Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1434 E. 2023/989 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1434 – 2023/989
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1434
KARAR NO : 2023/989

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2020
NUMARASI : 2019/691 Esas 2020/498 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 30/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/12/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı … tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 11.08.2013 tarihinde, davalı … sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigortası ile sigortalı aracın, davalı …’a ait araca çarptıktan sonra, davacı …’nun sevk ve idaresindeki araç ile çarpıştığını, kazada diğer davacıların, davacı … yönetimindeki araçta yolcu olarak bulunduklarını, anılan kazada davacıların yaralandığını belirterek davacı … için 5.000,00 TL, davacı … ve … için 10.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile, her bir davacının uğradığı maddi zarar için şimdilik 500,00’er TL olmak üzere toplam 1.500,00 TL maddi zararın kaza tarihinden itibaren sigorta şirketi açısından avans, gerçek kişiler açısından yasal faiziyle davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe ile sınırlı olmak üzere davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 28.01.2015 tarihli kuruşlandırma dilekçesinde davacı … yönünden talep edilen maddi tazminatın 400,00 TL’sinin araçta oluşan zarara ilişkin olduğunu, 50,00 TL’sinin yaralanması nedeniyle efor kaybına, 50,00 TL’sinin kaza sonucu aracın pert olması sebebiyle tüm ailenin Seydişehir’den Ankara’ya dönmeleri, davacının hastaneye gidip gelmesi gibi olağan ve belgesiz zararlara ilişkin olduğunu, davacı … yönünden maddi tazminat talebinin 250,00 TL’sinin yaralanması nedeniyle hastaneye gidip gelme gibi olağan süreçte belgelendirilemeyen BK’nun 50. Maddesi gereğince talep edilen zarara ilişkin olduğunu, 250,00 TL’sinin de kolunun kırılması nedeniyle efor kaybına ilişkin olduğunu, davacı … yönünden maddi tazminat taleplerinin 250,00 TL’sinin kaza sonucu kırılan dişleri için gelecekte yapılacak tedavi giderine, 250,00 TL’sinin sağ kolunun kırılması nedeniyle efor kaybına ilişkin olduğunu belirtmiş; 27.10.2016 tarihli artırım dilekçesinde davacı …’nin aracında meydana gelen zarar için 24.000,00 TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 498,00 TL, sair giderler için 350,00 TL, davacı … için 2.472,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, sair giderleri için 350,00 TL, davacı … için 1.460,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 5.926,00 TL tedavi giderinin tazminini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle, kusur durumunun ve maluliyetin bilirkişi raporu ile belirlenmesi gerektiğini, ayrıca davalı sigortacının temerrüde düşürülmediğini, talep edilen faiz türünün yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonunda; davacılardan …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davalıların sigortacısı ve sürücüsü oldukları araçların çarpışması sonucunda davacıların yaralandıkları, benimsenen İTÜ öğretim üyelerinin kusur raporuna göre davalı sürücülerden …’ın %85, diğer davalı sürücü …’in ise % 15 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, makine mühendisi bilirkişi raporunda hesaplanan araç hasar bedeli ve davacının aracının kaza tarihi itibariyle 2. el rayiç değeri dikkate alındığında; aracın tamirinin ekonomik olmadığı ve aracın piyasa değeri olan 25.000,00-TL yönünden davanın kabulü gerektiği ancak davacının talebinin 21.000,00-TL olduğu, talep ile bağlı kalındığı, aktüer hesap bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davacılar … ve …’nun devlet memuru olup kaza sonrasındaki geçici işgöremezlik dönemlerinde yoksun kaldıkları gelirlerinin de bulunmadığı, diğer davacı …’nun ise trafik kazası nedeni ile kırılan dişlerine ait tedavi gideri alacağının doktor bilirkişi raporu esas alınarak 5.926,00-TL olarak kabulü gerektiği, davacı …’nun trafik kazası neticesinde sağ kolunun kırılması nedeni ile oluşan geçici işgöremezlik zararının 1.460,00-TL olduğunun hesaplandığı, davacıların trafik kazası sonrasında ağır hasarlı durumdaki araçları ile Ankara iline dönemedikleri ve ulaşım gideri yapmalarının hayatın olağan akışı gereğince kaçınılmaz olduğu da dikkate alındığında 700,00-TL ulaşım giderinin belirlendiği, dava konusu kazada davacıların yaralandıkları ve üzüntü ile elem duydukları hayatın olağan akışı gereğince tartışmasız olduğu, davacılar lehine manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacılardan … lehine takdiren 2.000,00-TL, … lehine 4.000,00-TL ve … lehine 6.000,00-TL olmak üzere toplam 12.