Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1748 E. 2021/2072 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2021
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 12/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … vekili, davalı … vekili ve davalı … … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;12.08.2016 tarihinde … Belediye Başkanlığına ait olan ve … tarafından işletilen belediye otobüsünün, davalılardan … yönetiminde olduğu halde yaya geçidinden karşıya geçen davacı …’a çarptığını, davacının Cumhuriyet Savcılığında sürücüden şikayetçi olduğunu, …’ın kazadan önce sigorta şirketinde çalıştığını, trafik kazasında herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının bedensel ve ruhsal vücut bütünlüğünün zarar gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin dava ve talepleri saklı kalmak kaydıyla şimdilik hastane ve tedavi giderleri bakımından 250,00-TL, geçici iş göremezlik bakımından 250,00-TL olmak kaydıyla toplamda 500,00-TL maddi ve 15.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte zarardan müteselsilen ve müştereken sorumlu olan davalılardan talep (davalılardan sigorta şirketinin poliçe tutarı ile sınırlı sorumlu olduğunu) etmiş; 21/05/2018 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat değerini 17.893,97-TL’ye artırmıştır.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ve esasa ilişkin itirazları ile dava dilekçesinde davacı tarafından ne şekilde bir maddi kaybın husule geldiği hakkında soyut iddiadan başka hiçbir somut delil bildirilmediğini, manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … .vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle, refaketçi gideri, bakıcı gideri, yol masrafı, ilaç masrafı, tıbbi malzeme masrafı gibi sair tüm masraflardan davalı şirketin sorumluluğu olmadığından maddi, ve manevi tazminat taleplerinin reddini savunmuştur.
İhbar olunan … …… vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle usul yönünden özellikle husumet nedeniyle reddine karar verilmesini, ihbar olunan sıfatı taşıdığından haklarında hüküm kurulmamasını, usule dair itirazlarının kabul edilmemesi ve işin esasına girilmesi halinde esasa dair itirazlarının kabulü ile haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
Davalı … tarafından davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/07/2018 tarih … karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 09/10/2020 tarih ve…. Karar sayılı ilamı ile “mahkemece, iş bu dava yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı … … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile görev konusunda bir karar verilmesi ve HMK’nın 20. maddesindeki yasal prosedürün uygulanması bakımından dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine” karar verildiği,
Dosyanın Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasına kaydedilerek 12/02/2021 tarih…. sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyasının mahkeme esasına kaydedildiği, 12/08/2016 tarihinde, davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan… plakalı otobüsün.ly…tarafından düzenlenen 31/07/2017 tarihli rapora göre; davacı …’ın 12/08/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle;….hükümleri kapsamında vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 3 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığının anlaşıldığı, kazada tarafların kusurlarının tespiti yönünden alınan bilirkişi raporunda; davalı araç sürücüsü …’in kaza yerinin meskun mahal olması, yaya geçidinden geçen yayaya öncelik tanıması gerekirken hızını yeteri kadar düşürmeyerek, gerekli tedbiri almayarak dikkatsizliği ve tedbirsizliği ile kazanın meydana gelmesine sebep olduğundan %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya … yaya geçidinin bulunduğu kavşakta yaya geçidini kullandığı, yaya geçidine girmeden önce araç gelip gelmediğini kontrol ettiğini belirttiği, çarpıldığı noktanın kendi hareketine göre yaya geçidinin orta ilerisinde sol kısmında olduğu kazada, kural ihlali görülmediğinden atfı kabil kusurunun olmadığı kanaatine varıldığı,
