Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1761 E. 2023/864 K. 10.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi 2021/1761 Esas – 2023/864 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1761
KARAR NO : 2023/864

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2021
NUMARASI : 2020/266 Esas 2021/330 Karar

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 02.08.2019 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı aracın davacının işleteni olduğu ve idaresindeki … plakalı araca çarparak olay yerinden uzaklaştığını, davacının trafik ekiplerine haber vermesi üzerine polis memurlarınca kaza tespit tutanağının düzenlendiğini, araç üzerinde görgü tespit tutanağı ile hasar tespitinin yapıldığını, aracın tamirinin davacı tarafından yaptırıldığını, araçta değer kaybının da meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davalı tarafın sigorta poliçesi kapsamında davacının sorumluluğunun bulunduğunu belirterek şimdilik 7.500,00TL hasar bedeli ve 10,00TL değer kaybı olmak üzere toplam 7.510,00TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 22.03.2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile 7.500,00TL hasar bedeli ve 5.625,00TL değer kaybı olmak üzere talebini toplam 13.125,00TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olup sorumluluklarının da sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, araçta oluştuğu iddia edilen değer kaybı talebinin teminat kapsamı dışında olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, davanın trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli ile değer kaybından oluşan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, 02.08.2019 tarihinde, dava dışı …’ın idaresinde bulunan, dava dışı …’ın maliki olduğu … plakalı aracın, davacının sürücüsü ve maliki olduğu … plakalı aracın sağ ön kısmına çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiği, kazaya ilişkin kusur tespiti ve tazminat hesaplaması yönünden alınan bilirkişi raporunda, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsü sürücü …’ın, meydana gelen kazanın oluşumunda, 2918 Sayılı KTK’nın 47/b, 52/a, 57/a. ve 84/h. maddelerindeki kuralları ihlal ettiğinden %75 oranında kusurlu, davacı sürücü …’ün, meydana gelen kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK.nun 52/a, ve 57/a. Maddelerindeki kurallaeı ihlal etmiş olmakla %25 oranında kusurlu olduğu, dava konusu … plakalı araçta meydana gelen hasar tutarının toplam 7.500.00TL olduğu, davalı sigorta şirketinin kendisine sigortalı araç sürücüsünün %75 kusuru oranında 2918 sayılı KTK’nın 91 maddesi gereği davacıya ait araçta meydana gelen hasar tutarının sorumlu olmakla, davalı sigorta şirketinin 7.500,00TL hasar bedelinden %75 kusur oranına göre 5.625,00TL olacağı, davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen değer kaybının reel piyasa koşullarına göre 7.500,00TL, sigorta genel şartları hesaplama yöntemine göre ise 2.695,00TL olduğu, davalı sigorta şirketinin kendisine sigortalı araç sürücüsünün %75 kusuru oranında davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybından 2918 sayılı KTK.nun 91 maddesi gereği sorumlu olmakla, davalı sigorta şirketinin reel piyasa koşullarına göre değer kaybı sorumluluğunun (%75×7.500.00TL) 5.625.00TL olduğunun belirtildiği, meydana gelen kaza ile ilgili tutulan kaza tespit tutanağında davacının beyanına göre tutanağın düzenlendiği, kazaya karışan … plakalı aracın ve sürücüsünün olay yerinde bulunmadığından kusur dağılımının yapılamadığının belirtildiği, Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2019/1933 Soruşturma sayılı dosya ile başlatılan soruşturma dosyasında dava dışı sürücü …’ın kolluktaki 02.08.2019 tarihli ifadesinden davaya konu kazaya karıştığı, ehliyetinin bulunmadığından olay yerinden ayrıldığının anlaşıldığı, davalı sigorta şirketine 15.08.2018- 15.08.2019 tarihleri arasında sigortalı bulunan … plakalı aracın kazaya karıştığı ve davalının … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olması sebebiyle zarardan sorumlu olduğunun kabul edildiği, düzenlenen bilirkişi raporunun, tarafların kolluktaki ifadelerine, kaza tespit tutanağında bulunan krokiye, olayın oluş şekline, bilim ve tekniğe ve tüm dosya kapsamına uygun, hükme esas almak için denetime elverişli olduğu tespit