Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1429 E. 2021/1534 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/02/2021
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı)

KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/09/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin desteği olan …’in kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketinin zorunlu trafik sigortacısı olduğu,……. plakalı aracı aşırı yükleme ve aracın bakımsızlığı nedeni ile nedeni ile devrilmesi sonucunda vefat ettiğini, davacıların desteklerinden yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya müvekkili Şirketin yerleşim yeri itibariyle yargı çevresi içerisinde yer aldığı İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacılar murisinin kaza sırasında araçtan atlaması nedeni ile vefatının kendi eyleminden kaynaklandığını, bu nedenle illiyet bağı kesildiği için müvekkilinin hukuken sorumluluğunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının yerleşim yeri ile kazanın meydana geldiği yer ile acenteyi düzenleyen yer yetki kurallarına göre yetkili mahkemenin …… Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemeleri, davalı tüzel kişi sigorta şirketinin yerleşim yeri yetki kuralına göre ise; yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, davacı taraf davalı sigorta şirketinin Ankara’da bölge ve şube müdürlüğünün bulunduğunu beyanla Ankara Mahkemelerinde dava açmış ise de; 2918 sayılı KTK.nın 110. maddesi ile HMK.nın 14/1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde davacının davalının Ankara’da bulunan şubesinin işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu da iddia ve ispat edilemediğinden, sigorta şirketinin her şubesinin bulunduğu yer Mahkemesinin yetkili olarak kabul edilemeyeceği, davalı tarafın yasal süresinde ve usulüne uygun yetki itirazının kabulü ile seçim hakkı davalıya geçtiğinden, davalının seçtiği yer olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili Mahkeme olduğu gerekçesiyle davanın yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, gerekçede emsal gösterilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2018 tarih….. kararında dava konusu olayda “2918 sayılı yasanın eldeki davada uygulanma olanağı bulunmadığı”, “4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun ilga edilen 25. maddesi uygulanması” gerektiği belirtildikten sonra anılan yasaya göre Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olmadığına karar verildiğini, iş bu davanın zorunlu mali mesuliyet sigortasından kaynaklı olup 2918 sayılı KTK 110. Maddesi hükümlerine tabi olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2017 tarih ve….. Sayılı kararı ile 11.02.2020 tarih ve …… Sayılı ilamında “Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğuna “ karar verildiğini, bu konuda Hukuk Genel Kurulu’nun bütün kararlarının aynı doğrultuda olduğunu, Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu kabul edilerek davanın esastan incelenmesi gerekirken usulden reddine karar verilmiş olmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunmuştur.
6100 sayılı HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasında “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”, 7. maddesinde de, “davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. HMK’nın 16.madde hükmü, diğer maddelerindeki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak, HMK.’nda kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.05.2015 tarih, ve 2013/11-2359 Esas, 2015/1443 Kararı), 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110. maddesinde “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda seçimlik hakka sahip olup, davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Kararı)
Davacılar vekili, davalının Ankara’da Bölge Müdürlüğü bulunduğu iddiasına dayanarak iş bu davanın Ankara’da açıldığını ileri sürmüştür.
Somut olayda yasal hükümlere ve kanunda belirlenen yetki kurallarına göre: davalı … Sigorta AŞ’nin dava dilekçesinde belirtilen adrese göre HMK’nun 6.maddesi anlamında yerleşim yeri olarak İstanbul ticaret siciline kayıtlı olduğu ve yetkili mahkeme olarak İstanbul Anadolu Adliyesine bağlı olduğu anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK’nun 16. maddesinde yer alan haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi kuralı dikkate alındığında, dosyada mevcut kaza tespit tutanağına göre trafik kazasının …’de meydana geldiği anlaşılmakla, kazanın meydana geldiği yere göre yetkili mahkemenin … mahkemeleri olduğu, dosya kapsamına göre davacıların yerleşim yerinin … olduğu, buna göre de yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olacağı, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110/2. maddesinde düzenlenen davalı tüzel kişi sigorta şirketinin yerleşim yeri yetki kuralına göre yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen sigorta poliçesini düzenleyen acentenin bulunduğu yere göre Tekirdağ mahkemelerinin yetkili olduğu, bu nedenlerle dava konusu uyuşmazlıkta, davacı taraf davalı sigorta şirketinin Ankara’da Bölge Müdürlüğünün bulunduğunu belirterek Ankara mahkemelerinde dava açmış ise de yasada düzenlenmeyen görev ve yetkilerinin ne olduğu, hangi bölgede bulunduğu bilinmeyen veya varsa adresi, ancak internet üzerinden yapılacak arama ile bulunabilecek, Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yerin yasada düzenlenen şube ve acenteye kıyasla yetkili olarak kabul edilmesinin Anayasanın 142. maddesinde düzenlenen mahkemelerin görev ve yetkilerinin ancak kanunla düzenleneceğine ilişkin Anayasa hükmüne açıkça aykırı bulunduğu (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 E – 2018/463 K. sayılı sigorta şirketlerinin bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkisi ile ilgili ilamı) da gözetildiğinde tüm bu yetki kuralları bertaraf edilerek, davacı tarafın kanunda öngörülen genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birinde dava açmadığı, yetkisiz mahkemede dava açtığı dikkate alındığında seçme hakkının davalı tarafa geçtiği, davalı sigorta şirketi vekili tarafından seçilen İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılardan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile İstinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK.nın 362/1-c maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.