Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/2249 E. 2021/2254 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2021
NUMARASI …
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 31/07/2017 tarihinde …’in, sevk ve idaresindeki aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yönden gelen…’nın sevk ve idaresindeki araca çarpmasıyla çift taraflı yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacının sürücü …’in kullandığı araçta yolcu olduğunu, bakıcı giderlerine ilişkin olarak İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/395 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davalıya yapılan ilk başvuru neticesinde 30/10/2017 tarihinde 62.546,77 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin eksik olduğunu belirterek 6.000,00 TL daimi maluliyet tazminatının sigorta şirketine başvuru tarihi olan 14/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin süre uzatım dilekçesi sunduğu, süre uzatım talebinin süresinde olması nedeniyle davalıya ek süre verildiği ancak cevap dilekçesinin verilen süre içerisinde sunulmadığı, süresinde sunulmayan cevap dilekçesine de davacı vekili tarafından muvafakat edilmediğinin beyan edildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılamayı müteakip, davacı vekili tarafından davacının maluliyetinin arttığına yönelik herhangi bir beyan ve talebinin bulunmayıp yalnızca eksik ödeme olgusuna dayanılmış olması karşısında kesin hükmün varlığı nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacının kaza neticesi %60 oranında malul olduğunu, davanın fark davası olup maluliyet artışına ilişkin 28.08.2020 tarihli Adli Tıp Raporu dayanak gösterilerek açıldığını, anılan raporda davacının maluliyetinin ve mağduriyetinin geçen süre içerisinde arttığının açıkça ortada olduğunu belirterek kararın istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, kaza tespit tutanağı uyarınca, 31.07.2017 günü sürücü …’in, sevk ve idaresindeki aracıyla seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu karşı istikametten gelen sürücü…’nın sevk ve idaresindeki araçla çarpışması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı kazanın meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’in kural ihlali olduğu, diğer sürücünün kural ihlali bulunmadığının belirlendiği, Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/695 Esas 2018/417 Karar sayılı dosyasında, davacı … tarafından davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine eldeki dava ile aynı kazaya ilişkin olarak davacının yaralanması nedeniyle işgücü kaybından doğan 3.200,00 TL daimi maluliyet (sakatlık) ve 100,00 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 3.300,00 TL tazminatın tahsili amacıyla açılmış olduğu,anılan davanın 19/10/2017 tarihinde açıldığı, davacının 19/06/2018 tarihinde davadan feragat ettiği ve 20/06/2018 tarihinde feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, kararın 04/07/2019 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin feragat dilekçesi ekinde vekilin imzasını içeren ve sigorta şirketi ile imzalanan makbuz, ibraname ve feragatname isimli belgenin sunulduğu, tarafların 62.546,77 TL asıl alacağın ödenmesi konusunda mutabık kaldıklarının belirlendiği, mahkemece anılan hükmün kesin hüküm teşkil etmesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın kesin hükmü düzenleyen 303. maddesinde “(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” hükmüne yer verilmiştir.Bu hükme göre, kesin hükmün söz konusu olabilmesi için daha önce açılarak hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olan davanın tarafları, dava sebebi ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davanın talep sonucunun aynı olduğu ikinci bir dava açılması gerekir.
Somut olayda; Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/695 Esas 2018/417 Karar sayılı dosyası ile eldeki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olduğu,davacının kesin hüküm teşkil eden dosyada feragat beyanı ile hakkın özünden vazgeçmiş olduğu, eldeki davanın dava dilekçesinde artan maluliyet iddiasının da yer almadığı, dava dilekçesinde ileri sürülmeyen bir iddianın istinaf yoluyla ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, bu suretle yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle,dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacıdan alınan 59,30 TL maktu harcın Hazineye irat kaydına,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZİ KABİL olmak üzere 02.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.