Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/147 E. 2023/181 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/147
KARAR NO : 2023/181

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020
NUMARASI : 2020/382 Esas 2020/463 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – E-Tebligat

DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … – E-Tebligat

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ : 17/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15.08.2015 tarihinde davalıya genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı …’nün sevk ve idaresindeki … plakalı araçla yoldan çıkararak takla atması sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kaza sonucunda dalağının alındığını, bunun yanı sıra sol bileğinde, sol omzunda ve böbreğinde yaralanmalar meydana geldiğini, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 08/03/2016 tarihli raporunda yalnızca splenektomi (dalağın alınması) nedeniyle vücut genel çalışma gücünden %19 oranında kaybettiği, 4 ay süresince iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiğini bu rapora göre; davacının uğramış olduğu manevi zarara istinaden 50.000,00-TL manevi tazminat talebiyle; davalı … aleyhine Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/287 E.sayılı dosyası üzerinden dava açtıklarını, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/287 Esas ve 2017/379 Karar sayılı kararı ile davacı yararına 30.000,00-TL manevi tazminata hükmedildiğini, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/2429 Esas 2019/1535 Karar sayılı kararı ile, sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, davacının yaralanması nedeniyle … Sigorta A.Ş. aleyhine açtıkları davanın Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2018 tarih ve 2017/542 Esas 2018/261 Karar Sayılı kararı ile Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/425 Esas Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilen dosyada alınan 27/09/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun raporunda; davacının tüm vücut engellilik oranının %28 olduğu, iş göremezlik süresinin 4 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiğini, davacıda oluşan manevi sıkıntılarının biraz olsun hafifletilebilmesi için gelişen durum nedeniyle 70.000,00-TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan 15/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili , zamanaşımı ,ibraname ve kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, kazaya karışan aracın 23.12.2014/23.12.2015 tarihleri arasında birleşik kasko sigorta poliçesi ile davalı şirkete sigortalı olduğunu, davacı tarafından davalı aleyhine açılan Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/287 Esas 2017/379 Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile davacıya Ankara 24. İcra Müdürlüğünün 2017/10914 Esas Sayılı dosyasından 30/10/2019 tarihinde toplam 54.839,32-TL manevi tazminat ödendiğini, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi, yapılan ödeme gereği davalı şirketin araç işleteni ve sürücüsünün ibra edilmiş olduğu gözetilerek davanın reddini, SGK’dan rücuya tabi bir ödeme alınıp alınmadığının, alınmış ise bu tutarın tazminat hesabından mahsup edilmesini, sürücünün ehliyetsiz olması ve davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılmasını, avans faiz istenemeyeceğini, kesin hüküm ve yapılan ödeme nedeniyle davacı zararı karşılandığından davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın 15/01/2018 tarihinde …’nün sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken meydana gelen tek taraflı yaralanmalı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, dalağının alındığı ve bunun yanı sıra sol bileğinde, sol omzunda ve böbreğinde yaralanmalar meydana geldiği, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 70.000,00-TL manevi tazminatın 15/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili talebine ilişkin olduğu, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/05/2017 gün ve Esas No:2016/287, Karar No:2017/379 sayılı kararı ile, davacı …’ın davalı … aleyhine sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen kazada yaralandığını, sürekli çalışma gücü kaybına uğradığını, davacının maluliyeti ve geçen tedavi sürecinin manevi olarak zarara neden olduğunu beyanla 50.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep ettiği, mahkemece kazanın davalıya sigortalı aracın tek yanlı kaza yapması sonucu oluştuğu, alınan kusur raporuna göre yetersiz ehliyet ile aracın kullanımına izin veren işletenin ve sürücünün kusurlu olduğu, davacının Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 08/03/2016 tarihli raporuna göre olayda %19 oranında maluliyetinin 4 ay iyileşme sürecinin olduğunun tespit edildiği, ekonomik ve sosyal durumu ve davacının maluliyetinin niteliğinin dikkate alınması sonucu 30.