Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/2092 E. 2022/880 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/2092
KARAR NO : 2022/880

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2021
NUMARASI : 2020/652 Esas 2021/462 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 01/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı … şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı ve diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki aracın, davacıların oğlu/kardeşi …’ın sevk ve idaresindeki araç ile yaptığı trafik kazasında …’ın vefat ettiğini, mirasçıları olan davacı anne … ile baba …’ın müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, başvuru üzerine davalı … şirketi tarafından 10.10.2017 tarihinde 65.177,64 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin zararı karşılamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı baba … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL bakiye destek tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL ve davacı kardeş … İçin 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan tahsilini talep etmiş; 30.05.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı baba için 41.323,40 TL, davacı anne için 42.718,92 TL destek tazminatının davalılardan tazminini istemiştir.
Davalı … vekili, diğer davalı yönetimindeki aracın davalı şirkete sigortalı olduğunu, davalının sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında gerçek zarardan sorumlu olduklarını, davacı tarafın başvurusu üzerine belirtilen tazminatın ödendiğini, davalının başkaca sorumluluğunun kalmadığını, müteveffanın ölmeden önce davacıların sürekli ve düzenli desteği olduğunun maddi olgular ile ispat edilmesi gerektiğini, avans faizi istenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 2018/2377 E. 2020/1834 K. Sayılı 27.11.2020 tarihli kararı kaldırma ilamında belirtildiği üzere Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti makine mühendislerinden seçilerek oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan 15.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı sürücü …’ın tam kusurlu olduğu, müteveffa …’ın kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, Bolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/399 esas sayılı dosyasında, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı trafik ihtisas dairesinden alınan 01/12/2017 tarihli rapor ve Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti makine mühendislerinden seçilerek oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan 15.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda kamyon sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğu, kamyon sürücüsü …’ın kusursuz olduğunun belirtildiği, 25.05.2018 tarihli Aktüer bilirkişi raporunda yapılan ödemenin güncelleştirilmesi sonucunda davacı …’ın 41.323,40 TL, davacı …’ın 42.718,32 TL bakiye tazminat talep edebileceklerinin belirtildiği, 29/05/2018 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile bilirkişi tarafından belirlenen bakiye destek tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin istendiği, davacıların trafik kazası sonucunda vefat eden destek için ayrıca davalı sürücüden manevi tazminat talep ettikleri, TBK’nun manevi tazminat başlıklı 56.maddesinde “Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarının da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir.” hükmü mevcut olup trafik kazasında vefat eden …’ın davacılar … ve …’ın çocuğu, diğer davacı …’ın ise kardeşi olduğu, TBK’nın 56.maddesi gereğince manevi tazminat talep hakkı olan davacı … ve … için 20.000,00’er TL, kardeş … için 10.000,00 TL manevi tazminat takdir edildiği, trafik kazasında vefat eden oğulları için davacılar anne ve babanın destek tazminatı, davacılar anne, baba ve kardeşin manevi tazminat talep edebilecekleri, TBK’daki haksız fiile ilişkin hükümler, Karayolları Trafik Kanunundaki sigortacının sorumluluğuna ilişkin hükümlere göre belirlenen ve ıslah olunan destek tazminatı talebinden her iki davalının, manevi tazminattan ise davalı sürücünün sorumlu olduğu kanaatine varılmakla, mahkemenin ilk kararının davalı … şirketi tarafından kusura ilişkin istinaf edildiği ve istinaf mahkemesince bildirilen eksikliklerin mahkemece giderildiği görülmekle istinafa konu edilmeyen kazanılmış haklar da göz önünde bulundurularak açılan maddi ve manevi tazminat davasının kabulüne, aracın ticari araç olması nedeniyle kabul edilen maddi ve manevi tazminata avans faizi uygulanmasına karar vermek gerektiğinden bahisle, davacılar … ile …’ın açmış olduğu destek tazminatına yönelik talebin kabulü ile anne … için 42.718,92 TL, baba … için 41.323,40 TL destek tazminatının eksik ödemenin yapıldığı tarih olan 10/10/2017 tarihinden itibaren davalı … şirketinden, kaza tarihi olan 28/08/2017 tarihinden itibaren davalı …’tan işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların açmış olduğu manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile anne … için 20.000,00 TL, baba … için 20.000,00 TL, kardeş … için 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde; Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; 17.11.2017 tarihli yazıya göre hak sahiplerine iş kazası nedeniyle bağlanan ölüm geliri olmadığı