Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1662 E. 2022/245 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI ….
…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 04/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar … … …, … … …, … …, … …, … …, … …, … …, … …, … … … ve … … vekili ile davalı … … vekili ve davalı … … … … Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde;15/08/2009 tarihinde davalılardan …’ın sürücüsü olduğu aracın Haymana istikametinden Ankara istikametine seyri sırasında … Restorant önüne geldiğinde, kurallara aykırı olarak sola manevra yaparak diğer davalı … …’ın kullandığı aracın şeridine geçip çarpması ve … …’ın kullandığı aracında orta refüjü aşarak davacı … …’nin kullandığı araca çarpması ile bu aracında öndeki aynı istikamette seyreden …’in sevk ve idaresindeki araca çarpıp takla atması ve yan yatması sonucu gerçekleşen kazada, … …’nin kullandığı araç içerisinde yolcu olarak bulunan … … ile …’nin vefat ettiğini, … …, … … ve …’nin yaralandığını ve malül kaldığını, … … ve … …’nin ise yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun sürücü ve işleteni … ve ZMSS poliçesiyle … Sigortaya sigortalı olan araç ile, sürücüsü … …, işleteni … … Ür. Paz. Ltd. Şti. ve ZMSS sigorta poliçesiyle … sigortaya sigortalı olan araçlarda olduğunu, davacı … …’nin kafatası kemiğinin alınması neticesinde çalışma gücünü ve görme yeteneğini büyük oranda kaybettiğini, aktif polislik vazifesini kaybetme durumunda kaldığını, bu nedenle maddi zarara uğradığını, yine kaza öncesi nişanlı olan ve düğünü için hazırlık yapan davacının bütün hayatının kaza neticesinde alt üst olduğunu, uzun süre tedavi görmesi ve ölen yakınları sebebiyle de büyük acılar çektiğini ve bu nedenlerle manevi zararlara uğradığını, yine davacı …’nin kazada yaralanması, bedeni zarar görmesi nedeniyle çalışma gücünü kaybetmesi, eşi ile kızının ölümü nedeniyle de desteklerini yitirmesi nedenleriyle maddi, kendisinin yaralanması, eşinin ve kızının ölümü, oğlu … …’in, kardeşi … …’nin ağır yaralanması nedeniyle de büyük acı ve elem duyduğundan manevi zarara uğradığını, yine davacı …’nin dokuz yaşında olduğunu, bedeni zarar gördüğünü, annesi ve kız kardeşini kaybettiği ve desteklerinden yoksun kaldığından maddi, yaralanma ve yakınlarını kaybetmesi nedeniyle manevi zarara uğradığını, yine davacı …’un … …’nin nişanlısı olduğunu ve kaza nedeniyle bütün hayatının alt üst olduğunu, kazadan önce … Belediyesinde evlenmek için gün aldığını, düğün organizatörlerine 1.000,00-TL peşinat ödendiğini, sözleşme gereğincede geri alınamadığından maddi ve manevi zararlara uğradığını, davacı … … ve … …’nin kaza yapan araç içinde olduklarını, yaralandıkları ve yakınlarını kaybettikleri için, diğer davacılar … …, … …, … …, … …, … …, …, … …, …, … …, … …, …, … …, …’in yakınlarının kazada ölmesi ve yaralanması nedenleriyle duydukları elem ve ızdıraptan ötürü manevi zarara uğradıklarını belirterek; … … için 1.000,00-TL maddi ve 50.000,00-TL manevi, … için 1.000,00-TL maddi ile 60.000,00-TL manevi, … için 1.000,00-TL maddi ve 30.000,00-TL manevi tazminat, … için 1.000,00-TL maddi ve 10.000,00-TL manevi, … için 5.000,00-TL manevi, … … için 5.000,00-TL manevi, … … için 20.000,00-TL manevi, … … için 20.000,00-TL manevi, … … için 20.000,00-TL manevi, … … için 10.000,00-TL manevi, … … için 15.000,00-TL manevi, … … için 10.000,00-TL manevi, … … için 5.000,00-TL manevi, … … için 5.000,00-TL manevi, … … için 5.000,00-TL manevi, … için 5.000,00-TL manevi, … için 5.000,00-TL manevi, … … için 5.000,00-TL manevi, … için 5.000,00-TL manevi tazminatın, tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketlerinin sadece maddi tazminattan ve poliçe limitleriyle sınırlı olarak sorumlu olmak üzere) kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 12/06/2017 tarihli bedel artırım dilekçesiyle; … … için eşi … …’nin vefatı nedeniyle istenen 1.000,00-TL destek zarar tazminatını 18.922,34-TL daha artırarak toplam 19.922,34-TL’nin, Kızı …’nin vefatı nedeniyle talep edilen 1.000,00-TL destek zarar tazminatını 9.916,43-TL daha arttırarak toplam 10.916,43-TL’nin, …’nin maluliyeti nedeniyle 1.000,00-TL iş görmezlik tazminatı davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ödendiğinden bakiye kalan 92,96-TL’nin, … için annesi … …’nin vefatı nedeniyle bakiye zararın davadan sonra ödendiğini belirterek yalnızca maluliyeti nedeniyle talep ettiği 1.000,00-TL iş görememezlik tazminatını 12.670,88-TL daha arttırarak toplam 13.670,88-TL.nin, yine … …’nin maluliyeti nedeniyle talep edilen 1.000,00-TL iş görmezlik tazminatını 686.048,76-TL daha arttırarak toplam 687.048,26-TL’nin, davalılar … …, … Ltd. Şti., … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsilini (… Sigorta A.Ş. tarafından davadan sonra yapılan ödemenin düşüldüğü ve … Sigortaya yönelik talebin poliçe limiti kadar olduğunu) … Sigorta A.Ş. dışındaki davalılardan kaza tarihi 15/08/2009 den, Sigorta Şirketi yönünden ise 04/03/2013 (kısmi ödeme) temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla ZMSS nedeniyle, poliçe limiti ve sigortalının kusuru oranında sorumluluklarının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili 26/04/2013 tarihli dilekçesinde özetle; başvuru üzerine … … ve …’nin vefatı nedeniyle …’ye, … … vefatı nedeniyle …’ye zararın ödendiğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … … ve … … Ür. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 2918 sayılı KTK’nun 109. maddesi gereğince 2 yıllık sürede açılmadığından zaman aşımına uğradığını, olayın meydana gelmesinde …’ın kullandığı sigortalı aracın kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece18.10.2017 tarihli, 2014/261 Esas – 2017/760 Karar sayılı önceki kararda; davacılar vekilinin 09/10/2013 tarihli dilekçesinde, davacılar …, … …, … …, … …, … …, …, …, … ve … yönünden davayı takip etmediklerini bildirdiği, bunlar yönünden süresi içerisinde davaları yenilenmediğinden HMK’nın 150. maddesi gereğince davalarının açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacılar vekilinin 10.03.2015 tarihli celsede, davalı … Sigortaya yapılan başvuru üzerine, … …’nin ölümü nedeniyle …’ye 80.246,67-TL, …’ye 19.101,28-TL ve …’nin ölümü nedeniyle …’ye 11.632,56-TL destek tazminatı ödendiğini beyan ettiği, bu ödemeler de nazara alınarak hesap bilirkişisinden alınan rapor ve ek raporda; davacıların yaşı, maluliyetleri, ölenlerin gelir durumları ile ölenlerin yaşı, destek durumu ve Yargıtay 17 H.D.’nin süreklilik arz eden kabulleri ve PMF yaşam tablosu nazara alınarak, yine ödemelerin güncel değerinin (ödeme tarihinden hesap tarihine kadarki yasal faiziyle birlikte) mahsubu sonucu yapılan hesaplamaya göre; …’nin eşi … …’nin ölümü nedeniyle bakiye tazminat alacağının 80.246,67-TL, kızı …’nin ölümü nedeniyle bakiye tazminat alacağının 11.632,56-TL, kendi maluliyeti nedeniyle alacağının 1.092,96-TL olduğu, davacı …’nin annesi … …’nin ölümü nedeniyle bakiye tazminat alacağının 6.772,99-TL, kendi maluliyeti nedeniyle alacağının 21.032,13-TL olduğu, davacı … …’nin maluliyet nedeniyle alacağı tazminat miktarının 837.048,76-TL olduğunun tespit edildiği, davacılar vekilinin 10.05.2017 tarihli dilekçesinde; davacı … … yönünden, davalı … Sigorta A.