Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1860 E. 2021/1887 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2018
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 07/09/2014 tarihinde sürücü … sevk ve idaresinde olup … adına kayıtlı olan ve davalı nezdinde ZMM sigorta poliçesi düzenlenen aracın, seyir halinde olduğu esnada küçük …’a çarpması neticesi yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu davacının vücut bütünlüğünü önemli ölçüde zarar gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile talebini 100.673,41 TL ‘ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; aracın davalı nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, sigortalının kusurlu bulunması halinde zararının karşılanacağını, bu nedenle kusur ve maluliyet durumunun ilgili ihtisas dairelerinden tespiti gerektiğini, faizin ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesi davacının kusursuz olması ve olay sonrasında davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusuru %20 olsa dahi davacının kalan zararı bir başkasından talep edemeyeceği hususu da nazara alarak davacının tüm zararının davalı sigortacı tarafından karşılanması gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında uzlaşma söz konusu olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı şirketin; ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, olayın meydana gelmesinde % 80 oranında yola çıkan köpeklerin kusurlu olmasına karşın tüm kusurun davalıya atfedilmesinin hukuka uygun olmadığını, davalı sigortanın davacının zararının %20’sine tekabül eden miktar kadar sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Somut olayda, 07.09.2014 günü, sürücü …’un, yönetimindeki araçla seyir halinde olduğu esnada köpek havlaması nedeniyle korkan davacı küçük yaya … …’ın ürkerek taşıt yoluna inmesi ile küçüğe bu aracın çarpması neticesi kazanın meydana geldiği, kaza neticesi davacı … …’ın yaralandığı, mahkemece alınan ve ….. Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen kusur raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde tarafların kusurunun bulunmadığının belirlendiği, rapora itiraz üzerine -…… Dairesi ATK’dan alınan rapor uyarınca kazanın meydana gelmesinde davacı yaya küçüğün kusurunun bulunmadığı, davalı araç sürücüsünün ise olayda %20 oranında kusurlu bulunduğu, köpeklerin ise % 80 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından kabul edilen olayın oluş şeklinin, mevcut durum ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, araç sürücüsüne verilen kusurun belirlenmesinde köpeklerin eyleminin değerlendirildiği ve araç sürücüsünün, mahalde bulunan çocukları ve bu çocuklara saldıran köpekleri gördüğünde seyrini müteyakkız bir şekilde sürdürüp mevcut hızını azaltarak emniyetle durabilecek şekilde seyrini sürdürmemiş olması nedeniyle kendisine kusur verildiğinin anlaşılmasına göre hükme esas alınan kusur raporu oluşa uygun olmakla davalı vekilinin kusur durumuna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafından davacının zarardan sürücünün kusuru ile sorumlu tutulması gerektiğine ilişkin itirazı yönünden ise; kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun olmaması, davacının zararını kusuru dayalı olarak talep etmemiş olması, kusurun bir kısmının yola çıkan köpeğe kusur izafe edilmesi halinde dahi zararın karşılanması müştereken ve müteselsilen davalıdan talep edebileceğinden davalının buna ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/12447 E. 2017/5463K. )
Davalının, savcılık soruşturmasında uzlaşma sağlandığına yönelik itirazları yönünden ise,
CMK’nın 253/19 maddesinin “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Somut olayda getirtilip incelenen …. CBS.nin……. soruşturma nolu doyası kapsamında yer alan 02.12.2014 tarihli uzlaştırma raporunda yalnızca davacı küçüğün babası …’ın imzasının bulunması, evlilik birliği devam ettiği ve velayet müşterek kullanıldığı halde anne …’ın uzlaşma tutanağının tanziminde hazır bulunmadığı ve imzasının yer almadığının anlaşılmasına göre usulüne uygun gerçekleştirilmiş bir uzlaşmadan söz edilemeyeceğinden davalının bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kusur raporunun oluşa uygun ve karar vermeye elverişli olmasına, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin içtihat değişikliği nedeniyle muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam tablosu uygulanması gerekir ise de, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda PMF 1931 Yaşam Tablosu uygulanarak muhtemel yaşam süresinin belirlenmiş olmasının davalı lehine olmasına, yerel mahkeme kararında bir usulsüzlük bulunmamasına ve mahkemenin gerekçesine göre davalı vekilinin tüm istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 6.877,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.719,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.157,75 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333 maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın usulüne uygun şekilde taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRESİ İÇİNDE TEMYİZİ KABİL olmak üzere 26.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.