belirtildiğinden hesaplamanın buna göre yapıldığının belirtildiğini, ancak kendilerince dosyaya sunulan 12.02.2021 tarihli beyan dilekçesinde, davalı … şirketine davacı anne için iş kazası nedeniyle bağlanan ölüm gelirine istinaden SGK’nın rücu mektubunun ulaştığının bildirildiğini, desteğin geçirdiği kaza iş kazası niteliği taşıdığından mahkemece sosyal güvenlik kurumu başkanlığı’na yeniden müzekkere yazılarak davacıların bu iş kazası nedeniyle sosyal sigorta kurumundan bağlanan peşin sermaye değerinin sorulması gerekmekte iken bu husus araştırılmadan hüküm kurulduğunu, davacılara sosyal sigorta kurumu tarafından iş kazasına binaen yapılan ve/veya yapılacak olan ödemeler, davalı … şirketinden talep edilemeyeceğinden, mükerrer ödemeden imtina amacıyla bu hususun tespiti gerektiğini, ayrıca diğer davacı müteveffanın babasının SGK’ya başvurusu bulunmamakta ise mahkemece davacıya SGK’ya başvuruda bulunmak üzere süre verilmesi ve iş bu başvuru sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/4888 E.-2006/7176 K. 29.06.2006 tarihli kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/223 E.-2016/591 K. Sayılı 19.01.2016 tarihli kararı),
Hükme esas alınan raporda belirtilen tazminat miktarının da fahiş olduğunu, zira destekten yoksun kalma tazminatının varsayımlara dayanılarak belirlendiğini, gerçeği yansıtmayan bu tazminat miktarını kabul etmediklerini, destekten yoksun kalma tazminatının, zarar görenin gelecekte gerçekleşmesi muhtemel farazi bir zararının karşılanmasını konu aldığını, bu bağlamda tazminatın hesaplanabilmesi için müteveffa ve destekten yoksun kalanın ömürleri, çalışma hayatları ve gelir düzeyleri ve sair konularda varsayımlarda bulunmak gerektiğini, sigorta poliçesi teminatının maktuen ödenecek rakam olmadığını, poliçede belirtilen limitin, ölüm halinde mutlak ve likit ödenecek meblağ olmayıp, vefat edenin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yoksun kaldıkları zararın, yani destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması sonucunda belirleneceğini, raporda sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen %100 kusur oranının fahiş olduğunu, kaza tespit tutanağında belirtilen kusur tespiti ile çeliştiğini, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur değerlendirmesine katılmadıklarını, afaki bir kusur oranı belirlendiğini, kaza tespit tutanağının aksinin ancak aynı derecede kesin delillerle ispatlanabileceğini, kazanın meydana gelmesinde dikkatsiz ve tedbirsizliği ile kusurlu olan diğer araç sürücüsü iken, sigortalı araç sürücüsüneatfedilen kusur oranının hakkaniyete aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere mahkemece avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, sigortalının gerçek kişi (…) olması, dosya muhteviyatında yer alan araç ruhsatında kullanım amacının hususi olarak belirtilmesi göz önünde bulundurulduğunda yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, tazminata hükmedilmesi durumunda davalı şirketin sorumluluğunun karayolları trafik kanunu’nun 85/1. ve trafik poliçesi genel şartlarının 1. maddesinden doğan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunun gözönünde bulundurulması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
HMK’nun 355. maddesi gereğince İstinaf edenin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava ölümle sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK 55.maddesinde; “destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez” düzenlemesi mevcuttur. Buna göre; rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri yahut ifa amacı taşımayan ödemeler tazminattan indirilememekte, ifa amacı taşıyan ödemeler bulunması halinde davadan önce parayı alan ve bu dönem zarfında parayı kullanan davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin önlenebilmesi için, davadan önce yapılan bu neviden ödemelerin güncellenmiş karşılığının hesaplanan tazminattan düşülmesi gerekmekte, rücu edilebilir sosyal güvenlik ödemeleri bulunması halinde ise sadece ödemeler toplamının hesaplanan zarar tutarından mahsup edilmesi gerekmektedir. Zira, sigortalıya veya hak sahiplerine Kurum tarafından 5510 sayılı yasa gereği yapılmış veya ileride yapılacak olan sosyal güvenlik ödemeleri (geçici iş göremezlik ödeneği, cenaze masrafları ve kız çocuklarına verilen evlenme ödeneği) ilgililere rücu edilmekte, sigortalıya bağlanan sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının ölümü sebebiyle hak sahiplerine iş kazası ve meslek hastalığı sigortası kolundan bağlanan ölüm geliri bulunması halinde de bu gelirlerin ilk peşin sermaye değeri ilgililere rücu edilmektedir. Nitekim davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 4. fıkrasında “iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Kurum tarafından yapılmış rücu edilebilir ödemeler, ifa amacı taşıyan ödeme niteliğinde olmayıp; bu ödemeler zarar sorumlularını sadece toplam zarar miktarından, zarar görene veya hak sahibine kurumun yaptığı ödemeler kadar sorumluluktan kurtarmaktadır. Bu yönüyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, zararın tazmininden sorumlu olanların mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi ve zarar görenlerin gerçek zararlarının üzerinde sebepsiz zenginleşmemesi bakımından önem arz etmektedir.
