Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/133 E. 2023/210 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi 2021/133 Esas – 2023/210 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/133
KARAR NO : 2023/210

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2020
NUMARASI : 2015/831 Esas 2020/567 Karar

DAVACI
VEKİLİ
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar …, … Sigorta Şirketi ve … vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 20.06.2015 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu davalılardan … Müdürlüğüne ait, …’in sevk ve idaresindeki, … Sigorta şirketine ZMMS, Muhtelif Sorumluluk Sigorta poliçesi ve Ferdi Kaza Sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı belediye otobüsünün yaptığı tek taraflı kazada yaralandığını ve malul kaldığını, davacının kaza anında 16 yaşında ortaöğretim öğrencisi olduğunu, kaza nedeniyle davacının boynunda çatlak ve kırık, kafasında dikiş, sağ bacağında ezilme, yüzünün çeşitli yerlerinde, sol el, boyun, sağ ve sol bacağında çizikler olduğunu, çehresinde sabit izlerin oluştuğunu, bu sabit izler nedeniyle davacının ileride meslek seçiminde evlilikte ve kariyer derlemesinde sorunlar yaşayacağını bu nedenle ekonomik geleceğinin sarsıldığını, yaşam kalitesinin düştüğünü, psikolojisinin bozulduğunu, uyku düzensizliği yaşadığını, davacının kaza nedeniyle hem bedensel zarara uğradığını hem de ruhsal bütünlüğünün bozulduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla rutin sağlık harcamaları için 50,00-TL maddi tazminatın yalnızca davalı …’dan, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar için 50,00-TL, yol ve ulaşım harcamaları için 50,00-TL, estetik ameliyatlar için 50.00-TL olmak üzere toplam 150,00-TL maddi tazminatın … dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; 20.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … … Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen tahsiline, hüküm altına alınacak maddi tazminatlara davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi; manevi tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiş; 09.02.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile tedavi ve sağlık harcamasını 250,00-TL’ye, yol-ulaşım giderini 200,00-TL’ye, estetik giderini 7.560,00-TL’ye yükseltmiş, bunlar dışında 91.771,68-TL sürekli işgöremezlik tazminatı ile 612,75-TL bakıcı giderinin de hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde 31.12.2014-31.12.2015 vadeli ve … poliçe numaralı muhtelif sorumluluk sigorta poliçesi, 26.07.2014-26.07.2015 vadeli … poliçe numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, şirketin sorumluluğunun gerçek zarar sigortalının kusuru oranında ve poliçe teminat limitleri ile sınırlı bulunduğunu, kusur ve maluliyet yönünden Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, hatır taşıması ve müterafik kusurun araştırılarak, tespiti halinde tazminattan indirim yapılmasını, ulaşım giderlerinin dolaylı zarar olması nedeniyle poliçe teminatı dışında olduğunu, davacıya … tarafından ifa amacı taşıyan rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığını araştırılarak tespiti halinde hesaplanacak tazminattan mahsubunu, dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, dava konusu kaza yol kusuru nedeniyle meydana geldiğinden davalının kusursuz olduğunu, davalı …’in de kaza nedeniyle yaralandığını ve tedavisinin devam ettiğini, davacının tedavi giderlerinin … tarafından karşılandığını, davacının geçici ya da sürekli iş göremezlik zararı ya da ekonomik geleceğin zarar görmesi gibi soyut bir zararının olmadığını, yol ve ulaşım giderlerinin faturalandırılması gerektiğini, davacının estetik ameliyat giderleri yönünden ATK’dan rapor alınmasını, davacı tarafından talep edilen zararların ZSMM kapsamında sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini, manevi tazminatın fahiş olduğunu, davalı …’nun ZMMS dışında maddi manevi tazminatı içerir her yolcuyu kapsayacak şekilde sigorta yaptırıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, alacak kalemlerinin açıklanması gerektiğini, otobüs şoförünün kusurunun bulunmadığını, kusuru bulunsa bile davalı idarenin sorumlu tutulamayacağını, istenilen tazminatların fahiş olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın … tarafından … nolu poliçe ile 3. Şahıs Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi, … poliçe numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta poliçesi ve … numaralı Ferdi kaza sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketinin maddi-manevi tüm zararlardan sorumlu olduğunu, kazaya karışan araç sürücüsü …’in … A.Ş çalışanı olup davanın … A.Ş’ye ihbarı ile reddini savunmuştur.
