Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1342 E. 2021/1781 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2021
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 22.07.2018 tarihinde davacı … … yönetimindeki motosiklet ile davalı …’ın sürücüsü ve maliki olduğu aracın karıştığı kazada davacı … …’un yaralandığını, davacı … …’un bütün iyileşme dönemi boyunca kardeşi … …’un ihtiyaçlarını tek başına karşılayamıyor oluşu nedeniyle tüm bakımını üstlendiğini, davacının herhangi bir kusuru bulunmadığını, davalı …’ın ağır kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 250,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL daimi iş göremezlik, 100,00 TL bakıcı gideri, 100,00 TL ulaşım giderinin davalılardan (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen, davacı … için 50.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan kaza tarihinden itibaren işletilecek en yüksek avans faizleriyle birlikte tahsilini talep etmiş; 08.01.2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile 7.291,57 TL geçici iş göremezlik,1.282,50TL bakıcı gideri, 744,80 TL belgesiz tedavi ve ulaşım giderinin tazminini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının talebine konu maluliyet tazminatına ilişkin hesabın ZMMS Sigortası Genel Şartları A.5/C maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün davaya konu kazada kusursuz olduğunu, sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmasını, geçici iş göremezlik, geçici bakıcı ve ulaşım gideri tazminatının trafik poliçesi teminatı dışında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …’a usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının maluliyet oranının tespiti amacıyla….. düzenlenen raporda, özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre davacının özür oranının %0 olduğu, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiği, kusur ve aktüer hesabı amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, davalı … Sigorta şirketine olay tarihinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan özel aracın sürücüsü davalı …’ın meydana gelen trafik kazasının oluşumunda %80 oranında kusurlu olduğu, davacı … …’un %20 oranında kusurlu olduğu, davacı … …’un kusur indirimi sonrası net geçici iş göremezlik tazminatının 7.291,57-TL olarak hesaplandığı, davacının olay sebebiyle süreklilik arz eden bir maluliyet oranı bulunmadığı tespit edildiğinden bu yönde bir zararının olmadığı, AÜTF ATK raporunda, davacının yaralanması neticesinde 1 ay süresince başkasının yardımına ihtiyacı olduğunun belirtildiği, ulaşım masrafının hesaplanması için alınan bilirkişi raporunda 744,80-TL tedavi sırasında hasta yol ücreti gideri olduğunun tespit edildiği, bakıcı ücretinin hesaplanmasına dair bilirkişi raporunda kusur indiriminden sonra 1.282,50-TL bakıcı gideri belirlendiği, raporlar denetime elverişli olmakla itibar edildiği, davacı …’nin davaya konu kaza sonucu 9 ay süre ile geçici iş göremezlik hali olduğu, 1 ay süre ile bir başkasının bakımına ihtiyacı olduğu, davalı …’nin olayda %80, davacı …’nin %20 oranında kusurlu bulundukları, davacı … …’un kusur indirimi sonrası net geçici iş göremezlik tazminatının 7.291,57-TL, bakıcı gideri tazminatının 1.282,50-TL, belgesiz tedavi ve yol giderinin 744,80-TL olarak hesaplandığı, tarafların kusur durumu, olayın oluşu ve özellikleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihi ile TBK.nın 50, 52, 58 ve TMK.nın 4 maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmek suretiyle, davacılar için zenginleşme, davalılar için fakirleşme aracı olmaksızın, davacıların olaydan duyduğu acı, ızdırap, elem ve kızgınlığı kısmen olsun dindirmek, davacılara olayı unutturarak tekrar normal hayata dönüşü sağlamak amacına yönelik olmak üzere davacılar yönünden manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bahisle sürekli iş göremezlik yönünden açılan davanın reddine, 7.291,57-TL geçici iş göremezlik tazminatı,1.282,50-TL bakıcı gideri tazminatı, 744,80-TL ulaşım gideri tazminatının davalı …’tan 22/07/2018 kaza tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş.’den 09/04/2019 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’a verilmesine, manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabülü ile; davacı … … için 5.000,00-TL, davacı … … için 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’tan 22/07/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile adı geçen davacılara ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunda belirlenen geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderinin poliçe teminat kapsamında yer almadığını, bu tazminatlardan sorumlulukları olmadığını, geçici iş görmezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderinin Trafik Sigortası Genel Şartları A.5.b maddesi gereği, sağlık gideri teminatı kapsamında olduğunu ve sağlık gideri teminatının ise …’nın sorumluluğunda bulunduğunu, madde lafzından açıkça görüldüğü üzere Genel Şartların A.5.b’ de düzenlenen sağlık gideri teminatına; kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin de dahil edildiğini, sürekli sakatlık raporu alıncaya kadar zarar görenin çalışma gücündeki kayba bağlı giderler, sağlık gideri olarak kabul edilerek …’ nın sorumluluğuna dahil edildiğini, bu kapsamda sigorta şirketlerinin ve güvence hesabının sorumluluğuna son verildiğini, ulaşım giderlerinin dolaylı gider olması sebebiyle teminat kapsamında olmadığını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.6.k fıkrasına göre;“Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat