Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/167 E. 2022/681 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat

KARAR TARİHİ : 17/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/10/2016 tarihinde dava dışı sürücü … idaresinde bulunan ve davalı … şirketine ZMMS ve Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın, otobüs durağında bekleyen davacıya çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda davacının ağır şekilde yaralandığını, davacı tarafından Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/160 esas sayılı dosyasında açılan davada 26.905,18-TL maddi ve 20.000,00-TL manevi tazminata hükmedildiğini, davalı … şirketinin müteselsil sorumlu olması nedeni ile 26.905,18-TL maddi ve 20.000,00-TL manevi tazminatın 12/04/2019 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, kazaya karışan …. plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının ve kasko poliçesinin davalı … tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı talepleri yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, SGK tarafından yapılan ödeme var ise belirlenerek tazminattan indirim yapılmasını talep ederek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı … şirketine ZMMS ve Genişletilmiş Kasko poliçesi ile sigortalı olan aracın davacı yayaya çarpması ile meydana gelen kazanın oluşunda sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, kaza nedeni ile yaralanan davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığını ancak 3 ay süre ile iş ve gücünden kaldığını ve geçici iş göremezlik zararının 827,65-TL olarak belirlendiğini, aynı kazaya ilişkin olarak davacı tarafça Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/160 esas sayılı dosyasında açılan dava ile davacı lehine 26.905,18-TL maddi ve 20.000,00-TL manevi tazminata hükmedildiğini, kesinleşen iş bu davada geçici iş göremezlik zararının 688,70-TL olarak belirlenmesi dikkate alınarak, davanın kısmen kabulüne, 688,70-TL maddi tazminatın Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/160 esas 2019/33 karar sayılı dosyasında verilen karara göre tahsilde tekerrür olmak üzere 08/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 20.000,00-TL manevi tazminatın 08/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/160 esas 2019/33 karar sayılı dosyasında verilen karara göre tahsilde tekerrür olmak üzere poliçe limitleri dahilinde davalıdan tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme dayanak alınan maluliyet raporunun yetersiz ve çelişik olması, hükme dayanak alınan hesap raporunun yürürlükte bulunan yönetmeliğe uygun olmaması ve davalı taraf lehine takdir edilen red vekalet ücretinin AAÜT’sinin 13/3.maddesine aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; geçici iş görmezlik tazminatı, bakıcı giderleri ve tedavi harcamalarının teminat dışı olmasına rağmen, geçici iş göremezlik tazminatından davalı … şirketini sorumlu tutar şekilde hüküm kurulmasının ve kalıcı maluliyeti bulunmayan davacı için fahiş miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dosyasının incelenmesinde; davacının Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/160 esas 2019/33 karar sayılı dava dosyasında davalı sürücü … aleyhine maddi ve manevi tazminat istemli dava açtığı, yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile davalı aleyhine 688,70-TL geçici iş göremezlik, 26.216,48-TL sürekli iş göremezlik ve 20.000,00-TL manevi tazminata hükmedildiği, eldeki dava dosyasında ise davacının davalı … şirketinin de zorunlu mali mesuliyet sigortası ve kasko sigortasını yapan olarak müteselsil sorumluluğu bulunduğunu belirterek, 26.905,18-TL maddi ve 20.000,00-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece manevi tazminat yönünden de davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
TBK madde 56 “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü içermektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu´nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 Esas, 2006/26 Karar sayılı kararında ifade edildiği üzere, manevi tazminatın amacı, zarar görenin kişilik değerlerinde ve bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olması ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunması nedeniyle birden fazla bölümler halinde istenemez. Bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesinin manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırılık oluşturacağından; manevi tazminat davasının, “manevi tazminatın bölünemezliği” kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılması da mümkün değildir.
Yukarıdaki bilgiler ışığında; manevi tazminatın bölünemezliği ilkesi uyarınca müşterek ve müteselsil sorumlular aleyhine ayrı ayrı manevi tazminat istemli dava açılamayacağından mahkemece manevi tazminat istemi yönünden davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek manevi tazminat yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
İstinaf eden davalı vekili tarafından, maddi tazminat talepleri bakımından da istinaf isteminde bulunulmuşsa da; kabul edilen miktarlar itibari ile karar tarihi tarihinde yürürlükte bulunan HMK.nın 341.maddesinde belirtilen 5.390,00-TL kesinlik sınırının altında olan karar, davalı taraf yönünden kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin olduğu yasada açıkça belirtilen maddi tazminata dair karara karşı davalı taraf istinaf kanun yoluna başvuramayacağından, davalı vekili tarafından yapılan maddi tazminata dair istinaf talepleri incelenmeksizin, usulden red edilmiştir.
Davacı tarafça karşı araç sürücüsüne açılan davada alınan maluliyet raporunun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, iş bu davadaki maluliyet raporunun ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olması nedeni ile farklı maluliyet oranları belirlendiği, bu nedenle de raporlar arasında çelişki olmadığı görülerek, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Ancak, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 13/3. maddesinde “Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez” hükmü getirilmiş olup, red edilen maddi tazminat üzerinden davalı vekili lehine takdir edilen vekalet ücretinin, davacı vekili lehine takdir edilen vekalet ücretine geçemeyeceğinden, yerel mahkemece bu hüküm dikkate alınmadan davalı taraf lehine fazla vekalet ücreti belirlenmesi usule aykırı görülerek kararın bu yönden de kaldırılmasına karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin sair istinaf istemlerinin reddine, davalı lehine takdir edilen maddi tazminat red vekalet ücreti yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf taleplerinin kesin olması nedeni ile usulden reddine, manevi tazminata ilişkin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasnıa, istinaf konusu yapılmayan kısımlar baki kalmak üzere, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
l-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 29/09/2020 tarihli, 2019/202 Esas 2020/458 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddine, 688,70-TL maddi tazminatın Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/160 esas 2019/33 karar sayılı dosyasında verilen karara göre tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıdan 08/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (poliçe limitleri dahilinde) tahsiline, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacının manevi tazminat isteminin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden;
a-Alınması gereken 47,04-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 459,47-TL harçtan mahsubu ile bakiye 412,43TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafından yatırılan 47,04-TL peşin harç, 44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 97,84-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
c-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle; kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden AAÜT gereğince davacı için hesap edilen 688,70-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
d-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen miktar üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 13/3. maddesine göre belirlenen 688,70-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Manevi tazminat davası yönünden;
a-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 341,55-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, fazla yatan 260,85-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
b-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, red edilen miktar üzerinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 10/3. maddesine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından sarf edilen 94,60-TL tebligat ve posta gideri ile 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 694,60-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesap edilen 10,19-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Zorunlu arabuluculuk nedeniyle Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. maddesi gereği ödenecek ve Arabuluculuk AÜT’sinin Birinci Kısmına göre taraf sayısı gözetilerek belirlenen 1.096,27-TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 16,00-TL sinin davalıdan, 1.080,27-TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Zorunlu arabuluculuk görüşmesi sırasında davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2019 yılı AAÜT nin 16/1-c. maddesi uyarınca 750,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Zorunlu arabuluculuk görüşmesi sırasında davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2019 yılı AAÜT nin 16/1-c. maddesi uyarınca 750,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
ll-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 33,00-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
lV-Davalı tarafından yatırılan 353,31-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
V-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 60,50-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Vl-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Vll-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliği ile harç mahsup ve iade işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.