Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1923 E. 2021/2152 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/08/2021tarihli ara karar
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 19/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafın işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacı yönetimindeki motosiklete çarparak davacının yaralanmasına ve aracın hasarlanmasına sebebiyet verdiğini belirterek iş görmezlik, tedavi gideri, araç hasarı, değer kaybı ve araç mahrumiyeti zararı olmak üzere şimdilik 5.000,00-TL maddi ve 75.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, davalı … adına kayıtlı kazaya karışan araç ile davalılar adına kayıtlı başkaca araçların trafik kaydına ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
Yerel mahkemece 29.11.2016 tarihli tensip tutanağının 11. nolu ara kararı ile davalı … adına kayıtlı söz konusu kazaya karışan…. plakalı araç üzerine 3. kişilere devrini önler nitelikte ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, davalılar vekili ihtiyati tedbir kararına itiraz ederek kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece 16.08.2021 tarihli… Esas sayılı ara kararı ile; Eskişehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin…. sayılı görevsizlik kararı sonucu dosyanın mahkemeye tevzi edildiği ve… sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, dosyanın istinaf edildiği ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 20.12.2017 tarih… sayılı ilamı ile mahkemenin görevli olması sebebiyle dosyanın gönderildiği ve halen derdest olduğu, Eskişehir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin …. sayılı dosyasının 29/11/2016 tarihli tensip 11 nolu ara kararında ….. ve plakalı araç üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünden ihtiyati tedbir konulduğunun anlaşıldığı, görevli mahkemede devam eden dava görevsiz mahkemede açılan davanın devamı niteliğinde bulunduğundan CMUK’un aksine HMK’da görevsiz mahkemede yapılan işlemlerin geçersiz olduğuna ilişkin açık bir düzenleme bulunmaması karşısında ve görevsizlik kararının usulü bir karar olması, görevli mahkemece davaya devam edilecek olması karşısında ihtiyati tedbir kararının devam etmekte olduğunun kabulü ile davalılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kaldırılması ve kalkmış sayıldığının tespiti yönündeki yerinde görülmeyen talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “İhtiyati tedbiri tamamlayan işlemler” kenar başlıklı 397. Maddesi 2. Fıkrasının “İhtiyati tedbir kararının etkisi, aksi belirtilmediği takdirde, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder.” düzenlemesini içerdiğini,
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin…. E. sayılı dosyası kapsamında yargılaması devam eden dosyanın, görevsizlik kararı ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesine tevdi edilmeden önce Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin…. sayılı dosyasında görüldüğünü, Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/11/2016 tarihli tensip tutanağının 11 numaralı ara kararı ile …. plakalı aracın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla tedbir konulmasına karar verildiğini, bu dosyada 2/03/2017 tarihl…. sayılı karar ile görevsizlik kararı verildiğini ve kesinleştiğini, HMK m.397/2 kapsamında ihtiyati tedbir kararı veren mahkemenin görevsizlik kararı, “nihai karar” niteliğinde olup bu kararın kesinleşmesi ile birlikte ihtiyati tedbir kararının etkisinin kendiliğinden sona ereceğini, söz konusu kararda tedbirin devam edeceğine ilişkin aksi bir durum da belirtilmediğini(Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 27/01/2009 Tarihli 2008/5680 E. – 2009/220 K. sayılı kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 07/02/2018 Tarihli 2017/1851 E. – 2018/185 K. sayılı kararı), bu halde mahkemece ihtiyati tedbir kararının etkisinin kendiliğinden sona erdiği kabul edilerek ihtiyati tedbirin terkini için ilgili kurumlara müzekkere yazılması gerektiğini, mahkemenin gerekçesinde hukuki nitelendirmede hata yapıldığını, mahkemece HMK m. 397/2 düzenlemesi ile şüpheye yer bırakmayacak açıklıkta belirtildiği üzere ihtiyati tedbir kararının etkisi nihai kararın kesinleşmesi ile birlikte sona ereceğinden kesinleşmiş görevsizlik kararının “nihai karar” niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın hukuki nitelendirmede hataya düşülerek somut olay bakımından uygulama alanı bulunmayan bir gerekçe ile talebin reddine karar verildiğini,
Görevsiz mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının görevsizlik kararının kesinleşmesi ile birlikte kendiliğinden sona erdiğinin tespiti talebinin yerinde görülmemesi halinde ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep ettiklerini, mahkemenin istinaf konusu ara kararında bu talebe ilişkin ayrıca bir değerlendirme yapılmaksızın “… davalı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kaldırılması ve kalkmış sayıldığının tespiti yönündeki yerinde görülmeyen talebinin reddine …” denilmekle yetinildiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “İhtiyati tedbirin şartları” kenar başlıklı 389. Maddesi 1. Fıkrasının “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesini içerdiğini, ihtiyati tedbir kararının ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebildiğini, uyuşmazlık konusu olmayan mallar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağını, iş bu davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğunu, ihtiyati tedbir konulan aracın uyuşmazlık konusu olmadığını, Yerleşik yüksek mahkeme içtihatlarında da bu hususun vurgulandığını(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 25/03/2021 Tarihli 2021/492 E. – 2021/565 K. sayılı kararı, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 16/10/2020 Tarihli 2020/847 E. – 2020/738 K. sayılı kararı),
Ayrıca ihtiyati tedbir kararı teminat karşılığında verilmiş olmadığı gibi neden teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmiş olduğunun gerekçesinin de açıklanmadığını, yaklaşık 4,5 yıl boyunca davalının mülkiyetinde bulunan aracı üzerinde tasarrufta bulunamamasının hakkaniyete uygun olmadığını, aracı satın almak isteyen üçüncü kişilerin tekliflerini kabul edemediğini belirterek…. plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin karar hukuki dayanaktan yoksun olduğundan, ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin usul ve yasaya aykırı bulunan ara kararının ve dolayısıyla ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemli davada, davalı …’e ait aracın trafik kaydı üzerine HMK’nın 389. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkindir.