Ş.’den sigortalısı aracın %35 oranındaki kusuruna denk gelen maluliyet tazminatının poliçe limiti olan 150.000,00- TL’si ile 47.000,00-TL işlemiş faizinin kendilerine ödendiğini, bu nedenle bu davalı yönünden adı geçen davacı için davadan feragat ettiklerini bildirdiği, yine 12.06.2017 tarihli celsede davacılar vekilinin; kazaya %35 kusuru ile neden olan aracın trafik poliçesini yaptıran davalı … Sigorta Şirketi’nden araç işletenine yükletilen bu kusur oranına denk gelen tüm tazminatların ödendiğini ve bu nedenle davacılar …, … ve … … için … Sigorta aleyhinde açılan davalarından feragat ettiklerini beyan ettiği, bu nedenle davalı … sigorta yönünden davanın feragat nedeniyle reddinin gerektiği, davacı …’nin maddi tazminat isteminin; eşi … …’nin ölümü nedeniyle 19.922,34-TL ve kızı …’nin ölümü nedeniyle 10.916,43-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile maluliyeti nedeniyle de 1.092,96-TL iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 31.931,73-TL yönünden haklı olduğu, ancak davacı vekilinin bu talepleri yönünden dava dilekçesinde toplam 1.000,00-TL talep ettiği halde, ıslah dilekçesinde 2.092,96-TL talep edilmiş gibi ıslah yaptığından, yine iş görmezlik tazminatı 1.000,00-TL’nin … Sigorta tarafından ödendiği beyanı karşısında 29.838,77-TL olduğu ve bu miktarın poliçe limiti dahilinde kaldığı anlaşılmakla, … Sigorta dışındaki, … Sigorta Şirketinden 04.03.2013 temerrüt (kısmi ödeme) tarihinden, diğer davalılardan ise olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerektiği, davacı …’nin maddi tazminat isteminin; annesi … …’nin ölümü nedeniyle destek zararının daha sonra ödendiği bildirildiğinden ve yaralanması nedeniyle 13.670,88-TL zararının olduğu ve bu zararın sigorta poliçe limiti dahilinde kaldığı anlaşılmakla davalı … Sigorta dışındaki, … Sigorta Şirketinden 04.03.2013 temerrüt tarihinden, diğer davalılardan ise olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerektiği, davacı … …’nin maddi tazminat isteminin; kazada yaralanması ve malul kalması nedeniyle maddi zararının 837.048,76-TL olduğu, bu miktardan … Sigorta şirketinin sorumlu olduğu, araç işletenine düşen %35 kusur oranına göre tespit edilen miktarın bu sigorta tarafından kendisine ödendiği anlaşılmakla, bakiye 687.048,26-TL’nin … Sigorta dışındaki diğer davalılardan (… Sigorta yönünden ise poliçe limiti olan 150.000,00-TL’nin %65 kusur oranına denk gelen 97.500,00-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müşterek ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerektiği, davacı …’un maddi tazminat isteminin, kazadan önce … … ile nişanlandığı ve 24.10.2009 tarihinde yapılacak düğün organizasyonu için … isimli firmaya… Sözleşmesi nedeniyle 1.000,00-TL peşinat verildiği ve bunun geri alınamadığı da anlaşılmakla, oluşan bu zararın (ZMSS poliçesinin teminat altına aldığı zararlar kapsamına girmediğinden dolayı) araç sürücüleri ve işletenlerinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerektiği, davacılar …, …, … …, …, … …, … …, … …, … …, … … ve … …’nin manevi tazminat istemleri yönünden, olayın gerçekleşme şekli, kusur durumu, tarafların ekonomik sosyal durumları ile ölenlerin ve yaralananların yakınlık dereceleri, yaralanmaların boyutu ile çekilen manevi acı ve ızdırabın yoğunluğu nedeniyle yaşanan manevi acı ve ızdırabın giderimi amacıyla davacılar için zenginleşme, davalılar içinde fakirleşmeye neden olmayacak şekilde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği vicdani kanısına varıldığı, davalı … Sigorta A.Ş.’ne yönelik davadan feragat edilmiş olmakla ve aynı zamanda bu davalı şirket vekili dilekçesinde vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını bildirmekle, yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerektiğinden bahisle, davacılar …, … …, … …, … …, … …, …, …, … … ve … tarafından açılan davanın takipsizlik nedeniyle açılmamış sayılmasına, davalı … Sigorta A.Ş.’ne yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile toplam 29.838,77-TL’nin bakiye limit dahilinde olmakla davalılar …, … …, … … … … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, alacağa davalı sigorta şirketi yönünden 04/03/2013 tarihinden diğer davalılar yönünden 15/08/2009 olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, bu kalemden fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile 13.670,88-TL’nin bakiye limit dahilinde olmakla davalılar …, … …, … … … … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, alacağa davalı sigorta şirketi yönünden 04/03/2013 tarihinden diğer davalılar yönünden 15/08/2009 olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacı … … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile 687.048,76-TL’nin (davalı sigorta şirketinin limit 97.500,00-TL kısmından sorumlu olmak üzere) limit dahilinde olmakla davalılar …, … …, … … … … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, alacağa davalı sigorta şirketi yönünden 04/03/2013 tarihinden diğer davalılar yönünden 15/08/2009 olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının; davalı … Sigorta A.Ş. yönünden reddine, davalılar …, … …, … … … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne yönelik davanın kabulü ile 1.000,00-TL’nin 15/08/2009 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile adı geçen davalılardan tahsiline, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 30.000,00-TL manevi tazminatın, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 15.000,00-TL manevi tazminatın, davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 7.500,00-TL manevi tazminatın, davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 25.000,00-TL manevi tazminatın, davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 5.000,00-TL manevi tazminatın, davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 5.000,00-TL manevi tazminatın, davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 3.000,00-TL manevi tazminatın, davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 3.000,00-TL manevi tazminatın, davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 3.000,00-TL manevi tazminatın, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 7.500,00-TL manevi tazminatın davalılar …, … …, … … … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’den 15/08/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş; hükme karşı bir kısım davacılar vekili ile davalı … … vekili ve davalı … … … … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 31/01/2020 tarih 2018/1525 Esas 2020/155 Karar sayılı ilamı ile kararın kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararından sonra davanın mahkemenin 2020/113 Esasına kaydedilerek yapılan yargılama sonunda;Davacı vekilinin geçici iş göremezlik yönünden beyanda bulunduğu, ilgili …’ne yazılan müzekkere cevabından sonra aktüerya uzmanı bilirkişiden alınan ek (15/12/2020 tarihli) raporda; … …’nin vefatı nedeniyle …’nin bakiye zararının 171.847,04-TL, …’nin bakiye zararının 7.618,90-TL, …’nin vefatı nedeniyle; …’nin bakiye zararının 64.314,51-TL, davacı …’nin maluliyetinden kaynaklanan zararının 1.092,96-TL, davacı …’nin maluliyetinden kaynaklanan toplam zararının 32.125,39-TL, davacı … …’nin sürekli maluliyetinden kaynaklanan zararının 1.234.235,26-TL olarak hesaplandığı, gönderilen bordro incelenmesinde davacının fazla mesai, tayin bedeli, EHT tazminatı, bomba tazminatı, tanık koruma tazminatı gibi bir kısım kalemlerin bulunduğu, bu ve benzeri kalemlerin raporlu bulunduğu dönemde de alınıp alınmadığı bilinmediğinden geçici iş göremezlik tazminatının hesaplanmadığının bildirildiği, davacılar vekilinin 07/02/2021 tarihli oturumda beyanında, ilk karardan önce 09/06/2017 tarihli dilekçelerindeki feragat beyanı içeriğinin, davacılar …, … yönünden açmış oldukları maddi tazminata ilişkin davada tüm davalılar yönünden davadan feragata yönelik olduğunu, Sigorta Şirketi tarafından ödeme yapıldığı için bu davalılar yönünden tahsilin bir önemi kalmadığından feragat ettiklerini, ayrıca davacı … yönünden de maddi tazminat davası açtıklarını bu davanın …, … … ve … Ltd. Şti. İle … Sigorta AŞ’ye yönelik olduğunu, mahkemece … Sigortaya yönelik davanın reddedildiğini, diğer üç davalıdan … … ve … Ltd. Şti. yönünden maddi tazminat taleplerinin bulunmadığını, … yönünden verilen kararın kesinleştiğini, esasen karardan sonra … Sigorta’nın … yönünden de ödeme yaptığını, maddi tazminat davalarının bu aşamada yalnızca … … yönünden olduğunu, … Sigortaya yönelik davanın feragat nedeniyle reddedildiğini, … ve … Sigorta yönünden kararın kesinleştiğini, esasen … Sigorta tarafından da önceki karardan sonra, dosya Ankara Bölge Adli Mahkemesinden dönmeden önce ödeme yapıldığını, feragat dilekçelerini 15/07/2020 tarihinde sunduklarını, … … yönünden … … ve …… Limited Şirketi yönünden maddi tazminat davasının devam ettiğini ve yine tüm manevi tazminat davasının devam ettiğini bildirdikleri, …’nün 14/12/2020 tarama tarihli yazı cevabında … …’nin 15/02/2009 – 06/09/2017 tarihleri arasında maaş bordroları gönderilmiş olup maaş dışında ek ödeme olmadığının anlaşıldığı, mahkemece kaldırma kararı öncesi verilen karara karşı davacılar vekili tarafından manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü nedeniyle istinaf yoluna başvurulduğu,davalı … … ve ….. Ltd. Şti. vekilleri tarafından aleyhlerine verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu, 19/06/2017 tarihli dilekçedeki davacılar vekilinin feragat beyanları da gözetilerek; davacılar …, … …, … …, … …, … …, …, …, … … ve … tarafından açılan davanın takipsizlik nedeniyle açılmamış sayılmasına ilişkin kaldırma kararı öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı … Sigorta A.