Somut olayda müteveffa yönetimindeki, dava dışı … Tur. Petr. Ürünl. Pazarlama Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı ticari kamyonet ile davalı …’ın sürücüsü ve işleteni olduğu ticari kamyon arasında davaya konu trafik kazası meydana gelmiştir. Destek yönetimindeki aracın ticari kamyonet olması, dava dışı şirket adına trafikte kayıtlı bulunması, davaya konu kazanın trafik iş kazası olma ihtimalini güçlendirmekte ise de, bu husus mahkemece yeterli şekilde araştırılmamıştır. Mahkemece SGK’na yazılan müzekkereye verilen 17.11.2017 tarihli cevabi yazıda, müteveffa …’ın hak sahiplerine bağlanan iş kazası ölüm geliri bulunmadığı belirtildiğinden, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda PSD indirimine gidilmeden tazminat hesaplanmıştır. Ancak dosyada mevcut SGK Başkanlığı İstanbul SGK il müdürlüğü Unkapanı Sosyal Güvenlik merkezinin ilgi: 24.12.2019 tarihli yazısında, 28.08.2017 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu ölen …’ın hak sahiplerine bağlanan gelirlerin 01.09.2017 tarihinde geçerli olan 31.01.2019 onay tarihli ilk peşin sermaye değerlerine ilişkin belgelerin ekte olduğu bildirilip, … tahsis kodu, … tahsis numaralı hak sahibi … adına ilk peşin sermaye değer tablosu, gelir bağlama tablosu ve dosya muhteviyatının İstanbul SGK İl Müdürlüğüne gönderildiği anlaşılmıştır. Yine SGK Başkanlığı, Bolu SGK İl Müdürlüğü tarafından davalı … şirketine gönderilen 03.02.2021tarihli yazı ile, iş bu davaya konu trafik kazası sonucu kurum sigortalısı …’ın vefat ettiği, hak sahibi yakınlarına 83.722,73 TL peşin değerli 31.01.2019 gelir onay tarihli ölüm geliri bağlandığı ve kurum zararı oluştuğu, gelir bağlama kararı ve tablolarının ekli olduğu, müteveffa yönetimindeki araçla kazaya karışan … yönetimindeki diğer aracın … Sigorta AŞ nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğu, Muhittin’in KTT ve Bolu 3. ACM’nin 2017/582 esas-2018/260 karar sayılı dosyasında alınan 01.12.2017 tarihli bilirkişi raporuna göre kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, 5510 sayılı Yasanın 21, 39 ve 76 vd. maddeleri uyarınca trafik iş kazasında poliçe ile sınırlı olmak üzere kurum sigortalısına yapılan ödeme ve bağlanan gelirlerden doğan kurum zararının SGK müdürlüğüne ödenmesi gerektiği, 02.02.2021 tarihi itibari ile borç toplamının 99.854,75 TL olduğu, 15 gün içinde ödeme yapılarak kuruma bilgi verilmesi, aksi halde dava ve icra takibi ile tahsil cihetine gidileceği belirtilmiştir. Davalı … şirketi vekili 11.02.2021 tarihli dilekçesi ekinde bu belgeleri dosyaya ibraz etmiş, ilgili SGK yazısı içeriğinden söz ederek uyuşmazlığın iş kazasından kaynaklı olup olmadığının araştırılmasını, bu hususta SGK’na müzekkere yazılarak durumun netleştirilmesini, davalı … şirketinin sorumlu olacağı tazminat tutarının belirlenmesinde SGK tarafından hak sahiplerine ödenen PSD’nin tazminattan indirilmesini talep etmesine rağmen bu konuda mahkemece herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı olduğu gibi hüküm kurulmuştur. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece SGK’ya yeniden müzekkere yazılarak muris …’ın vefatı nedeniyle davacı anne ve babaya ölüm geliri mi, ölüm aylığı mı yada her ikisinin de bağlanıp bağlanmadığı sorularak, SGK tarafından desteğin hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değeri, rücuya tabi olup olmadığı, yapılan ödemenin miktarı ve niteliği ile ilk peşin sermaye değeri tutarının ne olduğu hususlarının sorulması, dayanak ödeme belgelerinin temin edilmesi, bu durumun kesin olarak tespiti ile gelirin rücuya tabi olması halinde 5510 sayılı kanun’un 21. maddesi hükmü gereği şartları var ise tazminattan düşülmesi suretiyle davacı tarafın talep edebileceği destek tazminatı miktarının belirlenmesi için ek aktüer bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi, ayrıca bu konuda iş mahkemesinde açılan dava varsa dosyanın incelenerek gerektiğinde sonucunun beklenmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4286 E. 2020/2097 K.Yargıtay17. Hukuk Dairesi 2018/1802 E. 2020/675 K)
Bu nedenle davalı … vekilinin istinaf isteminin kabulüyle, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olan delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yeniden yargılama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı … şirketi vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 05/07/2021 tarihli 2020/652 Esas -2021/462 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı … şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf eden davalı … şirketi tarafından yatırılan 1.376,00 TL nispi, 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde davalı … şirketine iadesine,
3-Davalı … şirketi tarafından yapılan İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada gözönünde bulundurulmasına,
4-Davalı … şirketi tarafından yatırılan toplam 350,00 TL gider avansından kullanılmayan kısmın davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.