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan … kusuruna isabet eden 1.800,00-TL’lik kısım, diğer davalı … ise; bakiye 10.200,00-TL’lik kısmı ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla kaza tarihi olan 11.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi haricindeki davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ıslah talebi gözetilerek davacılar …’nun araç hasar tazminatına ilişkin maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 21.000,00-TL araç hasar tazminatı alacağının davalılardan … ve … Sigorta A.Ş. kusurlarına isabet eden 3.150,00-TL’lik kısmı, diğer davalı … ise; bakiye 17.850,00-TL’lik kısmı ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla davalı sigorta şirketi yönünden dava, diğer davalılar yönünden ise; kaza tarihi olan 11.08.2013 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacılardan … ile …’nun efor kaybına yönelik maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacılardan …’nun trafik kazası nedeni ile kırılan dişlerine ait tedavi gideri alacağının ıslah talebi gözetilerek kabulü ile; 5.926,00-TL tedavi gideri alacağının kusur oranları dikkate alınarak davalılardan … ve … Sigorta A.Ş. 888,90-TL’lik kısmı, diğer davalı … ise; bakiye 5.037,10-TL’lik kısımları ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla davalılardan sigorta şirketi yönünden dava, diğer davalılar yönünden ise; kaza tarihi olan 11.08.2013 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile anılan davacıya verilmesine, davacılardan …’nun trafik kazası nedeni ile sağ kolunun kırılması nedeni ile oluşan geçiçi işgöremezliği gözetilerek ve ıslah talebi dikkate alınarak geçici işgöremezlik nedeni ile maddi tazminat talebinin kabulü ile, 1.460,00-TL geçici işgöremezlik tazminatı alacağının davalılardan … ve … Sigorta A.Ş. 219,00-TL, diğer davalı … ise; bakiye 1.241,00-TL’lik kısımları ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla sigorta şirketi yönünden dava, diğer davalılar yönünden ise; kaza tarihi olan 11.08.2013 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile anılan davacıya verilmesine, davacılar … ve …’nun ulaşım giderine yönelik maddi tazminat taleplerinin ıslah talebi gözetilerek ayrı ayrı kabulü ile, dava konusu 700,00-TL ulaşım gideri alacağının davalılardan … ve … Sigorta A.Ş. 105,00-TL, diğer davalı … ise; bakiye 595,00-TL’lik kısımları ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla sigorta şirketi yönünden dava, diğer davalılar yönünden ise; kaza tarihi olan 11.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile anılan davacıya verilmesine, karar verilmiş; karara karşı davacılar vekili ve davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen tazminatların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminat miktarlarının az olduğunu, davacılar lehine vekalet ücreti takdir edilmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağındaki tespitlerin ve alınan kusur raporlarının hatalı olduğunu, kendisinin ifadelerinin yanlış anlaşıldığını, kazanın oluşmasında kendisinin asli kusurlu olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı …’in idaresindeki, davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın, davalı …’a ait araca çarptıktan sonra, davacı …’nun sevk ve idaresindeki araç ile çarpıştığını, davacıların yaralandığını, araçlarının hasarlandığını belirterek davalılardan maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Davalının, kazanın meydana gelmesinde belirlenen kusur oranına yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde; dava