Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/177 E. 2023/376 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/177 – 2023/376
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/177
KARAR NO : 2023/376

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/09/2020
NUMARASI : 2016/1002 Esas 2020/353 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar ….AŞ vekili ile … Sigorta AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili; 20.08.2014 tarihinde davalılardan … Anonim Şirketine ait, … Sigorta AŞ’ne zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile kırmızı ışıkta geçip yeşil ışıkta yaya kaldırımından geçen davacıya çarparak yaralanmasına ve malul kalmasına neden olduğunu, yeni doğum yapan davacının sekiz ay bebeği ile ilgilenmediğini, memur olan davacının maaşının 3.500,00-TL olup devlet hastanesindeki işine 01.04.2016 tarihinde başlayabildiğini, sekiz ay ücretsiz izin kullandığını, davalı … tarafından ceza yargılaması sırasında davacıya tedavi ve ulaşım giderlerine yönelik bir miktar para ödendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 5.000-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile sürekli sakatlık tazminatı ve efor kaybı sonucu oluşan maddi zararlarına karşılık şimdilik 15.000-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yaşadığı manevi ve psikolojik sıkıntıları nedeniyle de 60.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 14.05.2018 tarihli dilekçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından 05.03.2018 tarihli sulh sözleşmesi gereğince poliçe limiti olan 268.000,00-TL alacak, 33.000,00-TL faiz, 22.030,00-TL vekalet ücreti olmak üzere 10.05.2018 tarihinde toplam 323,030.00-TL ödeme yapıldığından sadece davalı … Sigorta AŞ yönünden davadan feragat ettiklerini, diğer davalılar yönünden davaya devam ettiğini bildirmiş; 25.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatını 13.607,50-TL’ye, sürekli işgöremezlik talebini 155.994,07-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi vekili, davalı … aleyhine açılan Eskişehir 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/806 Esas sayılı dosyasının eldeki davanın sonucu etkilemesi nedeniyle bekletici mesele yapılması gerektiğini, davalı şirketin kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, davalı şirketin kazaya karışan … plakalı motorsikletin satıcısı olup işleteni olmadığını, aracın diğer davalı …’in sorumluluğu ve gözetimi altında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, Eskişehir 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/806 Esas sayılı dosyası derdest olup, kendisi aleyhinde kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmadığından ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını, kendisine atfedilen kusur oranını kabul etmediğini, davacının yaya yolundan geçmediği için kusurlu olduğunu, Eskişehir 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/806 Esas sayılı dosyasının 16/04/215 tarihli duruşmasında davacının 8.000,00-TL civarında maddi kaybının olduğunu bildirdiğini ve davacıya bu bedeli ödediğini, davacının da ödemeyi aldığını kabul ettiğini, bu durumun mahkemece gözönüne alınarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili, kazaya karışan … plakalı aracın 03.07.2014-03.07.2015 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde ZMMS sigorta poliçesi ile 268.000-TL limitle sigortalı olup sorumluluklarının gerçek zarar, sigortalı araç sürücüsünün kusur ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, tarafların kusur durumu ve davacının maluliyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumundan, tazminat yönünden ise aktüer bilirkişiden rapor alınmasını, davacı memur olduğundan SGK ödemelerinin sorularak elde ettiği gelir ve tazminatların belirlenecek zarardan mahsubunu, davacının davadan önceki başvurusu üzerine aktüer çalışması yapılarak hesaplanan tazminat tutarının davacıya ödeneceğinin bildirildiğini ancak bu sırada iş bu davanın ikame edildiğini, davalı şirketin temerrütünden söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş; 17.05.2018 tarihli dilekçesi ile davacı ile yapılan sulh ibra feragatname gereğince 10.05.2018 tarihinde davacıya 268.000,00-TL alacak, 33.000,00-TL faiz, 22.030,00-TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 323.030,00 TL ödeme yaptıklarından davanın konusuz kaldığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın, davalı … sigortaya ZMSS ile sigortalı bulunan diğer davalı …’in sürücüsü, davalı … AŞ’nin maliki olduğu … plakalı motosikletin davacıya çarpması sonucu, davacının yaralanarak geçici iş göremezlik, efor kaybı zararıyla manevi zararlarının oluştuğu, maddi zararların davalı sigorta teminatı kapsamında olduğu, diğer davalıların araç maliki ve kusurlu sürücü olarak hem maddi hem manevi zarardan sorumlu oldukları iddiasına dayalı olarak talep edilen 5.000,00-TL geçici iş göremezlik ile 15.000,00-TL efor kaybı nedeniyle oluşan maddi zararının dava tarihinden yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan, 60.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talebine ilişkin tazminat davası olduğu, Eskişehir 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/806 Esas, sayılı dosyasında alınan İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin 27/04/2016 tarihli raporunda “sanık sürücü davalı … olay yerinde seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, kırmızı ışıkta durması gerekirken kırmızı ışıkta geçiş yapıp, sevk ve idaresindeki motosikletin sağ tarafından seyir yoluna giren yayaya çarptığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle asli kusurlu, müşteki davacı …’ın yayalar için yeşil ışığın yandığı mahalde karşıdan karşıya geçişi sırasında sol tarafından gelen motosikletin kendisine çarptığı olayda atfı kabil kusur bulunmadığı, sonuç olarak sanık sürücü …’in asli kusurlu, müşteki yaya …’nin kusursuz olduğu” şeklinde mütalaada bulunulduğu, ceza mahkemesince, İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan rapor gerekçesi ve sonucu dosya kapsamına uygun bulunduğundan bu raporla yetinilerek yeniden rapor alınması cihetine gidilmediği, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 10/01/2018 tarihli raporda “…’ın 20/08/2014 tarihindeki yaralanmasına ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliğine göre maluliyet durumuyla ilgili olarak yukarıda kayıtlı bilgi ve bulgulara göre; oksipital kemikte foramen magnuma kadar uzanan kırık yaralanmasıyla ilgili olarak A cetvelinde 1. Liste (baş ağrıları) arıza sıra no:1 (trepenasyon veya travma sonucu baş kemiklerinin açıklıkları) G maddesi (25 cm2’den geniş (plastikle kapatılmamış)) arıza ağırlık ölçüsü: 30, B cetveline göre meslek grup no:23 (tıbbi sekreter) C cetveline göre sürekli iş göremezlik simgesi: A,D cetveline göre sigortalının meslekte kazanma gücünde azalma oranı:34, E cetvelinde 34 yaşa göre düzeltildiğinde kalıcı maluliyet oranının %32,2 olduğu” şeklinde mütalaada bulunulduğu, davacı vekilinin 14/05/2018 tarihli dilekçe ile davalı sigorta şirketinin 268.000 TL tazminat limitinin tamamını ve 33.000,00-TL. faizi ve 22.030,00-TL. yargılama gideri ve vekalet ücretini davacıya ödediği, yapılan sulh anlaşması gereğince sigortaya yönelik davadan feragat ettiklerini beyan ettiği, davacı, davalı … ve davalı … şirketi vekillerince Osmangazi Üniversitesi’nce düzenlenen maluliyete ilişkin rapora itiraz edilmekle bu rapora yönelik taraf itirazları özellikle davacı tarafın davacıya ait epilepsi rahatsızlığının değerlendirilmediği yönündeki itirazlarının değerlendirilerek; kalıcı veya geçici maluliyetinin oluşup oluşmadığı, oluşmuşsa bu maluliyetin oranı, maluliyeti oluşmamış ise tedavi sürecinin sonuçlanıp sonuçlanmadığı, tedavisinin sonuçlandığı veya sonuçlanmış sayılacağı tarihe göre davacının kaç günde iyileşebileceği ve iş ve güçten kaldığı sürenin miktarının, değerlendirilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan 10/04/2019 tarihli rapor alındığı raporda gerekçeler açıklandığı üzere sonuç olarak; “…’ın 