Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1402 E. 2023/974 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1402 – 2023/974
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1402
KARAR NO : 2023/974
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2021
NUMARASI : 2019/233 Esas 2021/131 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 24/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/11/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacılar vekili, 27.07.2018 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu otobüsün, davacıların desteği …’in idaresindeki bisiklete çarptığını, kaza sonucu …’in vefat ettiğini, davalı otobüs sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, kaza tespit tutanağını kabul etmediklerini, iptali için dava açtıklarını, Sulh Ceza Hakimliği tarafından idari işlem olması sebebiyle taleplerinin reddedildiğini, idari yargıya başvurduklarını, davaya adli yargıda bakılması gerektiğinden görevsizlik kararı verildiğini ve kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davalı sigorta şirketine yaptıkları başvurunun olumsuz karşılandığını, araç işletenine ve sürücüye ihtarname yolladıklarını cevapsız kaldığını, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için ayrı ayrı 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile, ayrı ayrı 50.00 TL cenaze ve defin masrafları olmak üzere 1,100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, davacılar için ayrı ayrı 200.00,00 TL olmak üzere toplam 400.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, kazanın meydana gelmesinde davalının kusurunun bulunmadığını, Ayaş Belediyesinin görev kağıdı ile aracı kullandığını, davacı tarafın trafik kaza tespit tutanağının iptali için açtıkları davanın reddedildiğini, davacılar çocuklarının kusursuz olduğunu iddia etmekte ise de ceza aşamasında alınan bilirkişi raporu iddialarının tam tersini belgelediğini, dinlenen tanıklarında, kusursuz olduğu yönünde ifadeleri olduğunu, Yargıtay’ca ceza davasındaki maddi delillerin hukuk mahkemeleri için de bağlayıcı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı… Belediye Başkanlığı vekili, kazanın sürücünün tüm ihtimamı göstermesine rağmen müteveffanın kusuru ile meydana geldiğini, belediyenin kusurunun olmadığını, maddi ve manevi tazminata ilişkin itirazlarının olduğunu, davacıların destekten yoksun kalmadıklarını, manevi tazminat taleplerinin içtihatlara göre tarafların sosyal ekonomik durumlarına göre belirlenmesi ve zenginleşme aracı olmaması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta AŞ vekili, usule ilişkin itirazları olduğunu, davacıların müteveffanın desteği olduğu ispatlaması gerektiğini, manevi tazminat ve defin giderlerinin teminat dışı olduğunu, kusur oranlarının tespit ettirilmesini, tazminat hesabı yapılmasına karar verilecek olunursa aktüerin Hazine Müsteşarlığınca yetkilendirilen lisanslı aktüerlerden olması gerektiğini, askerlik süresinin göz önüne alınmasını, davacıların kaza nedeniyle elde ettiği gelirin mahsup edilmesini, teminatlarının poliçe limitleri dahilinde olduğunu, temerrüde düşmediklerini, faizin dava tarihinden yasal faiz oranıyla talep edilebileceğini, davacılara ödenen rücuya tabi gelirin peşin sermaye değerinin bulunup bulunmadığının sorulmasını, indirim uygulanmasını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, dava konusu trafik kazasının 27.07.2018 günü 18:00 sıralarında davalı… Belediye Başkanlığının maliki olduğu davalı sürücü …’ın idaresindeki davalı … Sigorta A.