 744,25-TL toplamı 775,65-TL ile kaldırma kararı öncesi davalıdan tahsiline karar verilip bu hususta vergi dairesine yazılan 14.450,99-TL harçtan mahsubuna, ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Kaldırma kararı öncesi davalıdan tahsiline karar verilip vergi dairesine yazılan 14.450,99-TL’nin 13.559,60-TL’sinin tahsilatının yapılmaması, yapılmış ise iadesi hususunda vergi dairesine yazı yazılmasına,
4-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan başvurma ve peşin harcın çıkarılması ile bakiye 1.951,10-TL yargılama gideri ile bozma sonrası yapılan 177,00-TL masraf, 1.500,00-TL adli tıp gideri, 750,00-TL bilirkişi ücret olmak üzere toplam 4.378,10-TL yargılama giderinin kabul ve red oranlarına göre 479,32-TL’si ve 31,40-TL başvurma harcı ile 775,65-TL peşin harç toplamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir adet vekalet tasdik harcı 4,60-TL, posta gideri 130,50-TL olmak üzere toplam 135,10-TL yargılama giderlerinin %89’u olan 120,24-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 13/1.maddesine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, red edilen miktar üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 13/3.maddesine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının HMK 333.maddeye göre karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
ll-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 33,60-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
lV-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,

Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 16/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.