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verildiği, davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verildiği, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/425 E.sayılı dosyasında sunulan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 27/09/2019 tarihli raporu ile mevcut belgelere göre, 04/03/1977 doğumlu …’ın 15/08/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının, tüm vücut engellilik oranının %28,0 olduğu, iyileşme (işgöremezlik) süresinin 15/08/2015 tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde, Türk Borçlar Kanununda manevi tazminata ilişkin 56. ve 58.maddelerinde iki ayrı hüküm bulunduğu, Türk Borçlar Kanunun 56.maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarının adalete uygun olması gerektiği, manevi tazminatın zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerektiği, hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre değerlendirmesi gerektiği, manevi tazminat isteminin yapısı gereği bölünemeyeceği, kalan kısmının saklı tutulamayacağı, somut olayda davacının manevi zararını, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin Esas No:2016/287 ve karar no:2017/379 sayılı dosyası ile talep ettiği davanın kısmen kabulü ile 30.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihi olan 31/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi talebinde bulunulduğu bu nedenle yapılan inceleme sonucunda, davalı … Şirketinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bir olay sebebiyle üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının dava konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı bulunmadığı, niteliği gereği bir defada istenmesi gerektiği, hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntülerin o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir hal olduğu, bir kısmının alındıktan sonra kalan kısmının saklı tutulamayacağı ve manevi tazminatın niteliği gereği bölünemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 15.08.2015 tarihinde …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Ankara istikametinden Akyurt İlçesi istikametine seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkması ve takla atması neticesinde araçta yolcu olarak bulunan kusursuz davacının yaralandığını ,kaza sonucunda dalağının alındığını, bunun yanı sıra sol bileğinde, sol omzunda ve böbreğinden yaralanmalar olduğunu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Ana Bilim Başkanlığı tarafından düzenlenen 08.03.2016 tarihli adli tıp raporunda davacıda meydana gelen yaralanmalardan sadece dalak kaybı dikkate alınarak (iş bu raporda meydana gelen sair yaralanmalar dikkate alınmamıştır.)vücut genel çalışma gücünden 19 (yüzde ondokuz) oranında kaybettiği, 4 (dört) ay süresince iş göremezlik halinde kaldığı, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’nin 12. maddesine (03.08.2013-28727 sayılı resmi gazete) göre devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığının bildirildiğini, dalak kaybı nedeniyle uğradığı manevi zararın …nin düzenlediği Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi “Genişletilmiş Kasko” dahilinde tazmini talebiyle, davalı aleyhine açılan Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/287 Esas- 2017/379 Karar sayılı kararında Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan Adli Tıp Raporunda yalnız dalak alınması (splenektomi) nedeniyle belirlenen; vücut genel çalışma gücünden %19 (yüzde ondokuz|)oranında kaybettiği maluliyet oranı dikkate alınarak hüküm kurulduğunu ve manevi tazminat olarak davacı yararına 30.000,00-TL manevi tazminata hükmedildiğini, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/425 Esas Sayılı dosyası ile görülen maddi tazminat talepli dava dosyası kapsamında alınan 27.09.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtiras Kurulunun raporunda ise kaza nedeniyle davacıda meydana gelen bütün arazların değerlendirildiğini kişinin tüm vücut engellilik oranının %28.0 (yirmisekiz) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 15.08.2015 tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiğini, davacının vücut genel çalışma gücünden %28 oranında kaybetmiş olması nedeniyle uğramış olduğu manevi zarara istinaden 70.000,00-TL manevi tazminat bedelinin temerrüt tarihi olan 15.01.2020 tarihinden işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebiyle eldeki davanın açıldığını mahkemece özetle hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntülerin o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir hal olduğundan bahisle bir kısmı alındıktan sonra kalan kısmının saklı tutulamayacağı ve manevi tazminatın niteliği gereği bölünemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de kararın yasaya aykırı olduğunu, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/287 E. sayılı dosyasında … aleyhine açılmış olan manevi tazminat talepli davada davacının yalnızca splenektomi (dalak kaybı) nedeniyle uğramış olduğu manevi zararın tazminine ilişkin olduğunu, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/382 Esas sayılı dosyası üzerinden davalı … aleyhine açılan davanın ise kaza nedeniyle dalak kaybı (splenektomi) dışında meydana gelen diğer arazlara ilişkin olarak davacının uğramış olduğu manevi zarara ilişkin olduğunu, dolayısıyla talep, davacının