taleplerinin teminat dışında olduğunu, Somut Dayanağı Olmayan Tazminat Kalemlerinin Hükme Esas Alınmaması Gerektiğini, bilirkişi raporunda davacının tedavi sonrası eve taksiyle döndüğü varsayılarak 150-TL taksi ücreti, davacıya refakat edecek kişilerin ise toplu taşıma ücreti ödeyecekleri düşünülerek 130-TL ulaşım ücreti hesaplandığını, ayrıca kişinin kontrole giderken taksi kullanacağı varsayılarak 464,80-TL ulaşım gideri hesaplandığını, belirlenen giderlerin sadece varsayıma dayandığını, davacının ulaşım giderine ilişkin bir harcama yaptığını gösterir somut bir delil, fatura yokken söz konusu tespitlerin yapılmasını kabul etmediklerini, davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacının koruyucu tertibat kullanmadığını, görgü tanıklarının ifadesinde davacı sürücünün kaskının elinde olduğunu belirttiklerini, koruyucu tertibat kullanmamak kazaya sebebiyet vermese de kaza sonucunda oluşacak maluliyetin artmasında en büyük etken olduğunu, tazminat tutarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davacı … …’un kazanın gerçekleşme biçimine ilişkin kabulü gözetilmeden ve itiraza uğrayan kusur bilirkişisi raporuna itibar edilerek hüküm kurulduğunu, davacı … …. hazırlıkta verdiği beyanıyla kazaya karışan diğer araca arkadan çarptığını, davalıya ait aracın içerisinde şoför bulunmadığını ve duraklama yaptığını kabul ettiğini, kusur konusunda aldırılan ve itiraza uğrayan bilirkişi raporunda ise davacının bu beyanları göz ardı edilerek, davalının aracıyla geri geri manevra yaptığı sırada kazanın gerçekleştiğinin ve gerçekler gözetilmeden davalının yüzde 80 kusurlu olduğunun belirtildiğini, davacının, davalı aracının geri manevra yaptığına dair bir beyanı bulunmadığını, aksine aracın duraklama yaptığını ve içinde şoförünün bulunmadığını belirttiğini, davacının kabul ettiği hususlar gözetilmeksizin düzenlenen kusur raporu eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olmasına rağmen ilk derece mahkemesince hükme esas alındığını, davacının 6,5 metre savrulmasından da anlaşılacağı üzere, aracını oldukça hızlı kullandığını, gündüz vakti görüşe engel bir durum yokken, hız sınırlarının oldukça üzerinde bir hızla araç kullanması nedeniyle görüşe engel hiç bir durum olmamasına rağmen davalıya ait araca arkadan çarptığını, davacının yüzde 20 kusurlu kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi raporundaki kusur oranları ile trafik kazası tespit tutanağındaki kusur dağılımının çeliştiğini, çelişki giderilmeden eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulduğunu, dava dosyasında aldırılan raporlar usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmeden hüküm kurulmasının da savunma hakkının kısıtlanmasına neden olduğunu, sürekli iş göremezlik oranı sıfır olan davacı … … ve diğer davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, manevi tazminat taleplerini kabul etmemekle birlikte, hükmedilen manevi tazminatların oldukça yüksek olduğunu, davacıların sebepsiz zenginleşmesine neden olunduğunu, davacı … … lehine 20.000,00 TL. manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyet ilkesine, insaf ölçüsüne ve yerleşik içtihatlara da aykırılık teşkil ettiğini, davalının işçi olarak bir fabrikada çalıştığını, evli olduğunu ve ailesinin geçimini sağladığını, işleyecek faiziyle birlikte talep edilen manevi tazminatı karşılayacak maddi gücü bulunmadığını, davacının ağır kusuru gözetilmeden hükmedilen fahiş tazminat nedeniyle davalının ekonomik geleceğinin sarsıldığını, kazanın gerçekleştiği araçta bulunmayan diğer davacı … …’un davacı kardeşi ile ilgilenmiş olmasının manevi tazminat hakkı doğurmayacağını, bu davacı lehine de tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, ulaşım giderlerinin varsayıma dayalı olarak kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının belgelendirememesine rağmen ulaşım gideri talebinin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, geçici işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri konusunda hükme esas alınan bilirkişi raporlarının da hesaplama hatasına ve eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenlerin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik, bakıcı gideri ve belgesiz tedavi, ulaşım gideri tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketi vekili geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve belgesiz tedavi giderinin teminat kapsamında olmadığını, bu giderlerden …’nın sorumlu olduğunu ileri sürmüş ise de; davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesinin gerekmesi, 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve söz konusu zararlar 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davac geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve ulaşım gideri (belgesiz tedavi gideri) tazminatını davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, mahkemece hükmedilen zararlar tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve belgesiz tedavi giderinin …’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenlemenin de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri, bakıcı gideri ve belgesiz tedavi giderinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmaması nedeniyle (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin….. sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.) davalı sigorta vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve belgesiz tedavi giderinin teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinaf talebi doğru görülmemiştir.
