Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1756 E. 2021/2151 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2021
NUMARASI …….
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 19/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/12/2021

İlk derece mahkemesinden verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı … eşi, diğer davacı …’ın annesi … … 13/06/2016 tarihinde, davalılardan … maliki, davalı …’ın sevk ve idaresindeki kamyonun altında kalması nedeniyle geçirdiği trafik kazasında vefat ettiğini, davalı … hakkında yapılan tahkikat neticesinde Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin……Esas sayılı dosyası ile taksirle ölüme sebebiyet vermekten dava açıldığını, bu dosyada alınan raporda … …’ın asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazaya sebebiyet veren kamyonun sigortasız olduğunu, bu nedenle de davalı … Hesabına destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle başvurduklarını, hasar dosyası açılarak davacıya 100.989,00TL tazminat ödemesi yapıldığını, bu ödemenin çok düşük kaldığını, davacı …’ın annesiz büyüyeceğini, anne sevgisinden ölene dek mahrum kalacağını, davacı … oğluna hem anne hem baba olmaya çalıştığını, bu süreçte elem ve ızdırabının büyük olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 75.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’e, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’e, 250,00’şer TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar … … ve … …’e verilmesini talep etmiş; 24.10.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı eş için 25.431,15TL, davacı çocuk için 13.803,25TL destek tazminatının tazminini istemiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacıların mirasçılık belgelerinin bulunmadığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından hazırlanan dava dilekçesinin HMK 119. maddesine uygun şekilde hazırlanmadığını, ceza davasında davalının kusurlu olduğu bildirilmiş ise de, alınan rapora itiraz ettiklerini, 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verildiğini, bisiklet sürücüsü müteveffanın asli ve tam kusurlu olduğunu, davalının ise kusurunun bulunmadığını, bu nedenle mahkemece kusur durumunun tespiti için mahallen ehil bilirkişi marifetiyle keşif icra edilmesini talep ettiklerini, davalının kullandığı aracın sigortalı olup, sigorta poliçesinin davacıların tüm maddi zararlarını da karşılayacak limitte olduğunu, dolayısıyla davacıların öncelikle aracın kayıtlı bulunduğu sigorta şirketinden maddi zararlarının tazminini talep etmesi gerektiğini, dava dilekçesinde müteveffanın ne iş yaptığı ve gelirinin belli olmadığını, davacı tarafın talep ettiği manevi tazminat miktarının çok fahiş olduğunu belirterek davanın öncelikle usulden, neticeden esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı tarafça 13/06/2016 tarihli kaza nedeniyle hayatını kaybeden müteveffa … … desteğinden yoksun kaldıklarından bahisle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin olarak, dava öncesinde davalı kuruma başvuru yapıldığını, davacıların tüm zararlarının karşılandığını, bundan sonra davacı tarafın ek tazminat talebi ve sebebine dair bir taleple davalı şirkete başvuruda bulunmadığını, davalı kurumun davacılara ödemede bulanarak üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, davacılara tazminatın ibraname mukabilinde ödenmiş olup, davalı kurumun başkaca bir sorumluluğu bulunmadığını, her ne kadar davalı kurum tarafından ödeme yapılmış ise de, kazaya karışan aracın rizikonun meydana geldiği tarihte ….. No’lu Trafik Poliçesi ile 13.06.2016-13.06.2017 tarihleri arasında … Sigorta AŞ. nezdinde sigortalı olduğunu, bu nedenle … Sigorta AŞ.’ye davanın ihbarını talep ettiklerini, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespiti gerektiğini, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının adli tıp vasıtasıyla tespit edilmesi ve davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, sosyal güvenlik kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek davalı kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, … Hesabı’nın sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın kaza tarihinden faiz talebinin haksız olup, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İhbar Olunan … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen araca ait davalı şirket bünyesinde dava konusu olay tarih ve saatini kapsayan herhangi bir ZMMS poliçesine rastlanılmadığını, yapılan araştırma neticesinde dava dilekçesinde kaza tarihi olarak belirtilen 13/06/2016 tarihini kapsadığı iddia edilen ….. numaralı trafik poliçesinin kaza tarihinde, fakat kaza saatinden sonra düzenlendiğini ve davaya konuyu kazayı kapsamadığını belirterek davalı şirket bünyesinde kaza tarihini ve saatini kapsayan poliçe bulunmadığından davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, davacıların maddi tazminat taleplerinin kabulü ile, davacı … için 25.431,15 TL, davacı … için 13.803,25 TL’nin davalılar … ve …’tan 13/06/2016 kaza tarihinden, davalı … Hesabı’ndan 10/11/2016 ilk ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, kararın