Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/163 E. 2023/311 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/163 – 2023/311
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/163
KARAR NO : 2023/311

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2020
NUMARASI : 2018/425 Esas 2020/550 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı …. Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 15.08.2017 tarihinde davalıların işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı aracın yol kenarında park halinde olan … plakalı araca arkadan çarpması neticesinde meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcu olan davacının yaralandığını, maluliyeti bulunduğunu davalı sigorta şirketine yapılan üzerine 48.000,00-TL ödeme yapılması teklif edildiğini, ancak zararın çok altında olması sebebiyle ödemenin alınmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve belirlenince artırılmak üzere 500,00-TL geçici iş gücü kaybı, 500,00-TL sürekli maluliyet tazminatının olay tarihinden, davalı sigorta şirketi için temerrüt tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, 100.000,00-TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …. Ltd. Şti’nden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında ıslah dilekçesi ile müteselsilen sorumluluğa dayandıklarını belirterek 9.012,84-TL geçici, 300.946,57-TL sürekli iş göremezlik tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalı …. Ltd. Şti. vekili, davalı şirketin ve şirket çalışanı olan sürücünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazanın karşı tarafın asli kusuru sebebiyle meydana geldiğini, davacının haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğunu, davalının şirketin kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığından huzurdaki davanın tarafı olamayacağını, talep edilen manevi tazminatın zenginleşmeyi amaçladığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili, tazminata hükmedilecek olması halinde davacının emniyet kemerini takmamış olması göz önünde bulundurulduğunda %50 müterafik kusur indirimi ayrıca %20 hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacının maluliyet oranının ve kusur oranlarının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin teminat kapsamı dışında kaldığını, SGK’nın sorumluluğunda olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre; 15.08.2017 tarihinde, yolun kenarında park halinde olan … plakalı araca … plakalı aracın arkadan çarpması neticesinde meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcu olan davacının yaralandığı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 22.07.2019 tarihli raporunda davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kumlu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre özür oranının %48 olduğu, Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kişinin engel oranının %48 olduğu, 6 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, iş göremez kaldığı 6 ay süresince başkasının bakımına muhtaç olduğunun bildirildiği, 06.02.2019 tarihli Adli Tıp Raporunda; 17A 487-10 plakalı çekici sürücüsünün %15 oranda, … plakalı çekici sürücüsünün ise %85 oranda kusurlu olduğunun belirtildiği, kusur tespitinin somut olaya ve ceza yargılaması sırasında yapılan tespitlere uygun bulunduğundan hükme esas alındığı, ancak, davacı vekili tarafından sorumlulardan müşterek ve müteselsilen tahsil talebinde bulunulduğundan, kusurun sorumluların iç ilişkisinde değerlendirileceğinden tazminattan kusur nedeniyle indirim yapılmadığı, tazminat hesabı için alınan bilirkişi raporunda davacının gelirinin belgelendirilememesi nedeniyle asgari ücrete göre yapılan hesaplama ile davacının geçici iş göremezlik zararının 9.012,84-TL, sürekli iş göremezlik zararının ise 300.946,57-TL olduğunun hesaplandığı, olayda hatır taşıması yapıldığından, %20 oranda indirim yapılması ile sonuç olarak tespit edilen 240.757,25-TL sürekli iş göremezlik, 7.210,27-TL geçici iş göremezlik maddi tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili gerektiği, davacının yaşı, davacının yolcu olması, maluliyet oranı değerlendirilerek manevi tazminatın belirlendiği gerekçesi ile; davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı … için (hatır taşıması indirimi yapılarak) 240.757,25-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 7.210,27-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 247.967,52 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, hüküm altına alınan miktara davalı … Şirketi yönünden olay tarihinden , davalı … Sigorta AŞ. yönünden 06.06.2018 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, 60.