Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/143 E. 2023/240 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/143 – 2023/240
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/143
KARAR NO : 2023/240

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2019
NUMARASI : 2017/189 Esas 2019/678 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 07/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın…’ın idaresinde bulunan … plaka araç ile çarpıştığını, meydana gelen kaza sonucu davacının resmi nikahlı olmayan eşi…’ın vefat ettiğini, imam nikahlı olarak 15 yıldır birlikte yaşadığı eşinin kaybı nedeniyle maddi ve ruhsal yönden mağduriyet yaşadığını, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, … plakalı aracın 09.10.2015 – 2016 tarihleri arasında … no’lu poliçe ile zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, davacının davasının ehliyet yokluğundan reddi gerektiğini, davanın ancak resmi nikahlı eş tarafından açılabileceğini, diğer yönden davanın zamanaşımına uğradığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, KTK.nın 91 ve 85. maddeleri gereğince işletenin sorumlu olması halinde sigorta şirketinin sorumlu olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; trafik kazasının iki aracın çarpışması neticesi meydana geldiği dikkate alınarak kusur raporu alınmasına karar verildiği, bilirkişi raporunda davacı desteği…’ın Karayolları Trafik Kanununun 84/d, 52/b ve 47 maddelerini ihlal ile olayda %100 kusurlu olduğunun belirlendiği, davacı desteğinin kusuru davacı desteğe yansıtılamayacak ise de davacı yanın karşı araç sigortacısına karşı iş bu davayı ikame ettiği, davalı sigortacı kusursuz karşı araç sigortacısı olmakla işleteni veya sürücünün kusuru oranında sorumluluğu bulunduğundan ve olayda karşı araç konumundaki … plakalı araca kusur atfedilemediğinden davacının destek tazminatını davalı sigortacının teminatı kapsamında olmadığından davalıdan talep edemeyeceği gerekçesi ile; davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yerel mahkemece kusura ilişkin eksik inceleme ve değerlendirme sonucu tanzim edilen bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın raporunda sürücü…’ın asli kusurlu olduğu, sürücü …’in kazaya etken kural ihlalinin olmadığının belirtildiğini, belediyeye ait yol bakım ve temizlik aracının gerekli güvenlik tedbirlerini aldığını, bayrakçı olan tanığın aracın kendisine çarpacağını anlayınca kenara çekildiği hususuna yer verildiğini, müteveffanın hızını gerekli şartlara uyarlamadığından %100 kusurlu olduğunu, diğer tarafın ise trafik işaretleri ve bayrakçı bulundurması sebebiyle kusurlu hareketinin bulunmadığı yönünde rapor sunulduğunu, kusur yönünden incelemede, bayrakçı olan tanığın ifadesi nazarı itibara alındığından, müteveffanın, tanığın kendi yanlış yönlendirmeleriyle dubalara çarparak kamyona arkadan çarptığını, çok şeritli bir yolda, belediye kamyonunun yol çalışması nedeniyle bütün tedbirlerin alınıp ve ışıklandırmaları yapılmışken, durduk yerde kazanın meydana gelmesinin hayatın olağan akışına açıkça aykırılık teşkil ettiğini, bayrakçının yanlış yönlendirmeleri ve müteveffanın bayrakçıya çarpmak istememesi sonucu kazanın meydana geldiğini, müteveffanın, kaza yapmasına sebebiyet veren bayrakçının yönlendirmeleri olduğundan, dışarıdan gelen müdahaleden ötürü kaza olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususa hiç değinilmediğini, bilirkişi raporunda, kusur incelemesinde yine; gece vakti yol çalışması yapılmasının usule aykırı olduğu, metre hesabının daha fazla olması gerekirken 100 metrelik hesap ile yetinildiği, trafik konileri konulurken yeteri kadar tedbirin alınmadığı hususlarının değerlendirilmediğini, refüj yol çalışması yapılırken, belediye kamyonları sadece ışıklarını yakıp gerekli önlemleri tam anlamıyla almadıklarını, bulvar olarak kullanılan yollarda alınacak tedbirler ile daha dar yollarda alınacak tedbirler arasında yadsınamaz ölçüde büyük farklar mevcut olduğunu, alınacak tedbirlerin, tedbir alınacak yoldaki hız sınırı ile orantılı olması gerektiğini, kaza olan yoldaki hız sınırına uygun tedbirler alınmadığını, bu hususun bilirkişi raporunda incelenmediğini, itirazları değerlendirilmeksizin eksik inceleme ve değerlendirme sonucu tanzim edilen rapor hükme esas alınarak usul ve yasaya aykırı hüküm kurulduğunu, gerekçeli kararda yargılama aşamasında sundukları itirazlarının hangi sebeple reddedildiğine ilişkin olarak hiç bir gerekçe belirtilmediğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı aracın davacının desteği…’ın idaresinde bulunan … plaka araç ile çarpıştığını belirterek müteveffanın desteğinden yoksun kalan davacı için destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesinin 09.10.2015 -2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlenmiştir.
