Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1349 E. 2021/1674 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2021
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )

KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; 24.03.2014 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, kaza neticesi müvekkilinin kısmi kalıcı şekilde iş göremez kaldığını, maddi ve manevi zarar gördüğünü, kazada davalı … Sigorta’ya ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kusurlu ve sorumlu olduğunu, kaza neticesi sigorta şirketinin müvekkiline 17.02.2015 tarihinde 7.352,00 TL ödeme yaptığını, kendilerine ibraname imzalatıldığını, ancak ibranameye değer verilmemesi gerektiğini, bu nedenlerle davalı sigortacıdan ZMSS kapsamında daimi maluliyet tazminatı kapsamında şimdilik 100,00 TL’nin sigortacının önceki ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüd faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili asıl davada cevap dilekçesinde; davalıya kaza nedeniyle tazminat ödemesi yapıldığını, ödeme ile ibranın gerçekleştiğini, müvekkili şirket sorumluluğunun kalmadığını, ibraname ile hükmedilebilir tazminat arasında fazla farkın olmaması halinde ibranamenin geçersizliğinden söz edilemeyeceğini, sorumluluklarının sigortanın kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sakatlığın … 3. İhtisas dairesinden alınacak rapor ile belirlenmesini, hesap konusunda bilirkişinin aktüer siciline kayıtlı olmasının gerektiğini, 17.02.2015 ödeme tarihindeki verilerin dikkate alınarak gerektiğinde ödeme yönünden güncelleme yapılmasını ve hükmolunacak meblağa dava tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğini, müterafik kusurun araştırılmasını ve yapılan ödeme nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; 24.03.2014 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline çarpması sonucunda meydana gelen kazada sakatlanarak kısmi kalıcı şekilde iş göremez kaldığını, bu nedenle gerek maddi gerekse manevi zarara uğradığını, kazada … plakalı davalı sigortacıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, ZMSS poliçesine dayalı limit dahilinde maluliyetine istinaden geçici iş göremezlik için 5,00 TL, tedavi gideri için 3,00 TL, bakım gideri için 3,00 TL olmak üzere şimdilik 10, TL tazminatın tahsili ve bu dosyanın Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyasının birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, ilk verilen kararın, Dairenin 19.09.2019 tarih ve … Karar sayılı ilamı ile, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması, davacının belirsiz alacak davası olarak açılan davada harcını yatırarak bedel artırma talebinde bulunulabileceği gibi ayrıca bundan bağımsız olarak HMK.’nın 176. maddesi gereği ıslah yapma hakkının da mevcut olduğu, davacının verdiği 01.07.2016 ile 18.10.2017 tarihli dilekçeler ve asıl ve birleşen davada talep edilen zarar kalemleri ayrı ayrı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken gerekçeli kararda belirtildiği şekilde yazılı şekilde karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu, tedavi giderleri yönünden ise, 2918 sayılı KTK.nın 98. Maddesi kapsamında olmayan belgelendirilemeyen veya belgelendirilmesi beklenemeyecek tedavi giderlerinin belirlenmesi için konusunda uzman hekim bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekçesiyle kaldırıldığı, kaldırma kararı sonrasında, asıl davada; ıslah edilen davanın kabulü ile 138.422,94 TL sürekli iş göremezlik zararının 17.02.2015 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davada ise ıslah edilen davanın kabulü ile 10.881,89 TL geçici iş göremezlik zararı ile 2.142,00 TL bakıcı gideri ve 1.250,00 TL tedavi giderinin 17.02.2015 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı-birleşen dava davalısı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada yeniden hesap rapor alınması ve alınan 16.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda güncel verilere göre hesaplama yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, mahkemece bozma öncesi hükme esas alınan rapordaki kazanç unsuru aynen korunacağından, davacının zararları yeniden hesaplanmadan, güncel verilere göre hesap raporu alınmadan bozma öncesi hükme esas alınan raporda tespit olunan tedavi gideri ve bakıcı gideri zararları esas alınıp, hüküm kurulması gerektiğini, taraflarca itirazda bulunulmayan hesap bilirkişi raporunun kendileri için usuli kazanılmış hak oluşturacağı, bu nedenle yeniden yapılacak tazminat hesabında aradan geçen süre içinde gerçekleşen asgari ücret artışlarının dikkate alınamayacağı, Bölge Adliye Mahkemesi bozma ilamından önce alınan aktüerya raporu esas alınarak hüküm kurulması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde, davalı tarafından bilirkişi raporunun sadece geçici maluliyet tazminatı, bakım gideri, tedavi gideri hesabına itiraz edildiğini, daimi maluliyet tazminatı hesabına itiraz edilmediğini, müvekkillerinin gelirinin çok düşük alındığını müteveffanın 60 yaşına kadar fiilen çalışacağının hesaplandığını, AB uyum yasaları çerçevesinde yaşam tablolarına göre hesap yapılması gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin İptal Kararı gereği çalışma ve meslekte kazanma gücü kayıp yönetmeliğine göre oranların belirlenmesi gerektiğini, TR2010 yaşam tablosu progresif rant yöntemi kullanması gerektiğini, haksız fiiller bakımından 3095 sayılı kanunun 1 ve 2. maddesinde belirtilen kanuni faiz ve ticari temerrüt faizi uygulandığını, davalı sigorta şirketinin tacir olduğunu, avans türünden temerrüt faizi uygulanması gerektiğini, daimi işgöremezlik, geçici işgöremezlik, tedavi ve bakım gideri yönünden çok düşük hesaplama yapıldığı gibi müvekkillerin gelirlerin de çok düşük hesaplandığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “…” cetvellerine göre saptanmakta iken, …. çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, …. ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih … sayılı kararı ile; KTK’nın 90.maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve % 1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda progressif rant formülü kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; … 1931 Yaşam Tablosu tatbik edilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma nedenine göre diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.04.2021 tarihli, ….Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.