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketi’nden tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı ….Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece tazminat hesabına dair dosyadan alınan raporun 2019 yılında alındığını, mahkemenin karar tarihinin 2020 yılı olduğu dikkate alındığında, 2020 yılı asgari ücret verisine göre yapılacak hesaplama üzerinden tazminat hesabına dair rapor alınmadan karar verildiğini, dosyada bulunan tazminat hesabına dair raporda aktüeryal yöntem kullanılarak TRH 2010 tablosuna ve %1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapıldığını, Yargıtayın yerleşmiş içtihatları gereğince tazminat hesabında progresif rant yönteminin kullanılması gerektiğini, trafik sigortası genel şartları gereği aktüeryal yönteme göre hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.7.2020 tarihinde E.2019/40 numaralı dosyasından verilen karar ile KTK. 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiğini, bu sebeple aktüeryal yönteme göre alınan tazminat raporunun da hüküm kurmaya elverişli olmayacağını, 2020 yılı asgari ücret verilerine göre Aktüeryal (TRH 2010 tablosu- teknik faiz %1,8) yöntem ile yapılacak hesaplamada davacının zararının 355.442,06-TL TL olduğu görülecektir. 2020 yılı asgari ücret verilerine göre progresif yöntem ile yapılacak hesaplamada da davacının zararının 434.361,06-TL olduğu sonucuna varılacağını, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı ile hesaplamanın Trafik Sigortası Genel Şartlarına göre yapılması mümkün olmadığından yerleşmiş içtihatlar gereğince de progresif rant yöntemi kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini, mahkemece, hesap edilen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmış ise de, davacının araçta hatır için taşınmadığını davacının kazaya karışan araçtaki koyunlarını Ankara’ya getirmekte iken, koyunlara nezaret etmek için araçta seyahat ettiğini, hesap edilen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması yönündeki kararında içtihatlara aykırı olduğunu, davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük kaldığını, davacının bu kazada bedensel bütünlüğünü yitirdiği gibi, vücudunun büyük bir bölümünün de yandığını, olayın davacı üzerindeki, etkisi göz önüne alındığında da, mahkemece hüküm altına alınan manevi tazminatın düşük olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı …. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemece karara bağlandığını, davalı şirketin merkezi İstanbul İli Bahçelievler İlçesinde bulunduğundan yetkili mahkemenin İstanbul Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davalının kazanın oluşmaması için her türlü tedbiri aldığını ve özen yükümlülüğüne uygun davrandığını, davalıya yüklenebilecek hiçbir kusur bulunmadığını, aracın gerekli tüm muayenelerini yaptırdığını, tüm şoförlerine yaptığı gibi yol ve seyir güvenliği için uyulması gereken kurallara ilişkin detaylı talimatları araç sürücüsü Hüseyin Yüzer’e de yazılı olarak verdiğini, davalının şirket çalışanı şoför ve davacının aralarındaki anlaşmadan dolayı ağır bir manevi tazminatla cezalandırıldığını, davacının araca binmesinin davalı şirketin izni, iradesi ve bilgisi dışında gerçekleştiğini, İran menşeili ve petrol türevleri yüklü aracın yolda güvenlik önlemi almadan ve işaret vs. koymadan duruyor olması sonucu kazanın gerçekleştiğini ve yangın çıktığını, kaza tutanaklarına göre İran menşeili aracın sürücüsünün de kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunu, kazadaki kusur oranından bağımsız, davalı aleyhine verilen manevi tazminat kararının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı vekilinin ve davalı …. Ltd. Şti. vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı aracın yol kenarında park halinde olan … plakalı araca arkadan çarpması neticesinde meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcu olan davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalılardan, manevi tazminatın davalı ….den tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davacının maluliyet oranına göre belirlenen tazminattan araçta hatır için taşındığı gerekçesi ile %20 oranında indirim yapılarak maddi ve manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
Davalı … vekili, yetki itirazında bulunarak davalının şirket merkezinin bulunduğu İstanbul Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de HMK.nın 7. maddesinde davalının birden fazla olması halinde bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde de dava açılabileceğinin düzenlendiğinden davalı sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinde davanın görülmüş olması nedeniyle davalı ….Şti. vekilinin yetki itirazının reddi gerekmiştir.