Ş.’ne zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın… ilçesi Ferahfaki Mahallesinde E.T.A. Caddesi üzerinde Toki Blokları kavşağında 2007 doğumlu …’in bisikleti ile seyri esnasında çarpması sonucu meydana gelen kazada davacıların müşterek çocuğu müteveffa …’in vefat ettiği, Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/979 esas sayılı dosyasında bulunan Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 23.10.2018 tarihli raporuna göre; müteveffa …’in dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hal ve hareketleriyle davranış faktörlerinin oluş üzerine asli derecede etken olduğu, davalı sürücü …’ın kusursuz olduğunun bildirildiği, kusur yönünden alınan 24.03.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; müteveffa …’in davranış biçiminin olayın meydana gelmesinde %75 oranında etkisi olduğu, davalı sürücü …’ın meydana gelen olayda %25 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, davacıların kusur raporuna karşı yapmış oldukları itiraz neticesinde; ceza dosyasındaki kusur raporu ile dosyadaki kusur raporu arasında çelişki olması nedeniyle ve ceza dosyasında Adli Tıp Kurumundan rapor almış olması dikkate alınarak, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve kusur oranının tespiti için İTÜ Trafik kürsüsünden rapor alındığı, denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan 12.10.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre; davalıya sigortalı … plakalı otobüsün sürücüsü davalı …, kazaya engel olabilmek adına alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığından, olayda etkili hatalı ve kusurlu herhangi bir davranışına rastlanılmadığından atfı kabil kusuru bulunmadığı, farik ve mümeyyiz olmamakla birlikte, davacılar murisi müteveffa bisiklet sürücüsü …, idaresindeki bisikletiyle gündüz vakti görüşün açık olduğu mahalde yola gereken dikkatini vermeden dikkatsiz ve tedbirsizce olay mahalline yaklaştığı, bu hali ile olayı önleme imkanını ortadan kaldırarak olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiği; kontrolsüz kavşak istikametine tali yoldan seyir halindeyken E.T.A. Caddesi kavşak kesimlerine geldiğinde olası kaza tehlikelerini öngörüp müteyakkız davranıp hızını azaltarak, kavşak başında frenle durması ve solundaki ana yoldan yaklaşıp kavşak ortasına kadar ilerlemiş otobüsü göz önünde bulundurup, geçiş hakkını tanıması gerekirken aksine davranarak geçiş önceliği vermeyen, tehlikeleri ön görmeyen, yolu gereği gibi kontrol etmeden kontrolsüz şekilde ilerlemeye devam eden, çıkış için uygun anı kollamayan, yaklaşmakta olduğu vasıtanın mesafesini dikkate almayan, hızını yol, trafik durumu ve görüş mesafesine göre ayarlamadan kontrolsüz manevraya devam ederek olaya mani olmak bakımından fren ve direksiyon tedbirine başvurmadığından ve aracının hızının etkisiyle yeterli mesafede durmadığından bisikletin ön kısımlarıyla ile otobüsün sağ arka teker ve açık olan kapı kesimlerine çarpmış olmakla sonuç üzerinde %100 oranında asli derecede etken olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, olayda başkaca kusurlu kişi bulunmadığı, dosyada bulunan 24.03.2020 tarihli bilirkişi raporuna iştirak olunmadığı, kusur oranlarının belirlenmesi hususunda ise tanık ifadeleri, güvenlik kamerası video kaydı, bilgi ve belgeler doğrultusunda ATK raporundaki (23.10.2018 tarihli) kanaatin olayın oluşuna uygun bulunduğundan, kusur oranlarının isabetli olduğunu ve neden sonuç ilişkisi doğru kurulduğu sonuç ve kanaatine varıldığının belirtildiği, bu itibarla, davalıya sigortalı … plakalı otobüs sürücüsü davalı …’ın olayda kusursuz olduğu, davacılar murisi müteveffa bisiklet sürücüsü …’in dikkatsiz, tedbirsiz ve nizamlara aykırı davranış faktörlerinin olayın oluşu üzerinde %100 oranında etken olduğu, somut olayda bahsi geçenlerin dışında herhangi bir kimseye atfı kabil kusur imkanının bulunmadığı gerekçesiyle davacıların davasının reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ölüme neden olan olayın değerlendirmesinin yapılmadığını, dosyada alınan bilirkişi raporlarında bisiklet sürücüsü müteveffa çocuğun ölümüne, otobüsün kapılarının açık olmasının ölümün gerçekleşmesine