Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/2273 E. 2021/2160 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 19/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 04.09.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı dava dışı sürücü ……sevk ve idaresindeki…..plakalı aracın davacıya ait sürücü dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki araca çarpması neticesinde araçta 250.000 TL hasar meydana geldiğini,…. plakalı aracın sürücüsü ve işleteni aleyhine açtıkları Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin ,,,, Esas sayılı dosyasındaki ATK raporuna göre davalı sigortalı araç sürücüsünün %85, davacıya ait araç sürücüsünün %15 kusurlu bulunduğunu, davalı sigorta şirketine 21.09.2018 tarihinde başvurduklarını, olumlu cevap alamadıklarını, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını belirterek bu davanın Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin …… Esas saylı dosyası ile birleştirilmesine, tahsilde tekerrür olmamak üzere davacıya ait araçta meydana gelen hasar ve değer kaybına ilişkin olarak davalı sigorta şirketinden 36.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı sigorta şirketine başvuru yapılmadığını, …… plakalı aracın 04.07.2018 – 04.07.2019 tarihleri arasında davalı şirkete zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olup poliçe limitinin 36.000 TL olduğunu, sürücülerin kusur durumunun tespiti gerektiğini, davacının zararını ispatlamasını, değer kaybının teminat dışı olduğunu, faizin ancak dava tarihinden istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın, tazminat isteminden ibaret olduğu, 18/02/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında usulüne uygun ihtarat yapılmış olmasına rağmen verilen kesin sürede arabuluculuk son tutanak aslının mahkemeye ibraz edilmediği açıkça anlaşılmış olup, dava niteliği itibariyle trafik kazası nedeniyle maddi hasar ve değer kaybı tazminatı istemine ilişkin olup, bu hali ile davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğunun görüldüğü, davacı tarafça dava tarihinden önce usulünce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğu, ancak mahkemece verilen kesin süre içerisinde son tutanak aslının dosyaya usulünce ibraz edilmediği sabit olduğundan, davanın TTK’nun 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taraflarınca açılan davanın, arabuluculuk son tutanağının verilen kesin süre içinde mahkemeye sunulmadığı gerekçesi ile usulden reddedildiğini, ancak arabuluculuk son tutanağının aslının 09.10.2020 tarihli dava dilekçesi ekinde uyap üzerinden mahkeme dosyasına sunulduğunu, uyap kayıtlarının dikkate alınmadan davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olup bozmayı gerektirdiğini, Yargıtay 9. Hukuk Daires….. Karar sayılı ilamında arabuluculuk son tutanağının aslı uyap üzerinden dosyaya gönderilmişse fiziken aslının sunulmasına gerek olmadığına hükmedildiğini (9. Hukuk Dairesi 2020/5349 Esas – 2020/7421 Karar), anılan Yargıtay kararı ile de sabit olacağı üzere ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan hasar ve değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece de belirlendiği gibi 19/12/2018 tarihli ….. Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun”un 20. maddesinde; “13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklendiği, Dava şartı olarak arabulucuk; Madde 5/A – (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Aynı Kanun’un 26/1-a bendinde ise anılan maddenin 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesinin; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemelerinin yer aldığı, anılan yasal düzenlemeler gereğince davacının arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece somut olay değerlendirildiğinde; 18/02/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında usulüne uygun ihtarat yapılmış olmasına rağmen verilen kesin sürede arabuluculuk son tutanak aslının mahkemeye ibraz edilmediği açıkça anlaşılmış olduğundan davanın TTK’nun 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ise de, davacı vekilinin 09.10.2020 tarihli dava dilekçesi ekinde Uyap üzerinden 09.10.2020 tarihli arabuluculuk son tutanağının aslının dosyaya gönderildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince Uyap kayıtları dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.4 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.4 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine.
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19.11.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
,,,

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.