Ş.’ye yönelik davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin kaldırma kararı öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının tüm davalılar yönünden feragat nedeniyle reddine, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının tüm davalılar yönünden feragat nedeniyle reddine, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının, davalı … Sigorta A.Ş.’ye yönelik kaldırma kararı öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı …’a yönelik davanın kabulü ile 1.000-TL’nin 15/08/2019 tarihli olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin kaldırma kararı verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalılar … … ve ….. Limited Şirketine yönelik davanın reddine karar vermek gerektiği, davacı … … tarafından açılan maddi tazminat davasının davalı … Sigorta yönünden ilk karardan sonra istinaftan dönmeden önce ödeme yapılmış olması nedeniyle konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı … yönünden … … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile 687.048,76-TL’nin bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa 15/08/2009 olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin kaldırma kararı öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, davacı … … tarafından davalılar ….. Limited Şirketi ve … …’a karşı açılan maddi tazminat davasında; bu davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu davacı tarafından ise sadece manevi tazminat talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulduğu, mahkemece yapılan inceleme, … yazı cevabi ve rapor içeriği de nazara alınarak geçici iş göremezlik süresi içerisinde ödenen maaşı dışında mahrum kaldığı ek ödeme bulunmadığından ve davacılar tarafından sadece manevi tazminat yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması durumu da nazara alınarak, bu durumda kaldırma kararından sonraki güncel hesapla maddi tazminata karar verilemeyeceği kaldırma kararı öncesi toplam geçici ve sürekli iş göremezlik zararı 837.048,76-TL olup, geçici iş göremezlik zararı 16.929,98-TL’nin düşümü ile sürekli iş göremezlik zararı 820.118,78-TL olup, bundan Sigorta Şirketlerinin ayrı ayrı kişi başına sakatlık teminatı olan 150.000-TL poliçe limiti olmak üzere toplam 300.000-TL ile sorumlu olup davacı vekilinin … Sigorta Şirketi’nin bu davacı yönünden yapılan ödemeyi mahsup ederek ıslah dilekçesi ile bakiye tazminatın tahsili talebinde bulunduğu ve … Sigorta Şirketi içinde kusuru oranında 97.500,00-TL’sinden sorumlu olduklarını belirttiği, tahsilini istediği, kaldırma kararı içeriği de nazara alınarak … Sigorta Şirketi yönünden ödenen 150.000,00-TL ile … Sigortanın sorumlu olması gereken 150.000-TL poliçe limitinin mahsubu ile (820.118,78-TL – 300.000,00-TL) 520.118,78-TL üzerinden maddi tazminat davasının kısmen kabulüne alacağa olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, diğer davalılar … Sigorta ve … hakkında verilen karar kısmı ile tahsilde tekerrüre yer verilmemesine karar vermek gerektiği, davacılar vekilinin ıslah dilekçesindeki talebi de nazara alınarak, davacılar …, …, … …, …, … …, … …, … …, … …, … … ve … …’nin manevi tazminat istemlerinin; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ile 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere; bir kişinin vucüt bütünlüğünün ihlali halinde gerek kendisinin, gerekse de yakınlarının bu nedenle yaşadıkları manevi acı ve ızdırabın giderimi, manevi huzurlarının gerçekleşmesi için hakimin bir miktar paranın zarar görene ödenmesine karar vermesi gerektiği, ancak bunun bir cezalandırma aracı olmadığı ve de zarar görenin zenginleşmesine, zarar sorumlusunun da fakirleşmesine neden olmaması gerektiği ve TMK 4. maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkeleri nazara alınarak somut olayda, olayın gerçekleşme şekli, kusur durumu, tarafların ekonomik sosyal durumları ile ölenlerin ve yaralananların yakınlık dereceleri, yaralanmaların boyutu ile çekilen manevi acı ve ızdırabın yoğunluğu nedeniyle yaşanan manevi acı ve ızdırabın giderimi amacıyla davacılar için zenginleşme, davalılar içinde fakirleşmeye neden olmayacak şekilde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği vicdani kanısına varıldığı ve bu tazminatların davalı sürücüler ile araç işletenlerinden olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği, davalı … Sigorta A.Ş.’ne yönelik davadan feragat edilmesi ve adı geçen davalı sigorta şirketi vekilinin ibraz ettiği dilekçesinde vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını bildirmesi nedeniyle davalı … sigorta şirketi lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerektiği, hakkında karar kesinleşen davalılar yönünden feri taleplere ilişkin kısımların kaldırma kararı öncesindeki gibi aynen yazıldığı gerekçesi ile;
1-Davacılar …, … …, … …, … …, … …, …, …, … … ve … tarafından açılan davanın takipsizlik nedeniyle açılmamış sayılmasına ilişkin kaldırma kararı öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı … Sigorta A.Ş.’ne yönelik davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin kaldırma kararı öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının tüm davalılar yönünden feragat nedeniyle reddine,
4-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının tüm davalılar yönünden feragat nedeniyle reddine,
5-Davacı … … tarafından açılan maddi tazminat davasının;
a-Davalı … yönünden kabulü ile 687.048,76-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa 15/08/2009 olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin kaldırma kararı öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
b-Davalı … Sigorta A.Ş.’ne yönelik davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
c-Davacı … … tarafından davalılar … … Ltd. Şti. ve … …’a karşı açılan davanın kısmen kabulü ile 520.118,78-TL’nin bu davalılardan 15/08/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
ç-Diğer davalılar … Sigorta A.Ş. ve … hakkında verilen karar kısmı ile tahsilde tekerrüre yer verilmemesine,
6-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının;
a-Davalı … Sigorta A.Ş.’ne yönelik davanın reddine ilişkin kaldırma kararı öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
b-Davalı …’a yönelik, davanın kabulü ile 1.000,00-TL’nin 15/08/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin kaldırma kararı öncesi verilen karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
c-Davalılar … … ve … … Ltd. Şti.’ne yönelik davanın reddine,
7-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 30.000,00-TL’nin davalılar …, … …, … … … … Ltd. Şti. Şti.’den 15/08/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
8-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile;15.000,00 TL’nin davalılar …, … …, … … … … Ltd. Şti.’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
