Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1821 E. 2022/1214 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1821 – 2022/1214
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1821
KARAR NO : 2022/1214

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2016
NUMARASI : 2016/796 Esas 2016/559 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/06/2013 tarihinde davalı … Sigorta şirketine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı, dava dışı …‘nin sevk ve idaresindeki davacının da içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araçla seyir halinde iken, davalı … Sigorta AŞ’ne Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı, dava dışı … idaresindeki … plakalı kamyonun hafriyat döküm alanına yaklaşmak için dorsesi ile yolu kapatması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, trafik kazası tespit tutanağında davacının içinde yolcu olarak bulunduğu aracın tali, diğer aracın asli kusurlu kabul edildiğini, ceza davasının devam ettiğini, davacının yatağa bağımlı hale geldiğini ve sürekli başkasının bakımına muhtaç olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacının yaşam boyu bakıcı gideri için ayrı ayrı 1.000,00 TL maddi tazminatın sigortalı araçların kusurları oranında ve kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 14.10.2016 tarihli dilekçe ile davalı … Sigorta AŞ’nin kusura göre alacağı fer’ileriyle birlikte ödediğini sulh nedeniyle davadan adı geçen davalı yönünden feragat ettiğini, yargılama gideri vekalet ücreti talebi olmadığını, davaya davalı … Sigorta Şirketi yönünden devam ettiğini belirtmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili, kazaya karışan davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın 05.10.2012-05.10.2013 tarihleri arasında davalı şirkete Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, davacının eldeki bu davadan önce davalı şirket aleyhine açtığı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/754 Esas sayılı davasından sulh nedeniyle feragat ettiğini, dolasıyla eldeki davayı açamayacağını, davacı zararının eldeki davadan önce ödendiğini belirterek davanın reddini, aksi halde kusur, müterafik kusur, hatır taşıması, maluliyet oranı ve zarar yönünden bilirkişi raporu alınarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili, kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirkete Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, sigortalının kusuru ve poliçe limitiyle sorumlu olduklarını, bakıcı giderinin teminat dışı olduğunu, aksi halde kusur, maluliyet oranı ve zarar yönünden bilirkişi raporu alınarak davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı vekilinin davalı … Sigorta AŞ. ile ilgili davasından feragat etmesi sonucu, bu davalı yönünden dosyanın mahkemenin 2015/642 Esas sayılı dosyasından tefrik edilmesine karar verildiği, yeni alınan 2016/796 Esas üzerinden yargılamaya devam olunduğu, davacı vekili Av. …’ın, dava dosyasındaki vekaletnamesinde davadan feragat etmeye yetkisi olduğu, davadan feragatın, davaya son veren taraf işlemlerinden olup karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi, davacı vekilinin de bu konuda vekaletnamesinde yetkisi bulunduğu anlaşılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davadan feragat edilmekle; HMK’nın 307 ve 311. maddeleri dikkate alınarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Eldeki davanın konusunun davacının geçirdiği trafik kazası sonrası bakıma muhtaç kalması sebebiyle uğradığı bakıcı gideri zararına ilişkin olup yerel mahkemece davanın feragat sebebiyle reddedildiğini, kararın hatalı olduğunu, doğmamış haktan feragat edilemeyeceğini, söz konusu davada henüz delillerin tamamının toplanmadığını, davacının maluliyet oranı ve bakıma muhtaçlık halinin kesin surette tespit edilememiş olup kusur ve hesap raporlarının dahi alınmadığını, bu durumda tazminat miktarı belirlenmeden yapılan feragatın, doğmamış haktan feragat edilmesi anlamına geldiğini; özel Daire içtihatlarında bu gibi durumlarda “doğmamış haktan feragat edilemeyeceğinin” özel olarak belirtildiğini, feragatin geçerli sayılabilmesi için öncelikle doğmuş bir haktan söz edilebilmesi gerektiğini, hakkın doğması için ise maluliyetin kati surette tespiti ve tazminat miktarının belirli hale gelmesini, aksi takdirde tazminat hakkının doğmadığı kabul edilerek feragatın geçerli hale gelmeyeceğini, eldeki davaya konu dosyanın tefrike uğramadan evvel Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/642 E. Sayılı dosyasından devam ettiğini, bu dosyadan tarafına herhangi bir tebligat çıkarılmadan 21.10.2016 tarihinde tutulan tensip ile … Sigorta A.Ş. yönünden açılan davanın tefrikine karar verildiğini, tefrik kararından sonra Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu ve 2. Üst Kurulu tarafından düzenlenen raporlarda davacının %100 oranında malul kaldığı ve bakıma muhtaç hale geldiği kati surette tespit edilmiş, daha sonrasında Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından kusur raporu tanzim edildiğini, son aşamada da sigorta şirketlerinin sorumlu oldukları tazminat miktarlarının belirli hale geldiğini, bu işlemlerin tamamının sulh sözleşmesinden sonra yapıldığını, dolayısı ile tazminat miktarının belirli hale gelip hakkın doğmuş olduğundan bahsedilemeyeceğini,