etkili olduğu belirlenmiş olup bu hususun olaya, vakıalara ve mantık ilkelerine uygun olduğu, bu haliyle raporun denetime elverişli olmadığını, kurulda bir hekim bilirkişinin bulunmasının zorunlu olduğunu, bisiklet sürücüsü müteveffa …, güzergahındaki yoldan çıkıp otobüse çarptığı anda bisikletiyle önce otobüsün tekerine, sonrasında kapının açık olmasının etkisiyle arka kapı bölümüne çarptığını, ceza dosyası ve huzurdaki dava dosyası kapsamında arka kapının bulunduğu yerde bisikletin aksamına ait parça, kan ve doku parçalarının mevcut olduğunu, otopsi tutanağında da ölüm olayının müteveffanın kafasını çarpmasıyla oluştuğunun kesinleştiğini, kapının açık olmasının kafa travmasına neden olan kafanın çarptığı yerin durumu ve bunun ölüm olayına etkisinin tespit edilmesi gerektiğini, dosyada hekim bir bilirkişinin bulunmamasının tüm bu noktaların aydınlatılmasına engel olduğunu, kazanın oluşumunda davalının kusurunun bulunup bulunmamasının yanı sıra ölüm olayında kusurunun bulunup bulunmadığı, ölüm olayı ile vakıalar arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının da belirlenmesini, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusurunun bulunduğunu, davalı tanıklarından …’in “otobüste sağ tarafta önden 2.tarafta oturuyordum, ben seyir halindeyken yolun sağ tarafındaki yokuştan bisikletli bir çocuğun geldiğini görmüştüm.” şeklinde beyanda bulunduğunu, otobüste yolcu olan, ön kısımda oturan kişinin sağ tarafta seyir halinde olan bisikletli çocuğu görüp sürücü olan davalının görmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının, kavşağa yaklaştığını, kavşakta hızını azaltması riskli, tehlikeli bir durum sezerse durması gerektiğini, sürücünün bunu yapmadığını aynı hızda ve belki hızını artırarak devam ettiğini, ya görüp umursamadığını, ya da dikkatsiz davranıp kavşak noktasını kontrol etmediğini, sürücünün otobüsü oldukça hızlı ve kapıları açık vaziyette kullandığına ilişkin kamera görüntülerinin dosyada bulunduğunu, hız limitlerinin çok yukarısında seyir etmesi hususu değerlendirilmediğini, mahkemece aldırılan kusur raporlarında müteveffanın ölümüne sebep olan neden araştırılmadığını, itirazlarına rağmen dosyanın aralarında hekim bilirkişinin olduğu heyete tevdi edilmediğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacılar vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıların murisinin idaresindeki bisiklete çarptığını, kaza sonucu davacıların desteği …’in vefat ettiğini belirterek müteveffanın anne ve babası için destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili hükme esas alınan kusur raporunun hatalı ve eksik inceleme ile düzenlendiğini ileri sürmüş olmakla,
Kaza tespit tutanağının incelenmesinde sürücü …, … Belediyesine ait … plaka sayılı otobüs ile Ferahfaki Mah. E.T.A Cad. üzerinde yeni sanayi yönüne doğru giderken sürücü beyanına göre otobüsün ön ve arka kapıları açık bir şekilde seyir halinde iken, sağ tarafından aşağı iniş eğimli olan Toki F1 – F2 Blokları girişi sokağından gelen bisikletli sürücüsü …’in direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu bisikletin ön kısmı ile otobüsün sağ arka tekerine ve açık olan kapısına çarpması sonucu ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kazanın oluşumunda bisiklet sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK’da yer alan asli kusurlardan m.57/1-c “Kavşak kollarının trafik yoğunluğu bakımından işaretlerle belirlenmemiş ise motorsuz araç sürücülerinin motorlu araçlara geçiş hakkını vermemesi “ kuralını ihlal ettiği ve asli kusurlu olduğu, … plakalı otobüs sürücüsü …’ın aynı kanunun m. 52/1-a “Aracın hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak” ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin m.110-B “İndirme bindirme ve kapıların açık seyretmesi” kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir.