9-Davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 7.500,00 TL’nin davalılar …, … …, … … … ….Ltd. Şti.’den 15/08/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
10-Davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 25.000,00-TL’nin davalılar …, … …, … … … ….Ltd. Şti.’den 15/08/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
11-Davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 5.000,00-TL’nin davalılar …, … …, … … … … Ltd. Şti.’den 15/08/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
12-Davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 5.000,00-TL’nin davalılar …, … …, … … … … Ltd. Şti.’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
13-Davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 3.000,00 TL’nin davalılar …, … …, … … … … Ltd. Şti.’den 15/08/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
14-Davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 3.000,00 TL’nin davalılar …, … …, … … … … Ltd. Şti.’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
15-Davacı … … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 3.000,00 TL’nin davalılar …, … …, … … … … Ltd. Şti.’den 15/08/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
16-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 7.500,00-TL’nin davalılar …, … …, … … … ….Ltd. Şti.’den 15/08/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar … … …, A. … …, … …, … …, … …, … …, … …, … …, … … … ve … … vekili ile davalı … … vekili ve davalı … … … … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Bir kısım davacılar … (kendi adına asaleten, …’ye velayeten), … (… velisi), … …, … …, … …, … …, … …, … …, … … (…), …(…) vekili istinaf dilekçesinde; manevi tazminat taleplerinin kısmen kabul edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı …’nin, kaza sonrası vefat eden … …’nin eşi, …’nin babası olduğunu, kendisinin de yaralandığını, eşi ve çocuğunun vefatı nedeniyle destekten yoksun kaldığını, yaralanması nedeniyle de madden zarar gördüğünü, görme yetersizliğinin arttığını, kendi yaralanması-sakatlanması nedeniyle maddi manevi zarar gördüğünü, eşi ve çocuğunun vefatı nedeniyle destekten yoksun kaldığını, maddi-manevi zarar gördüğünü, bu davacı yönünden 60.000,00-TL manevi tazminat talebi olmasına rağmen 30.000,00-TL kabul edildiğini, eşi ve çocuğu vefat eden, kendisi ve diğer çocuğu yaralanmış olan bir insana karşı 30.000,00-TL manevi tazminat takdirinin hakkaniyete aykırı olduğunu,
Davacı …’nin (… velisi), kaza sonrası vefat eden … …’nin oğlu, …’nin kardeşi olduğunu, araç içerisinde olup kendisinin de yaralandığını, kendi yaralanması- sakatlanması nedeniyle maddi manevi zarar gördüğünü, annesi ve kardeşinin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalıp, maddi-manevi zarar gördüğünü, bu davacı yönünden 30.000,00-TL manevi tazminat talebi olmasına rağmen 15.000,00-TL yönünden kabulünün hakkaniyete aykırı olduğunu,
Davacı … …’nin, kaza sırasında araç içerisinde bulunduğunu, yaralandığını, vefat eden … …’nin yengesi-…’nin yeğeni olduğunu, yaralanması-sakatlanması nedeniyle maddi manevi zarar gördüğünü, bu davacı yönünden 20.000,00-TL manevi tazminat talebi olmasına rağmen 7.500,00-TL yönünden kabulünün hakkaniyete aykırı olduğunu,
Davacı … …’nin, aracın sürücüsü olup, kendi yaralanması-sakatlanması nedeniyle hayati tehlike atlattığını, tedavisinin devam ettiğini, kafatası kemiğinin alındığını, çok büyük oranda iş gücü kaybı olduğunu, görme yeteneğini çok büyük oranda kaybettiğini, polis olmasına rağmen görevini yapamayacak durumda olduğunu, düğününün iptal edildiğini, maddi-manevi zarar gördüğünü, bu davacı yönünden 50.000,00-TL manevi tazminat talebi olmasına rağmen 25.000,00-TL yönünden kabulünün, ağır derecede malul olan, yıllar geçmesine rağmen tedavisi halen devam eden, düğünü iptal olan, akrabaları vefat eden bir insana karşı hakkaniyete aykırı olduğunu, yargılamanın devamı esnasında, ilk karardan sonra, Ankara BAM’ın kaldırma kararından önce kazadan dolayı oluşan maluliyeti nedeni ile polislikten çıkarıldığını ve normal memurluğa geçirildiğini, almış olduğu ücretin yarı oranında düştüğünü, son bilirkişi raporunda bu durum dikkate alınarak 15/12/2020 tarihi itibarı ile sürekli iş göremezlik maluliyetinden kaynaklı maddi tazminat hakkının 1.234.235,26-TL olduğunun belirlendiğini, … … yönünden Emniyetten gelen belgelerin eksik olması nedeni ile geçici iş görmezlik hesabının yapılamadığının belirtildiğini, davacı … … kaza öncesi T.C. … koruma polisi olarak görev yapmakta iken 2009 yılında yaşanan kaza sonrası bu görevi yapamaz hale geldiğini, kazanın 2009 yılında yaşanması; bu yıla ilişkin evrakların bulunmasında zorluk çekilmesi, yasa değişiklikleri ile T.C. …’nın kaldırılması, T.C. … personeli kadrolarının başka birimlere aktarılması nedenleri ile de eski maaş bordroları ve ek ödemeleri gösterir belgelerin bulunmasında sorun yaşandığını, … … yönünden sigorta şirketlerinin ödediği bedelleri düştükten sonra 520.118,78-TL maddi tazminata hükmedildiğini, bilirkişi raporuna beyanda bulunulduğunu ve …’ne yeniden müzekkere yazılarak bu eksikliğin giderilmesinin talep edildiğini, bu talebin kabul edilmediğini, … … yönünden ilk karar sonrası tarafımızın maddi tazminata yönelik istinaf talebi olmaması nedeni ile … … yönünden kararın kesinleşmiş olduğunun değerlendirildiğini, davacı … …’nin ıslah tarihinde ve ilk karar tarihinde polislik mesleğine devam edebildiğini, ancak ilk karar sonrasında … … maluliyeti nedeni ile polislik mesleğinden çıkarıldığını, Emniyet bünyesinde sivil memurluğa geçirildiğini, bu nedenle özlük haklarında değişiklik olduğunu, bu durumun öngörülmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle … … için ilk kararda belirlenen maddi tazminat tutarına itiraz etmediklerini, davalıların istinaf etmeleri nedeni ile yargılamanın devam ettiğini ve yargılama bitmeden … … yönünden maluliyet artışı olduğunu, bilirkişiden ek rapor alınsa idi, … …’nin hem maddi tazminat alacağının net olarak belirlenebileceğini, hemde geçici iş göremezlik alacağının somut olarak belirlenebileceğini,… …’nin hak kaybına uğradığını, … …’nin polis memurluğundan çıkarılarak normal memurluğa geçirilmesi sebebi ile maaşında düşme olması, bu nedenle davalılardan alacağı maddi tazminat miktarının artması, alınan bilirkişi raporunda bu durumun belirtilmesine rağmen bu yönde yeni bir hesaplama yapılmaması, … …’nin geçici iş göremezlik alacak hakkı olmasına rağmen emniyetten eksik evrak gelmesi nedeni ile bu talebin reddedilmesinin de hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, … …’nin geçici iş göremezlik tazminatının reddi ve sürekli iş görememezlik tazminat alacağının eksik hesaplanmasının da hukuka aykırı olduğunu,
Davacı … …’nin, araç içerisinde bulunduğunu ve yaralandığını, vefat eden … …’nin kayınvalidesi, …’nin babaannesi olup, yaralanan … ve …’nın annesi olduğunu, kendi yaralanması nedeniyle de maddi-manevi zarar gördüğünü, çocuklarının yaralanması, gelini ve torunun vefatı nedeniyle de manevi zararı olduğunu, bu davacı yönünden 20.000,00-TL manevi tazminat talebi olmasına rağmen 5.000,00-TL yönünden kabulünün hakkaniyete aykırı olduğunu, aynı kazada yaralanan oğlu … … için 7.500,00-TL manevi tazminat takdir edilirken, … …’ye 5.000,00-TL takdir edilmesinin gerekçesinin de açıklanmadığını,
Davacı … …’nin, vefat eden … …’nin kayınpederi, …’nin büyükbabası, yaralanan … ve …’nın babası, …’nin eşi olduğunu, çocuklarının ve eşinin yaralanması, gelini ve torununun vefatı nedeniyle de manevi zararı olduğunu, bu davacı yönünden 20.000,00-TL manevi tazminat talebi olmasına rağmen 5.000,00-TL yönünden kabulünün hakkaniyete aykırı olduğunu,
