Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1979 E. 2021/1928 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2021
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 04/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 21.03.2016 günü…’nın sevk ve idaresinde bulunan aracın davacıya ait motorsiklete çarpması sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, davacının yaralandığını ve %11 oranında çalışma gücü kaybı ve 9 aya kadar geçici iş göremezlik süresi belirlendiğini, Cumhuriyet Başsavcılığında gerçekleşen uzlaşma tutanağında maddi ya da manevi tazminat talebinin uzlaşmaya konu olmadığını, davacının geçirmiş olduğu kaza nedeni ile uğramış olduğu maddi zararın(sürekli ve geçici iş göremezlik) fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiş, 27/03/2021 tarihli dilekçesi ile, sürekli iş göremezlik için 50,00 TL, geçici iş göremezlik için 50,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında uzlaşma söz konusu olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, davacının olayın asıl faili konumunda bulunan sürücü … … ile uzlaşmış olduğu, yine uzlaşmanın iptalinin istendiğine ilişkin bir delil ve beyanın da ileri sürülmediğinin anlaşılmasına göre, davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dosya içinde bulunan uzlaşma raporunda da anlaşılacağı üzere davacının yalnızca kendisine ait motosikletin yediemin otoparkında bulunması nedeni ile 300 TL otopark ücreti üzerinden uzlaştığını,uzlaşma tutanağında kazaya ilişkin maddi ya da manevi tazminat talebinin uzlaşmaya konu olmadığını,olayda kusurlu aracın ZMMS poliçesi ile davalı tarafından sigortalanmış olduğunu,davalı şirketin sigorta teminat limitleri dahilinde cismani zarardan sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Kaza 21.03.2016 tarihinde meydana gelmiş olup, davacının kaza sonucu boynunda kırık meydana geldiği, savcılık aşamasında alınan doktor raporunda ,BTM ile giderilebilecek şekilde yaralanmadığı, kemik kırıklarının hayati fonksiyonlarına etkisinin (3) olduğu belirtilmiştir. Davacının yaralanma durumuna ilişkin raporun tanziminden sonra, kazaya karışan aracın sürücüsü olan … … ile davacı arasında, uzlaştırmacı huzurunda 05.05.2016 tarihinde adliye binasında bulunan uzlaşma bürosunda yüz yüze görüşme ve uzlaşma müzakereleri yapıldığı, davacının araç otopark ücreti olarak ödediği 300,00 TL yi talep ettiği, şüphelinin istenilen meblağı kabul edip, uzlaştırmacı bilirkişi huzurunda 300,00 TL’sini teslim ederek, edimini yerine getirdiği anlaşılmıştır.
Uzlaştırmacı bilirkişi tarafından 05.05.2016 tarihli uzlaşma raporunun düzenlendiği anlaşılmıştır.. Tutanak düzenlendiğinde davacı taraf uğranılan cismani zararın farkında iken araç sürücüsü (işleteni) ile uzlaşmayı kabul ettiği anlaşılmıştır. Kadirli Cumhuriyet Başsavcılığının 09.05.2016 tarihli…… soruşturma nolu dosyasında CMK’nın 253. maddesi gereğince uzlaştırma nedeniyle ….. karar verildiği, 29.04.2016 tarihli uzlaşma teklif formunda CMK’nın 253. Maddesinde düzenlenen uzlaşmaya ilişkin hükümlerinin yazılı olduğu, davacının uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarını anladığına dair tutanakta imzasının bulunduğu, imza inkarında bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
CMK’nın 253/19 maddesinin “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” şeklinde düzenlenmesi, CMK gereğince Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 20. Maddesinde (05.08.2017 tarihli değişiklikle 33. maddesi) şüpheli tarafından yerine getirilebilecek edimlerin konusunun belirtilmesi, aynı maddenin 20/d bendinde mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesinin dahi edimler arasında sayılması, tarafların uzlaşması için mutlaka maddi karşılık ödenmesi şartının dahi ön görülmemesi,bu anlamda uzlaştırma tutanağının geçerli ve bağlayıcı olması, ceza soruşturması kapsamındaki uzlaştırma faaliyetlerinde, davacının özgür iradesi ile uzlaşma tutanağını imzalaması, kaza tarihi ile uzlaşma tutanağının düzenlendiği tarih arasında geçen süre ve soruşturma kapsamında davacının durum hakkında bilgi sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Özgür iradesi ile davacının imzaladığı uzlaşma tutanağının CMK’nun 253/19. maddesi gereği ilam niteliğinde olması, araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortası şirketi arasında kanundan kaynaklanan müteselsil borçluluk ilişkisi bulunması, kendi aralarındaki iç ilişki de (rücu) şartları varsa zararın en son haksız fiil faili olan araç sürücüsü üzerinde kalması (TBK’nın 162,163.vd mad.), TBK’nın 166. maddesi gereğince borçlulardan birinin ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçluların da borçtan kurtulması, aynı Kanun’un 168/2 fıkrası gereğince alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirmesi halinde bunun sonuçlarına kendisinin katlanması gerekmektedir.
Bu durumda, ZMSS şirketi araç işleteninin 3. kişilere olan hukuki sorumluluğunu sigortalısının kusuru ve azami poliçe limitine kadar üstlenmesi nedeniyle sürücü işleten ile yapılan uzlaşma, davalı sigorta şirketine de sirayet etmesi ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı 59,30 TL istinaf karar harcını peşin yatırdığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Kararın usulüne uygun şekilde taraflara (vekillere) tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde temyizi kabil olmak üzere 04.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.