artarak değişen maluliyeti nedeniyle uğramış olduğu manevi zararın davalıdan tahsiline yönelik olup, manevi tazminatın bölünemezliği kuralının eldeki dosya bakımından uygulanabilirliğinin söz konusu olmadığını, dava dilekçesinde de gelişen durumun açıklandığını, davacının kaza nedeniyle meydana gelen diğer arazlara bağlı olarak, maluliyet oranının arttığının Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/425 Esas sayılı dosyası ile görülen maddi tazminat talepli dava dosyası kapsamında alınan 27.09.2019 Tarihli T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun raporuyla belirlendiğini, anılan raporda kaza nedeniyle davacıda meydana gelen bütün arazlar değerlendirilerek; “Kas-İskelet Sistemi Üst Ekstremiteye ait sorunlar, omuz eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.10, Şekil 2.11 ve Şekil 2.12’ye göre üst ekstremite özürlülük oranı %14, el bileği eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.7, Şekil 2.6’ya göre üst ekstremite özürlülük oranı %5, 4. Ve 5. Metakarpafalangeal eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.5, Tablo 2.1, Tablo 2.2’ye göre üst ekstremite özürlülük oranı %3, Balthazard Formülüne göre; üst ekstremite özürlülük oranı %21 olduğu, Tablo 2.3’e göre tüm vücut özürlülük oranının %13 olduğu, Sindirim sistemi 7. Splenektomi % 1O olduğu, Kas-İskelet Sistemi Tablo 1.1 Lomber omurganın özürlülük oranları Kategori 1Il’ye göre %8 olduğu, Balthazard Formülüne göre tüm vücut engellilik oranının % 27.96 olduğu değerlendirilerek; kişinin tüm vücut engellilik oranının%28.0 (yirmisekiznoktasıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 15.08.2015 tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin mütalaa olunduğunu, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/287 Esas ve 2017/379 Karar sayılı kararında Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan Adli Tıp Raporunda yalnızca dalak alınması (splenektomi) nedeniyle belirlenen maluliyet oranı dikkate alınarak 30.000,00-TL manevi tazminata karar verildiğini, Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/382Esas Sayılı dosyası üzerinden açılan davadaki talebin ise, davacının artan maluliyet oranına göre, splenektomi (dalak alınması) dışındaki yaralanmaları nedeniyle uğramış olduğu manevi zararın davalı … Şirketinden tazminine yönelik olduğunu, davacının artan malüliyet oranına bağlı olarak karşılanmamış olan manevi zararının tazmini olup bu nedenle, manevi tazminatın bölünemezliği kuralının işbu dava dosyası bakımından uygulanabilirliği bulunmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf eden davacının sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava; trafik kazası nedeniyle artan maluliyet oranına ilişkin manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili ,15.08.2015 tarihinde davalıya İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı dava dışı …’nün sevk ve idaresindeki … plakalı araçla yoldan çıkararak takla atması sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kaza sonucunda dalağının alındığını, bunun yanı sıra sol bileğinde, sol omzunda ve böbreğinde yaralanmalar meydana geldiğini, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 08/03/2016 tarihli raporunda yalnızca splenektomi (dalağın alınması) nedeniyle vücut genel çalışma gücünden %19 oranında kaybettiği, 4 ay süresince iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiğini bu rapora göre; davacının uğramış olduğu manevi zarara istinaden 50.000,00-TL manevi tazminat talebiyle; davalı … aleyhine Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/287 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açtıklarını, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/287 Esas ve 2017/379 Karar sayılı kararı ile davacı yararına 30.000,00-TL manevi tazminata hükmedildiğini, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 2017/2429 Esas 2019/1535 Karar sayılı kararı ile, sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, davacının yaralanması nedeniyle … Sigorta A.Ş. aleyhine açtıkları davanın Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2018 tarih ve 2017/542 Esas, 2018/261 Karar Sayılı kararı ile Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/425 Esas Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilen dosyada alınan 27/09/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun raporunda; davacının tüm vücut engellilik oranının %28 olduğu, iş göremezlik süresinin 4 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiğini, davacıda oluşan manevi sıkıntılarının biraz olsun hafifletilebilmesi için gelişen durum nedeniyle 70.000,00-TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan 15/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş; mahkemece manevi tazminatın bölünemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Bazı hallerde, zararın öğrenilmesi, onun kapsamının değil, varlığının öğrenilmesi anlamındadır. Zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli, yeterli hal ve şartların öğrenilmesi, zararın öğrenilmiş sayılması için yeterlidir.
