Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1573 E. 2022/1122 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2021
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 19.07.2020 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacıya ait araca çarptığını, aracın hasar görmesi nedeniyle değer kaybı meydana geldiğini, arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamaması akabinde davalı sigorta firması tarafından, 2.284,00 TL ödeme yapıldığını, ödemenin araçtaki değer kaybını karşılar nitelikte olmadığını, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL değer kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın açıldığı Ankara Asliye … Mahkemesinin yetkili olmadığını, davaya bakmaya İstanbul Anadolu Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, bu sebeple yetkisizlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 2918 sayılı KTK.nın 110. maddesi ile HMK.nın 14/1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde dava konusunun davacının davalının Ankara’da bulunan şubesinin işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu iddia ve ispat edilmediğinden, sigorta şirketinin her şubesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olarak kabul edilemeyeceği, HMK’nın 16. maddesi gereğince dava haksız fiilden kaynaklandığından zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin Mudanya/Bursa olduğu, yine aynı maddeye göre kazanın meydana geldiği yer mahkemesinin Mudanya/ Bursa olduğu, HMK’nın 6. maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesinin İstanbul olduğu,
Karayolları Trafik Kanununun 110. maddesine göre sigortacının merkezinin bulunduğu yerin İstanbul olduğu, poliçeyi düzenleyen acentanın Mudanya/Bursa’da bulunması nedeniyle Mudanya/Bursa Mahkemeleri olmak üzere kanunen belirlenen tüm yetki kurallarına uyulmadan tüm bu yetki kuralları bertaraf edilerek kanunen belirlenen yetkili mahkemelerden hiçbirinde dava açılmadığı anlaşıldığından davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile seçim hakkı davalıya geçtiğinden davalının seçtiği yer olan İstanbul Anadolu … Mahkemelerinin yetkili olduğu,
Bölge Müdürlüğü ve HMK.nın 14/1. maddesine göre şube esasına dayalı olarak Ankara’da dava açmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye … Mahkemesi olduğunun tespitine, karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihinden itibaren kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye … Mahkemesi’ne gönderilmesine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 6100 Sayılı H.M.K.’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”, 7. maddesinde de, “davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hallerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denildiğini,
Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer aldığını, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa dair davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verildiğini,
Davalı … Sigorta A.Ş.nın Ankara’da Bölge Müdürlüğünün bulunması ve buranın geçerli şube niteliğinde olması göz önüne alındığında Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunun açık olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun E. 2017/17-1110 K. 2017/860 T. 26.4.2017 kararında “merkez veya şubenin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemeleri, Kanun (2918 s. KTK) uyarınca yetkili kabul edildiğine göre, acente ve şubeyi denetleyen üst mercii olan, genel merkezin emir ve talimatı doğrultusunda çalışan ve yetkisi şubeye göre daha fazla olan bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunu kabul etmek gerekir…”denildiğini, davalı … Sigorta A.Ş.nın Ankara’da Bölge Müdürlüğünün bulunması ve buranın geçerli şube niteliğinde olması göz önüne alındığında Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacıya ait araca çarptığını belirterek araçta meydana gelen değer kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava; genel yetki hükümlerince davalının yerleşim yeri mahkemesinde (HMK m. 6), davalı sayısı birden fazla ise, bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde (HMK m. 7/I), aynı Kanun’un 16. maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulduğu, zararın meydana geldiği, zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMMS Genel Şartlarının C.7. maddesinde de, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir.
Dairemiz tarafından Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 E- 2018/463 K. sayılı ilamı gereğince; zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketine karşı açılan davalarda sigorta şirketlerinin bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkisi ile ilgili bölge müdürlüğünün yetkili olduğu yönünde yasal bir düzenlenme bulunmadığı, kanunda bulunmayan bir düzenlemenin yorum yolu ile genişletilemeyeceği, bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin de yetkili mahkeme olarak kabul edilemeyeceği yönünde karar verilmekteyken, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1087 E. – 2020/125 K. sayılı 11.02.2020 tarihli ilamında; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun görevli ve yetkili mahkemeyi düzenleyen 110. maddesinde, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) Genel Şartlarının C.7 maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş, Kanundaki yetki kuralı aynen tekrar edilmiştir. Sigorta Şirketleri ve … Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 10. maddesinde, şirketlerin bölge müdürlükleri ve şube açmak suretiyle yurt içinde teşkilatlanmasının, yurt dışında şube veya temsilcilik açması ilgili diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla serbest olduğu, ancak bu şekilde faaliyete başlanmasını ve faaliyetin sona erdirilmesini müteakip bir ay içinde şirketçe Müsteşarlığa bildirimde bulunulması gerektiği düzenlenmiştir. Mevcut bu düzenleme dikkate alındığında Sigorta Şirketleri ve … Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca bölge müdürlüğü yapılanmasına izin verilmiş, genel müdürlük ile şube ve acenteler arasında bölge müdürlüğü adında bir yapılanmanın kurulabileceği kabul edilmiştir. Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 24.06.2017 tarihli ve 2017/17-1110 E., 2017/860 K. sayılı kararında da benimsenerek davacı vekilinin davayı sigortacının bir acenteden daha yetkili olan Bölge Müdürlüğü’nün bulunduğu Bursa ilinde açtığı gözetilerek mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir” denilmiştir.
Dava konusu olayda davacı vekili davasını davalı sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğunu iddia ettiği yer mahkemesi olan Ankara mahkemelerinde açmıştır. Dairemiz tarafından davalı sigorta şirketinin Ankara’da bölge müdürlüğünün bulunup bulunmadığının bildirilmesi için Ankara … Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta davalı … Sigorta A.Ş.nin Ankara’da bölge müdürlüğünün bulunduğu anlaşılmış olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun içtihat değişikliği de gözetilerek davanın yetkili mahkemede açıldığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın esasına girilerek taraf delillerinin toplanası ve sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1.a.3 maddesi gereğince kaldırılmasına,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.