Dava konusu kaza 15.08.2017 tarihine meydana gelmiş olup olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve 92/i maddesinde yer alan “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” düzenlemesi Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarih 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi ve 92. maddenin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereğince davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Dava konusu olayda mahkemece hükme esas alınan 01.11.2019 tarihli aktüer bilirkişi raporunda davacının TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömür süresi belirlenerek zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü kullanılarak 1,8 teknik faize göre hesaplama yapılmış, davacı vekili tarafından dava değeri 04.11.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile artırılmış, yargılama aşamasında davacı tarafça aktüer bilirkişi raporuna itiraz edilmemiş, mahkemece 28.10.2020 tarihinde karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde Anayasa Mahkemesinin iptal kararına göre hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürmüş tazminatın eksik olduğunu belirtmiş olup Anayasa Mahkemesinin Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi ve 92. maddenin (i) bendinin iptal kararı 17.7.2020 tarihinde verilmiş olup, karar 09.10.2020 tarihli resmi gazetede yayımlanmış olduğundan yargılama aşamasında alınan aktüer bilirkişi raporunun ve ıslah dilekçesinin verildiği tarihteki uygulamaya göre rapor düzenlenmiş olması nedeniyle davacı tarafça itiraz edilmediği, itiraz süreleri geçtikten sonra anayasa mahkemesinin iptal kararının verildiği, iptalin kesinleşmemiş tüm dosyalar yönünden uygulanması gerektiğinden davacının zararının TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak davacının talebi gibi 2020 yılı verilerine göre hesaplama yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davacının bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Mahkemece davacının maluliyeti nedeniyle belirlenen tazminattan davacının araçta hatır için taşındığı kabul edilerek %20 oranında indirim yapılmıştır. 6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52.maddesinde öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır. Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.
Hatır için taşıma ve aracın hatır için verilmesinde işletenin sorumluluğunun genel hükümlere tabi tutulmuş olması nedeniyle her olayda hâkim işinin özelliğini göz önünde tutarak işleteni tamamen sorumluluktan kurtarabileceği gibi, tazminattan indirim de yapabilir. Hatır taşıması hakim tarafından re’sen gözetilemez. Bu nedenle hatır taşımacılığını işletenin, sürücünün ve işletenin sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketinin ileri sürmesi gerekir. Hatır taşıması olduğunu ispat yükü iddia edene ait olup, bu taşımanın bir hatır için yapıldığını veya aracın hatır amaçlı olarak verildiğini ispat etmekle yükümlüdür.
Davaya konu olayda davalı sigorta şirketi vekili süresi içinde verdiği cevap dilekçesi ile davacının araçta hatır için taşındığını iddia etmiş ancak bu hususa ilişkin herhangi bir delil sunmamıştır. Dava konusu olay ile ilgili Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan hazırlık soruşturması dosyasındaki ifadesinde davacı Kars’tan Ankara’ya kurbanlık götürdüklerini belirtmiş olup bu durumda, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı, kimin yararına olduğu, ahlaki ve toplumsal değerlerle ilgili bir görevin ifa edilmesi niteliğinde olup olmadığı gibi hususlar değerlendirilmeden tazminattan indirim yapılması doğru görülmediğinden mahkemece hazırlık soruşturma dosyası, ceza mahkemesi dosyası getirilerek davalılara bu hususta ispat imkanı verilmesi ve sonucuna göre hatır taşıması olup olmadığı belirlenerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile gerekçesiz olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine davacı vekili ve davalı … vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Davacı vekili ve davalı …. Ltd. Şti. vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara Batı İcra Dairesinin 2020/28709 sayılı dosyasına yatırılan 507.000,00-TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05.05.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.