konusu kazanın dinlenme tesisi çıkışında meydana geldiği, kazaya üç aracın karıştığı, ilk derece mahkemesince makine mühendisi bilirkişi raporunda, davalı … idaresindeki … plakalı aracın, ortası sürekli çizgiyle çizilmiş ve dolayısıyla kavşak düzenlemesi olmayan yol bölümünden Seydişehir-Antalya istikametindeki karşı yol Seydişehir-Antalya istikametindeki karşı yol bölümüne girmeden önce orta şeritte beklemesi ve gelmekte olan araçların yakınlık ve hızlarını kontrol etmesi gerekirken, sürücü …’ın dikkatsiz ve tedbirsizce yola girip gelmekte olan aracın da kontrolünü kaybetmesine ve akabinde de sola manevrasına neden olduğu, davalının 2918 sayılı KTK’nın “57 /b-7 (Bir iz veya mülkten çıkan sürücüler, arayolundan gelen araçlara, ilk geçiş önceliğini tanımak zorundadırlar.)” ve “Madde 33/b-d: Sağa ve sola dönecek olan sürücüler aşağıdaki kurallara uyarlar. Sola dönüşlerde sürücüler; dönüşe başlamadan, sağdan gelen taşıtlara ilk geçiş hakkını vermek zorundadırlar.”kurallarını ihlal ettiği belirtilerek kazanın oluşumunda %85 oranında kusurlu olduğu, davalı …’in ise aracının hızını aracının teknik özellikleri ile yol durumuna göre ayarlaması ve müteyyakkız olması, gerektiğinde zamanında iki şeritli yolun sağ şeridine yönelmesi ve yine fren tedbiri ile kazayı önlemeye çalışması gerektiği belirtilerek %15 oranında kusurlu olduğu, davacının kazanın meydana gelmesinde bir kural ihlalinin bulunmadığı mütalaa edilmiş, kaza tespit tutanağında belirlenen kural ihlalleri ile mahkemece alınan bilirkişi raporundaki kural ihlalleri ve kusur oranı arasındaki çelişkinin giderilmesi için İTÜ Ulaştırma Bölümü öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmış, raporda, kaza tespit tutanağı ve dosyadaki tüm bilgi ve belgeler detaylı şekilde incelenerek mahkemece makine mühendisi bilirkişiden alınan raporun kazanın oluşumuna uygun olduğu belirlenmiş, ilk rapordaki kural ihlalleri benimsenerek aynı kusur oranı mütalaa edilmiştir. Mahkemece, alınan iki bilirkişi raporunun birbirini doğrulaması, kazaya ilişkin ceza dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunda da davalı …’ın asli kusurlu, davalı …’in tali kusurlu olduğunun belirlenmesi, hükme esas alınan raporların kazanın oluşumuna ve dosya kapsamına uygun olması nazara alındığında davalı …’ın kusur oranına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı manevi tazminat istemi TBK’nın 56. maddesine dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir. Tüm bu kriterlere göre belirlenecek tazminat -aynı anda- tarafların ikisini de memnun etmese dahi, adil olacağı için, hukuk tarafından kabul edilen ve uygulanan sistem haline gelmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. maddesin-de, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Dava konusu olayda, kazanın meydana geliş şekli, davacıların yaralanmalarının niteliği, daimi maluliyetlerinin olmaması, iyileşme süreleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki (2013) paranın alım gücü ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarını hak ve nesafet kurallarına ve manevi tazminatın amacına uygun olduğu kanaatine varılmış, davacılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı …, kazada hasarlanan aracın onarım bedelini talep etmiştir. Mahkemece, bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tanzim edilen raporda, kaza tarihi itibariyle aracın onarım bedelinin 21.000,00 TL, aracın ikinci el rayiç değerinin 25.000,00 TL, aracın sovtaj bedelinin 9.000,00 TL olduğunun belirlendiği görülmüş olup aracın tamirinin ekonomik olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davalılar, davacının gerçek zararından sorumlu olup aracın ikinci el rayiç değerinden sovtaj bedelinin mahsubu ile gerçek zarar miktarı olan 16.000,00 TL’den davalıların sorumlu tutulması gerekirken mahkemenin, davacının araç hasarından kaynaklanan zararının 25.000,00 TL olduğu, taleple bağlı kalınarak 21.000,00 TL’ye hükmedildiği yönündeki gerekçesi isabetli olmamış, yanılgılı değerlendirme sonucu araç hasarı yönünden davalılar aleyhine fazla tazminata hükmedilmesi yönünden kararın kaldırılması gerekmiştir.
