Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1710 E. 2021/1727 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2018
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl ve birleşen dava davacılar vekili ile davalı … Limited Şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde; 29/07/2015 tarihinde, davalı …’nin sürücüsü olduğu, davalı … … …’nin işleteni olduğu, davalı … … AŞ tarafından ZMMS ile sigortalı kamyon ile, müvekkillerinin babası olan … …’nın aracına çarpması neticesinde, müvekkillerinin babasının vefat ettiğini ve babalarının desteğinden mahrum kaldıklarını, ayrıca müvekkillerinin babalarını kaybetmiş olmaları nedeniyle manevi olarak ızdırap çektiklerini, müvekkillerinin zararlarından davalıların sorumlu olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak her bir müvekkili için ayrı ayrı 1.000’00 er TL maddi tazminatın, … şirketinden 26/05/2016 tarihinden, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile, yine her bir müvekkili için ayrı ayrı 50.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile … haricindeki davalılar … ve davalı … … …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; asıl davaya konu kazada vefat eden İlhan …’nın müvekkili …’nın da babası olduğu, müvekkilinin de vefat eden babasının desteğinden mahrum kaldığı ve manevi ızdırap çektiğini müvekkilinin zararlarından davalıların sorumlu olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkili için 1.000,00 TL maddi tazminatın, … şirketinden 26/05/2016 tarihinden, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile, yine müvekkili için 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile … haricindeki davalılar … ve davalı … … …’den müştereken ve müteselsilen tahsilne karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili asıl ve birleşen dava dilekçesindeki taleplerini … için 54.740,69 TL, … için 17.436,07 TL, … için 73.876,62 TL olarak belirlemiş,
01/11/2018 tarihli celsede ise, … şirketi ile anlaştıklarını celse arasında ödeme aldıklarını, davalı … … AŞ hakkındaki davalarından feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Asıl davada Davalı … … AŞ vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğu, sorumluluklarının … limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacıların destek durumunu kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Asıl ve birleşen dava yönünden davalı … vekili 01/11/2018 tarihli celsede davanın feragat nedeniyle reddini talep ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini belirtmişlerdir.
Asıl davada davalı … vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesindeki kusur durumunu kabul etmediklerini, müvekkilinin kazanın meydana geldiği kavşağa yaklaştığında, müvekkilinin kırmızı ışık yanması nedeniyle yavaşladığı, bu sırada müvekkiline yeşil ışık yanması üzerine seyrine devam ederek kavşağa girdiği sırada kazanın meydana geldiği, vefat edenin kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen kavşağa girdiğini, bu nedenle kusur durumunu kabul etmediklerini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, ayrıca talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, davacıların maddi tazminat taleplerinin ise hukuki dayanağı olmadığını yaşları itibariyle kendi geçimlerini sağladıklarını, ayrıca olası zararlarını da … şirketinin sağlayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … vekili birleşen davaya cevap dilekçesi vermemiş, yargılama sırasında davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı … … … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kaza yapan aracın işleteni olduğunu, araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, vefat edenin kusur ile kazanın meydana geldiği, istenilen manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiş, 01/11/2018 tarihli celsede davacının, … şirketi hakkındaki feragatinin müvekkiline de sirayet edeceğini, hüküm kurulurken nazara alınmasını talep ettikleri belirterek, davanın feragat nedeniyle reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … … … vekili cevap dilekçesinde; asıl davada ileri sürüdüğü hususları tekrar ile davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; asıl ve birleşen davanın, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, asıl ve birleşen davada, 29/07/2015 tarihinde meydana gelen çift taraflı kazada vefat eden … …’nın çocukları olan davacıların, desteklerinin sevk ve idaresindeki araç ile çarpışan aracın sürücüsü, işleteni ve trafik