2918 sayılı kanunda işletenin sorumlu olduğu zararlar belirtilmiş, KTK.nın 85. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiştir.
KTK.nın 91.maddesi ile de “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne göre işletenin sorumluluğunu poliçede yazılı limitlere kadar teminat altına alan sigortacının işletenin sorumlu olduğu maddi zararlardan sorumlu olduğu belirtilmiştir. Bu hale göre sigorta şirketinin işletenin sorumluluğunu üzerine alması nedeniyle işletenin ve dolayısıyla sigortalıya ait araç sürücüsünün kusurunun bulunması halinde meydana gelen zararlardan sorumlu tutulabileceğinin kabulü gerekir.
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında kazanın 23.02.206 tarihinde saat 00:35’de meydana geldiği, sürücü… idaresinde bulunan … plakalı araç ile orta refüj ile bölünmüş çok şeritli yolda sol şeridi takiben seyrettiği sırada tünel girişinde ön ilerisinde dörtlü flaşörleri açık arka kasa üzerinde ışıklı yön levhası çalışır durumda olan ve geriye doğru trafik konisi ile tedbir alınan halat germe çalışması yapan … idaresinde bulunan … plakalı araca 1 adet trafik konisine ve ışıklı ikaz lambasına çarptığı olayda sürücü…’ın görüşün açık ve aydınlatma bulunan yolda ön ilerisinde tedbir alınarak duran araca tedbirsiz olarak çarpması nedeniyle KTK.nın 52/1.b maddesi gereğince tam kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/34534 sayılı hazırlık soruşturmasında şüpheli … hakkında yapılan soruşturmada alınan bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde müteveffa…’ın tam kusurlu olduğu, şüpheli …’in kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile şüpheli hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkemece kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının belirlenmesi için makine mühendisi bilirkişiden alınan 20.01.2019 tarihli rapor ve Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığından alınan 24.09.2019 tarihli raporlarda davacı desteği…’ın yola gereken dikkatini vermediği, hızını görüşe göre ayarlamadığı, yolun sol şeridinde güvenlik önlemi alınmış alanda bulunan kamyona çarpması nedeniyle tam kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün kazaya etkili kural ihlali olmadığı gerekçesi ile kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Bu hale göre davalı sigorta şirketi sigortalısının kusuru bulunması halinde sorumlu tutulacağı, mahkemece alınan raporlarda davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığının belirlenmiş olmasına göre davacının desteğinin ölümü nedeniyle davalı sigorta şirketinden tazminat talep edemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekili tarafından her ne kadar olay yerinde gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığı iddia edilmiş ise de bu davada davanın aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketine karşı açılmış olması nedeniyle davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurunun olmadığının belirlenmiş olması nedeniyle iddiaların bu davanın konusu olmadığı gibi bu nedenle dava dışı sorumluların kusuru olsa dahi davalının sigortalısı kusursuz bulunmuş olup sonuca etkili görülmediğinden bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeniyle hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40-TL’nın mahsubu ile kalan 125,50-TL. harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere 07.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.