taraf vekillerince istinaf edildiği ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2020 tarih ve ,,,, sayılı kararı ile; davalı … Hesabı vekili ile davalı … … vekili ve davalı … …’nun istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekili ile davalı … Hesabı vekili, davalı … … vekili ve davalı … …’nun sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verildiği, yeni esasa kaydedilen dosyada Eskişehir SGK İl Müdürlüğü’nden davacılar desteğinin ölümü nedeniyle, davacılara veya mirasçılarına rücuya tabii bir ödeme yapılmadığının bildirildiği, desteğin anne ve babasını gösterir vukuatlı nüfus kaydı örneği çıkarılarak dosya içerisine alındığı, BAM kararı gereğince hesaplama yapılması hususunda aktüer bilirkişi raporu alındığı, yeniden yapılan hesaplamalar sonucu davacıların bakiye destekten yoksunluk maddi zararlarının olmadığının tespit edildiği, dava konusu kazada davacı … eşi, davacı …’ın annesi vefat etmiş bulunduğundan her iki davacının manevi elem ve acı yaşadıkları ve yaşayacaklarının kabulü, hayatın doğal akışının gereği olmakla, tarafların kusur oranı, sosyal ve ekonomik durumları da gözetilerek davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL manevi tazminatın uygun olacağının kabulü ile maddi tazminata ilişkin davanın reddine, davacıların manevi tazminat taleplerini kısmen kabulü ile, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL’nin davalılar … ve …’tan 13/06/2016 kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davacıların eşi ve annesi olan müteveffa … …’ün trafik kazasında hayatını kaybettiğini, bilirkişi raporu ile davacılar için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığını ve önceki hükümle destek tazminatı ile manevi tazminata karar verildiğini,kararın taraflarca istinafı üzerine Ankara BAM 26. Hukuk Dairesinin ….. Karar sayılı kaldırma ilamı ile dosyanın bilirkişi raporunun eksik olması sebebiyle yerel mahkemeye geri gönderildiğini, yeniden bilirkişi raporu aldırıldığını ve karar verildiğini,ek raporun BAM kararına göre düzenlenmediğini, hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, nüfus kaydına göre Anne ve babanın destekten kalma tazminatlarının da hesaplandığını, buna rağmen … hesabının 10.11.2016 ödeme tarihinde hesaplanan tazminat miktarının yine fahiş oranda az çıktığını, ilk hesaplama tarihi (04.10.2017) olan 2017 yılı sonu itibari ile bilinen dönemin bitirilmesi suretiyle hesaplama yapıldığını, fakat … hesabının ödediği miktarı güncellerken hataya düştüğünü, faiz hesaplamasını 04.10.2017 tarihine kadar yapması gerekirken bilirkişinin bu tutarı bugüne yani ikinci rapor tarihine (15.04.2021) kadar yaptığını ve 1615 günlük hatalı bir faiz işlettiğini, eğer faiz bugüne kadar işletiliyorsa hesap verilerinin de günümüz (2021) verileri ile yapılması gerektiğini, nitekim BAM bozma kararında da istenen hususun hesaplamada bilinen dönemin 2017 yılı sonu alınması ve hesap tarihi olan 04.10.2017 ye kadar güncelleme yapılması olduğunu, bu sebeple faizin yani güncellenmenin ikinci rapor tarihi olan 15.04.2021 yılına kadar yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, bu rapora itirazlarına rağmen hatanın düzeltilmediğini, davacılar için bakiye destek tazminatı olmadığının kabulü ile karar verildiğini (HGK 14.03.2012- 2011-/4-824E , 2012/134 K sayılı kararı), HGK 14.03.2012- 2011-/4-824E , 2012/134 K sayılı kararında da hesaplama biçiminin anlatıldığını, itirazlarının davacılara ödenen tutarın günümüze kadar (15.04.2021) faiz işletilmesi ile güncelleme yapılmasına rağmen 2017 verilerinin kullanılarak tazminatın hesaplanmasına ilişkin olduğunu, güncellemenin 04.10.2017 tarihine kadar (yani o gün kü hesap raporu tarihi) yapılmasını ve bu tarih itibariyle davacıların Destekten yoksun kalma tazminat haklarının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, aksinin kabulü ve güncellemenin bu güne (15.04.2021 tarihli hesap raporu tarihi) kadar yapılması gerekli görülüyor ise, hesaplama verileri için de 2017 yılı değil, 2021 yılı verilerinin kullanılması gerektiğini, hukuka aykırı düzenlenmiş 15.04.2021 tarihli bilirkişi raporuna istinaden kurulan yerel mahkeme kararının zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, ayrıca manevi tazminatların miktar itibari ile çok az olduğunu, manevi tazminat tutarları yönünden de kararı istinaf ettiklerini, kaza sonrasında sürücünün davranışları da gözetilerek, tamamının kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece verilen …..Karar sayılı 23.01.2018 tarihli önceki kararda, davacıların bakiye destek tazminatı olduğunun kabulü ile davacı eş için 25.431,15TL, davacı çocuk için 13.803,25TL destek tazminatının davalı … hesabından temerrüt tarihinden, diğer davalılardan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline ve yine davacı eş için 20.000,00TL, davacı çocuk için 15.000,00TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş olup, davacılar vekili hükmü sadece manevi tazminat yönünden, diğer davalı … hesabı destek tazminatı yönünden, diğer davalılar destek tazminatı ve manevi tazminat yönünden istinaf etmiştir.
Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucu, ….. karar sayılı 20.11.2020 tarihli karar ile; “2918 sayılı KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Somut olayda davalı … Hesabı tarafından davacıların başvurusu üzerine, dava açılmadan önce davacı tarafa 10.11.2016 tarihinde 100.989,00TL ödeme yapıldığı, iş bu davanın ödeme tarihinden sonra iki yıllık süresi içinde 01.03.2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacı tarafın, davadan önce davalı … Hesabı tarafından ödenen tazminatın yetersiz olduğu, gerçek zararlarını karşılamadığı, gerçek zararın altında olduğu iddiası ile iş bu tazminat talebinde bulunduğunun kabulü gerekir. Davalı … Hesabı, davadan önce yapılan ödemenin yeterli olduğu ve sorumluluklarının kalmadığı savunmasında bulunmuştur. Taraf iddia ve savunmalarına göre, davacı tarafın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2. maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunduğu gözetilmek suretiyle tazminat hesabının yapılması gerektiği açıktır, davalı … Hesabı tarafından ödenen tazminatın ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için; öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması ve hesaplanan bu bedel ile davacıya ödenen bedel arasında fahiş fark olup olmadığının saptanması; fahiş fark tespitinin yapılması halinde, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalı … Hesabının ödediği bedelin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir. Mahkemenin hükme esas aldığı hesap bilirkişi raporunda, yukarıda açıklandığı biçimde ödeme tarihindeki verilere ve rapor tarihindeki verilere göre hesaplama yapılmamış; kaza tarihindeki verilere göre tazminat hesabı yapılmış,ayrıca desteğin anne ve babasının hayatta olup olmadıklarına dair nüfus aile kayıt tablosu getirilerek,hayatta olmaları halinde onlara da pay ayrılması gerektiği hususu gözetilmemiştir.
Bu durumda mahkemece öncelikle,desteğin vukuatlı tam aile nüfus örneği getirilerek anne ve babasının hayatta olup olmadıklarının tespiti ile hayatta iseler, yerleşik yargıtay uygulamaları gereğince onlara da destek payı ayrılarak, davalı … Hesabının davacıya ödeme yaptığı tarihteki verilere göre ödemenin yeterli olup olmadığı hususunda hesaplama yapılması, ödemenin yeterli olmadığının, gerçek zararı karşılamadığının tespiti durumunda, en son alınan ek tazminat raporunun düzenlendiği tarih itibari ile bilinen dönemin 31.12.2017 tarihinde sonlandırılarak, rapor tarihindeki verilere göre tazminat hesabı yapılması (bu halde … hesabı tarafından yapılan ödemenin güncellenerek tazminattan mahsup edilmesi, kaza tarihinde geçerli olan ZMSS poliçe limitinden sadece güncellenmemiş hali ile ödemelerin indirilmesi vs. Suretiyle) hususunda bilirkişiden yerleşik yargıtay uygulamalarına ve aktüer hesaplama yöntemine uygun, gerekçeli, açıklamalı, denetime ve hükme elverişli rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmediği gibi; SGK’dan davaya konu kaza nedeniyle davacı tarafa rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmaması, rücuya tabi ödemenin olması halinde davacılar için hesaplanan tazminattan mahsubu yoluna gidilmemesi, ayrıca desteğin ev hanımı olduğu gözetilerek aktif ve pasif dönem ayrımı yapılmaksızın tazminata esas gelirinin AGİSİZ net asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden, hükme esas alınan raporda aktif döneme ilişkin tazminat hesabında hangi asgari ücretin (agili mi, agisiz mi) tazminata esas alındığı hususunda açıklık bulunmaması ve bu anlamda denetime elverişli olmaması da doğru olmayıp, mahkemece hükmün esasına ve sonucuna etkili olan bu hususlarda gerekli deliller toplanıp, değerlendirilmeden karar verildiği anlaşılmakla, davalı … Hesabı vekili ile davalı … … vekili ve davalı … …’nun bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekili ile davalı … Hesabı vekili, davalı … … vekili ve davalı … …’nun sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda; ödeme tarihindeki verilere