sigortasından destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat; sürücüsü ve işleteninden manevi tazminat talep ettiği, … alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde vefat eden … …’nın %60 oranında, davalı …’nin ise %40 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, aktüer bilirkişiden alınan rapora göre asıl dava davacısı …’nın 54.740,69 TL, asıl dava davacısı …’ın ise 17.436,07 TL, Birleşen davada davacı …’in ise 73.876,62 TL destek zararı hesap edildiği, asıl ve birleşen davada davacılar vekillerinin maddi zararlarının … şirketi tarafından karşılandığından davasından feragat ettikleri, bu nedenle … şirketi hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, feragatin ödeme nedeniyle meydana gelmesi nedeniyle ve … şirketi tarafından yapılan ödemeden diğer davalılarda istifade edeceğinden, davacı … haricindeki diğer davacıların, … haricindeki davalılar yönünden davalarının konusuz kaldığı, davacı … tarafından açılan maddi tazminat talebi yönünden ise davacının kaza tarihinde hemşire olarak çalışmasına göre ölenin desteğinden mahrum kaldığını kanıtlayamadığı, asıl ve birleşen davada davacıların manevi tazminat talepleri yönünden ise her bir davacı için 10.000,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesi;
“1-Asıl davada maddi tazminat istemi yönünden,
a-Davacı …’nın … … AŞ dışındaki davalılar yönünden maddi tazminat isteminin reddine,
b-Davacıların … … AŞ yönünden talep ettikleri maddi tazminat istemlerinin feragat nedeniyle reddine,
c-Davacı … dışındaki diğer davacıların … … AŞ dışındaki davalılardan talep ettikleri maddi tazminat istemi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Asıl davada manevi tazminat istemi yönünden,
… için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen olay tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya dair istemin reddine,
3-Birleşen davada maddi tazminat istemi yönünden,
a-Davalı … şirketinden talep edilen maddi tazminat istemi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine,
b-Davacının davalı … … AŞ dışındaki davalılardan talep ettikleri maddi tazminat istemi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
4-Birleşen davada manevi tazminat istemi yönünden, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen olay tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya dair istemin reddine, ” denilerek karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacılar vekili ile asıl ve birleşen davada davalı … … … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen dava davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkillerinin meydana gelen trafik kazası nedeniyle ayrı ayrı 50.000,00’er TL manevi tazminat talep ettiğini, mahkemece her bir müvekkili için 10.000,00’er TL manevi tazminata hükmedildiğini, mahkemece takdir edilen manevi tazminatın çok düşük olduğunu, … …’nın ölümüyle neticelenen trafik kazasında, müvekkili …’nın da ağır şekilde yaralandığını fiziksel ve psikolojik travma yaşadığını, daha önce annelerini kaybeden müvekkillerinin babalarını da kazada kaybettiklerini, bu nedenle takdir edilen manevi tazminatın yetersiz olduğunu, belirterek kararın kaldırılarak manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen dava davalısı … … … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacıların ölüm sebebiyle açtıkları maddi ve manevi tazminat talepli davada, davacıların talepleri diğer davalı … … AŞ tarafından karşılandığından, davacı … dışındaki davacıların davalarından feragat ettiğini ve bu davacılar hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, davacı … hakkındaki davanın ise konusuz kaldığı gerekçesi ile reddine karar verildiğini, manevi tazminat yönünden ise her bir davacı yönünden 10.000,00 TL manevi tazminata hükmediliğini, mahkemenin hüküm fıkrasının 1.a maddesinde davacı …’nun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş iken 1.c maddesinde konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek hüküm fıkrasında çelişki yaratıldığını, davacı …’nun destekten mahrum kalmadığı kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde vefat edenin %60 oranında, müvekkilinin işleteni olduğu aracın ise %40 kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, müvekkilinin işleteni olduğu araç sürücüsünün kusurunu kabul etmediklerini, ölenin kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, hesaplanan destek tazminatının da tarafların sosyal ekonomik durumuna uygun belirlenmediğini, eksik inceleme