Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1893 E. 2021/1711 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2021
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalılar … ve ……. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 07/11/2013 tarihinde, davalı …’un kullandığı ve davalı … …. plakalı aracın, davacıların oğlu ve kardeşi olan … …’a çarpması ile meydana gelen kaza sonucu … …’ın vefat ettiğini, kaza nedeniyle Konya 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada davalı sürücü …’un cezalandırıldığını, kazanın meydana gelmesinde davalı …’un asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza ve yaşadıkları kayıp nedeni ile davacıların büyük maddi ve manevi zararlarının bulunduğunu, davacı anne babanın müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, bu nedenlerle, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla, davacı anne … … ve baba … … için 5.000,00’er-TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, davacı anne için 20.000,00-TL manevi tazminatın, davacı baba 20.000,00-TL manevi tazminatın, davacı kardeş … … için 8.000,00-TL manevi tazminatın, davacı kardeş … … için 8.000,00-TL manevi tazminatın, davacı dede … … için 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar işleten ve sürücüden kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … … Ticaret AŞ. ve davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı sürücü …’un kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığını, davalının, kaza günü tüm trafik kurallarına uygun bir şekilde kendi şeridinde ilerlediğini, ancak davacıların murisinin davalının kullandığı aracın önüne çıktığını ve kazanın oluşmasında tam kusurlu olduğunu, davacılar murisinin bisiklet yolunun dahi olmadığı bir yolda, kask, dizlik vs. gibi koruyucuları kullanmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacılar … ve …’in çocukları, davacılar … ve …’un kardeşi ve davacı …’in torunu olan … …’ın, idaresinde bulunan bisikleti ile seyir ederken, davalı …’in kullandığı araç ile karıştıkları kaza sonucunda öldüğü, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %25 oranında, müteveffanın ise %75 oranında kusurlu oldukları, çocuklarının vefatı nedeni ile davacı anne ve babanın destekten yoksun kaldıkları, anne ve babanın talep edebilecekleri destekten yoksun kalma tazminatının hesabı bakımından Ankara BAM 26.Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararı doğrultusunda gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra alınan bilirkişi raporunda davacı anne için 42.072,81-TL, davacı baba için 35.661,49-TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığını, kaza sırasında kask takmayan desteğin ölüm nedeni de dikkate alındığında müterafik kusurlu olduğu, belirlenen tazminatlardan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı … … için 33.658,24-TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacı … … için 28.529,19-TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 62.187,43-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması kaydıyla, diğer davalılar bakımından ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kaza nedeni ile yakınlarını kayıp eden davacıların manevi tazminat talep edebilecekleri, manevi tazminatın belirlenmesine dair ilkeler gözetilerek davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davacı … … için 5.000,00-TL, davacı … … için 5.000,00-TL, davacı … … için 2.000,00-TL, davacı … … için 2.000,00-TL ve davacı … … için 1.250,00-TL olmak üzere toplam 15.250,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … … Tic. ve San. A.Ş.’ den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; kaza sırasında hız sınırının çok üzerinde ve meskun mahal trafik kurallarına uymadan seyir eden davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde daha kusurlu olmasına rağmen, müteveffanın %75 oranında kusurlu kabul edilmesinin ve kask takmaması nedeni ile müterafik kusur indirimi yapılmasının hatalı olduğunu, müteveffanın teknik lisede okuduğu dikkate alınarak asgari ücretin üzerinde gelir elde edeceği kabul edilmek sureti ile hesaplama yapılmaması yanında, yazları çalıştığı gözetilerek, asgari geçim indirimi yapılmaması gerektiğinin dikkate alınmamasının da hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının da son derece yetersiz olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar … ve … … Tic. ve San. A.