Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1592 E. 2023/995 K. 01.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1592
KARAR NO : 2023/995

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2020
NUMARASI : 2020/83 Esas 2020/838 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 01/12/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/12/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 25.07.2017 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracındavacının babasına çarparak ölümüne neden olduğu ileri sürerek davacı için 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili, kazanın meydana gelmesinde ölenin kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
Davalı … şirketine usulüne uygun tebligat yapılmış, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, davanın davalıların işleteni, sürücüsü ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacının babasına çarpması sonucunda ölümüne neden olduğu iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, 25.07.2017 tarihinde düzenlenen kaza tespit tutanağında sürücü … idaresindeki aracın kavşakta durağa geçip, geri manevra ile geldiği sırada arka tarafından karşıya geçen yaya …’ye çarptığının belirtildiği, davalı … tarafından düzenlenen sigorta poliçesinde poliçe döneminin 09.08.2016-09.08.2017 tarihleri arasında teminat sağladığı, sigortalının davalı … olduğu manevi tazminat limitinin ihtiyari mali sorumluluk sigortası kapsamında 50.000,00 TL olduğu, 17.01.2019 tarihli kusur raporunda araç sürücüsü …’ın geri manevra sırasında yayaya çarpması eyleminde tam kusurlu olduğu, yayanın kusurunun bulunmadığının belirtildiği ve dosya kapsamındaki deliller ile uyumlu olduğu kabul edilerek hükme esas alındığı, davacılar vekilinin, davalı … şirketinin yargılama sırasında teminat limiti olan 50.000,00 TL’yi ödediğini, davanın sigorta şirketi yönünden yargılama giderleri ile birlikte dava konusu ödenmiş olduğundan konusuz kaldığını belirterek, diğer davalılara yöneltilen davanın sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat ile tahsilde tekerrüre neden olmayacak şekilde devamını talep ettikleri gerekçesiyle davalı … aleyhine açılan davanın konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, davacı … için 8.000,00 TL manevi tazminatın 25.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, şöyle ki, 25.07.2017 tarihli trafik kazası sebebiyle hayatını kaybeden …’nün davacı …’ın babası olduğunu, babasının vefatının ardından tek maddi destekçisi olan eşini de yakın zamanda kaybettiğini, bu sebeple yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının somut olaya bakıldığında oldukça az ve yetersiz olduğunu, hakkaniyeti sağlamadığını, babasının desteğinden yoksun kalan ve acısı hiç dinmeyecek olan biri için mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük kaldığını, uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte ve caydırıcı olmadığını, müteveffanın 60 gün boyunca Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Ve Araştırma Hastanesinde yoğun bakımda kaldığını, bu süreçte davacının her gün hastaneye giderek babasının ihtiyaçlarını karşıladığını, mahkeme tarafından hükmedilen 8.000,00 TL’nin davacının her gün babasını görmeye gittiği taksi masrafı bile olmadığını, bu miktarın ne hakkaniyet kurallarına ne de adalet sistemine uyduğunu, mahkeme ilamının hüküm kısmının (8) nolu bendi ile; “Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a ödenmesine ” dair hüküm kurulmuşsa da, reddolunan toplam miktar üzerinden davalılar karşı yan vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın, davacının babası yaya …’ye çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek manevi tazminat talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, 25.07.2017 tarihinde meydana gelen kazada davalı … idaresindeki aracın geri manevra yaparken arka tarafından karşıya geçen yaya …’ye çarptığı olayda %100 oranında kusurlu olduğu, kaza sonucu davacının babası …’nün vefat ettiği, müteveffanın eşi ve davacı dışındaki 5 çocuğu tarafından Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/5E-2020/42 K. sayılı dosyası ile manevi tazminat talepli dava açtıkları, sigorta şirketi tarafından davacı dışındaki mirasçılar vekiline ihtiyari mali mesuliyet sigortası manevi tazminat teminat limitinin tamamının ödendiği, olayın meydana geliş şekli, somut olayın özellikleri, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü, mirasçı sayısı da göz önünde bulundurulduğunda ve istinaf kanun yoluna başvuran taraf aleyhine değerlendirme yapılamayacağından davacı için belirlenen manevi tazminat miktarının uygun olduğu değerlendirilerek davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili reddedilen miktar üzerinden davalılar lehine 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş olmakla, mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi uyarınca davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinde bir isabetsizlik yoktur.
Açıklanan nedenlerle dosyadaki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve istinaf kanun yoluna başvuran taraf aleyhine değerlendirme yapılamamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile kalan 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 01.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …


Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.