ve takdir edilerek raporun hükme esas alındığı, bu doğrultuda meydana gelen kazada dava dışı sürücü …’ın kavşağa geldiğinde dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak, fasılalı kırımızı ışığa dikkat etmeyerek ve fasılalı sarı ışıkta kavşaktan geçiş yapan davacıya ait araca geçiş hakkı vermeyerek kazanın meydana gelmesine sebep olduğundan %75 oranında kusurlu, davacının ise fasılalı sarı ışıkta geçiş üstünlüğü olsa dahi kavşağa yaklaşırken dikkatli olması ve hızını buna göre ayarlaması gerekirken buna riayet etmediğinden kazanın meydana gelmesinde %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek bilirkişi raporuyla tespit edilen ve kusur tenzili yapılarak hesaplanan 5.625,00TL hasar bedeli ile 5.625,00TL değer kaybı üzerinden davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, davacının davadan önce sigorta şirketine 31.12.2019 tarihinde başvurduğu, bu başvurunun 08.01.2020 tarihinde davalı sigorta şirketine tebliğ edildiği, buna ilişkin mazbatanın dosyaya davacı tarafça sunulmuş olduğu, buna göre tebliğ tarihinden itibaren 8 iş günü ödeme süresi eklendiğinde davalı sigorta şirketinin 21.01.2020 tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilerek hüküm altına alınan bedellere 21.01.2020 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulü ile 5.625,00 tl hasar bedeli, 5.625,00 tl değer kaybının 21.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde, davacının dava konusu yaptığı taleplerine ilişkin olarak dava açmadan önce 2918 sayılı kanunun 97. ve 99. Maddesi gereğince davalı şirkete yasaya uygun olarak başvuruda bulunmadığını, davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddi gerektiği halde mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olarak yalnızca araç hasarından dolayı olup araçta oluştuğu iddia edilen değer kaybı talebinin poliçe teminat kapsamı dışında olduğunu, dosyada alınan hesap raporuna karşı sundukları ayrıntılı itirazları dikkate alınmadan hatalı rapor doğrultusunda verilen kararın hatalı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada %75 kusurlu olduğuna yönelik değerlendirmeyi kabul etmediklerini, bilirkişi raporunda davacının sarı fasılalı ışıkta hızını azaltmadan geçmesi sebebiyle kazaya sebebiyet verdiği tespiti yapılmış olmasına rağmen davacının hız limitlerine aykırı araç sürmesinin rapordaki kusur dağılımında dikkate alınmadığını, davacı araç sürücüsüne %25 oranında kusur izafe edildiğini, kusur oranının açıklanan nedenlerle daha fazla olması gerektiğini, mahkemece faiz başlangıç tarihinin hatalı olarak belirlendiğini, davacının dava açmadan önce 2918 sayılı kanunun 97. ve 99. Maddesi gereğince davalı şirkete yasaya uygun olarak başvuruda bulunmadığını, davalı şirketin temerrüde düşmediğini, dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı vekilinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın, davacıya ait araca çarptığını, araçta hasar meydana geldiğini belirterek hasar bedeli ve değer kaybının davalıdan tahsilini talep etmiş mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1-Davalı vekili, davacının dava açılmadan önce 2918 Sayılı Kanunun 97. ve 99. maddeleri gereğince kanuna uygun olarak başvuru yapılmadığını ileri sürmüş ise de;
2918 sayılı KTK’nın 97.maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5.maddesi ile değiştirilmiş “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez yada verilen cevap zarar görenin talebinin karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir şeklinde belirtilmiştir.
Aynı kanunun Tazminat ve giderlerin ödenmesi başlıklı 99. Maddesinde ise “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.Ödemeyi yapan sigortacı, ödenen miktarın sorumluluk oranlarında paylaşılmasını diğer sigortacılardan yazılı olarak talep eder. Diğer sigortacılar talep tarihinden itibaren sekiz iş günü içinde kendilerine düşen miktarı talepte bulunana öder.” şeklindeki düzenleme ile 14/4/2016 tarihli ve 6704 sayılı Kanunun 6. maddesiyle, bu fıkrada yer alan “kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu” ibaresi “zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri” şeklinde değiştirilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının düzenlendiği 114/2 maddesinde; Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”denilmiştir.
Dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. maddesinde ise;
“(1)Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.”şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dava konusu olayda kaza 02.08.2019 tarihinde meydana gelmiş, dava 15.06.2020 tarihinde açılmıştır. Davacı dava açmadan önce 31.12.2019 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapmıştır. Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK.nın 97. Maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili hükme esas alınan kusur raporunun hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen 02.08.2019 tarihli kaza tespit tutanağında, sürücü … beyanından; idaresindeki … plakalı otomobili ile F. Çakmak Caddesi üzerinde Osmanlı Caddesi yönüne doğal istikamette seyir halinde iken F. Çakmak Caddesi ile Onural Şeref Bozkurt Caddesi kavşağına geldiğinde Onural Şeref Bozkurt Caddesinden gelen … plakalı kırmızı renkli otomobilin, aracının sağ ön kısmına çarparak kaza yerinden ayrıldığı iddiasında bulunmuş, … plakalı araç ve sürücüsü bulunamadığından kusur dağılımının yapılamadığı belirtilmiştir. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının 19.02.2021 tarihli yazı cevabında, davaya konu kazaya ilişkin olarak trafik sinyalizasyon sisteminin anılan tarihte fasılalı konumda çalışmaya programlandığı, herhangi bir arıza kaydının bulunmadığı, elektrik kesintilerinin taraflarınca tespit edilemeyeceği, fasılalı çalışma konumunda Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde seyreden araçlara sarı fasılalı, Onursal Şeref Bozkurt Caddesi üzerinde seyreden araçlara kırmızı fasılalı sinyal verildiği bildirilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın olay yeri kavşağa geldiği sırada dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak trafik güvenliğini sağlamak amacı ile tesis edilmiş olan trafik ışıklarının fasılalı kırmızı ile seyir yönüne yönelik verdiği (DUR) talimatını dikkate alması, fasılalı sarı ışıkta kavşaktan geçiş yapan araçlara ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken, aksine dikkatsiz ve kontrolsüzce seyir yönüne doğru hitap eden kırmızı flaşlı ışıkta kavşağa giriş yapmakla solundan Fevzi Çakmak Caddesinden sarı fasılalı ışıkta kavşakta geçiş yapmakta olan davacı … idaresindeki … plakalı araca geçiş önceliği tanımayarak sağ ön tarafından çarpmış olduğu kazanın oluşumunda %75 oranında kusurlu, davacı sürücü … idaresindeki araçla kavşağa yaklaştığında sarı fasılalı trafik işaret ışıklarını dikkate alarak her ne kadar geçiş önceliğine sahip olsa dahi dikkatli ve tedbirli bir şekilde geçişini sürdürmesi gerekirken, aksine normal seyir hızı ile kavşağa girmekle kazanın oluşumunda %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş olup, kaza tespit tutanağı, dosya kapsamı ve olayın oluşuna uyumlu olarak belirlenen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı vekili araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin poliçe kapsamı dışında olduğunu ileri sürmüş ise de, trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, zarar veren taraf, kusuru oranında, zarar görenin gerçek zararından sorumludur. Trafik kazasında zarar gören araçta meydana gelen hasar onarılsa dahi, aracın hasarsız hali ile kaza sonrası onarılmış hali arasında piyasa rayiç değerinde azalma olacağından kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı da araçtan kaynaklanan gerçek zarar içinde değerlendirildiğinden davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında, değer kaybı bedelinin poliçe teminat kapsamında kabul edilmesinde ve davacının dava açmadan önce KTK. 97 ve 99. maddeleri gereğince davalı şirkete başvuruda bulunduğunun kabulünde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalının bu yönlere ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekili faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu ileri sürmüş olmakla, davacı tarafça dava dilekçesiyle fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava açıldığı, talep edilen tazminatların davalıdan tahsiline karar verilmesi istendiği, yargılama sırasında ıslah dilekçesi (talep artırım dilekçesi olarak yazılmış ise de) ile faiz başlangıç tarihi belirtilmeksizin tazminatların yasal faiz ile tahsili talep edildiğinden, davacının temerrüt tarihinden faz uygulanmasına ilişkin talebi olmadığı halde mahkemece HMK’nın 25 ve 26. Maddesine aykırı şekilde 21.01.2020 tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davacı tarafından hükmedilecek tazminata ilişkin olarak faiz başlangıcına ilişkin tarih belirtilmediğinden hükmedilen tazminata 15.06.2020 dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi ve eksik alınan harcın düzeltilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK. 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 5.625,00TL hasar bedeli, 5.625,00TL değer kaybı olmak üzere toplam 11.250,00TL’nin dava tarihi olan 15.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortadan (poliçe limitleri ile sınırlı olarak) alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 768,49TL karar ve ilam harcından peşin alınan 128,26TL harç ile 95,90TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 544,33TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Zorunlu arabuluculuk nedeniyle 2020 yılı Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT nin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.320,00 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.131,42 TL sinin davalıdan, 188,58 TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 128,26 TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı, 7,80TL vekalet harcı ve 95,90 tamamlama harcı olmak üzere toplam 286,36 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 103,00TL tebligat ve posta gideri ile 550,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 653,00TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 559,71TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 13/2 gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 1.875,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan162,10 tl istinaf başvuru harcı ve 43,00 TL. yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 10.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.