Talep edilen maddi tazminat hesabı bakımından hesap bilirkişilerince düzenlenen raporda; dava konusu olayda …’ın 12.08.2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucunda yaralanması neticesinde; vücut genel çalışma gücünden kaybetmemiş olduğu ve 3 (üç) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının tespit edildiği, …’ın iş göremez halde kaldığı 3 (üç) ay süre boyunca bir başkasının yardımına ihtiyaç duyduğu, … için geçici iş göremezlik zararının 3.902,97-TL olduğu, … için bakıcı gideri zararının 4.941,00-TL olduğu, …’ın diş kırıkları tedavisi için özel klinikte 8.750.00-TL diş tedavi gideri masrafı olduğunu, …’ın diş kırıkları tedavisini … ile anlaşmalı bir hastanede yaptırmış olması durumunda 6.851,87-TL diş tedavi gideri masrafı olacağının belirlendiği, …’ın tedavi için 300,00-TL yol masrafı olduğunun belirtildiği,
Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre; davacının 12/08/2016 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde 3 ay süre ile iş göremez kalacak şekilde yaralandığı, meydana gelen kazada davacıya atfı kabil kusurun tespit edilemediği, davalı sürücü …’in kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu ve davacının maddi ve manevi tazminat talep etmesinde hukuki yararı olduğu, düzenlenen maluliyet raporunun, kusur raporunun ve hesap raporunun bilim ve tekniğe uygun, gerekçeli, hükme esas almak için denetime elverişli olduğu, 25/02/2011 tarihinde … Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarih ve 6111 sayılı yasanın 59. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun değişen 98. Maddesindeki Trafik kazalarındaki Sağlık Hizmet Bedellerinin …ndan karşılanacağı hükmü nedeni ile ve … ,,, Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığının 04/10/2013 gün ve … sayılı yazısı ile Trafik kazalarından doğan tedavi giderlerinin … tarafından karşılanacağı ifade edildiğinden tedavi giderlerinden davalı …’nın sorumlu olduğu, …’nın sorumluluğunun … ile anlaşmalı bir hastanede yapılan tedavi masraflarını kapsadığı, davacı yanın diş tedavisini kendi inisiyatifi ile özel klinikte yaptırdığı, … ile anlaşmalı bir hastanede yaptırmış olsaydı masraflarının sigortasından karşılanacağı anlaşılmakla davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiği, davacının meydana gelen kaza neticesinde oluşan maluliyeti ve davacının yaralanmasının kendisine vermiş olduğu elem ve ıstırabın derecesi, kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz, davalı …’in tam kusurlu oluşu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hak ve nesafet kuralları dikkate alınarak ruhsal dengesi bozulan davacının uğradığı manevi zararın giderimi amacıyla, paranın satın alma gücü itibariyle belirli bir meblağın davalıdan alınarak davacıya verilmesi suretiyle, davacının zedelenmiş olan yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özlenir kılmamak, davalıyı ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin, daha özenli olmaya sevketmek hedeflenerek, günün ekonomik koşullarına göre manevi tazminat takdir edildiği,
Manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak trafik poliçesinde teminat bulunmadığından ve davalı … manevi tazminat talebinden sorumlu olmadığından davacının davalılar … Sigorta A.Ş. ve … Başkanlığı hakkında açtığı manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle davacının maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 3.902,97-TL geçici iş göremezlik tazminatının olay tarihi olan 12/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … … ve … Sigorta AŞ den müştereken ve müteselsilen (davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmak üzere ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte) alınarak davacıya verilmesine, 4.941,00-TL bakıcı gideri ile 300,00-TL araç gideri olmak üzere toplam 5.241,00-TL’nin olay tarihi olan 12/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve … Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6.851,87-TL tedavi giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Başkanlığından alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile takdiren 15.