Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1702 E. 2023/863 K. 10.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1702 – 2023/863
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1702
KARAR NO : 2023/863
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2021
NUMARASI : 2020/57 Esas 2021/354 Karar

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 10/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/12/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, davalıya ait … plakalı aracın davacı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, 25.11.2017 tarihinde … plakalı araç ile maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, davacı sigorta şirketinin hasara uğrayan diğer araç sahibine sigorta teminatı kapsamında hasar tazminatı ödediğini, araç sürücüsünün alkollü olduğunu, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4 maddesi c bendine göre; alkollü araç kullanımı sonucunda oluşan kazalarda sigortacının ödediği hasar tazminatının sigortalısına rücu hakkı bulunduğunu, ödenen tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamını, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu kaza nedeniyle davalı şirkete ait olan … plakalı aracın ön tarafında hasar oluştuğunu, davalı şirketin aracının sürücüsünün bu kazada kusursuz olduğunu, kaza tespit tutanağına göre, davalı şirkete ait araç sürücüsünün tali kusurlu, … plakalı aracın sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, bu tespite katılmadıklarını, bu nedenle kazaya karışan diğer araç maliki, sigorta şirketi ve sürücü aleyhine Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/509 esas sayılı dosyasıyla araç değer kaybı ve Ankara Batı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/120 esas sayılı dosyasıyla kazada yaralanan sürücü adına tazminat davaları açıldığını, yargılamaların devam edildiğini, davacının sorumluluk sınırlarının belirlenmesi ve rücu hakkının doğup doğmadığı açısından henüz yargılamaya muhtaç olan ve henüz iddia kapsamında olan bir alacakları olduğu varsayımı ile icra takibi yapıldığını, itirazları üzerine takibin durduğunu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılması zorunlu olup, iş bu davanın bir yıllık süre içinde açılmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, davalı şirketin aracının sürücüsünün kaza esnasında 54 promil alkollü olup, alkol sınırının 50 promil olduğunu, tolerans miktarı olan %10 içinde kalan aşılan promil değeri kazanın oluş nedeni olmadığını, rücu alacağının dayanağı olamayacağını, kazadan hemen sonra alınan örneğin aşılan kısmın çok çok önemsiz bir birim olması nedeniyle doğru ölçülmemiş olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, davalı şirket araç sürücüsünün tali kusurlu olmasının münhasırlığı tamamen kaldıracağını davanın, öncelikle hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazları nedeniyle davanın reddine, esasa girilmesi halinde davanın reddine ve alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, davanın; Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi kapsamında ödenen tazminatın, sigorta ettirenden rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğunun açıklandığı, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerektiği, olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması bakımından alınan Nöroloji Uzmanı,İşyeri Hekimi bilirkişi ve Makine Mühendisi,Trafik kusur-hasar bilirkişilerinin 25.01.2021 tarihli raporlarında özetle; … plakalı Otomobil sürücüsü …’ın, meydana gelen kazanın oluşumunda, 2918 sayılı KTK.nun53/b-1-2-3-4-5 ve 84/f. maddeleri kural ihlallerini işlemiş olmakla %75 oranında kusurlu, davacı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda, 2918 sayılı KTK.nun 52/a-b. maddeleri kural ihlallerini işlemiş olmakla %25 oranında kusurlu olduğunu, dava konusu olayda; …’ın 0,65 promil alkollü olmasının kazanın oluşumunda etkili olduğunu fakat, kaza oluşumunda başka unsurların da etkisi olduğundan münhasıran etkili olmadığını, davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan … plakalı araç işleteninden asıl alacak ve işlemiş faizi olarak 5.937,06TL üzerinden takip sürdürdüğünü, meydana gelen kazanının davacıya sigortalı … plakalı araç sürücüsünün münhasıran kazaya alkolün etkisiyle karışmadığını belirttikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusuru yanında, karşı araç sürücüsünün kusurlu davranışının da etkili olduğu, karşı araç sürücüsünün kusurlu hareketleri kazada etkili olduğundan, davalı sürücünün alkollü olmasının kazanın oluşumuna münhasıran etki ettiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesi davanın reddine karar verildiğini, KTK’da yapılan ve 11 Haziran 2013 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik neticesinde, 48. Madde metninde yer alan “güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır” ibaresi kaldırılarak yerine “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin kara yolunda araç sürmeleri yasaktır” ibaresinin yürürlüğe konulduğunu, kanun metninde yapılan değişiklik neticesinde, eski KTK hükmü uyarınca kazaya karışan araç sürücülerinin güvenli sürüş yeteneğinin olup olmadığının tespitinde “alkolün münhasıran etkisi” aranmakta iken, günümüzde söz konusu hususun dayanağı olan KTK 48. madde metninin hükümden çıkarılmış olması nedeniyle, münhasıran alkol etkisinin aranması hususunun yasal dayanağını kaybettiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Davacı sigorta şirketi, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi kapsamında zarar gören üçüncü kişilere ödenen tazminatın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesi gereğince kendi sigortalısından rücuen tahsili talebinde bulunmuştur.