Tefrik kararı tarafına tebliğ edilmeden ve tefrik edilen dosya yönünden duruşma açılıp beyanları alınmadan verilen kararın adil yargılanma hakkının ağır ihlaline sebep olduğunu, tefrik kararı ile ilgili olarak tarafına herhangi bir tebligat yapılmadığı için yargılamanın … Sigorta A.Ş. yönünden de devam ettiği yönündeki haklı kanaat ile bu şirkete yönelik taleplerin de yer aldığı bedel artırım dilekçesi sunulduğunu (EK-4 Bedel artırım dilekçesi),
Mahkeme tarafından verilen tefrik kararı son derece hatalı olduğu gibi tarafına bu karara ilişkin tebligat yapılmaması, duruşma günü verilip beyanlarının alınmamasının adil yargılanma hakkının ağır şekilde ihlaline sebep olduğunu, zira tarafınca … Sigorta A.Ş. yönünden davanın Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/642 E. sayılı dosyada devam ettiği yönündeki haklı kanaatle bu şirket yönünden taleplerini 186.167,00 TL’ye yükselttiklerini, oysa sulh protokolünde asıl alacağın yalnızca 63.833,00 TL olduğunu, arada açık bir nispetsizliğin bariz olduğunu, hem davacının sağlık durumunun çok ağır olması hem sulh olunan miktar ile hak edilen tazminat arasındaki açık nispetsizlik durumu hem de doğmamış haktan feragat edilemeyeceği ilkesi birlikte değerlendirildiğinde iddialarının haklılığın anlaşılacağını, kısmi davada yapılan feragatın bu davada talep edilen miktar ile sınırlı olduğunu, istinafa konu davada; fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak bakıcı zararına mahsuben 1.000,00 TL maddi tazminat talep edildiğini,
Yukarıdaki itiraz ve beyanları baki olmak üzere bir an için dosyadaki feragat dilekçesinin hukuken geçerli olduğu kabul edilse dahi; kısmi davadaki feragatin bu davada talep edilen miktarla sınırlı olduğu, fazlaya ilişkin haklardan da feragat edildiğinin açıkça belirtilmediği hallerde saklı tutulan alacak kesiminden feragat edilmediğinin kabulünün gerekeceğini, saklı tutulan alacak kesimi ile ilgili olarak her zaman dava açılmasının mümkün bulunduğunun Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarından olduğunu (21. Hukuk Dairesi, 2009/7635 E. – 2009/13208 K., 20.10.2009), kısmi davadaki feragatın, saklı tutulan alacak kesimini kapsamadığını, diğer bir deyişle feragat nedeniyle redde ilişkin kararın tüm alacak miktarı bakımından kesin hüküm oluşturmayacağının da ortada olduğunu, sulh protokolünde davalı … vekilinin de vekalet ücreti talebi olmadığı hükmü yer aldığı halde davacı aleyhine vekalet ücretine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş. İle düzenlenen 06.09.2016 tarihli sulh protokolünde açıkça davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmeyeceği kararlaştırılmasına rağmen hükümde davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Davacı vekili, 27/06/2013 tarihinde, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu, davalı … Sigorta şirketine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı araç ile davalı … Sigorta AŞ’ne Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı aracın karıştığı kazada davacının yaralandığını, yatağa bağımlı hale geldiğini ve sürekli başkasının bakımına muhtaç olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacının yaşam boyu bakıcı zararı için ayrı ayrı 1.000,00 TL maddi tazminatın sigortalı araçların kusurları oranında ve kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davalı … Sigorta A.Ş. yönünden tefrik edilen eldeki davada davacı vekili Av. …’ın, dava dosyasındaki vekaletnamesinde davadan feragat etmeye yetkisi olduğu, davadan feragatın, davaya son veren taraf işlemlerinden olup karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi, davacı vekilinin de bu konuda vekaletnamesinde yetkisi bulunduğu anlaşılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davadan 14.10.2016 tarihinde feragat edilmekle; HMK’nın 307 ve 311. maddeleri dikkate alınarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle bakıcı gideri istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken toplam 80,70 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL.nın mahsubu ile kalan 21,40 TL. harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Kararın taraf vekillerine tebliğine dair,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1-b-1 ve 361/1 maddesi gereğince kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 28.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.