KTT’da terditli kusur belirlenmesi, davalı sürücünün kendisinin dahi geri manevra yaptığı sırada kazanın meydana geldiğini belirtmesi, yine olay anında davalının yanında olan kardeşi … ile tarafsız tanık …’nın da kazanın oluş şeklini bu şekilde anlatmaları, uzman bilirkişi tarafından hazırlık ifadeleri, KTT ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek kazanın davalının geri manevrası sırasında olduğunun kabulü ile davalıya asli %80, davacı sürücüye tali ve %20 oranında kusur verilmesi, kusur durumunun kazanın oluş şekline uygun bulunması nedeniyle davalı tarafın bu husustaki itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacının yaralanma durumu ve tedavi süreci dikkate alınarak konusunda uzman doktor bilirkişi tarafından yapılması zorunlu, ancak her zaman belgelendirilmesi mümkün olmayan tedaviye ilişkin yol, ulaşım giderlerinin yöntemine uygun şekilde tespit edilmesi, hakimin dahi bu konuda hayatın olağan akışı gözetilerek zararı belirleme konusunda takdir yetkisinin bulunması nedeniyle tedavi giderlerinin soyut olduğundan söz edilemez.
Davacı …’nin müterafik kusurlu olduğuna, kask kullanmadığına dair somut delil olmaması, kaskın sürücünün yanında olduğu sabit olduğu gibi yaralanması baş kısmından olmadığından bu hususun sonuca etkisinin de bulunmaması, zarar kazanın gerçekleşmesi ile doğduğundan, davalı sürücünün kaza tarihinde, davalı sigorta şirketinin daha önce temerrüde düşmemesi halinde en geç dava tarihinde temerrüdünün gerçekleşmesi, bu nedenle artırılan tazminat için artırım dilekçesinin verildiği tarihten itibaren faiz işletilmesinin mümkün olmaması, her ne kadar davacı …’nin çalışma gücü yönetmeliği gereği maluliyetinin tespiti gerekirken, özürlülük ölçütü hükümleri gereği özür durumu belirlenmiş ise de, istinaf talebinde bulunanların sıfatı nazara alınarak bu hususa girilmemesi, davacıların anne ve babalarını daha önce kaybetmeleri nedeniyle birlikte yaşadıklarının, maddi ve manevi anlamda birbirlerine destek olduklarının anlaşılması, davacı …’nin vücudunda kemik kırıkları olacak ve kırıkların hayati fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek şekilde yaralanması, sol tibia fibula açık kırığı olması, kaval ve baldır kemiğinin kırılması, iki kez ameliyat geçirmesi, 17 gün hastanede kalması, kırılan bacağına platin takılması, daha sonraki ameliyatla implantın çıkarılması, taburcu olduktan sonra 30 gün evde bacağı sargılı olarak dinlenmesi, bu sürede ihtiyaçlarının 1997 doğumlu aynı zamanda öğrenci olan kızkardeşi … tarafından karşılanması, …’nin 1993 doğumlu olması, 9 ay geçici iş göremezlik,1 ay bir başkasının bakımına muhtaç olacağının belirlenmesi, özür oranı olmasa da davacı …’nin yukarıda belirtilen yaralanma durumu gözetildiğinde ağır bedensel zarara uğradığının kabulünün gerekmesi, davacılar lehine manevi tazminat şartlarının oluşması, mahkemece davacılar için hükmedilen manevi tazminatların, tarafların kusur durumu, …, davacıların yaşı, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, …’nin yaralanma durumu, geçirdiği ameliyatlar, iyileşme süreci, bakım süresi, paranın satın alma gücü, ekonomik şartlar, davacıların bu yaralanma nedeniyle yaşadıkları acı, ağrı, elem, üzüntü, keder, sıkıntı, ıstırap, manevi tazminatın amacı göz önüne alındığında makul bulunması ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davalı sigorta şirketi vekil ile davalı … vekilinin bu hususa ilişkin ve yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş.’den alınması gereken 636.57 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 59.30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 577.27 TL harcın davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı …’tan alınması gereken 2.344,32 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 587.00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.757,27 TL harcın davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf talebinde bulunan davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ayrı ayrı kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara tebliği ve harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.