Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/2314 E. 2021/2563 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 01/10/2021
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )

KARAR TARİHİ : 24/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/01/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
DAVACININ İDDİASI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Mülkiyeti …’e ait olan ….. plakalı çekici ve arkasına takılı …… plakalı yarı römork aracın sürücü … sevk ve idaresinde iken 30.08.2019 tarihinde … ilçesi, …….. mahallesi güney çevre yolu istikametinden …. ili istikametine seyir halinde iken aynı istikamette seyretmekte olan mülkiyeti davacıların murisine ait olan ve içerisinde…, …, …ve …’in bulunduğu …….plaka sayılı araca arkadan çarptığını, kaza sonucunda…’in vefat ettiğini, …’in sürekli olarak iş gücü kaybı oluşacak şekilde sakat kaldığını, diğer davacıların ise yarlandığını, kazanın meydana gelmesindeki tüm kusurun davalı …’a ait olup davacıların murisi…’e atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, …’ın bu kaza nedeniyle Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/385 E., 2020/21 K. Sayılı ilamı ile yargılanarak cezalandırılmasına karar verildiğini, kaza nedeniyle davacıların uğramış olduğu maddi-manevi zarardan davalı … araç maliki olarak, davalı …’ın ise haksız fiili ika eden sürücü olarak, … Sigorta A.Ş.’nin davalıya ait aracın ZMMS’sı olup maddi tazminattan sigorta poliçe deki teminatlar ve limitler çerçevesinde diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş. ise davalıya ait aracın İMMS’sı olup ZMMS limitini aşan maddi tazminattan ve sigorta poliçesi ile teminat altına alınan manevi tazminattan sigorta poliçesindeki teminatlar ve limitler çerçevesinde diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek, müteveffanın desteğini kaybetmiş olmaları nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; … için 500,00 TL, …için 500,00 TL, … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalı … … A.Ş. hariç diğer davalılardan) … ….. A.Ş. için Temerrüt Tarihi Olan 22.02.2020 tarihinden, davalılar … ve … İçin kaza tarihi olan 30.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine (davalı sigorta şirketi poliçe teminatı ve limiti ile sorumlu olmak kaydıyla), davacılar … için 150.000,00 TL, …için 150.000,00 TL, … için 250.000,00 TL olmak üzere toplam 550.000,00 TL manevi tazminatın (Davalı … Sigorta A.Ş. hariç diğer davalılardan) davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 30.09.2019 Tarihinden İtibaren, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise arabuluculuk son tutanak tarihi olan 24.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerimize ödenmesine, (Davalı … Şirketi Poliçe Teminatı Ve Limiti İle Sorumlu Olmak Kaydıyla)…………plakalı çekici ile …… yarı römorkun davalı … adına kayıtlı olması halinde üzerlerine öncelikle ihtiyati tedbir olmaması halinde İhtiyati haciz konulmasına, ayrıca davalılar … ve……. adlarına olduğu tespit edilecek diğer araç ve gayrimenkuller ile banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, ihtiyati tedbir talebinin mahkemece uygun görülmemesi halinde davalılar … ve … adına kayıtlı bulunan araç ve gayrimenkuller ile banka hesaplarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tensip ara kararı ile HMK’nun 389. maddesine göre, bir para alacağının teminat altına alınması amacı ile uyuşmazlık konusu olmayan şey hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden davacıların tedbir isteminin reddine, davacılar vekilinin maddi tazminata ilişkin ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulü ile İİK’nun 257. maddesi gereğince; davacı tarafça şimdilik talep edilen maddi tazminat toplamı olan 1.500,00TL yönünden davalılar … ve … adına kayıtlı araç, taşınır ve taşınmaz mallar ile 3. kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, manevi tazminat talebine ilişkin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı … vekili tarafından 29.09.2021 tarihli duruşmada yaptığı itiraz aynı tarihli ara karar ile reddedilmiş olup, bu karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
Mahkemece İcra İflas Kanunu 257. maddeye aykırı şekilde karar verildiğini, bu madde uyarınca ihtiyati haciz verilebilme şartları kanunda sınırlı olarak sayılmış olup dava konusu iddia edilen alacakta ise bu şartların hiç birinin gerçekleşmediğini,
Yine aynı yasanın 259. maddesine aykırı karar verildiğini, dava konusu olayda ne vadesi dolmuş ne vadesi dolmamış ne de ilama dayalı bir alacak bulunmadığını,
Müvekkili hakkında tüm malvarlığı değerleri üzerine ihtiyati haciz kararı verilerek tedbirde ölçülülük ilkesinin çiğnendiğini,
Mahkemece tüm davalılar adına verilen ihtiyati haciz kararı doğrultusunda davalıların araçları haczedilmiş olduğundan müvekkilinin çalışamayacak hale geldiğini,
1.500,00 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu bedeli nakdi olarak depolamaya hazır olduklarını bildirmiş olmalarına rağmen taleplerinin kabul görmediğini,
Kazaya karışan araç konusunda hem maddi tazminat hem de manevi tazminatı kapsar bir biçimde araç sigortalı ve kaskolu olduğundan davacı tarafın alacağının zaten hukuki güvence altında olduğunu, .