20/08/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle gelişen beyin doku hasarı nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ev hanımı olduğu bildirilmekle Grup1 kabul alınarak:Gr1 I (12a……….30) A %34,E cetveline göre %32.0 (yüzdeotuzikinoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin 20/08/2014 tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceği” şeklinde mütalaada bulunulduğu, tüm dosya kapsamı, Asliye Ceza Mahkemesi dosya kapsamının, ceza dosyasında alınan raporlar ve mahkeme kararı ile maluliyete ilişkin adli tıp raporu değerlendirilmek suretiyle davacının talep edebileceği tazminatın gerekçeli ve denetime elverişli olarak hesaplanması için hesap (aktüer) bilirkişisi …’dan alınan 06/12/2019 tarihli raporda gerekçelerini açıkladığı üzere sonuç olarak; “sigorta şirketince 268.000,00-TL’lik poliçe limiti dahilinde davacıya ödeme yapıldığı, sigortaca ödenen paranın faizinin güncellenerek davacı zararından mahsubu sonrasında davacı …’ın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılar tarafından karşılanması gereken,sürekli efor kaybı bakiye maddi zararının 155.994,07-TL, geçici iş göremezlik maddi zararının 13.607,50-TL, davacının talep ettiği manevi tazminat takdirinin mahkemeye ait olduğu “şeklinde mütalaada bulunduğu, davacı vekilinin 25/12/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile sigorta dışındaki davalılar yönünden geçici iş göremezlik tazminatı talebini 13.607,50-TL. sürekli efor kaybı tazminatı talebini ise 155.994,07-TL. olmak üzere toplam talebini 169.601,57-TL’ye yükselttiği, alınan bilirkişi raporları dosya kapsamına uygun hüküm kurmaya yeterli ve elverişli bulunduğundan dava konusu kazanın oluşumunda davalı …’in tam ve asli kusurlu olduğu, davacı …’nin kazaya bağlı olarak %32 oranında sürekli maluliyetine sebebiyet verecek ve 12 ay içinde iyileşebilecek şekilde yaralanarak oluşan iş gücü kaybı nedeniyle davalı sigorta tarafından karşılanan 268.000,00-TL’lik dışında kalan bakiye 169.601,57-TL zararının oluştuğu belirlenmiş olup, davalı …’in %100 oranında kusurlu olarak kazaya ve söz konusu zararlara sebebiyet vermiş olduğu, diğer davalı … … AŞ’nin araç maliki olarak meydana gelen zarardan sorumlu olması, davalı sigortanın trafik sigortacısı olarak sigorta poliçesi kapsamında zarardan sorumlu olması, ancak, davalı sigorta şirketince sigorta teminatı limiti olan 268.000,00-TL’nin ödenmiş olması ve yapılan sulh anlaşması gereği, sigorta şirketine yönelik davadan feragat edilmiş olması sebebiyle sigorta yönünden davanın reddine, diğer iki davalıya yönelik, sigortaca ödenen 268.000,00-TL’yi aşan bakiye zarara ilişkin maddi tazminata ilişkin dava bölümünün kabulü ile; 169.601,57-TL’nin davalılar … … AŞ ile …’den 20/08/2014 kaza tarihinden, davalı sigortadan 23/08/2016 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, kusur durumu, davacının kazaya bağlı %32 oranında sürekli maluliyetinin oluşması, geçirdiği 12 aylık tedavi süreci, bu nedenlerle yaşadığı ve yaşayacağı manevi acı ve üzüntü, tarafların ekonomik sosyal durumları gözetildiğinde, davacı için 60.000,00-TL manevi tazminatın uygun olacağı kabul edilmekle; maddi tazminata ilişkin davanın kabulü ile, 169.601,57-TL’nin davalılar … … AŞ ile …’den 20/08/2014 kaza tarihinden, davalı sigortadan 23/08/2016 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, manevi tazminata ilişkin davanın kabulü ile,60.000,00-TL’nin davalılar … … AŞ ile …’den 20/08/2014 kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalılar … Anonim Şirketi vekili ile … Sigorta AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eldeki davanın açılmasının ardından davalı sigorta şirketinin, söz konusu kaza nedeni ile sorumluluğu kapsamında ödenmesi lazım gelen tazminatın tamamını davacı tarafa ödediğini, bahse konu poliçe tahtında sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup bedeni zararlar halinde maddi tazminat talepleri için şahıs başına azami poliçe teminat limitinin 268.