Davacı … …’nin, vefat eden … …’nin eşi olan …’in kardeşi, …’nin amcası, yaralanan … ve …’nın kardeşi, …’nin oğlu olduğunu, ailesine maddi-manevi en fazla destek olan ve yıpranan insanların başında geldiğini, kardeşlerinin ve annesinin yaralanması, yengesi ve yeğeninin vefatı nedeniyle de manevi zararı olduğunu, halen dahi yaralanan kardeşlerinin ve ailesinin tüm işlerine yardımcı olduğunu, bu davacı yönünden 15.000,00-TL manevi tazminat talebi olmasına rağmen 3.000,00-TL yönünden kabulünün hakkaniyete aykırı olduğunu,
Davacı … …’nin kaza sonrası vefat eden … …’nin eşi olan …’in kardeşi, …’nin amcası, yaralanan … ve …’nın kardeşi, …’nin oğlu olduğunu, ailesine maddi-manevi en fazla destek olan ve yıpranan insanlardan biri olup, kardeşlerinin ve annesinin yaralanması, yengesi ve yeğeninin vefatı nedeniyle de manevi zararı olduğunu, bu davacı yönünden 10.000,00-TL manevi tazminat talebi olmasına rağmen 3.000,00-TL yönünden kabulünün hakkaniyete aykırı olduğunu,
Davacı … … (…)’in vefat eden … …’nin eşi olan …’in kardeşi, …’nin halası, yaralanan … ve …’nın kardeşi, …’nin kızı olduğunu, ailesine maddi-manevi en fazla destek olan ve yıpranan insanlardan biri olup, kardeşlerinin ve annesinin yaralanması, yengesi ve yeğeninin vefatı nedeniyle de manevi zararı olduğunu, bu davacı yönünden 10.000,00-TL manevi tazminat talebi olmasına rağmen 3.000,00-TL yönünden kabulünün hakkaniyete aykırı olduğunu,
Davacı … (…)’un, ağır yaralanan ve hayati tehlike atlatan … …’nin kaza tarihinde nişanlısı olup sonra evlendiklerini,düğününün iptal olduğunu, maddi-manevi zarara uğradığını, … …’nin sakatlanması sonucunda da maddi-manevi zarar gördüğünü, … …’ye tüm hayatı boyunca destek olacak en yakın kişi olduğunu, bu davacı yönünden 10.000,00-TL manevi tazminat talebi olmasına rağmen 7.500,00-TL yönünden kabulünün hakkaniyete aykırı olduğunu, davalılardan … … … … Ltd. Şti.nin son derece rahat bir şekilde ödeme yapabilecek güçte olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı … … vekili istinaf dilekçesinde; Ankara BAM’ nin kaldırma kararından sonra mahkemece yapılan yargılama neticesi davacı … …’nin sürekli iş göremezlik tazminat miktarının (geçici işgöremezlik miktarı da dahil olmak üzere) … sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme mahsup edildikten sonra, ıslah dilekçesi ile talep edilen bakiye 687.048,76-TL tazminattan davalı … sigorta şirketi kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, davalı … …, … Ltd. şirketi ve …’dan müştereken ve mütesselsilen tahsili talep edildiğinden, bu talep hakkında kısmen kabul kararı verilerek (kusur oranlarının iç ilişkide gözetilmesi gerektiğinden) herhangi bir ayrım yapılmadan, … sigorta şirketinin ve … Sigorta şirketinin ödemeleri toplamı 300.000,00-TL mahsup edildikten sonra, bakiye 520.118,78-TL’sının … … ve … Ltd. Şirketinden faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, tarafların kusur oranlarının tespiti yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadan 09.11.2015 tarihli bilirkişi raporunun hazırlandığını, sadece Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 4.9.2015 tarihli raporuna atıfta bulunduğunu, davalıya izafe edilen %35 kusurun olayın gelişimi ile ilgisi olmayıp, davalının aracına çarpılması neticesinde çarpmanın etkisi ile savrulan davalı aracının diğer araca çarpmasında kaza ile sonuç arasındaki illiyet bağının kesildiğini, Zira, davalının aracının hızını yol durumuna göre ayarlayıp ayarlamamasının kendi aracına çarpılması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde hiçbir etkisi bulunmadığını, nitekim ATK raporunun 1. sayfasında da bu durumun; “ilk çarpışma sonrası aracının hakimiyetini kaybedip karşı yol bölümüne geçmesi ve bu yol bölümünde çarpıştığı aracın takla atmış olması”, şeklinde tarif edildiğini, ilk çarpışmada …’ın manevra hatası ile davalı aracının bulunduğu şeride girmesi nedeniyle kusurlu bulunması ile de ilk çarpışmada davalının kusursuzluğunun açıklandığını, ilk çarpışmanın etkisi ile aracı savrulan davalının çarpışmanın etkisi ile aracının kontrolünü kaybetmesinde kendisine kusur izafe edilmesinin hukukun genel prensipleri ile de bağdaşmayacağını, davalıya izafe edilen tali kusur oranı kazanın meydana geliş biçimi ile çelişkili olduğundan, davalı … … kazanın meydana gelmesinde tamamen kusursuz olduğundan maddi ve manevi tazminat taleplerinden sorumlu tutulamayacağını, ayrıca, Ceza dosyasından alınan kusur raporu ile hukuk mahkemesi dosyasından alınan ve hükme dayanak yapılan kusur raporları arasında kusur oranı yönünden var olan çelişkinin de giderilmediğini, kabule göre de, hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarları fahiş olup, davalı yönünden kusur oranında hakkaniyete uygun indirim yapılmadığını, davacının ve davalının sosyal ve ekonomik durumlarının dikkate alınmadığını, … … yönünden işgöremezlik oranına göre hükmedilen tazminat tutarının fahiş ve hatalı olduğunu, yine kabule göre 12.06.2017 ıslah tarihi ile sigorta şirketi tarafından önceden yapılan ödeme tarihi dikkate alındığında, kısmen reddedilen tazminat tutarı yönünden o oranda yargılama gideri ve vekalet ücretine davalı lehine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, kararda, … … lehine kabul edilen oran üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiş iken, davalı lehine reddedilen tutar üzerinden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediğini, kararın 5. sayfasında 3 numaralı bentte “… …’ın kusuru bulunmadığından davanın reddi yönündeki taleplerinin”, … şeklinde yazılarak maddi hataya yer verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3-Davalı … … Paz. … Ltd. Şti.vekili istinaf dilekçesinde; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 2018/1525 Esas ve 2020/155 Karar sayılı kararı ile yerel mahkeme kararının kaldırılma gerekçelerinden birinin de ” …davalılar … … ve … … Ltd. Şti.’ne yönelik tazminat talepleri yönünden feragat beyanı göz önünde bulundurulup, değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kaldı ki adı geçen davacılar yönünden hesaplanan maddi tazminatlar (davacı … yönünden istenen tazminat hariç) … Sigorta A.Ş.’nin kaza tarihi itibari ile poliçe limiti dahilinde kaldığından, TBK’nun 168/2 fıkrası gereğince de ilgili tazminatlardan müteselsil sorumluluğu bulunan davalı … ve … … Ltd. Şti.’nin bu tazminatlardan sorumluluğuna gidilip gidilmeyeceği değerlendirilmeden, yazılı olduğu gibi adı geçen davalıların bu tazminatlardan sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde belirtildiğini, Borçlar Kanunu’nun 168/2. maddesinde yer alan “alacaklı, diğerlerinin zararına olarak müteselsil borçlulardan birinin vaziyetini iyileştirdiği takdirde bu fiilin sonuçlarına şahsen katlanır.” hükmü uyarınca dava konusu olayda davacı vekilinin davalı şirket aracının sigortacısı şirket hakkındaki davadan feragat beyanının, müteselsil sorumlu davalı şirket yönünden de teselsülden feragat niteliğini taşıdığını, bu bakımdan, davanın davalı yönünden, feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, 15.12.2020 tarihli bilirkişi raporunun hazırlanmasına mesnet Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi kaldırma kararında tespit edilen eksiklerden birinin de; aralarında davalı firmanın da bulunduğu bir kısım davalıların, davacı Yakup … yönünden hesaplanan sürekli işgücü kaybı tazminatından sorumluluklarının, davalı iki sigorta şirketinin ödeme ve poliçe limiti toplamının mahsubu ile bakiye tazminattan sorumlu tutulmalarına ilişkin olduğunu, raporda, bu eksikliğin giderilmesini teminen bir hesaplama yapılmadığını, rapor içeriğinde sırf davacı talepleri yönünden hesaplama ve değerlendirmeler yapılarak tarafların sorumluluk sınırlarına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı ile artık yapılması gereken hesaplamaların Mahkemeye bırakılmasının, işin teknik bir hesap gerektirmesi nedeniyle de beklenemeyeceğini, raporun bu hali ile eksik olduğunu, eksikliğin alınacak yeni bir ek raporla giderilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı ile tespit