Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1351 E. 2021/1782 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI…

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların müşterek miras bırakanı …’ın 3 Aralık 2018 tarihinde yaya olarak caddeden karşıya geçerken, … … adına kayıtlı olup … tarafından kullanılan otomobilin çarpması neticesinde vefat ettiğini, kazaya karışan aracın … Sigorta AŞ. tarafından ZMMS ile sigorta edildiğini, kaza nedeniyle …. nolu soruşturma dosyası açıldığını, davacı … …’ın murisin eşi, … …’ın ise engelli oğlu olduğunu, bu iki davacının desteğin vefatı nedeniyle desteğinden yoksun kaldıklarını, diğer davacıların da murisin çocukları olduğunu fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ayrı ayrı 5.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsii ile davacı … ve …’a verilmesini, davacı … … için 20.000,00 TL, çocuklarının her biri için ayrı ayrı 10.000,00’er TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … …’den müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 26.01.2021 tarihli dilekçesi ile davacı eş yönünden destek tazminatını 54.668,75TL’sına yükseltmiş, davacı … yönünden destek tazminatından feragat etmiş, 16.02.2021 tarihli dilekçe ile davalı sigorta şirketi ile davacı eşe ödenecek destek tazminatı hakkında anlaştıklarını, ibraname düzenlendiğini ve maddi tazminatın konusuz kaldığını belirtmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde; davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile kazanın çift taraflı trafik kazası olup öncelikli olarak kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, davacıların desteğinin yaya konumunda olarak kusuru var ise ayrıca tespit edilmesi gerektiğini, müteveffanın geliri konusunda bilgi verilmemekle gelirinin asgari ücret olarak kabul edilerek hesaplama yapılması geriye kalan eşin yeniden evlenme ihtimali var ise değerlendirilmesi gerektiğini, davacı … … açısından her ne kadar 2012 tarihli %45 engelli raporu bulunsa da davacının kısıtlı olmadığı, daha önce evlenip boşandığı, çalışabildiği ve daha sonra emekli olduğu, emekli maaşı aldığı dikkate alınarak babanın destekten yoksun kaldığının ispat edilmesi gerektiğini, erişkin kişinin destek tazminatı talep edebilmesi için desteğin yardımından fiilen yararlanır durumda olması gerektiğini, kaza tarihinden faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazası nedeniyle destek ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, davacı vekilince … … yönünden maddi tazminattan feragat edildiği, vekaletnamede feragat yetkisinin olduğu, bilahare … sigorta ile maddi tazminat konusunda anlaşmış olmaları nedeniyle maddi tazminat yönünden davanın konusunun kalmadığının bildirildiği, davanın sadece manevi tazminat yönünden değerlendirilmesinin talep edildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarının yapıldığı, davacılar murisinin alt geçidi kullanmayıp yoğun araç trafiğinin olduğu yolda kendi can güvenliğini tehlikeye atarak karşıdan karşıya geçiş yaptığı sırada aracın çarpması sonucu önce yaralanıp, hastanede vefat ettiği, ölümü ile arada illiyet bağının olduğu, murisin %75, araç sürücüsünün % 25 kusurlu olduğunun tespit edildiği, kazanın vukuu şekli, tarafların ekonomik durumları, yaşanan korku ve endişe hali ile davacıları zenginleştirmeyecek davalıları ödeme güçlüğüne düşürmeyecek oranda duyulan acı ve ızdırabın bir nebze telafisi için manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bahisle destekten yoksun kalma tazminatı yönünden davacı … … için HMK 315. maddesi uyarınca sulh nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı … … yönünden feragat nedeni ile davanın reddine, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne, davacı eş … … için 10.000,00 TL, … … için 5.000,00 TL, Kiraz Karaca için 5.000,00 TL, Solmaz Kıyak için 5.000,00 TL, … … için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … …’den 03.12.2018 olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … … ve … vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme tarafından ve ….. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan kusur raporları hatalı olup, yeni bir rapor alınması talep edilmişse de, yeni bir kusur raporu alınmadan karar verildiğini, davalı sürücünün kazada herhangi bir kusuru bulunmadığını, Karayolları Trafik Kanunu 52/b uyarınca davalının kusurlu olduğu belirtilmişse de, bu olayda davalıya kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, davalı tarafın araç işleteni, sürücüsü ve trafik sigortası şirketi olduğu aracın, davacıların murisi yaya …’a çarparak ölümüne sebebiyet vermesi nedeniyle açılan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, yargılama sırasında davacı … için talep edilen destek tazminatından feragat edilmiş, diğer davacı eş … için talep edilen destek tazminatı ile ilgili davalı sigorta şirketi ile davacı taraf arasında anlaşma sağlandığı bildirildiğinden, uyuşmazlık manevi tazminata ilişkin olup, bir kısım davalılar kusur yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
Davacılar desteğin sağ eşi ve çocuklarıdır. Davalı tarafın itirazı belirlenen kusur durumuna ilişkindir. Kazaya ilişkin kamera kayıt görüntüleri mevcut olup, KTT’da davalı sürücüye aracının hızını yol, hava ve trafik durumuna uygun kullanmaması sebebiyle, desteğe ise olay mahallinde bulunan alt geçidi kullanmaması sebebiyle kusur verilmiş, desteğe frensiz şekilde çarptığının belirtilmiştir. Cumhuriyet Savcılığında alınan 03.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda yolun 4 şeritli asfalt yol olup, hız limitinin 50 km olduğu, yaya geçidi ve yolun iki tarafında yaya alt geçidi levhası olduğu, desteğin 14 mt genişlikte, 4 şeritli yolda orta refüje doğru, aracın seyir istikametine göre yolun sağından soluna doğru karşıya geçmeye çalıştığı, çarpma noktasının yolun sol şeridinde olduğu tespitinden sonra davalının hızını ayarlamaması sebebiyle tali, murisin yaya geçidi ve alt geçide rağmen yoldan karşıya geçmek istemesi nedeniyle asli kusurlu olduğu belirtilmiş, davalı sürücünün hazırlık soruşturması sırasında verdiği ifadesinde, 65-75 km hızla seyrederken korna ile desteği uyarmasına rağmen desteğin aracın önüne fırladığını, frene rağmen aracını durduramadığını beyan etmiştir. İş bu tazminat dosyasında alınan kusura ilişkin 29.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda, bu beyanda dikkate alınarak davalı sürücünün yol üzerinde murisi gördüğü halde frenle yavaşlamaması, tedbir almaması ve aracının hızını yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması nedeniyle %25 oranında tali, desteğin alt geçidi kullanmayarak,yoğun araç trafiğinin olduğu yolda can güvenliğini tehlikeye atarak caddeden karşıya geçmek istemesi nedeniyle %75 oranında asli kusurlu olduğunun belirlenmiştir.
Açıklanan nedenlerle, dosya kapsamına, toplanan delillere, davalı sürücünün kendi beyanından dahi hız limitini aştığının ve kazadan önce desteği yol üzerinde gördüğü halde gerekli ve yeterli önleyici tedbir almadığının anlaşılmasına, hükme esas alınan raporun KTT ve Cumhuriyet Savcılığında alınan rapor ile birbirini teyid etmesine, dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun bulunmasına ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan (HMK’nın 355. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf sebepleri ve istinafa gelenin sıfatı ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davalı sigorta şirketi vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … … ve … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf talebinde bulunan davalılardan alınması gereken 2.049,30 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 59.30 TL maktu, 453.02 TL nispi karar harcının mahsubu ile bakiye 1.536,98 TL harcın davalı … ve …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna müracaat eden davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği ve harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.