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından, davacı yanla varılan mutabakat uyarınca davacı taraf vekili Av. …’ye 08.05.2020 tarihinde 268.00,00-TL ana para, 22.030,00-TL dava ve icra vekalet ücreti, 33.000,00-TL faizin ibraname mukabilinde poliçe limitinin tamamının ödendiğini, trafik poliçe limitinin tüketildiğini, işbu ödeme neticesinde, davacı tarafın HMK 307 vd. maddeleri gereğince tazminat miktarı ve fer’ileri ile işbu istinafa konu davayı da kapsar şekilde ekli Sulh protokolü gereği davalı sigorta şirketini ibra ederek eldeki davadan 14.05.2018 tarihli dilekçe ile sigorta şirketi açısından davadan feragat ettiğine ilişkin beyanda bulunduğundan, davacının feragat beyanı HMK madde 311 uyarınca kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan davalı sigorta şirketi açısından davanın reddi gerekirken sorumluluğuna karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davacı ıslah dilekçesi ile sadece davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılardan karara konu tazminat talebinde bulunmasına rağmen mahkeme taleple bağlılık ilkesine (HMK m. 26) aykırı olarak davalı sigorta şirketinin de sorumluluğuna karar vermesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … … AŞ’nin dava konusu kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, davalı şirketin sorumluluğunun “araç sahibi” sıfatından kaynaklanan kusursuz sorumluluğu ile değil, diğer sorumlular kavramı kapsamında ve 2918 sayılı Kanunun 85 ile 3. maddesi hükmünde öngörülen tanım çerçevesinde “işleten” sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti ile saptanması gerektiğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında maddi ölçüye göre işletenin; araçtan ekonomik olarak yararlanmak ve araç üzerinde fiili hakimiyet bulunduran kişi olduğunu, gerek doktrin gerek Yargıtay’ın uygulamalarında işleten sıfatının belirlenmesinde maddi ölçünün incelenmesi gerektiğinin belirtildiğini, bu kapsamda davalı şirketin 2918 sayılı Kanunda tanımlanan işleten sıfatına haiz olmayıp … plakalı motorsikletin satıcısı olduğunu, herhangi bir işinde kullanmadığını, araç üzerinde fiili hakimiyetinin bulunmadığını, ekonomik çıkarın kendisine ait olmadığını ,bu nedenle davalı şirketin işleten konumunda olmadığı açık olup herhangi bir sorumluluğunun da bulunmadığını, ayrıca olayda kusuru saptanamayan davalı şirketin sadece ve soyut olarak araç sahipliği sıfatından dolayı mesuliyetleri cihetine gidilemeyeceği gözetilmeden, aynı zamanda 2918 sayılı yasada tarif edilen usul ve esaslara göre işleten, ya da “istihdam eden” sıfatı bulunup bulunmadığı da araştırılmadan maddi ve manevi tazminattan sorumlu tutulmasının yasaya aykırı olduğunu ,
KTK’nun 90. maddesinin “manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” hükmünü içermekte olup bu hüküm uyarınca, bir motorlu aracın neden olduğu manevi zararlardan doğan sorumluluğun Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine tabi olduğunu, manevi tazminat duyulan acıyı gidermeye yönelik olarak öngörülmüş bir tazminat olduğundan bu çerçevede acıyı verene yüklenmesi gereken bir tazminat olması nedeniyle herhangi bir kusuru bulunmayan davalı … AŞ’nin manevi tazminattan sorumlu tutulmasının da hatalı olduğunu, ayrıca manevi tazminat zenginleştirmeyi amaçlamadığından davacının maluliyet oranı ve davalı şirketin kusurunun bulunmaması da dikkate alındığında 60.000,00-TL manevi tazminat miktarının orantılılık ilkesine uygun olmadığını,
Bilirkişice yapılan hesaplama neticesinde ulaşılan rakamın aşırılık arz ettiğini, maluliyet oranının gerçeği yansıtmaması nedeniyle yapılan hesaplamanın da hatalı olduğunu, trafik kazası sonucunda oluşan iş göremezlik raporunun genel hükümler çerçevesinde tüm vücut fonksiyon kaybı oranlarına göre hesaplanması gerektiğini, dava konusu kaza 2014 yılında meydana gelmiş olup 2013 yılında yürürlüğe giren ”maluliyet tespit işlemleri” yönetmeliği dikkate alınarak ATK Raporu düzenlenmesi gerekirken 10.06.2019 tarihli raporda maluliyet oranının 2008 tarihinde yürürlüğe giren ”Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri” yönetmeliğine göre