Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1606 E. 2021/2564 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2021
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 24/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/01/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …..AŞ.) tarafından davacı aleyhine Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2017/22062 sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine girişildiğini, borca itirazları sonucu dosyanın durdurulduğunu, yapmış oldukları itirazda yetki itirazı da bulunduğundan ve alacaklı görünen bu itirazı kabul ettiğinden dosyanın Ankara Batı İcra Dairesine gönderilerek 2019/34283 numarasını aldığını, ancak usulüne uygun sunulan vekaletname bulunmasına rağmen UYAP kaydı yapılmayarak düzenlenen ödeme emri davacı asilin adresinde tebliğe çıkarılarak, davacının ablasına tebliğ edilerek, dosya kesinleştirilerek haciz işlemlerine başlandığını, dosyada yapılan işlemlerin usulsüz olduğunu, davacının işbu kaza sebebiyle herhangi bir kusuru bulunmadığını, dolayısı ile davacıya rucü edilebilme şartları oluşmamakla, davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, dava sigorta şirketinin sigortalısının akde aykırı davranışı sebebiyle dava dışı üçüncü kişiye yaptığı ödemenin rücuen tahsiline ilişkin yaptığı icra takibine karşı davacının bu sebeple sigorta şirketine borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğunu, dava tarihi itibariyle 6502 sayılı TKHK.nu yürürlüğe girdiğinden, 6502 sayılı Kanunun’un 2/L Maddesine göre sigorta işlemleri tüketici işlemleri sayıldığı, takibe konu yapılan alacağın dayanağı ve taraflar arasındaki sigorta işlemleri tüketici işlemi sayıldığı, takibe konu yapılan alacağın dayanağı ve taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinin tarafların birisi olan davacının tüketici konumunda olduğu, TKHK.nun 73. maddesine göre tüketici mahkemelerinin davada görevli olduğu, trafik sigortasının tarafı olan davacı “tüketici” sıfatını ve düzenlenen poliçe de “tüketici işlemi” niteliğini taşıdığı gözetilerek somut davayı yargılama görevi 6502 sayılı yasanın 73. maddesi uyarınca tüketici mahkemelerine ait olduğundan ve mahkemenin görevi dava şartı olup re’sen gözetilmesi gerektiğinden 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının usul ve hukuka açıkça aykırı olduğunu,
Dava konusunun incelendiğinde davacının davalıya sigortalattığı aracının ticari araç olduğu, kaza tarihinde davacının … kaydının bulunduğu, söz konusu aracı davacının ticari işletmesinin faaliyetlerinde taşımacılık maksatlı kullandığı, dolayısı ile dava konusu olayın davacının ticari işletmesinden kaynaklanan bir olay olduğu, davalı sigorta şirketinin de tacir olmasından bahisle sonuç olarak işbu davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/04/2021 tarih, 2021/77 E. ve 2021/220 K. Sayılı görevsizlik kararının kaldırılarak anılan mahkemenin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı sigorta şirketi tarafından, zarar gören hak sahibine ödenen tazminatın ZMMS poliçesi kapsamında davacı sigortalısından rücuen tazmini için başlatılan icra takibi nedeniyle sigortalı tarafından açılan ve borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3/k maddesinde tüketici “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici işlemi ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması ve uyuşmazlığın bu Yasa kapsamında bulunması gerekir.
Somut olayda davacı vekili, davalının sigortacısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görene poliçe kapsamında ödeme yaptığını belirterek yaptığı ödemelerin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle (sigortalı aracın ehliyetsiz sürücü yönetiminde iken davaya konu kazaya karıştığından bahisle) davacı sigortalıdan tazmini için icra takibi yapıldığını, icra takibinin usulsüz olarak kesinleştiğini belirterek davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup, davacı tarafın sorumluluğunun kaynağı davalıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiasıdır.
Davanın dayanağı davacı ile davalı arasında düzenlenen ZMSS sözleşmesi olup, davacı … davalının sigortalısıdır. 6502 Sayılı Kanun gereğince davacı adına trafikte kayıtlı olan ve kazaya karışan araç kamyon olup, davacı ticari ve mesleki amaçla hareket eden gerçek kişi, bir başka ifade ile tacir olup tüketici sıfatını taşımadığı gibi, davacı ile davalı arasındaki işlem de tüketici işlemi niteliğinde olmadığından, ZMSS’nın TTK’da düzenlenmiş olması nedeniyle davaya bakma görevi Tüketici Mahkemesine ait değildir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğu gibi, HMK’nın 114. maddesine göre aynı zamanda dava şartıdır ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir.
Bu durumda, 6502 Sayılı Kanun gereğince Tüketici Mahkemesinin görevli olmadığı eldeki davada, davacının tüketici sıfatını taşımadığı, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde olmadığı, davanın ve icra takibinin dayanağını ZMSS sözleşmesinin oluşturduğu ve TTK’nın 4/1-a ve 5. maddeleri gereğince davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu gözetilmek sureti ile işin esasına girilmek suretiyle davanın esasının incelenmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.04.2021 tarih ve 2021/77-220 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiğinden işin esasına girilerek yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin yerel mahkemece yeniden kurulacak hükümde dikkate alınmasına,
4-Kararın tebliği ile harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.