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve … Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı …. ve … Başkanlığı aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … … vekili, davalı … … vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davalının olayda %100 oranında kusurlu olduğunun kabulünün dosya kapsamına aykırı olduğunu, davalının belirttiği gibi yeşil ışık yanınca davalının hareket ettiğini, davalının doğrusal olarak değil, kavşakta sağa doğru dönerken davacı …’ın aniden yola inmesi nedeni ile kazanın meydana geldiğini, KTT ile davacı …’ın ifadesinin çelişkili olduğunu, davacının kendi ifadeleri arasında da çelişki olduğunu, trafik kaza tutanağı incelendiğinde otobüsün gerçekten sağa doğru dönerken (Polatlı 2. Caddesinden Ankara Caddesine sağa dönerken) kazanın meydana geldiğinin anlaşıldığını, kaza yeri krokileri incelendiğinde olayın yaya geçidinin bitime yakın noktasında, otobüsün istikametine göre yolun sol kısmına yakın yerinde meydana geldiğini, davacı …’ın, Ankara Batı 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ,,,, sayılı dava dosyasında 04.04.2017 tarihli 1.celse de vermiş olduğu ifadesinde; “… Kaldırımdan yola iner inmez araç bana çarptı. Ben yola çıkmadan önce yolu kontrol ettiğimde herhangi bir araç yoktu …” dediğini, Esasen davacının, “kaldırımdan yola iner inmez araç bana çarptı.” İfadesinin, davalının ifadesini ve savunmalarını desteklediğini, davalının da Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11.07.2017 tarihli karar duruşması olan 2.celsesinde; “… Olayın meydana geldiği kavşaktan döndüğüm sırada müştekiyi son anda gördüm. Çarpmamak için direksiyonu kırıp frene bastım. Ancak kurtaramadım.” dediğini,
Davacı …’ın, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde aniden kaldırımdan yola indiğini, sağını solunu kontrol etmediğini, kavşakta dönerken sağa sola bakıp, otobüsü görmemesi ve aniden otobüsün çarpmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yolu karşıdan karşıya geçmek üzereyken davacıyı, davalının görmemesinin mümkün olmadığını. Davacı, aniden yola indiğinden davalının da davacıyı son anda fark ettiğini. Davacının, 16.08.2016 tarihinde … Polis Merkezi Amirliği’nde şikayetçi sıfatı ile vermiş olduğu ifadesinde; “… Polatlı 2 Caddesinde yaya kaldırımında bekliyordum. Bu esnada bana Belediye Otobüsü çarptı, gerisini hatırlamıyorum…” dediğini, sanki kendisi yola inmemiş, kaldırımın üzerinde iken ve beklerken otobüsün çarptığını ifade ettiğini, Ankara Batı 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin,,,,. sayılı dava dosyasında 04.04.2017 tarihli 1.celse de vermiş olduğu ifadesinde; “… Kaldırımdan yola iner inmez araç bana çarptı. Ben yola çıkmadan önce yolu kontrol ettiğimde herhangi bir araç yoktu …” dediğini. Görüldüğü gibi, 2 ifade arasında açık ve bariz bir çelişki olduğunu. Davacının, dava dilekçesinde; olayın meydana geliş biçimini anlatırken olay yerini doğru tarif ettiğini, Ancak; olayın oluş şekli, kazanın meydana gelmesi konusunda “kolluk kuvvetleri tarafından tutulmuş olan kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere, …” demek sureti ile kaza tespit tutanağını esas aldığını, davacının bizzat kendi ifadeleri arasında çelişkiler olduğu gibi davacının ifadeleri ile kaza tespit tutanağı arasında da çelişki bulunduğunu,