tespit edilmiş olup bu nedenle maluliyet oranının hatalı olduğunu, dolayısıyla bu malluliyete göre hesaplama yapan bilirkişi hesap raporunun da açıkça hatalı olduğunu, derhal(hemen) uygulama ilkesi gereğince haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan ”maluliyet tespit işlemleri” yönetmeliğine göre maluliyetin tespiti gerektiğini, Yargıtay İçtihatları ve doktrine göre haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmeliğe göre maluliyet oranı tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca düzenlenen raporda davacının daha önce herhangi bir ameliyat geçirip geçirmediği, davacının varsa öncesine ait hastalıklarının ve ameliyatlarının dikkate alınması ve davacının sadece bu kazadan kaynaklanan ve bu kaza ile illiyetli olan maluliyetin tespiti gerekirken bu hususlar dikkate alınmaksızın maluliyet oranının %32 aşırı bir oran olarak belirlendiğini, kaza öncesi davacının herhangi bir maluliyetinin olup olmadığına yönelik hiç bir bulgu ve araştırma konusu yapılmadan doğrudan bu şekilde rapor düzenlemek gerekli araştırma ve incelemelerin yapılmadığının bu nedenle de hakkaniyetten uzaklaşıldığının göstergesi olduğunu, bununla birlikte davacıya iş göremezlikten dolayı SGK tarafından bağlanan aylık olup olmadığının Mahkemece, SGK’ya müzekkere yazılarak sorulması ve varsa yapılan ödemenin bilirkişice hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi gerekeceğinden yeniden rapor aldırılmaksızın dosyada mevcut bilirkişi raporunun hükme esas alınarak kabul kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yukarıda sayılan sebeplerle açıkça hatalı olan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak kabul kararı verilmesi, eksik araştırma ve inceleme yapıldığını gösterdiğinden istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın davalı … AŞ yönünden reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalılar … Anonim Şirketi Vekili İle … Sigorta AŞ vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili; 20.08.2014 tarihinde davalıların maliki, sürücüsü ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı olduğu aracın davacı yayaya çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 15.000,00-TL sürekli işgöremezlik, 5.000,00-TL geçici işgöremezlik tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; 60.000,00-TL manevi tazminatın davalı sürücü ve malikten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş;14.05.2018 tarihli dilekçesi ile; davalı sigorta şirketi tarafından 05.03.2018 tarihli sulh sözleşmesi gereğince poliçe limiti olan 268.000,00-TL alacak, 33.000,00-TL faiz, 22.030,00-TL vekalet ücreti olmak üzere 10.05.2018 tarihinde toplam 323.030,00-TL ödeme yapıldığından sadece davalı … Sigorta AŞ yönünden davadan feragat ettiklerini, diğer davalılar yönünden davaya devam ettiğini bildirmiş; 25.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatını 13.607,50-TL’ye, sürekli işgöremezlik talebini 155.994,07-TL’ye yükseltmiştir. Mahkemece davacıya çarpan motorsiklet sürücüsü davalı … ‘in kazada %100 kusurlu olduğu, davacının %32 maluliyet ve 12 ay geçici işgöremezlik süresi esas alınarak, aktüer bilirkişi raporunda (raporda iyileşme süresi altı ay esas alınmış olup davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş değeri düşülmek suretiyle ) belirlenen davacının geçici işgörmezlik zararının 13.607,50-TL, sürekli iş göremezlik zararının 155.994,07-TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne toplam 169.601,57-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden 23.08.2016 temerrüt tarihinden, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, 60.000,00-TL manevi tazminatın davalı malik ve sürücüden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; davalı sigorta şirketi vekili davanın sigorta şirketi yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğ; davalı işleten vekili de işleten sıfatı, kusur ve maluliyet oranı, maddi ve manevi tazminat miktarı, SGK Kurumu ödemelerinin mahsup edilmemiş olmasına yönelik istinaf sebepleri ileri sürmüştür.