Dava konusu olayda davacı vekili davacı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı davalıya ait aracın sürücüsünün … plakalı acara çarptığını, zarar gören aracın hasar bedelinin davacı tarafından ödendiğini, davalıya ait araç sürücüsünün kaza sırasında alkollü olduğunu belirterek ödenen tazminatın davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini istemiş, mahkemece kaza tespit tutanağı ve alınan bilirkişi heyet raporunda … plakalı otomobil sürücüsü …’ın, meydana gelen kazanın oluşumunda, 2918 sayılı KTK.nun53/b-1-2-3-4-5 ve 84/f. Maddeleri gereği, sola dönüş işareti verme, yolun gidişine ayrılmış olan kısmının soluna yaklaşma, hızını azaltma, dönüşe başlamadan sağdan gelen taşıtlara ilk geçiş hakkını verme, dönüş sırasında karşıdan gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar kavşağa yaklaşmış olan taşıtların geçmesini bekleme ve doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma kurallarını ihlal ettiğinden %75 oranında kusurlu, davacı sigorta şirketine sigortalı, davalıya ait … plakalı araç sürücüsü …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda, 2918 sayılı KTK.nun52/a-b. Maddeleri gereği kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmak ve hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurma kurallarını ihlal ettiğinden %25 oranında kusurlu olduğu, dava konusu olayda; …’ın ölçüm saatinde 0,54 promil, olay saatinde ise 0,65 promil alkollü olmasının kazanın oluşumunda etkili olduğu fakat, kaza oluşumunda başka unsurların da etkisi olduğundan münhasıran etkili olmadığı belirlendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 95. maddesi gereğince sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.
Sigorta sözleşmesine dayalı rücu davalarında, tarafların yükümlülüklerinin belirlenmesinde, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olması nedeniyle, poliçe ve poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olan ve sigorta poliçesinin eki niteliğinde bulunan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının dikkate alınması gerekir.
Dava konusu olay 25.11.2017 tarihinde meydana gelmiş, davacı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi 18.12.2016- 18.12.2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlenmiştir. Bu nedenle rücu şartlarının belirlenmesinde 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre rücu şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekir.
Poliçe tanzim tarihinde geçerli olan 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının sigortacının sigortalıya rücu hakkının düzenlendiği B.4.c maddesi gereğince “aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar” sigortalıdan rücuen talep edilebilir. 01.06 2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarında alkollü sürücünün idaresinde bulunan araçla “alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa” ifadesi yer almadığından kazanın münhasıran alkolün etkisi ile gerçekleşip gerçeklemediğinin rücu şartlarının oluşmasına etkisi bulunmamaktadır. Bu durumda yasal sınırın üzerinde alkollü içki almış olan sürücünün kaza yapmış olması halinde sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarı, sürücünün kusur oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Bu çerçevede 01.06.2015 tarihli sigorta genel şartlarında kazanın, aracın, uyuşturucu madde veya 2918 sayılı KTK’nın 48. Maddesi, KTKY’nın 97. maddesi ile belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmesi rücu için yeterli sayılmıştır. Mahkemece dava konusu olay yönünden uygulama imkanı bulunmayan poliçe tarihinde yürürlükte olmayan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre değerlendirme yapılarak karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Taraflar arasında düzenlenen poliçe tanzim tarihinde geçerli zOrunlu Mali Sorumluluk Sigorta Sözleşmesi Genel Şartlarının B.4.c. maddesine göre davalıya ait araç sürücüsü …’ın kaza sırasında yasal sınırın üzerinde alkollü olup olmadığı ve rücu şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. Maddesi dikkate alınmadan hüküm tesisi isabetli görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olmaması nedeniyle KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınan istinaf karar ve ilam harcının yatırana iadesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.