Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1461 E. 2021/2212 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2021
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 14.09.2014 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacıların desteği … idaresinde bulunduğu sırada meydana gelen kazada desteğin vefat ettiğini, müteveffa kazada tam kusurlu olsa da davacı anne ve babanın tazminat talep etme haklarının bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla çocuklarının desteğinden yoksun kalan anne … için 3.000,00 TL, baba … için 3.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında davacı … için 85.035,75 TL, davacı … için talep 78.811,64 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, kaza tespit tutanağına göre olayda gasp şüphesi olduğu için kusur tespit yapılamadığının belirtildiğini, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının …. sayılı dosyasının celbi gerektiğini, ….. plakalı aracın poliçe teminat limitinin kaza tarihi itibariyle 268.000,00 TL olduğunu, davacı yana SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının, gelir bağlanıp bağlanmadığının tespiti gerektiğini, davacı baba ….. gelir sahibi olduğunu oğlu müteveffa …’nın desteğine ihtiyacı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 16.12.2019 tarih ….. sayılı kararı ile müteveffanın geliri ve olayın iş kazası olup olmadığı ile ilgili delil toplanmadığının belirtildiğini, SGK ‘dan gelen cevabi yazıda …’nın sigortalı çalışmasının bulunmadığının bildirildiği, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin cevabi yazısından 2013 yılı için araç sahibi …’nın taksi çalıştırma ruhsatının bulunduğu, … ve …’nın aracın şoförleri olarak çalıştığı, SGK ‘nın 30.10.2020 tarihli yazısı ile de …’nın uzun vadede sigorta kaydının olduğu, ancak pirim yatırmadığı, 5510 sayılı yasanın 13. maddesi kapsamında bir işlem yapılmadığı, yani kazanın iş kazası olarak değerlendirilmediğinin bildirildiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketinin işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacıların da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğu, (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas – 411 Kararı, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787-2012/92 sayılı Kararı, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 – 2013/74 sayılı Kararı, HGK’nun 18.11.2015 gün ve… sayılı Kararı, Yargıtay 17. Hukuk dairesi 23.05.2019 tarih 2018/3573 – 2019/6676 sayılı kararı) davacılar vekili tarafından ıslah talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinin talep edildiği gerekçesi ile, davacı … için 85.035,75 TL davacı … için 75.344,45TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece desteğin ücretinin asgari ücret olarak kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılar desteği …’nın dava dışı …’ya ait … plakalı takside İstanbul ili Sultanbeyli ilçesi sınırları içerisinde taksi şoförlüğü yaptığını, kazanın desteğin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yoldan çıkması sonucu sürücü konumunda olan destek … ile beraber yolcu olarak bulunan … isimli şahsın vefat ettiğini, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının 01.07.2020 tarihli yazısında ….. plakalı taksinin çalışma ruhsatnamelerinin gönderildiğini, ekler arasında kazaya konu aracın 01.02.2013 tarihinden sonra çalışabileceğine dair ruhsatında mevcut olduğunu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının ….. Soruşturma dosyasında taksi durağındaki diğer şoförlerin ifadelerinde desteğin taksi şoförlüğü yaptığını beyan ettiklerini, Sultanbeyli Motorlu Taşıyıcılar ve….. 19.03.2020 tarihli yazısında destek ile araç maliki … arasındaki hizmet sözleşmesinin gönderildiğini, desteğin 02.02.2012 ile 14.09.2014 tarihleri arasında 3 yıla yakın süre (2 yıl 7 ay 12 gün) taksi şoförlüğü yaptığını, ….. verisine göre 2010 yılı Kasım ayında bir taksi şoförünün elde edebileceği gelirin 1.110,00 TL. olup bu ücret ise aynı dönemin asgari ücretinin 1,4596 katı kadar olduğunu, müteveffanın gelirinin eksik belirlendiğini ileri sürmüştür.