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri yönünden dosya incelendiğinde davacı vekilinin 14.05.2018 tarihli dilekçesinde “Davalılardan … Sigorta AŞ İle 03.05.2018 tarihinde akdedilen sulh protokolü ile, davalı şirketin poliçe ile sorumlu olduğu tutarın tamamının ödenmesi üzerine anlaşılmış olup, poliçe kapsamındaki teminat tutarının tamamı olan 268.000,00-TL. 33.000,00-TL. Faizi ve 22.030,00-TL. de vekalet ücreti olarak tarafımıza ödeme yapılmıştır. Sulh protokolü ve ödeme gereğince davalılardan Yalnızca … Sigorta AŞ adına açmış olduğumuz davadan feragat ediyoruz. Diğer davalılar adına açılan davamıza aynı şekilde devam ediyoruz.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldığından mahkemece 14.05.2018 tarihli feragat dilekçesinin HMK’nun 307,309,310,311 ve 312 maddeler gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken maddi tazminat yönünden davanın kabulüne toplam 169.601,57-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden 23.08.2016 temerrüt tarihinden, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; gerekçeli kararın 6 sayfasının ikinci paragrafında davalı sigorta şirketi yönünden davanın reddi gerektiği belirtilmesine rağmen hükümde kabulüne karar verilmiş olması da HMK’nun 26 ve 297. maddelerine uygun görülmediğinden davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
2-Davalı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf sebepleri yönünden dosya incelendiğinde;
Davacı vekili, dava dilekçesi ile davacının geçici işgöremezlik süresi içinde tazminat talep etmiştir.Yargıtay 17. H.D.’nin 2016/4734 Esas. – 2019/1208 Karar. Sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere davacı geçici iş göremez kaldığı süre içerisinde çalışmaksızın gelirini almış ise, geçici iş göremezlik zararı oluşmayacağından, bu dönem için ancak çalışamamaktan kaynaklanan gelir kaybı var ise bu miktarı, zarar verenden talep edebilir.
Somut olayda dava dilekçesinde davacının Devlet Hastanesinde memur olup aylık gelirinin 3.500,00-TL olduğu; 24.11.2016 tarihli sosyal ekonomik durum araştırmasında davacının Eskişehir Devlet Hastanesinde memur olarak çalıştığı aylık gelirinin 3.200,00-TL olduğu, Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğünce gönderilen bodro dökümlerinden sağlık memuru olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Hükme esas aktüer raporunda davacı için altı aylık (20.08.2014-20.02.2015 arası altı ay %100 malul kaldığı) geçici işgöremezlik zararı olarak maaş bodrolarındaki ücret üzerinden davalı sürücünün %100 kusur oranına göre 13.607,50-TL geçici işgöremezlik tazminatı hesaplanmış ve bu miktar hüküm altına alınmıştır. Davacının memur olması nedeni ile geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşını almaya devam ettiğinden kazanç kaybı oluşmayacağından bu dönemdeki zararı, varsa bu süre içerisinde çalışamadığı için alamadığı ek ödemeler kadardır. Bu itibarla, mahkemece, geçici iş göremezlik süresi içerisinde mahrum kaldığı yan ödemelerin olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, 6 aylık geçici iş göremezlik dönemi için aldığı maaş üzerinden hesap yapılması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davacı vekili maddi tazminat yönünden 17.11.2016 dava tarihinden itibaren yasal faiz istediği halde hükümde davalı malik yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması HMK’nun 26 .maddesine uygun görülmediğinden davalı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına, yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacı ve davalılar yararına oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek belirtilen hususlarda deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı … Anonim Şirketi vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … Sigorta AŞ vekili ile … Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.09.2020 Tarih 2016/1002 Esas – 2020/353 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı … Anonim Şirketi vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına,
2-Davalı … Sigorta AŞ tarafından yatırılan 2.896,37-TL, davalı … anonim şirketi tarafından 3.921,02-TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde davalılara iadesine,
3-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin yerel mahkemece yeniden kurulacak hükümde dikkate alınmasına,
4- Eskişehir 4. İcra Dairesinin 2020/5173 sayılı dosyasına yatırılan 30.000,00-TL Nakit + 450.000,00-TL Teminat mektubunu yatıran tarafa iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği ve harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.