edilen bir başka hata ve eksikliğin, bir kısım davacıların davalı … sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme sonrası bu şirket ve sigortalısı davalı firma ile davalı … … hakkındaki maddi tazminat taleplerinden vazgeçmeleri üzerine,bu husus gözetilmeden davalı firma ile davalı … … ile ilgili olarak sonuca varılması olduğunu, rapordaki hesaplamalar sadece davacılar yönünden ele alınmış olup, hesaplanan tutarların hangi kalemlerinden, kimlerin hangi oranda ve miktarda sorumlu olabilecekleri hususunda karar ittihazına esas olacak bir değerlendirme yapılmadığını, bu belirlemenin de tıpkı davacı yan taleplerinin hesaplanmasında olduğu gibi teknik bir mahiyet arzettiğini, Anayasa Mahkemesi’nin 09.10.2020 tarih ve 31269 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanan 17.07.2020 tarih ve 2019/40 E., 2020/40 K. Sayılı kararıyla;..13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun; A. 14/4/2016 tarihli ve 6704 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin; 1. Birinci cümlesinde yer alan;a. “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE…2. İkinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE… B. 92. maddesine 6704 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle eklenen;2. (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE…” karar verildiğini, bu iptal kararlarının, içerik itibariyle işbu dava kapsamında yapılan tazminat hesaplamalarına da sirayet edecek nitelikte olduğunu, Dolayısıyla, işbu uyuşmazlık hakkında hazırlanacak raporun, Anayasa Mahkemesi iptal kararına uygun olarak da yeniden düzenlenmesi gerektiğini, 15.12.2020 tarihli bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, dosyada mevcut kusur durumunun tespitine ilişkin bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, bu rapora bağlı tanzim edilmiş aktüerya hesabına ilişkin bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini, bu raporlar esas alınarak davalı aleyhine hükmedilen tazminatların da hatalı olduğunu, Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur tespitine ilişkin raporuna göre kazada davalılardan …’ın %65 oranında, diğer davalı … …’ın ise %35 oranında kusurlu görüldüğünü, davalı … Ltd. Şti.’nin işleteni olduğu aracın sürücüsü … …’ın 55 km hızla seyir halinde giderken …’ın, … …’ın sevk ve idare ettiği araca çarparak kazaya sebebiyet verdiğini, … …’ın, kazaya sebebiyet vermediğini, İlk çarpışmada …’ın manevra hatası ile, davalı …’in aracının bulunduğu şeride girmesi nedeniyle kusurlu bulunması ile de, ilk çarpışmada davalı …’in kusursuzluğunun açıklandığını, ilk çarpışmanın etkisi ile savrulan ve çarpışmanın da etkisiyle aracın kontrolünün kaybedilmesinde, uygun illiyet bağı kesildiğinden, davalının işleteni olduğu araca ve sürücüsüne kusur yüklenemeyeceğini, … … için tayin edilen tali kusur oranının, kazanın meydana geliş biçimi ile çelişkili olduğundan ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.86 f.1 gereğince huzurdaki davaya konu olan kaza ile davalı şirketin ve şirkete ait araç sürücüsünün eylemleri arasında uygun illiyet bağı da olmadığından davalı şirketin kazanın meydana gelmesinde tamamen kusursuz olduğunu, …’ın, aracını davalı …’in aracının önüne kırarak araca çarptığını, davalı şirkete ait aracın önünden geçip U dönüşü yapmak istediğini ceza dosyasındaki ifadelerinde kabul ettiğini, kazanın da diğer davalının bu hatalı hareketi sonucu, çarpılmanın etkisiyle davalı şirket aracının karşı yola savrulmasıyla meydana geldiğini, kazanın hızdan değil; …’ın sinyal dahi vermeden, … …’ın kullandığı aracın önüne kırması sebebiyle olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, … …’ın, trafik kurallarına uygun bir biçimde, 50 km hızla olağan olarak ilerlediği bir yolda önüne aniden bir aracın geçeceğini ve U dönüşü yapmaya çalışacağını kestirse bile, hız limitini geçmediğinden kaza ile illiyet bağı olduğunun düşünülemeyeceğini, … …’a atfedilen kusurun hız sınırlarına uymama olarak nitelendirilmiş olup, bu hususun herhangi bir somut veriye dayanmadığını, “yorumlama” yolu ile kusur atfedildiğini, Ayrıca 22/08/2016 tarihli bilirkişi raporunda ki anlatımla dahi çarpmanın etkisi ile savrularak davalı şirkete ait aracın diğer araca çarpması neticesinde olan kazada, illiyet bağının kesildiğini, … …’ın hız limitini aştığı hiçbir şekilde ispat edilmemişken, hızının mesken mahal hız sınırının üstünde olduğu için havalanarak savrulduğu, eğer hız limitini aşmasaydı aracın bu şekilde havalanıp savrulmayacağı sonucuna varmanın fizik kurallarına dahi aykırı iken, kusur oranının belirlenmesinde bu düşünceye dayanılmasının genel hukuk prensiplerini de ihlal ettiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.86 f.1’e göre davalı şirketin araç işletenin sorumluluğundan kurtulması gerektiğini, 3.kişinin ağır kusuruyla oluşan kazalarda araç işletenin sorumluluğunun ortadan kalktığını, somut olayda da kazaya sebebiyet veren …’ın kusurunun hem adli tıp raporlarında hem de bilirkişi raporlarında ağır kusurlu olarak belirlendiğini, kazanın oluş şekline bakıldığında da, kusurun Trafik Kurallarını hiçe sayarak davalı şirkete ait aracın yolunu keserek araç sürücüsünün kontrolünü kaybetmesine sebep olan …’da olduğunu, bu sebeple davalı … … … Paz. Ltd. Şti’nin kazaya dair maddi veya manevi olarak hiçbir sorumluluğu olmadığını, bir an için illiyet bağının kesilmediği varsayılsa bile, yapılacak hesaplamanın %100 kusur oranına göre değil, tali kusur atfedilen araç sürücüsünün kusuru oranında yapılması gerektiğini, araç sürücüsünün bilirkişinin tayin ettiği oranda kusuru olması halinde dahi, bilirkişi tarafından tespit edilen bedellerin oldukça fahiş olduğunu, hesaplamaların bu bakımdan hatalı olduğunu, kabul etmemekle birlikte hükmedilen manevi tazminat miktarlarının da fahiş olduğunu, davalı sigorta şirketleri yönünden sorumlu oldukları poliçeler dikkate alındığında, poliçe sorumluluk tutarlarına nazaran eksik hesaplama yapıldığını ve bu kapsamda hükmün hatalı olduğunu, manevi tazminatların oldukça fahiş olduğunu, zenginleşme aracı haline dönüştüğünü, tazminatların gerekçelerinin somut olarak tartışılmadığını, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilen kısmı üzerinden lehlerine verilen vekalet ücretlerinin eksik hesaplandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan maddi (destek tazminatı, geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminatı, kaza nedeniyle iptal edilen düğün organizasyonu gideri) ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar tarafından devam edilen ve feragat edilen taleplerin belirlenmesi açısından dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacılar vekili yargılama devam ederken 12.06.2017 tarihli duruşmada, davalı … sigorta A.Ş. hakkında açılan davadan, tüm davacılar yönünden sulh oldukları için feragat ettiklerini, diğer davalılar yönünden davaya devam ettiklerini beyan etmiş, davalı sigorta şirketi de aynı tarihli duruşmada davacı taraf ile sulh olmaları sebebiyle yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini belirtmiştir. Davacılar vekili tarafından verilen 16.06.2017 tarihli dilekçede, davalı … Sigorta şirketinin sigortalısına izafe edilen %35 kusur oranını kabul ederek bu kusura isabet eden tazminat miktarı ferilerle birlikte kendilerine ödendiğinden, ıslah dilekçesinde talep ettikleri … ve Meltem’in ölümleri nedeniyle davacı … için destek tazminatları ile … ile …’in kaza sonucu yaralanmaları ve maluliyetleri sebebiyle bakiye cismani maddi tazminatların ve davacı … yönünden düğün organizasyonunun iptali nedeniyle istenen maddi tazminatın davalılar … ve … ..Ltd. Şti.nden tahsilini istemediklerini, adı geçen davalılar yönünden söz konusu tazminatlardan feragat ettiklerini, bu tazminatları diğer davalılardan talep ettiklerini, ayrıca söz konusu tazminatlar dışında kalan alacaklarının tüm davalılardan tahsilini talep ettiklerini belirtmiştir.