Karayolları Trafik Kanunun 85.maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Aynı yasanın 88. maddesinde ise “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi ile motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ayrıca birden fazla kişinin zararı tazminat ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir. Yine TBK 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” demekle birden çok kişi aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğün şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. Bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda, davalı sürücülerin neden olduğu kaza sonucu davacılar zarar görmüş olup dava dilekçesinde, talep edilen tazminatların “davalılardan tahsilinin” talep edildiği, davalıların, davacıların zararından kusur oranına göre sorumlu tutulmalarına yönelik bir beyanda bulunulmadığı, davacılar vekilinin 27.10.2016 tarihli ıslah dilekçesinde ise hükmedilecek tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Davacılar, davalıların kusur oranına göre sorumlu tutulmalarını talep etmediklerine göre müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, hüküm altına alınan tazminatların davalıların müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken davalıların kusur oranına göre sorumlu tutulmaları isabetli olmamıştır.
Yargıtay uygulamasına göre sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesinde özel olarak hükme bağlandığı, bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlendiği, davacı çocuğun kaza tarihindeki yaşı itibariyle, kazanç getiren herhangi bir işte çalışması bulunmuyorsa ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğinden çocuk için hesaplanan geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmemesi gerektiği kabul edilmektedir.
Somut olayda, davacı …’nun kaza tarihinde 11 yaşında olduğu, gelir getiren bir işte çalışmayan davacının belirlenen iyileşme süresi ( 2 ay) içerisinde kazanç kaybının bulunmaması nedeniyle davacı yönünden geçici işgöremezlik tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Davacıların yargılama aşamasında kendilerini vekille temsil ettirdikleri, davanın kısmen kabulüne karar verildiği gözetilerek davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin ve davalı …’ın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine, davalılar … ve … Sigorta AŞ’nin istinaf başvurusu bulunmadığından onlar yönünden kesinleşen hususların korunmasına, davacılar vekilinin ve davalı …’ın diğer istinaf sebeplerinin reddine, ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I–Davacılar vekili ve davalı …’ın istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca esas hakkında YENİDEN KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
DAVANIN KISMEN KABULÜ VE KISMEN REDDİNE,
1-Davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne; davacı … lehine takdiren 2.000,00-TL, davacı … lehine 4.000,00-TL ve davacı … lehine 6.000,00-TL olmak üzere toplam 12.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
2-Islah talebi gözetilerek davacılar …’nun araç hasar tazminatına ilişkin talebinin kısmen kabulü ile, 21.000,00 TL araç hasar tazminatının (davalı …’ın 16.000,00 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) kaza tarihi olan 11.08.2013 tarihinden (davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacılardan … ile …’nun efor kaybına yönelik maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
4-Davacılardan …’nun trafik kazası nedeni ile sağ kolunun kırılması nedeni ile oluşan geçiçi işgöremezliği gözetilerek ve ıslah talebi dikkate alınarak geçici işgöremezlik nedeni ile maddi tazminat talebinin kabulü ile; dava konusu 1.460,00-TL geçiçi işgöremezlik tazminatı alacağının davalılardan … ve … Sigorta A.Ş. 219,00-TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla sigorta şirketi yönünden dava, diğer davalı yönünden ise; kaza tarihi olan 11/08/2013 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile anılan davacıya verilmesine,
Davacı … için talep edilen geçici işgöremezlik tazminatının davalı … yönünden reddine,
5-Davacı …’nun, kazada kırılan dişlerine ilişkin tedavi bedeli talebinin kabulü ile, 5.926,00-TL’nin kaza tarihi olan 11.08.2013 tarihinden (davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Davacılar … ve …’nun, ulaşım giderine yönelik taleplerinin kabulü ile, 700,00-TL ulaşım gideri alacağının kaza tarihi olan 11.08.2013 tarihinden (davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
7-Davacılar yargılamada kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden manevi tazminat talepleri yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 4.000,00 TL, davacı … için 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Davacılar yargılamada kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden maddi tazminat talepleri yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen davacı … için 16.350,00 TL, davacı … için 6.148,00 TL, davacı … için 350,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
9- Alınması gerekli karar ve ilam harcı 2.721,81 TL’den, davacılardan peşin ve ıslah harcı olarak alınan toplam 243,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.477,96-TL harcın (davalı …’ın 2.365,30 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10- Davacılar tarafından peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 243,85-TL harç bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
11- Bu dava kapsamında davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 3.934,15-TL yargılama giderinin HMK 326/2.m. gereğince kabul/red oranına (0,62) göre 2.399,83 TL’sinin ( davalı …’ın 2.321,14 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
12-HMK 333.md. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
II – İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davacılar ve davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
3- Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.