Davalı sigorta vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkeme kararında kazanın oluş şekline ilişkin hiç bir araştırma yapılmadan, aracın karıştığı kazayı tek taraflı bir kaza olarak yorumlayarak tazminat hesaplaması yoluna gidildiğini, dava konusu olayın, normal bir trafik kazası değil, gasp şüphesi olan bir olay olduğunu, trafik kazası tespit tutanağında telsiz görüşmeleri ve müteveffa sürücünün arkadaşlarının beyanlarına göre, olayda gasp edilme şüphesi bulunduğunun tespit edildiğini, bu nedenle kusur tespitinin yapılamadığının belirtildiği, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma evraklarının veya kamu davası açılmışsa ceza dava dosyasının işbu dosyaya kazandırılması gerektiğini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasının da zorunlu olduğunu,….. Polis Merkezi tahkikat evrakına göre sigortalı araç sürücüsü müteveffa …’nın … isimli kişiyi arayarak … isimli işyerinin önünden araç çalmaya çalışıldığı, yine araçta yolcu olarak ölen …’nın kazadan hemen önce … araç ile gelen yüzleri maskeli 3 şahıs olduğunu ve işyerini soymaya çalıştığı ihbarında bulunduğunu, tutanakta, kamera görüntüleri incelendiğinde, sigortalı ….. plakalı ticari taksinin çok süratli bir şekilde ilerlediği ve marka, modeli ve rengi belli olmayan bir aracın da hızla arkasından geldiği ve yine kamera görüntülerinden anlaşıldığı kadarıyla araca çarpıp kazaya sebebiyet verdiği ve olay yerinden uzaklaştığının görüldüğü, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 107. maddesi ve Trafik Sigortası Genel Şartlarında çalınma ve gasp rizikoları teminat kapsamı dışında bırakıldığını, Karayolları Trafik Kanunu’nun 86. maddesinde, işletenin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk etkilemiş olmaksızın kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğinin ispat edilmesi durumunda sorumluluktan kurtulabileceği, sorumluluktan kurtulamayan işletenin kazanın oluşumunda zarar görenin kusurunun bulunduğunun kanıtlanması halinde tazminattan indirim yapılabileceğinin düzenlendiğini, olayın ne şekilde gerçekleştiğinin tespitinin önemli olduğunu, kazanın 3. kişinin ağır kusuruyla oluştuğunu, davalı şirkete sorumluluk yüklenemeyeceğini dosyada kusur incelemesi yapılmadan %100 kusur oranı üzerinden hesaplama yapılmasının da hukuka aykırı olduğunu, aynı olayda araç içinde yolcu bulunan …’nın yakınları tarafından açılan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. Sayılı tazminat dava dosyasının, aradaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle bu davayla HMK 166 ve devamı maddeleri gereği birleştirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Taraf vekillerinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıların desteği …’nın idaresinde bulunan araçla karıştığı kaza sonucu vefat ettiği belirtilerek anne ve babası olan davacılar için destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir.
Mahkemece verilen ilk karar ile davacılar desteğinin taksi şoförü olarak çalıştığı ve gelirinin asgari ücretin 1.83 katı olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama sonucu davacı anne için 85.035,75 TL, davacı baba için 78.811,64 TL olarak belirlenen tazminatın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı sigorta şirketi tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 16.12.2019 tarih …… sayılı kararı ile müteveffanın gelirinin net olarak belirlenmesi ve olayın iş kazası olup olmadığı hususunun belirlenmesi için davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile kararanın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra davacılar desteğinin çalıştığı belirtilen taksiyle ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesinden taksi çalıştırma ruhsatı, takside çalışan şoför bilgilerini gösteren belgeler gönderilmiş, ….. Motorlu Taşıyıcılar ve Şoförler Odasından gönderilen yazıda …’nın aracın maliki … tarafından çalışanı olarak bildirildiği belirtilmiş ve … ile … arasında yapılan hizmet sözleşmesi dosyaya sunulmuş, mahkemece davacıların destek zararının belirlenmesi için alınan 02.03.2021 tarihli raporda desteğin geliri asgari ücret olarak kabul edilmiş ve bilinen dönem hesabı 31.12.2021 tarihine kadar yapılmış, bu dönem için gelirde meydana gelen artışlarda dikkate alınarak hesaplama yapılmış ise de; ilk karara karşı davalı sigorta şirketi tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmış olup davalı sigorta şirketinin istinaf başvurunun kabulüne karar verilmiş olduğundan davalı yararına usulü kazanılmış hak doğmuştur. Bu durum gözetilerek bilinen (işlemiş) dönem ilk rapordaki veriler esas alınarak hesaplama yapılmak suretiyle davacıların destekten yoksunluk zararının hesaplanması gerekirken usulü kazanılmış haklar gözetilmeden karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine davalı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine.
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.