Kaza tespit tutanağında; yola indiği, yolun ortasını geçtiği, karşı kaldırıma yaklaştığı sırada çarpışmanın olduğu şeklinde tutanak tutulduğunu, tutanak ile davacının ifadelerinin birbirini çürüttüğünü. Davacının, kendisinin kusursuz, davalının %100 kusurlu olduğunu ispat edemediğini, dosya kapsamında deliller ve vakıa izah ettikleri gibi olduğu halde bilirkişilerin davalıya %100 kusur izafe etmesi ve buna istinaden de mahkemenin davalıyı %100 kusurlu kabul etmesinin dosya kapsamına, usul ve kanuna aykırı olduğunu, 3.902,97-TL geçici iş göremezlik tazminatı yönünden kararın, usul ve kanuna aykırı olduğunu, hesap bilirkişi raporunda, 3 (üç) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının belirtildiğini, bu süre içerisinde davacının çalışıp çalışmadığı, ücret alıp almadığı, sigorta primlerinin yatırılıp yatırılmadığı konularının …’nın ilgili birimlerinden sorulması ve gelecek yanıta göre geçici iş göremezlik tazminatı tespit edilmesi gerekirken bu yapılmadan ayrıca Adli Tıp Kurumundan geçici iş göremezlik süresine dair rapor alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, 4.941,00-TL bakıcı giderine hükmedildiğini, Her ne kadar davacının 3 (üç) ay süre ile geçici iş göremezlik halinde kaldığının kabulü ile bakıcı giderine hükmedilmişse de, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan davacının uğradığı cismani zarar nedeni ile geçici iş göremezlik döneminde bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde bakıcı ihtiyacının süresi (tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) konusunda rapor alınmadan, bakıcı ihtiyacı ve süresi belirlenmeden bakıcı giderine hükmedildiğini, (Ankara BAM 22. HD 05/06/2020 gün ve 2018/263-E., 2020/576-K. sayılı kararı), 300,00-TL araç giderine hükmedilmişse de araç giderinin olduğuna dair usulüne uygun bir fatura, gider makbuzu vb. dosyaya ibraz edilmediğini, faraziyeler üzerine bilirkişi raporu düzenlendiğini, dosyaya herhangi bir araç gideri olduğuna dair belge sunulmadığı halde tahmini olarak araç ücretine hükmedildiğini, davacının, tedavi gideri yönünden maddi zararının bulunduğuna, yapmış olduğu masraflara dair belgelerde HMK anlamında giderinin olduğunu, zararının meydana geldiğini ispata yeter belgeler olmadığını, mahkeme ve bilirkişilerce tahmin yürütmek sureti ile rapor tanzim edilip hüküm kurulduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacı …’ın, %100 kusurlu olduğunu, davalının herhangi bir kusuru bulunmadığını, …’in savunmalarının istikrarlı ve birbirini teyit ettiğini, kazanın meydana geldiği yer, kavisli bir kavşak olduğu için orada davalının hız yapması buna bağlı kaza yapması ve kırmızı ışık ihlal etmesinin mümkün olmadığını, kazanın meydana geldiği kavşakta kaza olabilmesinin tek ihtimalinin, yayanın ani ve öngörülmez bir şekilde yola çıkması olduğunu, davacı …’ın da böyle yaparak kazanın meydana gelmesine sebep olduğunu, davalının kusurlu olduğunun ispat edilemediğini,
Davacı, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olup,”hiç kimse kendi kusuruna dayanarak bir başkasından hak iddia edemez” ilkesi gereğince davacının manevi tazminat davasının da tümden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne dair verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı … … vekili istinaf dilekçesinde; davanın idari yargı mahkemelerinde tam yargı davası olarak açılması ve görülmesi gerektiğini, kazanın gerçekleşmesinde davalı idarenin herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, dava konusu kazaya karışan araç her ne kadar kuruluşlarına ait ise de araç sürücüsünün, kuruluşun hizmet alımı yaptığı … A.Ş. bünyesinde çalıştığını, araç kaza esnasında … tarafından sevk ve idare edildiğinden davanın idare yönünden husumetten reddi gerektiğini, aracın Genişletilmiş ,,, ile teminat altına alınması nedeniyle davacının sigorta şirketine başvurması gerektiğini, karayolların da meydana gelen trafik kazalarında tazminat bedellerinin aracı sigortalayan sigorta şirketi tarafından ödendiğini, idarenin birden fazla sigorta poliçesi olduğunu, sigorta şirketinin maddi manevi tazminat, bakıcı gideri iş göremezlik tazminatlarının hepsinden sorumlu bulunduğunu, mahkemece sigorta şirketinin bakıcı gideri ve manevi tazminat yönünden sorumlu tutmadan hüküm kurmasının hatalı olduğunu, karayollarında gerçekleşen maddi manevi zarar meydana getiren kazalar neticesinde, kaza nedeniyle zararı doğmuş olan kişilerin KTK’nın maddi manevi tazminat başlığı altında düzenlenen 90. maddesi ve tazminat ve giderlerin ödenmesi başlığı altında düzenlenen 99. maddesi uyarınca doğmuş olan zararlarının tazmininin sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, bu nedenle … Sigorta A.