HMK’nın 389. maddesi gereğince, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tedbir konulması talep edilen mal yada hakkın dava konusu olması gerekir.
Gerek ihtiyati tedbir, gerekse de ihtiyati haciz hukukumuzda geçici hukuki korumalar olarak düzenlenmiştir. Ancak bu iki hukuki koruma kurumu konuları, amaçları, kapsamı bakımından farklıdır. İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK’da 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 389.maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır” hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbir açıklanmıştır.
Amaç bakımından; ihtiyati tedbir, aynı uyuşmazlık konusu olan taşınır veya taşınmaz malların devrinin önlenmesi, dava sonuna kadar aynen muhafaza edilmesi veya bir tehlike yahut zararın önlenmesi amacıyla 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde öngörülen durumlarda başvurulan bir yol olup ihtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur.
İhtiyati tedbirin konusu geniş olup ihtiyati hacze konu teşkil eden şeyler dışında bir şeyin yapılması veya yapılmamasına dair fiil ve hareketler ile bir şeyin teslimi veya bir paranın ödenmesi veya ödenmemesi gibi yükümlülükler de ihtiyati tedbirin konusunu teşkil ederler. İhtiyati tedbir kararı alan kimse mutlaka süresi içinde dava açmak zorundadır. İhtiyati tedbir konusu para olsun olmasın çekişmeli bulunan uyuşmazlık konusu her şey hakkında uygulanabilir. Bu kapsamda bir uyuşmazlıkta hem ihtiyati tedbir hem ihtiyati haciz istenmesine yasal bir engel yoktur. Ancak uyuşmazlığın niteliği, konusu ve talep edilen hukuki koruma türüne göre, hangisinin koşullarının oluştuğu, hangisine karar verileceğini mahkeme takdir eder.
Somut olayda, davacı vekili ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. Yukarıdaki açıklamalara göre davalı … adına kayıtlı olan aracın HMK 389. maddesi kapsamında dava konusu uyuşmazlığı oluşturduğunun kabulü mümkün değildir. Dava konusu uyuşmazlıktan kasıt aracın mülkiyetinin taraflar arasında çekişmeli olmasıdır.
Davacının amacı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat alacağını güvence altına almak olduğuna göre, bu talebin niteliği itibariyle kural olarak ihtiyati haciz istemi olarak ileri sürülmesi gerekir.
Yukarıdaki açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda mahkemece, üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilen araç, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi talebin kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, davalılar vekilinin istinaf talebi yerinde görüldüğünden kabulü ile ilk derece mahkemesinin 16.08.2021 tarihli,… Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzelterek yeniden karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.08.2021 tarihli ve…Esas sayılı davalı tarafın ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine dair kararının KALDIRILMASINA,
Davalı … adına trafikte kayıtlı …. plakalı araç üzerine 29.11.2016 tarihli tensip tutanağı ile konulan İHTİYATİ TEDBİR KARARININ KALDIRILMASI İÇİN İLGİLİ TRAFİK TESCİL MÜDÜRLÜĞÜNE MÜZEKKERE YAZILMASINA,
2-Peşin alınan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalı tarafa iadesine,
3-Davalı tarafça yapılan İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde yapılacak yargılama sonucunda dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin işlemler ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-(f) maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19.11.2021tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.