Davalı … Sigorta şirketinin davacı …’nın maluliyeti nedeniyle de 150.000.00-TL poliçe limitini ferileri ile birlikte davacı tarafa ödediği dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Davacılar vekili 15.07.2020 tarihli dilekçesi ile davacı … …’nin cismani zararı nedeniyle davalı … sigorta şirketi tarafından 150.000.00-TL poliçe limitinin kendilerine ödendiğini, gerçek zararın poliçe limitinin üzerinde olduğunu, bu nedenle adı geçen davacı yönünden hesaplanan tazminat taleplerinden mahsup edilmek üzere davalı … Sigorta Şirketine yönelik davalarından feragat ettiklerini, poliçe limiti üzerinde kalan maddi tazminat ile manevi tazminatların sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsilinin gerektiğini bildirmiş;16.07.2020 tarihli duruşmada davalı … Sigorta Şirketi hakkında davacılar …, … ve … … yönünden açılan maddi tazminat taleplerinden feragat ettiğini beyan etmiştir. Yine davacılar vekili 07.02.2021 tarihli duruşmada, 19.06.2017 tarihli dilekçelerindeki feragat beyanlarının davacı … ve … yönünden açılan maddi tazminat taleplerinden tüm davalılar yönünden feragate ilişkin olduğunu, sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığını, davacı … için davalılar …, … …, … …Ltd. Şti. ve … Sigorta şirketinden maddi tazminat talep edildiğini, mahkemece … Sigorta Şirketi hakkındaki davanın reddine karar verildiğini, davalı … ve … ..Ltd. Şti.nden bu davacı için tazminat talepleri olmadığını, diğer davalı … yönünden sorumluluğuna ilişkin önceki hükmün istinaf edilmediğinden kesinleştiğini, maddi tazminat davalarının bu aşamada sadece davacı … …’ye ilişkin olduğunu, bu davacı yönünden önceki kararda davalı … yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, davalılar … ve … Sigorta Şirketinin sorumluluğuna dair kararın kesinleştiğini (hükmü istinaf etmediklerinden), aslında önceki karardan sonra, dosya istinaf incelemesinden dönmeden önce davalı … Sigorta tarafından ödeme yapıldığını, bu nedenle 15.07.2020 tarihli feragat dilekçesini verdiklerini, davalılar … ve ….. Ltd. Şti.ne yönelik davacı … için talep edilen bakiye maddi tazminat davasının kesinleşmediğini, sigorta şirketi dışında kalan diğer davalılar yönünden manevi tazminat davasının da devam ettiğini beyan etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili davacı …’nın maluliyeti nedeniyle 150.000,00-TL poliçe limiti ve ferilerinin davacı tarafa ödendiğine dair 29.12.2017 tarihli sulh protokolü ve ibraname başlıklı belgeyi karardan sonra dosyaya ibraz etmiştir. Davacılar vekili de karar tarihinden sonra verildiği anlaşılan dilekçesinde davalı … Sigorta Şirketi hakkında davadan feragat edildiğinden hükümde belirtilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin talep edilmeyeceğini bildirmiştir.
1-Dairenin 31.01.2020 tarihli, 2018/1525 Esas – 2020/155 sayılı Kararında; davacılar vekili ile birlikte hükmün bir kısım davalılar vekili tarafından da istinaf edilmesi nedeniyle, davalı tarafın bu hususa ilişkin istinaf talebi yerinde görüldüğünden, “davacı … … kaza sonucu yaralanmış olup, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur. Adı geçen davacı polis memuru olup, geçici iş göremezlik süresi içinde maaşını almaya devam ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı … …’nin geçici iş göremezlik süresi içinde maaşı dışında almaya hak kazandığı, ancak çalışamadığı için kendisine ödemesi yapılmayan ek ödeme, fazla mesai ücreti vs. gibi mahrum kaldığı geliri olup olmadığı hususunun merciileri nezdinde araştırılarak, varsa bu hususta hesap bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi, mahrum kaldığı gelirinin olmaması halinde geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, bu konuda gerekli araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılmadan yazılı olduğu gibi 16.929,98-TL geçici iş göremezlik tazminatına karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece kaldırma kararından sonra davacının bir kısım maaş bordroları getirilerek aktüer bilirkişiden ek rapor alınmıştır. 15.12.2020 tarihli ek raporda, bordroların incelenmesinde, fazla mesai, tayin bedeli, EHT tazminatı, bomba tazminatı, tanık koruma tazminatı gibi bir kısım kalemlerin bulunduğu görülmekle birlikte bu ve benzeri kalemlerin raporlu olunduğu (geçici iş göremezlik) döneminde de alınıp alınmadığı bilinmediğinden bir değerlendirme yapılamadığı, bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanamayacağı belirtilmiştir. Mahkemece Emniyet Müdürlüğünün 14.12.2020 tarama (02.12.2020 cevap) tarihli yazı cevabında davacı …’nın 15.02.2009 / 06.09.2017 tarihleri arasında maaş bordroları gönderilmiş olup, maaş dışında ek ödeme olmadığı gerekçesi ile davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin önceki kararında davacı lehine geçici iş göremezlik ücreti talebi de kabul edildiğinden davacı tarafça bu konuda istinaf talebinde bulunulmamışken, iş bu yeni hükümle talep reddedildiğinden davacı vekilinin daha aleyhinde olan yeni hükmü istinaf etme hakkı bulunmaktadır.
Davacı için 9 ay geçici iş göremezlik süresi tespit edilmiş olup, davaya konu trafik kazası 15.08.2009 tarihinde meydana gelmiştir. Buna göre davacının kazadan önceki maaş bordrolarında, maaşı dışında sürekli ve düzenli şekilde yapılan ek ödemelerinin olup olmadığının anlaşılması için, kaza tarihinden en az 3 ay öncesine ait maaş bordrolarının getirilmesi önem taşıdığı gibi, kazadan sonraki 9 aylık geçici iş göremezlik döneminde önceki maaş bordrolarında aldığı ek ödemelerde eksiklik olup olmadığının tespiti de önem arz etmektedir.
Bu nedenle geçici iş göremezlik dönemine denk gelen bütün bordroların getirilerek karşılaştırma yapılması, kazadan önceki geliri ile kazadan sonraki geliri arasında eksilme varsa, bunun neden kaynaklandığı hususunun gerektiğinde merciileri nezdinde sorularak tespit edilmesi, sürekli ve düzenli şekilde ek ödeme yapıldığının, bu ödemenin raporlu olduğu dönemde ödenmediğinin anlaşılması halinde geçici iş göremezlik tazminatı olarak hesaplanması gerekmektedir. Davacının geçici iş göremezlik dönemi 2009 yılı Eylül ayından, 2010 yılı Mayıs ayına kadar devam etmektedir. Her ne kadar emniyet müdürlüğünün söz konusu yazı cevabında 15.02.2009 / 06.09.2017 tarihleri arası maaş bordrolarının gönderildiği belirtilmiş ise de, dosyada mevcut bordroların incelenmesinde 2009 yılı Ekim, Kasım, Aralık ayına ait maaş bordroları ile 2010 yılı Mart, Nisan, Mayıs ayına ait maaş bordrolarına rastlanmamıştır.
Bu durumda söz konusu tarihleri içeren maaş bordrolarının tamamı getirilmesi, gerektiğinde ilgili merciilerden de davacıya kazadan önce maaşına ek olarak yapılan sürekli ve düzenli ödeme olup olmadığı, bu ödemelerin sadece çalışması halinde mi ödendiği, raporlu olduğu sürede hangi ek ödemeden yararlanamadığı hususunun sorulması, daha sonra aktüer bilirkişiden maaş bordroları arasında (kazadan önce ve sonrasında) fark olup olmadığı, varsa neden kaynaklandığı, daha önce davacıya düzenli ve sürekli yapılan ek ödemenin, geçici iş göremezlik döneminde ödenip ödenmediği konusunda ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru değildir.