göre davacılara yapılan ödemenin yetersiz olduğu, önceki hükme esas alınan rapor tarihinin 04.10.2017 olduğu, bu rapor tarihindeki verilere göre bilinen dönem 31.12.2017 tarihinde sonlandırılarak yapılan hesaplamada davacı eş için 106.103,25TL, yine davacı çocuk içinde 19.142,21 TL destek tazminatı bulunmakla birlikte; davalı … hesabı tarafından davadan önce davacılara yapılan ödemenin güncellenmesinin de 04.10.2017 tarihinde sonlandırılması gerekirken, ek raporun düzenlendiği 15.04.2021 tarihine kadar güncelleme yapılarak, 04.10.2017 ila 15.04.2021 tarihine kadar fazladan faiz işletilmiştir. buna göre de davacı eş için yapılan ödeme 85.952,00 TL, güncellenen değer 120.173,85TL, davacı çocuk için de ödeme 15.037,00TL, güncellenmiş değer 21.028,65TL hesaplandığından bakiye destek zararlarının olmadığı sonucuna varılmıştır. Davacılar vekilinin bu hususa açıkça itiraz etmesine rağmen itirazları yönünden inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Ayrıca dosyada mevcut ve uyaptan temin edilen vukuatlı nüfus aile kayıt tablosunda davacı eş …’nün 23.07.2020 tarihinde yeniden evlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı eş için müteveffanın bakiye ömür sonuna kadar değil, gerçek durum olan yeniden evlendiği tarihe kadar destek tazminatının hesaplanması gerekmektedir. Zira bu husus kamu düzenine ilişkin olup, davalılar gerçek zarardan sorumludur.
Yine sonuca etkili olmamakla birlikte; davacılar vekilinin önceki hükmü destek tazminatı yönünden istinaf etmemesi nedeniyle, hükmedilen destek tazminatı yönünden davalı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bir başka ifade ile artık önceki hükümde karar verilen destek tazminatından daha fazlasına hükmedilemez.04.10.2017 tarihli aktüer raporunda bakiye ömürler PMF 1931 yaşam tablosuna göre hesaplandığı halde, Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin görüş değişikliği nedeniyle 15.04.2021 tarihli aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu kullanılmış ise de; davacı eş yönünden 7 yıl kadar fazla tazminat hesabı yapılması da doğru değildir. Mahkemece taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakların resen dikkate alınması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece desteğin anne ve babasının hayatta oldukları anlaşıldığından, yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince onlara da destek payı ayrılarak, davacı eş için yeniden evlendiği 23.07.2020 tarihine kadar, davacı çocuk için 18 yaş hitamına kadar destek tazminatı hesaplanabileceği gözetilerek, davalı … Hesabının davacıya ödeme yaptığı tarihteki verilere göre ödemenin yeterli olup olmadığı hususunda hesaplama yapılması, ödemenin yeterli olmadığının, gerçek zararı karşılamadığının tespiti durumunda, önceki hükme esas alınan ek tazminat raporunun düzenlendiği 04.10.2017 tarihi itibari ile bilinen dönemin 31.12.2017 tarihinde sonlandırılması, davacı eş için yeniden evlendiği 23.07.2020 tarihine kadar, davacı … için 18 yaş hitamına kadar, 04.10.2017 tarihli rapor tarihindeki verilere göre tazminat hesabı yapılması (bu halde … hesabı tarafından davacılara yapılan ödemenin de 04.10.2017 tarihine kadar güncellenerek tazminattan mahsup edilmesi, kaza tarihinde geçerli olan ZMSS poliçe limitinden sadece güncellenmemiş hali ile ödemelerin indirilmesi vs. suretiyle) hususunda bilirkişiden yerleşik yargıtay uygulamalarına ve aktüer hesaplama yöntemine uygun, gerekçeli, açıklamalı, denetime ve hükme elverişli bir ek rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hükme elverişli olmayan aktüer raporuna göre hüküm kurulması doğru olmadığından, davacılar vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf taleplerinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.05.2021 tarihli, ….. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacılara iadesine,
3-İstinafa gelen davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 19.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.