Ş. yönünden hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu, davacıya ödenmesi gereken herhangi bir tazminat varsa bu tutarın tamamından sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, tazminatların fahiş olduğunu, sebepsiz zenginleşmeye neden olmaması ve tazminat tutarları belirlenirken somut olayın gereklerinin göz önüne alınması gerektiğini, davalının bir kamu kuruluşu olması nedeniyle, kamu hizmeti verdiğini, hükmedilen tazminat miktarının ödenmesinin kamu zararına sebebiyet vereceğini, davacının tazminat taleplerine yönelik herhangi bir somut delil sunamadığını, manevi tazminat takdir edilirken sürücünün …. dikkate alınması gerektiğini, zira hükmolunan tazminatın yasa gereği ona rücu edileceğini, bu hususun da manevi tazminat takdirinde gözetilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3-Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin dosyayı incelemediğini ve itirazlar hakkında herhangi bir karar vermediğini, görevsizlik kararı öncesi verilen hükmü aynen kopyalayarak karar verdiğini, dosyanın bu halde karara çıkarılması; yeniden bilirkişi raporu alınmaması; itirazlar hakkında karar verilmemesi hususlarının HMK’nın hakim ilkeleri ile çelişen bir durum olduğunu, sırf usul ekonomisi ilkesi gözetilerek verilmiş olan bu karar ile hukuki dinlenilme hakkı ve hakimin davayı aydınlatma ödevi ilkelerinin ihlal edildiğini, mahkemece oluşa uygun şekilde yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken görevsizlik öncesi alınan bilirkişi raporlarının doğrudan hükme esas alındığını, görevsizlik öncesinde kusur ve tazminat hesabına ilişkin iki adet bilirkişi raporu alındığını, tarafların itirazları değerlendirilmeden ve ikinci bir bilirkişi raporu alınmadan hükme esas alındığını, görevsizlik öncesi hukuka aykırı olan bu durum, görevsizlik sonrasında da aynen tekrarlandığı için dosyanın usul ve yasaya aykırı hale geldiğini, görevsizlik öncesi alınan hesaba ilişkin bilirkişi raporunda, kurumun ödemesi gereken diş tedavisi masrafının 6.851,87-TL olarak belirlendiğini, ancak bu tedavinin davaya konu kaza ile ilgili olup olmadığı; ilgili olsa dahi gerekli olup olmadığı hususunun araştırılmadığını, eksik inceleme sonucu hüküm verildiğini, gerekçeli kararın 3 nolu “Maddi tazminat davası yönünden” başlıklı kararının a ve b bentlerinde davacı tarafından yatırılan harçların bir kısmının davalı …’dan tahsiline karar verildiğini,
Zira 5502 sayılı … Kanunu 36. m. gereği davalı kurumun harçlardan muaf olduğunu, harçtan muafiyeti bulunan davalı kurum aleyhine harcın tahsili kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yine 3 nolu kararın d bendinde davalı Kurum lehine 1.898,13-TL tutarında vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, vekalet ücreti hesabının ne şekilde yapıldığının belirli olmadığını, gerekçeli kararın 5 nolu ara kararında davalı kurum aleyhine yargılama giderine hükmedildiğini, eldeki davanın açılmasında davalı kurumun hiçbir kusuru bulunmadığını, bu nedenle … aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf eden davalı … vekili, davalı … vekili ve davalı … … vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle cismani tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Somut olayda, Ankara Batı 1. AHM’nin 12.07.2018 tarihli…. Karar sayılı önceki hükmünün, davalı taraf vekillerince istinafı üzerine, dairemizin 09.10.2020 tarihli, …. Karar sayılı kararı ile davaya bakma görevinin ATM’ne ait olduğundan bahisle kaldırılmasına karar verilmiş, ilgili mahkemece görevsizlik kararı verilerek davacı tarafın talebi üzerine dosya görevli ticaret