2-Yerel mahkemece verilen 18.10.2017 tarihli, 2014/261 Esas – 2017/760 Karar sayılı kararın davacılar vekili ve davalılardan … … vekili ile … ..Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Dairenin 31.01.2020 tarihli, 2018/1525 Esas – 2020/155 Karar sayılı kararı ile istinaf talebinde bulunan davalı vekillerinin taleplerinin kabulü ile HMK’nın 35/1-a-6 maddesi hükmü gereğince kaldırılmasına, kararda belirtilen hususlar yönünden davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekilinin istinaf talepleri ile davalı vekillerinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Söz konusu yerel mahkeme kararı tazminatla sorumluluklarına karar verilen bir kısım davalılar tarafından istinaf edilmediğinden, davacı taraf ve istinaf talebinde bulunan bir kısım davalılar lehine usulü kazanılmış hak oluşmuştur.
Bu nedenle mahkemece yargılama yapılarak yeniden kurulacak hükümde taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi gerekmektedir. Dairenin verdiği kaldırma kararı ile yerel mahkeme kararı tamamen ortadan kaldırılmış olup, yargılama yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre usulü kazanılmış haklar da gözetilerek yeniden her bir davacının talebi yönünden ayrı ayrı olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekir. Zira yerel mahkeme kararı tamamen kaldırıldığından, ortada herhangi bir karar bulunmamaktadır.
HMK’nın 6100 Sayılı HMK’nın 297. maddesinde hükmün kapsamı ve hükümde bulunması gereken hususlar maddeler halinde açıkça düzenlenmiştir. HMK 297/c bendinde “tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan hukuki sonuç ve hukuki sebeplerin” hükmün kapsamı içinde bulunması gereken hususlar olduğu belirtilmiştir. Yine aynı kanunun 297/2 maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemenin de gereği olarak mahkemece verilen hükmün, infazda tereddüt yaratmayacak mahiyette olması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, her bir davacının davalı taraftan tazminat talebi, davacılar vekilinin bir kısım davalılar yönünden ve bir kısım davacılar için talep edilen tazminat taleplerinden feragat dilekçeleri, feragat beyanları, davacı tarafa yapılan ödemeler, hükme esas alınan bilirkişi raporları, usulü kazanılmış haklar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek hüküm fıkrasının, HMK.nın 297/2. maddesine uygun şekilde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken, hüküm fıkrasının 1, 2, 5/a, 6/a-b bentlerinde yazılı olduğu gibi mahkemenin önceki kaldırılan kararının kesinleştiğinden bahisle “bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi de isabetli ve infaza elverişli görülmemiştir.
3-Feragat, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. ve devamı maddeleri uyarınca davayı sonuçlandıran usulü bir işlemdir. HMK’nın 310. maddesine göre feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden, mahkemelerin de buna göre karar kesinleşene kadar karar vermesi mümkündür. HMK.’nın 311. maddesi gereğince davadan feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Davadan feragat maddi hukuk bakımından haktan da feragat anlamına gelir. Feragat edilen dava yeniden açılamaz. İstinaf edilen karar usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından bu aşamada da davadan feragat mümkündür.
Somut olayda, davacılar vekili 15.07.2020 tarihli dilekçesi ile davacı … …’nin cismani zararı nedeniyle davalı … Sigorta Şirketi tarafından150.000,00-TL poliçe limitinin kendilerine ödendiğini, gerçek zararın poliçe limitinin üzerinde olduğunu bu nedenle adı geçen davacı yönünden hesaplanan tazminat taleplerinden mahsup edilmek üzere davalı … Sigorta Şirketine yönelik davalarından feragat ettiklerini, poliçe limiti üzerinde kalan maddi tazminat ile manevi tazminatların sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsilinin gerektiğini bildirmiş; 16.07.2020 tarihli duruşmada davalı … Sigorta Şirketi hakkında davacılar …, … ve … … yönünden açılan maddi tazminat taleplerinden feragat ettiğini beyan etmiştir. Yine davacılar vekili 07.02.2021 tarihli duruşmada, önceki karardan sonra, dosya istinaf incelemesinden dönmeden önce davalı … Sigorta tarafından ödeme yapıldığını, bu nedenle 15.07.2020 tarihli feragat dilekçesini verdiklerini ifade etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili davacı …’nın maluliyeti nedeniyle 150.000.00-TL poliçe limiti ve ferilerinin davacı tarafa ödendiğine dair 29.12.2017 tarihli sulh protokolü ve ibraname başlıklı belgeyi karardan sonra dosyaya ibraz etmiştir. Davacılar vekili de karar tarihinden sonra verildiği anlaşılan dilekçesinde davalı … Sigorta Şirketi hakkında davadan feragat edildiğinden hükümde belirtilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin talep edilmeyeceğini bildirmiştir. Davacı vekili davalı … Sigorta Şirketi hakkında açılan davadan feragat ettiğini açıkça bildirmiş, dosyada mevcut Ankara 39. Noterliğince düzenlenen 03.06.2013 tarihli, 15359 yevmiye nolu vekaletnamede davadan feragat yetkisinin olduğu görülmüştür. Davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu poliçe limiti olan 150.000.00-TL asıl alacak kısmı ve buna isabet eden ferileri yargılamanın devamı sırasında davacı tarafa ödediği, poliçe dolayısı ile sorumluluğunu tamamen yerine getirmesi nedeniyle davacı vekili tarafından bu davalı aleyhinde açılan davadan feragat edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece davalı … Sigorta A.Ş. aleyhinde davacı … …’nin yaralanması nedeniyle talep edilen iş göremezlik tazminatı talebine ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi ve davalı aleyhine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, hüküm fıkrasının 5/b bendinde yazılı olduğu üzere “davalı … Sigorta A.Ş. ne yönelik davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi ve ayrıca davalı sigorta şirketinin yargılama gideri ile vekalet ücretinden sorumluluğuna karar verilmesi de doğru değildir.
4-Davacılar vekili 12.06.2017 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı … … yönünden maddi tazminat talerbini toplam 687.048.26-TL’sına yükseltmiş, ve bu tazminatın davalı … …, … Ltd. Şti., … Sigorta Şirketi (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Mahkemece davacı … yönünden maddi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına ve davalı … … ile …..Ltd. Şti. kendisini dava ve duruşmalarda vekil ile temsil ettirmiş olmasına göre adı geçen davalılar lehine davanın reddine karar verilen kısmı üzerinden vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi bu hususta olumlu yada olumsuz herhangi bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; kararın 5. Sayfasında davalı … … ve …..Ltd. Şti. vekillerinin cevap dilekçesi özetinde; olayda … …’ın kusurunun bulunmadığı şeklinde yazılması gerekirken, sehven davalı …’ın kusurunun bulunmadığı şeklinde yazılması maddi hatadan kaynaklandığından ve yerinde her zaman düzeltilmesi mümkün olduğundan bu hususa girilmemiştir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda 1, 2, 3 ve 4 numaralı bentlerde açıklandığı üzere inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılarak (taraflar lehine kazanılmış usulü müktesep haklar da gözetilerek) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın esasıyla ilgili (sonuca birebir etkili) olan bu hususlar üzerinde durulup, değerlendirme yapılmadan, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden bir kısım davacılar vekili ile davalılar … … ve …… Ltd. Şti. vekillerinin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre bir kısım davacılar vekili ile davalı … … ve …… Ltd. Şti. vekillerinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda 1, 2, 3 ve 4 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle bir kısım davacılar vekili ile davalılar … … ve …… Ltd. Şti. vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ayrı ayrı kabulü ile, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.03.2021 tarihli, 2020/113 Esas, 2021/157 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırılma sebebine göre bir kısım davacılar vekili ile davalılar … … ve …… Ltd. Şti. vekillerinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-Davalı … … ile …… Ltd. Şti. tarafından ayrı ayrı yatırılan 11.800,00’er TL ve 2.470,00’er TL nispi istinaf karar harcının talepleri halinde ayrı ayrı adı geçen davalılara iadesine,
3-Bir kısım davacılar tarafından yatırılan 59.30-TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinafa gelen bir kısım davacılar ve davalı … … ile …… Ltd. Şti. tarafından ayrı ayrı yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
5-Ankara 11. İcra Dairesinin 2021/5821 sayılı dosyasına yatırılan 1.430.000,00-TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme ve harç iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 04.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.