yapıldığını, ölenin gelirinin doğru belirlenmediğini, bu nedenle ölenin işlemiş ve işleyecek dönem kazançlarının hesaplanmasında hata yapıldığını, her ne kadar müvekkili maddi tazminattan sorumlu tutulmamış ise de maddi tazminat taleplerinin reddi halinde sonuçları bakımından müvekkilini ilgilendirdiğinden bu hususların istinaf konusu yapıldığını, olayın meydana gelmesinde kusur durumu nazara alındığından hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğunu, manevi tazminattan … şirketleri de sorumlu olmasına rağmen, sorumlu tutulmamasının hatalı olduğunu, kabul ve ret oranları değerlendirildiğinde hesap edilen vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin dağıtımının da doğru yapılmadığını belirterek yerel mahkemenin kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat talebi yönünden asıl ve birleşen davada ayrı ayrı hüküm kurarak davacıların davalı … şirketi hakkındaki davalarından feragat ettiklerinden bahisle davanın feragat nedeniyle reddine, davacıların feragatinin diğer davalılara da sirayet ettiğinden ve davacılar …, … ve …’in yapılan ödeme nedeniyle … hakkındaki taleplerinden feragat ettiklerinden diğer davalılar hakkındaki davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı …’nın ise dava tarihi itibariyle destek zararını kanıtlayamadığından davalılar … ve … … … vekili hakkındaki davasının reddine, manevi tazminat taleplerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf eden davalı vekili tarafından, mahkemece asıl davadaki maddi tazminata ilişkin kurulan hükmün çelişkili olduğu iddia edilmiş ise de; Mahkemece tarafların hak ve yükümlülüklerinin bir kısım davalılar ismen zikredilmeksizin … şirketi ile … ve diğer davalılar denilerek hüküm oluşturulması suretiyle hüküm fıkrasının anlaşılmasında güçlük yaratılmış ise de, hükmün fıkraları arasında çelişki yer almadığı, mahkemece davacıların tamamının … şirketi hakkındaki davalarının (ödeme olsun olmasın) feragat nedeniyle reddine karar verilmiş iken, Davacıların feragatleri diğer davalılara da sirayet etmekle birlikte davacıların yapılan ödeme kapsamında feragat etmiş olmaları ve davacılar …, … ve …’nın tazminat taleplerinde dava tarihindeki haklılık durumu değerlendirilerek ödeme ile konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalı …’nun davasında ise … şirketi yönünden feragat etmesi ile feragat davalılara sirayet etmekle birlikte, dava tarihi itibariyle davasının haklı olmamasına göre davalılar … ve … … … hakkındaki davasının reddine karar verilmiştir. Mahkemenin hüküm fıkrasının 1-a bendinde … … davalılar … ve … … …’den talepleri hüküm altına alınmış iken, hüküm fıkrasının 1-b bendinde davacılar …, … ve … … şirketinden talepleri; hüküm fıkrasının 1-c bendinde ise davacılar … ve …’nın davalılar … ve … … …’den talepleri değerlendirilmiş olmasına, hüküm fıkraları arasında çelişki bulunmamasına göre; davalının istinaf talebi yerinde görülmemiş, tarafların esasa ilişkin istinaf sebeplerini değerlendirilmesine geçilmiştir.
Kaza tespit tutanağında “Sürücü …’nin sevk ve idaresindeki….plakalı kamyon (…) ile Ankara istikametinden gelip Eskişehir istikametine gidişe göre yolun en sağ şeridinde seyir halinde iken … Üniversitesi kavşağına geldiğinde aracının ön tampon ön farları kısmı ile yine Eskişehir istikametinden gelen ….plakalı hususi oto sürücüsü … …’nın sevk ve idaresindeki aracı ile sol tarafa dönerek … Üniversitesine girmek istediği esnada aracının komple sağ kısmına diğer araç…. plakalı kamyonun çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kazanın oluşumunda 2918 Sayılı Yasanın 52/1-A (Kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmamak) tali kusurunu işlediği, kaza mahallinde mobese kameralarının olmadığı ve görgü tanıkları da olmadığından asli kusur tespit edilemediğinden asli kusurlu kişinin ilgili mahkeme tarafından belirleneceği” denilerek, araç sürücüleri yönünden asli kusur belirlemediği anlaşılmakla birlikte, kaza nedeniyle başlatılan ceza soruşturmasında, olay anına ilişkin görüntülerde dosyaya kazandırılarak … Trafik İhtisas Dairesinden alınan 13/11/2015 tarihli kusur raporunda yapılan tespite göre, kazanın davacıların babası olan … …’nın kırmızı ışıkta dönüşe geçtiğinde, karşı yönden gelen ve yeşil ışıkta henüz harekete geçen araçların sağından geçerek kavşağa seyir hızı ile giren sürücü …’nin idaresindeki araç ile yolun sağ kenar çizgisi yanı ve banket üzerinde çarpması ile kazanın meydana geldiği tespit edildiği tespit edildiği görülmüştür.