mahkemesi esasına kaydedilmiş, görevli mahkemece tarafların iddia ve itirazları yönünden herhangi bir inceleme yapılmaksızın, aynı hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili dava dilekçesinde davacının davaya konu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle oluşan geçici işi göremezlik, tedavi ve belgesiz tedavi gideri vb. zararları ile birlikte bakıcı gideri zararının da giderilmesini talep etmiştir. AÜTF hastanesince düzenlenen 31.07.2017 tarihli raporda davacının kaza nedeniyle 3 ay geçici iş göremezlik hali bulunduğu tespit edilmiş, buna istinaden alınan aktüerya bilirkişi raporunda 3 ay için 3.902,97-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile aynı dönem için 4.941,00-TL bakıcı gideri tazminatı hesaplanmış ve bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir. Bakıcı giderine hükmedilebilmesi için davacının söz konusu kazada yaralanması nedeniyle bakıcı ihtiyacı olup olmadığının, varsa süresinin tespit edilmesi ve buna göre bakıcı gideri zararı hesaplanması gerekmekte iken, davalı tarafın itirazlarına rağmen mahkemece bu hususta her hangi bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın geçici iş göremezlik hali olarak belirlenen sürenin, bakıcı ihtiyacı süresi olarak kabulü ile bu süre için belirlenen bakıcı giderine hükmedilmiştir.
Bu durumda mahkemece davacının davaya konu trafik kazasında yaralanması sebebiyle bakıcı ihtiyacı olup olmadığı, varsa bakıcı ihtiyaç süresinin tespiti hususunda aynı hastaneden ek rapor alınması, bakıcı ihtiyacının bulunması halinde aktüer bilirkişiden bakıcı giderinin tespiti için ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmediğinden, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı taraf geçici iş göremezlik tazminatı talep etmiş, tespit edilen 3 ay geçici iş göremezlik süresi için aktüerya bilirkişi tarafından 3.902,97-TL tazminat hesaplanmıştır. Davacının kaza tarihi ve öncesinde dava dışı sigorta şirketi acentesinde fiilen çalıştığı, bu nedenle … tarafından, davacıya geçici iş göremezlik tazminatının bir kısmının ödendiği, dosyada mevcut 20.03.2017 tarihli … müdürlüğünce verilen müzekkere cevabından anlaşılmıştır. Aynı müzekkerede bu ödemenin rücuya tabi olduğu da belirtilmiştir. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda geçici iş göremezlik ödemesi dikkate alınmadığı gibi tespit edilen tazminattan mahsubu yoluna da gidilmemiştir.
Bu durumda mahkemece, davacı için hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatından, … tarafından yapılan kısmi ödemenin mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu anlamda hükme elverişli olmayan aktüer bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmediği gibi, kabule göre de; davalı … 492 Sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince harçtan muaf olup, mahkemece davalı idarenin harçtan sorumlu tutulması da doğru olmadığından, davalılar … … vekili, … … vekili ve davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre istinaf talebinde bulunan davalılar … … vekili, … … vekili ve davalı … vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar … … vekili, … … vekili ve davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.05.2021 tarihli,… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırılma sebebine göre davalılar … … vekili, … … vekili ve davalı … vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-Davalı … … tarafından yatırılan 529,33-TL, davalı … tarafından 302,99-TL nispi, 59,30-TL maktu istinaf karar harcının talep halinde ilgili taraflara iadesine,
3-Davalı … tarafından yatırılan 100,00-TL gider avansı ile davalı … … tarafından yatırılan 150,00 TL istinaf gider avansından, kullanılmayan kısımların ilgili taraflara iadesine,
4-İstinafa gelen davalılar … … vekili, … … vekili ve davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
5-Kararın tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 12.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.