Ş.’vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu kazanın müteveffanın bisikletini ani olarak davalı …’un kullandığı aracın önüne kırması ile meydana geldiğini, tanık beyanları ile sübut bulan bu oluşa rağmen davalı sürücüye kusur verilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili ile davalılar … ve … …. vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyadaki mevcut delillere göre, dava konusu kazaya ilişkin olarak, kaza tespit tutanağında yapılan değerlendirme ile ceza yargılaması dahil, tüm aşamalarda alınan kusur raporlarının aynı yönde olduğu ve kazanın; müteveffa bisiklet sürücüsü … …’ın manevra kurallarına aykırı davranarak taşıt yoluna doğru manevra yapması ve davalı sürücü …’un ise meskun mahal içinde aracını, hız kurallarına, teknik özelliklere, yol görüş, hava, ve trafik kurallarına uymaksızın kullanması nedeni meydana geldiği, oluş itibari ile müteveffanın daha ağır kusurlu olduğu, ancak davalı sürücünün de kusurunun bulunduğu sabittir. Bu nedenlerle, mahkeme tarafından hükme dayanak yapılan ve raporlar arasındaki çelişkileri de gideren 27/04/2016 tarihli bilirkişi heyet raporundaki kusur tespiti ile kusur oranları oluşa, usul ve yasaya uygun bulunmuş, davacılar ile istinafa gelen davalıların kusura yönelik istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur; 6098 sayılı TBK 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda; bisiklet kullanan desteğin kask takmadığının tespit edildiği, kaza sonrası tıbbi belgelerde ölüm nedeninin, beden travmasına bağlı kafatası kırığı ile birlikte beyin kanaması, beyin ödemi, hemotoraks ve akciğer kontüzyonu olarak belirtildiği anlaşılmakla, olayda desteğin de müterafik kusuru söz konusu olup, Mahkemece tazminat miktarları belirlenirken, Yargıtay uygulamaları doğrultusunda %20 oranında indirim yapmasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
Yerel Mahkeme tarafından verilen ilk kararın Dairemizin 28/03/2019 tarihli, ….. karar sayılı kararı ile kaldırılmasından sonra, mahkeme tarafından, kaldırma kararı doğrultusunda gerekli araştırmalar yapılmıştır. Desteğin teknik lisede okuduğu gözetilerek, muhtemel mezuniyet tarihi belirlenmiş, emsal araştırmaları ile gelir saptaması yapılmıştır. Hükme dayanak alınan aktüer bilirkişi raporunda; emsal araştırmaları dikkate alınarak, desteğin, asgari ücretin 1,25 katı ücret alabileceği kabulü ile hesaplama yapılmış, davacı annenin ev kadını olduğu gözetilerek sadece davacı babadan %5 yetiştirme gideri düşüldükten sonra davacı anne için 42.072,81-TL, davacı baba için 35.661,49-TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmış olup, hesaplamaya esas gelirinin tespitinde ve yetiştirme gideri indirimi uygulamasında bir usulsüzlük bulunmayıp, istinaf eden davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf talepleri red edilmiştir.
Mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarına davacı ve istinafa gelen davalı tarafça itiraz edilmiştir. Davacı taraf tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu söylerken, davalı taraf ise fazla olduğunu savunmuştur.
Davacıların tazminat istemleri BK 56.maddeye dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir. Tüm bu kriterlere göre belirlenecek tazminat -aynı anda- tarafların ikisini de memnun etmese dahi, adil olacağı için, hukuk tarafından kabul edilen ve uygulanan sistem haline gelmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, müteveffa bisiklet sürücüsünün daha ağır kusuru ile meydana gelen kaza nedeni ile davacı anne ve babanın desteği ve diğer davacıların ise yakını olan … … vefat etmiştir. Olayın oluş şekli, kazadaki kusur durumu, zararın ağırlığı, kayıpları nedeni ile davacıların yaşadıkları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın tarihindeki paranın alım gücü manevi tazminatın belirlenmesinde en önemli etkenlerdir. Ancak, manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Tüm bu kriterler bir arada değerlendirildiğinde; hükmedilen manevi tazminat miktarlarının; duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde ve her iki tarafın mali ve sosyal durumlar uygun olduğu görülerek, davacı ve istinafa gelen davalı tarafın manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin de reddine karar verilmiştir.
Tüm bu gerekçelerle; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekili ile davalılar … ve … … Ticaret A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının HMK.nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili ile davalılar … ve … … Ticaret A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talebi red edilen davalılar yönünden, Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.606,65-TL karar harcından peşin alınan 1.322,44-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.284,21-TL harcın davalılar … ve … … Ticaret A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebi red edilen davacılar yönünden, Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan harcın hazineye gelir kaydına,
4-İstinafa başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği, kesinleştirme,harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.