Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1506 E. 2023/922 K. 17.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1506 – 2023/922
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1506
KARAR NO : 2023/922

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2021
NUMARASI : 2020/23 Esas 2021/84 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/12/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 29.11.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı …plakalı araç sürücünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, davalıya yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını, arabuluculuk başvurusunun yapıldığını, anlaşma sağlanamadığını belirterek fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak kaydıyla 800,00 TL sürekli iş göremezlik, 100.00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 18.01.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik talebini 51.755,98 TL’ye, geçici iş göremezlik talebini 34.369,43 TL’ye, bakıcı gideri talebini 7.269,79 TL’ye yükselterek toplam maddi tazminat talebini 93.388,20 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından davalı şirkete yapılan başvurunun gerekli evrakları bütünü ile içermediğinden geçerli bir başvurudan bahsedilemeyeceği için davanın reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile usulüne uygun başvuru olmadığı için davalının temerrüte düştüğünden bahsedilemeyeceğini, sağlık raporunda maluliyet oranının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik uyarınca belirlenmesinin ve gelirin asgari ücret olarak kabulünün gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delilere göre, davanın, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı dava dışı …’ın kullandığı aracın seyir halinde iken meydana gelen tek taraflı kaza sonrasında vücut bütünlüğünü yitirecek şekilde yaralanması nedeniyle aracın ZMMS poliçesi kapsamında maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı … Sosyal Güvenlik Merkezince verilen müzekkere cevabında, davacıya kaza nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığının rücuya tabi bir işlemin bulunmadığının bildirildiği, … Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 20.07.2020 tarihli raporda kaza nedeniyle davacının vücut çalışma gücünden %7 oranında kaybettiği, 18 ay süre ile iş göremezlik halinde kalacağı, bakıcı ihtiyacının süresinin 3 ay olduğunun belirtildiği, 05.01.2021 tarihli uzman bilirkişiden alınan raporda, davacının vücut bütünlüğünü yitirme oranı, yaşı ve asgari ücret baz alınarak yapılan hesaplamada davacının geçici ve sürekli iş göremezlik ile bakıcı ihtiyacı nedeniyle oluşan toplam maddi zararı 93.388,20 TL olarak hesaplandığı, rapora karşı davalı vekilince itiraz dilekçesi sunulmuş ise de, raporun içeriği ve dosya kapsamı hüküm kurmak için elverişli olmakla, ek rapor alınması cihetine gidilmeyerek rapordaki hesaplama hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulü ile, 93.388,20 TL’nin 11.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı tarafından dava açılmadan önce davalı şirkete başvuru yapıldığını ancak başvurusunun eksik olduğunu, davacı tarafından maluliyet raporu ve ücrete ilişkin belge sunulmamış olup başvuru şartının yerine getirilmediğini, davalı şirket yönünden temerrüt oluştuğunun söylenmesi ve ödeme yapılmasının istenmesinin mümkün olmadığını, davacının başvuru şartını yerine getirmemiş olmasından dolayı başvuru şartı eksikliğinden davanın usulden reddini, hükme esas alınan 05.01.2021 tarihli aktüer bilirkişi raporunda PMF-1931 Yaşam Tablosu ve %10 iskonto esasına göre yapılan hesaplamanın dikkate alındığını, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih 2020/2598 esas 2021/34 karar sayılı ilamında belirtiliği üzere TRH 2010 Yaşam Tablosuna ve 1,8 teknik faize göre hesaplama yapılmasının gerektiğini, geçici iş göremezlik hali ve geçici bakıcı giderleri sağlık teminatı kapsamında olduğunu, Sigorta genel şartları ve Karayolları Trafik Kanunu m.98 hükümleri gereğince sigorta şirketlerinin sağlık teminatı sorumluluğunun sona erdiğini, geçici iş göremezlik tazminatından ve geçici bakıcı giderlerinden sorumluluklarının bulunmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı vekilinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı araç sürücünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
1-Davalı vekili, davacının dava açılmadan önce 2918 Sayılı Kanunun 97. maddesi gereğince kanuna uygun olarak başvuru yapılmadığını ileri sürmüş ise de;Davalı sigorta şirketi davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi davacı tarafından sigorta şirketine 25.10.2019 tarihinde başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK.nın 97. Maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı ve başvuru nedeniyle eksik olduğu belirtilen belgelerin tamamlanması için davacı tarafa bildirim yapıldığı davalı tarafca ispat edilmediğinden temerrüdün gerçekleşmediğine ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekili geçici iş göremezlik tazminatından ve bakıcı giderinden sorumlu olmadıklarını ileri sürmüştür.
Dava konusu kaza 29.11.2018 tarihinde meydana gelmiş, davalı … Anonim Şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi 30.12.2017-2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. Maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11.1.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” Şeklindeki düzenleme ve 92/i maddesinde yer alan “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” düzenlemesi Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarih 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi ve 92. Maddenin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereğince davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “ Bedensel zararlar tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak belirtilmiş ve bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebileceği belirtilmiştir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile; geçici iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli iş göremezlik (kalıcı sakatlık ya da maluliyet) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir. Geçici iş göremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK’nın 98. Maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK’nın 54. Maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK’nın 85. Maddesi ve 91. Maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK’nın 98. Maddesinde belirtilen SGK’nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici iş göremezlik zararı ve bakıcı gideri bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik zararından ve bakıcı giderinden sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
3-Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz kullanılarak devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü ve PMF 1931 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak iki ayrı formüle göre hesaplama yapılmış, davacı tarafından PMF 1931 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak yapılan hesaplamaya göre sürekli iş göremezlik tazminatı 51.755,98 TL. geçici iş göremezlik tazminatı 34.369,43 TL, bakıcı gideri 7.269,79 TL olmak üzere toplam 93.388,20 TL olarak dava değeri ıslah edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarih 2019/40 E-2020/40 K. Sayılı iptal kararı ve Yargıtay uygulaması gereğince hükme esas alınan tazminat hesaplama yöntemi istinaf kanun yoluna başvuran taraf lehine olması ve maluliyet raporunun da davalı sigorta şirketinin yargılama aşamasındaki talebinde belirtitği yönetmelik hükümlerine göre alınmış olması nedeniyle aleyhine değerlendirme yapılamayacağından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin de reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle dosyadaki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 6.379,35 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 1.594,84 TL’nin mahsubu ile kalan 4.784,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 17.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.