CD görüntüleri ile de tespit edilen olayın oluş şekli çerçevesinde …, ilk derece mahkemesi tarafından alınan 16/06/2017 tarihli raporda da, kazanın meydana gelmesinde … …’nın otomobilin seyri sırasında yola gereken dikkati vermeyerek, ışık kontrollü kavşakta kontrollü alana yanaşarak, durup, sinyalizasyon ışıklarını kontrol etmeden kendisine yanan kırmızı ışıkta hareket ile ilk geçiş hakkını yeşil ışıkta bekleyen araçlara vermeyerek, ışık ihlali yaparak sola dönüş ile bu alanda düz seyreden aracın önünü kapatmasıyla kazaya sebebiyet verdiği asli %60 oranında, davalı sürücü …’nin ise yönetimindeki kamyon ile seyri sırasında, görüş alanını kontrol ederek, kavşağa müteyakkız hız kontrolü ile yanaşmadığı, normal şeridi takiben seyretmeyip, daha kendisine henüz yeşil yanan ışıkta ve ışıkta beklerken henüz hareketlenen araçların sağından kavşağa girip kırmızı ışıkta dönüş yapmakta olan aracı fark ettiğinde uyarıp, hızına bağlı olarak tedbir almadan mevcut hızı ile çarpması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde tali %40 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Davacıların desteğinin ışık kontrollü kavşakta kendisine yanan kırmızı ışığa rağmen sola dönüş için karşı istikametten gelen araçların şeridine girdiği esnada karşı istikametten gelen ve kavşak noktasında düz devam eden araçların şeridine girmesi ile kaza meydana gelmiş ise de, davalı araç sürücüsünün kendisi ile aynı yönde seyreden araçları kırmızı ışıkta beklediği ve henüz yeşil ile harekete geçtikleri sırada, ışığın yeşile dönmesi nedeniyle mevcut hızını düşürmeksizin ve bekleyen araçların yanında sağ yol çizgisi ve banket üzerinden geçmek istemesi nedeniyle kazanın meydana gelmesinde ve zararın meydana gelmesindeki etkisi nazara alındığında kazanın meydana gelmesinde mahkemece vefat edenin %60 oranında kusurlu olduğunun, davalı araç sürücüsünün ise %40 kusurlu olduğunun kabul edilmesinden isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Bu nedenle meydana gelen kaza neticesinde davalı araç sürücüsünün de kusurlu olmasına davacıların kaza neticesinde babalarını kaybetmiş olmalarına, davalıların davalı araç sürücüsünün kusuru oranında davacıların destek zararından sorumlu olmasına, aktüer bilirkişi tarafından ölenin gerçek gelirine göre yapılan hesaplamada davacılar … ve …’nın üniversite öğrencisi olması nazara alınarak destek süreleri belirlenerek hesaplama yapılmasında isabetsizlik olmamasına, davacılar …, … ve …’in dava tarihi itibariyle destek zararlarının bulunmasına ve … şirketi tarafından yapılan ödeme nedeniyle … şirketi hakkındaki davalarından feragat etmiş olmalarına ve istinaf eden davalı vekilinin alacağın miktarı yönünden itiraz etmeksizin, feragatin kendilerine de sirayet ettirilmesini talep etmiş olmasına, yargılama giderlerinden sorumluluk açısından davada ret kabul oranının nazara alınmış olmasına göre davalı vekilinin maddi tazminata yönelik hükme ilişkin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin ve davalılar … … … vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf sebeplerine gelince;
Haksız eylem sonucunda, cismani yaralanmanın meydana gelmesi halinde TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” Hükmü gereğice, vefat edenin yakınları tarafından da manevi tazminat talep edilebilir. Gerek yaralanan tarafından gerekse de yakınları tarafından manevi tazminat talep edilmesi halinde, Aynı Yasanın 51.maddesindeki “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne uygun şekilde manevi tazminat miktarını belirlemelidir. Buna göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira MK’nın 4.maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hakime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir. Belirtilen bu hususlar ve özellikle kazanın meydana geliş şekline göre vefat eden kırmızı ışıkta geçmesine rağmen, çarpma noktası, davalı araç sürücüsünün mevcut hızı ile sağ kenar çizgisinden ilerleyerek geçişini tamamlamak üzere olan araca sağ kenar çizgisi ve banket üzerinde çarpmış olması, mevcut hızı ile kavşağa girmiş olmasının kaza ve sonucun meydana gelmesine etkisine göre belirlenen kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumu, duyulan acının boyutu, kaza tarihi ve paranın satın alma gücü ile davacı sayısı nazara alındığında davacılar için babalarını kaybetmiş olması nedeniyle açılan davada hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu, dosya kapsamı itibariyle davacılar için hükmedilen 10.000,00 ‘er TL manevi tazminatın bir miktar artırılarak her bir davacı için 20.000,00 TL olarak hükmedilmesinin hakkaniyete uygun düşeceği sonucuna varılmış, davalı vekilinin manevi tazminatın fahiş olduğuna ilişkin istinaf talebinin reddine, asıl ve birleşen dava davacıları vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Buna göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine; asıl ve birleşen dava davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Asıl ve birleşen davada manevi tazminata ilişkin olarak kararın kaldırılmasına, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, hükmedilen manevi tazminat miktarının takdirinde hata yapılmış olmasına ve yapılan hatanın yeniden yargılamaya muhtaç olmamasına göre ilk derece mahkemesinin davacılar hakkındaki manevi tazminata yönelik kararın HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince düzeltilerek, asıl ve birleşen davada davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile her bir davacı için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … … …’den tahsili ile asıl davada davacılar …, … ve …’ya, birleşen davada ise …’e verilmesine karar verilmiş, yerel mahkeme karında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
