Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/139 E. 2023/141 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/139
KARAR NO : 2023/141

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2020
NUMARASI : 2019/318 Esas 2020/220 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
UETS

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – UETS

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 10/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22.06.2018 tarihinde dava dışı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile yolun sağından soluna geçerek durduğu sırada, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı…’nun sevk ve idaresindeki…plakalı aracıyla … plakalı araca çarpması ile savrulmaları sonucu yol içinde bulunan yayalar davacı …, dava dışı …’e çarparak yaralanmalarına neden olduğunu, davacının kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, dava öncesi davalıya 08/02/2019 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığı gibi arabuluculuk müessesi sonrasında da anlaşamadıklarını, dava dışı … plakalı araç sürücüsünün kusuruna düşen tazminat miktarının … Sigorta A.Ş. tarafından ödendiğini belirterek HMK’nun 107. maddesi gereğince, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak…plakalı araç sürücüsü…’nun kusuru oranında 100,00-TL sürekli iş göremezlik, 50,00-TL, geçici iş göremezlik ve 50,00-TL bakıcı giderleri olmak üzere şimdilik toplam 200,00-TL maddi tazminatın temerrüd tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 17.02.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile sürekli işgöremezlik tazminatını 11.492,20-TL’ye, bakıcı giderini 696,44-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … AŞ. vekili, kazaya karışan…plakalı aracın davalı şirket nezdinde 09/05/2018 – 09/05/2019 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının dava öncesi davalı şirkete eksik belge ile başvuru yaptığını, sorumluluklarının gerçek zarar, sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, yeni Genel Şartlara göre hesaplama yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin teminat dışı olup, bu ödemelerin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek şartıyla dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan sürekli/geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillerden; 22/06/2018 tarihinde meydana gelen kazada %8 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayacak şekilde davacının yaralandığı ve 3 ay süresince başkasının bakımına muhtaç olduğunun belirlendiği, hükme esas alınan bilirkişi kurul raporu ile, dava konusu olayın meydana gelmesinde; davacı …’ın % 20, davalı … şirketine sigortalı aracın sürücüsü …’nun %20 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, aktüerya uzmanı bilirkişiye ait rapor ile davacının sürekli iş göremezlikten kaynaklanan zararının kusur oranında yapılan hesaplama neticesinde 11.492,20-TL, bakıcı gideri zararının ise 696,44-TL olduğu belirlendiği görülmekle, iş bu zarardan, davalı … ZMMS sigorta poliçesine istinaden KTK’unun 91 ve 85. maddeleri gereğince, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sorumlu olduğu kanaatine varıldığından, davacı yanın sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı istemlerinin kabulüne, kaza tarihi itibariyle davacının öğrenci olduğu, gelir getiren bir işte çalışmadığı anlaşıldığından geçici iş göremezlik tazminatı isteminin reddine karar vermek gerektiği, davacı tarafça dava tarihinden önce davalıya yapılan başvurunun tebliğ tarihinin 08/02/2019 olduğu, temerrüt tarihinin ise iş bu tarihten itibaren 8 iş günü sonrası olan 21/02/2019 tarihi olduğu görülmekle davanın KISMEN KABULÜNE, davacının geçici iş göremezlik tazminatı isteminin reddine, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin kabulü ile, 11.492,20- TL’nin 21/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının bakıcı gideri tazminatı isteminin kabulü ile, 696,44-TL’nin 21/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf başvuru dilekçesinde özetle; geçici işgöremezlik tazminatı talebi yönünden talebin reddinin yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar davacı öğrenci olsa da, kazanın meydana geldiği tarihte 21 yaşında olup, gelir getiren bir işte çalışabilecek ve/veya ailesine katkı sağlayabilecek yetişkinlikte bulunduğunu, kazanın meydana geldiği tarih de önem arz etmekte olup davacının yaralanmasına sebep olan kazanın, 22 Haziran 2018 tarihinde meydana geldiğini Haziran ayının davacının fakültesinin tatile girdiği zamana denk geldiğini, eğer davacı böyle bir kaza geçirmemiş ve dolayısıyla 3 ay boyunca geçici olarak işgöremez halde kalmamış olsa idi, yaz tatilinde gelir getiren bir işte çalışabilecek durumda olduğunu, kaldı ki, davacı ikinci bir üniversite daha okumak istediğinden 30 Haziran 2018 ve 1 Temmuz 2018 tarihlerinde üniversite sınavına girecekken, sınavdan 8 gün önce 22 Haziran 2018 tarihinde davaya konu trafik kazasını geçirdiğinden, ayak ve