Buna karşılık ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık “gelişen durum” ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olmayacaktır. (HGK, 15.11.2000 gün ve: 2000/21-1609 K: 2000/1699, 4.HD 13.05.1980 gün ve 1980/3493-6206 sayılı; 26.01.1987 gün, 1986/7532 esas, 1987/485 karar sayılı kararı).
Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir. Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceğinin tespiti önemlidir.
Somut olayda davacı vekili iş bu davada gelişen duruma bağlı olarak manevi tazminat talebinde bulunmuş; davalı vekili ise; kesinleşen mahkeme kararı gereğince davacıya 30.10.2019 tarihinde 54.839,32-TL manevi tazminat ödediklerini, kesin hüküm, ibraname ve manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gereğince davanın reddini istemiş; mahkemece davacıya kesinleşmiş mahkeme kararı gereğince manevi tazminat ödemesi yapıldığından ve manevi tazminat bölünemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Davalının Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/287 Esas 2017/379 Karar sayılı ilamına dayalı olarak 30.10.2019 tarihli ödemesine esas kabul edilen, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurumunun 08.03.2016 tarihli raporunda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alındığında davacının maluliyet oranının splenektomi (dalak kaybı) nedeniyle %19, iyileşme süresinin 4 ay olduğu; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/425 Esas sayılı dosyası ile görülen maddi tazminat talepli dava dosyası kapsamında alınan 27.09.2019 Tarihli Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun raporunda ise 15.08.2015 tarihli kaza nedeniyle davacıda meydana gelen bütün arazlar değerlendirilerek;“Kas-İskelet Sistemi Üst Ekstremiteye ait sorunlar, omuz eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.10, Şekil 2.11 ve Şekil 2.12’ye göre üst ekstremite özürlülük oranı %14, el bileği eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.7, Şekil 2.6’ya göre üst ekstremite özürlülük oranı %5, 4. Ve 5. Metakarpafalangeal eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.5, Tablo 2.1, Tablo 2.2’ye göre üst ekstremite özürlülük oranı %3, Balthazard Formülüne göre; üst ekstremite özürlülük oranı %21 olduğu, Tablo 2.3’e göre tüm vücut özürlülük oranının %13 olduğu,Sindirim sistemi 7. Splenektomi % 1O olduğu, Kas-İskelet Sistemi Tablo 1.1 Lomber omurganın özürlülük oranları Kategori 1Il’ye göre %8 olduğu, Balthazard Formülüne göre tüm vücut engellilik oranının % 27.96 olduğu değerlendirilerek; kişinin tüm vücut engellilik oranının%28.0 (yirmisekiznoktasıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 15.08.2015 tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, cismani zararın çoğalarak, maluliyetin artmış olması yeni bir olay olarak nitelendirilerek bu artmada davacının bir kusuru da bulunmaması halinde davacının artan maluliyeti nedeniyle manevi tazminat isteyebileceği gözetilerek davacı vekili tarafından davalının ödeme yaptığı 30.10.2019 tarihinden sonra gelişen durum nedeniyle maluliyetin arttığı ileri sürüldüğünden, mahkemece davacının tedavisine ilişkin tüm belgeler getirtilerek, davacının yaralanması nedeniyle tedavileri tamamlanarak hangi tarihte sağlığına kavuşmuş sayılacağı, gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, 30.10.2019 tarihli ödemeye esas alınan davacının maluliyetine ilişkin Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinin 08.03.2016 tarihli rapor ve ilk dava tarihi ve davalı … tarafından yapılan ödemeden sonra davacının devam eden tedavisi olup olmadığı, maluliyetin yapılan ödemeden sonra gelişen durumlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği, kaza nedeniyle maluliyet durumunun ve tespit edilen maluliyetin kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınarak, bu hususta gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra artan bir maluliyetin olması halinde, söz konusu maluliyetin gelişen durumdan kaynaklanıp kaynaklanmadığı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın esasına ve neticesine etkili olacak deliller toplanıp değerlendirilmeden, gelişen durum olup olmadığı hususunda denetime ve hüküm kurmaya elverişli herhangi bir rapor alınmadan eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına, belirtilen hususlarda deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.09.2020 Tarih 2020/382 Esas – 2020/ 463 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin yerel mahkemece yeniden kurulacak hükümde dikkate alınmasına,
4-Kararın taraflara tebliği ve harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.T.C.