Öte yandan maddi tazminata ilişkin sigorta tarafından ödeme yapılmış olması hasebiyle sigortaya yönelik davadan feragat edildiğini,
Belirsiz ve bir kimsenin tüm mal varlığını kapsayacak bir biçimde ihtiyati haciz kararı ve tesisi açıkça hukuka aykırı olduğunu,
Verilen ihtiyati haciz kararı gereğince müvekkilinin tüm mal varlığı değerlerine ihtiyati haciz tatbik edildiğini,
Bu manada özellikle dosyaya sunulan bir kısım belge ve ihtiyaten haczedilen malvarlığı değerlerinin dikkate alınarak ihtiyati haczin kaldırılması veya talepleri gibi bir kısım değişiklik vazıyla en azından 2 araç üzerinden ihtiyati haczin kaldırılması talep edilmişse de bu taleplerinin 29.09.2021 tarihli ara kararın 2. Maddesi gereğince istinaf yolu açık olmak üzere reddedildiğini, dosyaya sunulan yeni verilerle bir değerlendirme yapılması gerekirken bu husustan sarfı nazar edildiğini belirterek istinaf taleplerinin kabulüyle öncelikle yerel mahkemece verilen İhtiyati Haciz Kararının kaldırılmasına; bu talepleri kabul görmez ise mevcut araçlardan 1 tanesinin veya 2 tanesinin ihtiyati haciz kapsamında tutularak diğer araçlar üzerindeki ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup, uyuşmazlık, davacılar vekilinin maddi tazminata ilişkin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile talep edilen 1.500,00 TL maddi tazminat yönünden davalılar adına kayıtlı araç, taşınır ve taşınmaz mallar ile 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine konulan ihtiyati haczin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
2004 sayılı İİK’nın 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel, bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise; “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
İİK’nun 257/1.maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş para borçlarının alacaklısının ihtiyati haciz talep edebileceği belirtilmiştir.
Bu açıklamalara göre ihtiyatı haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır.
İİK.’nın 258.maddesinde ise; “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir.
(Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./60. Md.; Değişik fıkra: 02/03/2005 – 5311 S.K./16.mad) İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
İİK.nun 260. Maddesinde; “(Değişik: 18/2/1965-538/100 md.) İhtiyati haciz kararında:
1. Alacaklının ve icabında mümessilinin ve borçlunun adı, soyadı ve yerleşim yeri,
2. Haczin ne gibi belgelere müsteniden ve ne miktar alacak için konulduğu,
3. Haciz konulmasının sebebi,
4. Haczolunacak şeyler,
5. Alacaklının zararın tazminiyle mükellef olduğu ve gösterilen teminatın nelerden ibaret bulunduğu, Yazılır.”
İİK.nun Madde 261 – “(Değişik: 18/2/1965-538/101 md.)
Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar.
İhtiyati haciz kararları, 79 dan 99 uncuya kadar olan maddelerdeki haczin ne suretle yapılacağına dair hükümlere göre icra edilir.
(Ek son fıkra: 17/7/2003-4949/61 md.) İhtiyati haczin infazı ile ilgili şikayetler infazı
yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır.”
2004 sayılı İİK’nın 258/1. madde metninden de anlaşıldığı üzere ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” gereklidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değil, diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmaz. Ancak ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklının alacağın varlığı ve haciz sebepleri hakkında yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde kanaat getirecek deliller sunulması gerekir.
İhtiyati haciz talep eden tarafından dosyaya sunulan belgelerden 30/08/2019 tarihli trafik kazasında davalı tarafın kusurlu olduğu, bu belgelerin alacağın varlığına ve muaccel olduğuna kanaat oluşturacak belgeler olduğu, yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu anlaşılmakta ise de ihtiyati haciz kararında kararın infazı için hangi icra dairesinin yetkili olduğu belirtilmediği gibi, davacının tazminat talebi ile orantılı ve borçluların ticari ve ekonomik hayatını ağır şekilde etkilemeyecek biçimde “tedbirde ölçülülük” ilkesine uygun şekilde, belirlenecek mal varlıkları üzerinde bir ihtiyati hacize karar verilmesi gerekirken, bu ilkelere uygun düşmeyecek şekilde, talep edilen tazminat miktarı ile sınırlı bile olsa, borçluların tüm menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarını kapsayacak veya etkileyecek şekilde ihtiyaten haczine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin itirazın reddine ilişkin kararının kaldırılarak yukarıda açıklandığı şekilde değerlendirme yapıldıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile mahkemenin 01.10.2021 tarih ve 2020/442 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Yukarıda açıklandığı gibi inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davalı vekili tarafından yatırılan maktu istinaf karar harcının istinafa başvuran davalıya iadesine,
3-İstinaf başvuru giderlerinin yeniden verilecek kararda göz önünde bulundurulmasına,
5-Karar tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK.nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.