bacak kısmındaki alçı ve belindeki demir korse sebebiyle sınavlara katılamadığını ve ve bu durumun sene kaybına yol açtığını (EK: Üniversite Sınavı giriş belgeleri), arz edilen nedenlerle, davacı geçici işgöremezlik tazminatına hak kazanmış olduğundan istinaf isteminin kabulü ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.06.2020 tarih, 2019/318 Esas – 2020/220 Karar sayılı kararının geçici işgöremezlik tazminatı talebinin reddi yönündeki hükmünün kaldırılarak, geçici işgöremezlik tazminatının da kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece maddi meselenin takdirinde hata yapıldığı ve eksik inceleme ile karar verildiğini, hükme esas alınan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı, tarafından hazırlanan 26.06.2019 tarihli rapordaki sürekli işgöremezlik oranının afaki olduğunu, anılan rapor hernekadar Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiş ise de raporun alındığı hastanenin özürlü sağlık kurulu raporu düzenlemeye yetkili olmadığını, ayrıca ilgili yönetmeliğini 6,7,8,9 maddelerine uygun şekilde rapor düzenlenmediğinden anılan raporun hükme esas alınmasının yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan kusur raporunda davalı sigortalıya verilen %20 kusur oranının olayın oluş tarzı ve hakkaniyete aykırı olup sigortalının kusursuz olduğunu dolasıyla %20 kusur oranı doğrultusunda yapılan tazminat hesabının da hatalı olduğunu, geçici işgöremezlik tazminatı ile bakıcı gideri teminat dışı olup SGK’nın sorumlu olmasına rağmen bakıcı gideri yönünden davalının sorumlu tutulmasının yasaya aykırı olduğunu, konuya ilişkin güncel İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2018/732 Esas 2019/603 Karar,Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 23.09.2013 Tarih 2013/11820 Esas 2013/16321 Karar sayılı ilamlarının aynı mahiyette olduğunu kabul anlamına gelmemekle beraber faiz başlangıcının hatalı belirlendiğini, usulüne uygun başvuru bulunmadığından temerrüt oluşmadığını, dava tarihinden itibaren yasal faize karar verilmesi gerekirken temerrüt tarihinden faize karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekili ile davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan sürekli ve geçici iş görmezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Davacı vekili ,dava konusu trafik kazası nedeniyle yaralanan davacı için karşı aracı sigorta eden sigorta şirketinden geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talep etmiş olup; mahkemece davacının sürekli işgöremezlik ve bakıcı gideri yönünden davasının kabulüne, geçici işgöremezlik zararının öğrenci olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, geçici işgöremezlik tazminatına; davalı vekili de kusur ve maluliyet raporlarına, faiz başlangıcına, bakıcı giderine yönelik olarak istinaf talebinde bulunmuştur.
Davacının maluliyetine ilişkin alınan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 26.06.2019 tarihli maluliyet raporunda; 03.10.1997 doğumlu davacı …’ın 22.06.2018 tarihli yaralanması neticisi lomber vertebra transvers proses kırığı için Tablo 1,1 göre Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğine göre özür oranının %8; 20 Şubat 2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla iş gücü kaybı oranının %8, kaza nedeniyle kişinin tedavisine başlanmasından itibaren bakıcı ihtiyacının 3 ay ,tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceği bildirmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak belirtilmiştir.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiş, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesinin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 Esas – 2019/10217 Karar 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743 Esas – 2013/4496 Karar sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.)
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle kaza tarihinde üniversite öğrencisi olmasına rağmen 20 yaşında olan (20 yaş 8 ay 19 gün) olan davacının geçici işgöremezlik tazminatı poliçe kapsamında olduğundan davacının 3 aylık geçici işgöremezlik tazminatı yönünden aktüer bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken (emsal nitelikte Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 03.02.2020 Tarih ,2018/918 Esas 2020/390 Karar sayılı ilamı ) yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilin istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.06.2020 tarih, 2019/318 Esas ve 2020/220 Karar numaralı ilamının KALDIRILMASINA,
Yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kaldırma ve gönderme sebebine göre istinaf isteminde bulunan davalı vekilinin istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına
2-Davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf harcının talepleri halinde yatırdıkları oranda kendilerine iadesine,
3-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırdıkları oranda davacı ve davalıya iadesine,
4-İstinafa gelen davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.