Ankara Batı 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/979 esas sayılı dosyasında bulunan Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığının 23.10.2018 tarihli raporuna göre; müteveffa …’in dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hal ve hareketleriyle davranış faktörlerinin oluş üzerine asli derecede etken olduğu, davalı sürücü …’ın kusursuz olduğu belirtilmiş, yargılama sonucunda sanık …’ın kazada kusurunun olmaması sebebiyle beraatine karar verilmiş, verilen karar istinaf incelemesinden geçmek suretiyle 23.02.2021 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece alınan 24.03.2020 tarihli kusur raporunda, müteveffa …’in davranış biçiminin olayın meydana gelmesinde %75 oranında etkisi olduğu, davalı sürücü …’ın meydana gelen olayda %25 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Mahkemece alınan 12.10.2002 tarihli İTÜ Trafik Kürsüsünden oluşturulan bilirkişi heyet raporunda, davalıya sigortalı … plakalı otobüsün yeterli sürücü belgesi olmayan davalı …’ın kazaya engel olabilmek adına alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığından, olayda etkili hatalı ve kusurlu herhangi bir davranışına rastlanılmadığından atfı kabil kusuru bulunmadığı, farik ve mümeyyiz olmamakla birlikte, davacılar murisi müteveffa bisiklet sürücüsü …, idaresindeki bisikletiyle gündüz vakti görüşün açık olduğu mahalde yola gereken dikkatini vermeden dikkatsiz ve tedbirsizce olay mahalline yaklaştığı, bu hali ile olayı önleme imkanını ortadan kaldırarak olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiği; kontrolsüz kavşak istikametine tali yoldan seyir halindeyken E.T.A. caddesi kavşak kesimlerine geldiğinde olası kaza tehlikelerini öngörüp müteyakkız davranıp hızını azaltarak, kavşak başında frenle durması ve solundaki ana yoldan yaklaşıp kavşak ortasına kadar ilerlemiş otobüsü göz önünde bulundurup, geçiş hakkını tanıması gerekirken aksine davranarak geçiş önceliği vermeyen, tehlikeleri ön görmeyen, yolu gereği gibi kontrol etmeden kontrolsüz şekilde ilerlemeye devam eden, çıkış için uygun anı kollamayan, yaklaşmakta olduğu vasıtanın mesafesini dikkate almayan, hızını yol, trafik durumu ve görüş mesafesine göre ayarlamadan kontrolsüz manevraya devam ederek olaya mani olmak bakımından fren ve direksiyon tedbirine başvurmadığından ve aracının hızının etkisiyle yeterli mesafede durmadığından bisikletin ön kısımlarıyla ile otobüsün sağ arka teker ve açık olan kapı kesimlerine çarpmış olmakla, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşüren, trafikte tehlikeli ve engel durumu ortaya çıkaran, yaşının küçüklüğü nedeniyle bunları bilmeyen ve tehlikeleri göremeyen müteveffa bu dalgın, kontrolsüz, dikkatsiz, özensiz ve tedbirsiz ve nizamlara aykırı düşen davranış faktörlerinin ölümüyle neticelenen sonuç üzerinde %100 oranında asli derecede etken olduğu belirtilmiştir.
Kaza yeri krokisi, güvenlik kamerası video kaydı, ifadeler, kesinleşen ceza dosyası ve olayın oluş şekli, davacılar desteğinin bisikleti ile otobüsün sağ arka teker kısmına çarpmış olması birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece İTÜ Trafik Kürsüsünden oluşturulan 12.10.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda belirlenen kusur oranının hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dosyadaki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmaması nedeniyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacılar vekilinden alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30 TL ilam harcının mahsubu ile 210,55 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliğine
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere 24.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.