II-Asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 20/11/2018 tarihli,…Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Asıl davada maddi tazminat istemi yönünden,
a-Davacı …’nın … … AŞ dışındaki davalılar yönünden maddi tazminat isteminin reddine,
b-Davacıların … … AŞ yönünden talep ettikleri maddi tazminat istemlerinin feragat nedeniyle reddine,
c-Davacı … dışındaki diğer davacıların … … AŞ dışındaki davalılardan talep ettikleri maddi tazminat istemi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Asıl davada manevi tazminat istemi yönünden,
… için 20.000,00 TL, … için 20.000,00 TL, … için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketi dışındaki davalılar … ve … … …’den olay tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya dair istemin reddine,
3-Birleşen davada maddi tazminat istemi yönünden,
a-Davalı … şirketinden talep edilen maddi tazminat istemi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine,
b-Davacının davalı … … AŞ dışındaki davalılardan talep ettikleri maddi tazminat istemi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
4-Birleşen davada manevi tazminat istemi yönünden, davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketi dışındaki davalılar … ve … …. olay tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya dair istemin reddine,
5-Asıl davada alınması gereken, 4.098,40 TL karar ve ilam harcından asıl dava dosyasında peşin alınan 522,58 TL harç ve davacılar yönünden ıslah harcı olarak alınan 239,68 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.336,34 TL harcın davalılar … ve … … …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Birleşen davada alınması gereken, 1366,20 TL karar ve ilam harcından birleşen dava dosyasında peşin alınan 174,20 TL harç ve bu davacı yönünden ıslah harcı olarak alınan 248,91 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 603,94 TL harcın davalılar … ve … … …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Davacılar tarafından yatırılan 522,58 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 4,30 TL vekalet harcı ve 488,59 TL ıslah harcı ile birleşen davada davacı vekili tarafından yatırılan 174,20 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.254,87 TL harcın asıl ve birleşen davada davalı … … A.Ş. dışındaki davalılar … ve … ……. müştereken ve müteselsilen tahsili ile asıl ve birleşen dava davacılarına ödenmesine,
8-Davacılar tarafından ana dava (asıl ve birleşen) dosyasında sarf edilen 535,65 TL tebligat ve posta gideri, 200,00 TL Adli muayene ücreti ile 750,00 TL bilirkişi ücreti ile birleşen dava dosyasında 181,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.666,65 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 384,18 TL’nin asıl ve birleşen davada davalı … … A.Ş. dışındaki davalılar … ve … ….. müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, artan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
5-Davacıların kendilerini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle;
a)Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10. maddesi gereğince kabul oranına göre takdir ve hesap edilen; davacı … için 2.400,00 TL, davacı … için 2.400,00 TL, davacı … için 2.400,00 TL, birleşen davada davacı … için 2.400,00 TL vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davalı … … A.Ş. dışındaki davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile ayrı ayrı bu davacılara ödenmesine,
6-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden;
a) Asıl davada ve birleşen davada davalı … … A.Ş. Vekilinin vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
b)Asıl davada davacı … yönünden reddedilen maddi tazminat talebi yönünden; davalı … … A.Ş. dışındaki davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile bu davalılar … ve … …… ödenmesine,
7-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; ana dosyada ve birleşen dosyada davalılar … ve … … … Şirketi kendilerini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesi gereğince reddedilen miktara göre hesap edilen 2.400,00TL vekalet ücretinin davacı …’ndan, 2.400,00TL vekalet ücretinin davacı …’ndan, 2.400,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ndan, 2.400,00 TL vekalet ücretinin birleşen dosyada davacı …’ndan alınarak bu davalılara ödenmesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
III- İstinaf talebi reddedilen davalı … … … Şirketi’den başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
IV-İstinaf talebi reddedilen … … … Şirketi’nden alınması gereken 2.732,40 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 685,00 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 2047,40 TL harcın davalı … … … Şirketi’den alınarak hazineye irat kaydına
V-İstinaf talebi reddedilen, … … … Şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
VI-İstinaf talebi kabul edilen davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
VII-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 121,30 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 28,50-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 149,80 TL’nin istinaf talebinin manevi tazminata ilişkin olmasına göre davalılar … ve … … … Şirketi’den alınarak davacılara verilmesine,
VIII-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
IX-Kararın taraflara tebliğine
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 07/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.