İhbar olun … A.Ş. vekili, davalı … yanında davaya fer’i müdahil olarak katılmak istediklerini, kazaya karışan araç sürücüsü davalı …’in …’in … A.Ş. çalışanı olmasına rağmen adam çalıştıran olarak sorumlulukları bulunmadığını, tedavi giderlerinin … tarafından karşılandığını, talep konusu maddi ve manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın 20/06/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasına dayalı olarak maddi ve manevi tazminat talebinden ibaret olduğu, tüm dosya kapsamı ve deliller, davacıya ait tıbbi tedavi belgeleri, kazaya karışan araçların kusur durumu, davacıya ilişkin tespit edilen maluliyet oranları ve süresi, hesap bilirkişisi raporu kapsamı hep birlikte göz önünde bulundurulduğunda; olay tarihi olan 20/06/2015 günü saat 14.15 sıralarında gündüz vakti, görüş alanının açık olduğu bir sırada sürücü … ‘in sevk ve idaresindeki …’ne ait … plakalı toplu taşıma aracı olan otobüs ile Gölbaşı İlçesi, Selametli Mahallesinden Bezirhane Mahallesi istikametine seyrettiği sırada, aracın sağ tekerinin asfalt yoldan çıkarmak sureti ile yolun sağında bulunan dere yatağına devrilmesi sonucu ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen kazada kesinleşen ceza yargılaması kapsamı ile mahkemece talimat mahkemesine keşfen yaptırılarak alınan kusur bilirkişisi raporu kapsamına göre davalı otobüs sürücüsü …’in asli kusurlu olduğu, araçta yolcu olarak bulunan davacı …’nin kusursuz olduğu, bu yaralanma nedeniyle davacının Hacettepe ATK’dan aldırılan raporu kapsamına göre %8 oranında sürekli iş göremezlik halinde kalıp, 45 gün süre ile geçici iş göremezlik halinde bulunduğu, yüzünde oluşan yaralanmaların sabit iz niteliğinde olduğu, aldırılan hesap bilirkişisi raporu kapsamına göre davacının 91.771,68 TL sürekli iş göremezlik tazminatı talep edebileceği, kaza nedeniyle …’ca karşılanmayan tedavi giderleri yönünden aldırılan doktor bilirkişi raporu kapsamına göre 250,00-TL tedavi sağlık harcaması, 200,00-TL ulaşım-yol harcaması bedeli, 7.560,00-TL estetik gider bedeli, 612,75-TL bakıcı gideri bulunduğu, hesaplanan bu tazminatların davacının ıslah talebi doğrultusunda hüküm altına alınması gerektiği, yine meydana gelen kaza nedeniyle olay tarihinde 18 yaşından küçük olan ve öğrenci olduğu anlaşılan davacının meydana gelen yaralanmasının niteliği, yüzünde sabit eser kalması, cinsiyeti, tarafların kusur durumu ile olayın şekli dikkate alındığında kişilik haklarının ihlal edildiği, sebepsiz zenginleşmeye neden olmayacak uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, …’dan istenen tedavi giderinden …’nun değil diğer davalıların sorumlu olduğu, ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklanan zararın ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın KISMEN KABULÜNE, 250,00-TL tedavi, sağlık harcaması bedeli, 200,00-TL ulaşım-yol harcaması bedeli,7.560,00-TL estetik gider bedeli, 612,75-TL bakıcı gideri, 91.771,68-TL sürekli iş göremezlik tazminat bedeli olmak üzere toplam 100.394,43-TL maddi tazminatın davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 04/12/2015 tarihinden, diğer davalılar …, … yönünden ise kaza tarihi olan 20/06/2015 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,davalı … hakkında açılan davanın pasif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle dava şartları yönünden reddine, davacının ekonomik geleceğin sarsılmasına yönelik maddi tazminat talebinin ispatlanamadığı anlaşılmakla reddine, davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/06/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalılar … Sigorta Şirketi, … ve … vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının, davalı kurumdan 50,00-TL. tedavi gideri talebi bulunmakla birlikte, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporuna göre, ıslah dilekçesi ile birlikte talebini 250,00 TL ye arttırdığını, davalı kurumun davacının isteminden sorumlu bulunmadığını, yerel mahkeme tarafından da davacının talebinin davalı kurum yönünden pasif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle dava şartları yönünden reddine,davalı … işbu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 250,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine karar verilmiş ise de davalı kurum yönünden AAÜT`nin 7/2 maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerektiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan araç her ne kadar davalı … Müdürlüğüne ait ise de aracın kaza esnasında … tarafından işletildiğini ve sürücünün … A.Ş. bünyesinde çalıştığından davalı …’ya husumet yöneltilmeyeceğini, … tarafından yapılan sigorta ihalesi sonrası yapılan sözleşme ve ihale şartnamesi hükümleri gereği davalı sigorta şirketinin maddi ve manevi tüm tazminatlardan sorumlu olduğunu, davalı kuruluşa husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, … müdürlüğünün kusur ve sorumluluğu bulunmadığından davanın reddi yerine kabulünün yasaya aykırı olduğunu, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, olayın taksirli bir kaza olması, otobüs şoförünün sosyal ve ekonomik durumu, hükmedilen manevi ve maddi tazminat miktarı ne olursa olsun yasa gereği otobüs şoförüne rücu edileceğinden otobüs şoförünün hükmedilen miktarları ödeyebilmesinin mümkün olmadığını, otobüs şoförünün sosyal durumu ve ödeme gücü gözetilerek bir tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken Mahkeme tarafından sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılmadan fahiş manevi tazminata karar verildiğini, mahkemece, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaların hatalı ve fahiş olduğunu, dosyada ulaşım giderlerini gösterir yazılı belge, bakıcı giderlerini gösterir yazılı belge ve tedavi giderlerine ilişkin (lazer uygulaması ve boyunluk ile boyun kancası fiyatı) herhangi bir yazılı belge bulunmamasına rağmen bilirkişice varsayımsal olarak hesaplama yapıldığı, bilirkişice emsal alınan tutarların yüksek olduğunu ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından yasal indirimlerin değerlendirilmediğini, raporun hükme elverişli olmadığını, avans faizi yürütülmesinin hukuka aykırı olduğunu, … Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının gözetim ve denetiminde, özel hukuk hükümlerine tabi ancak mal, hizmet alımı ve yapımı bakımından Kamu İhale Kanunu’na tabi, halkın toplu taşıma ve ulaşım hizmetlerini yürüten, ticari şekilde işletilmek yerine yaptığı hizmetin niteliği gereği kamu hizmeti yürütmeyi amaçlayan bir kamu tüzel kişisi olup, TTK’nın 16/2. maddesine göre tacir sayılmayacağını, Yargıtay 17. HD’nin 2015/5792 Esas, ve 2017/11224 sayılı kararı, Yargıtay 23.HD’nin 15.10.2019 tarihli 2017/2488 Esas ve 2019/4254 Karar sayılı ilamı gereğince avans faizi yürütülmesinin hukuka aykırı olduğunu, davaya konu olayda davalı Kuruluşun herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, mahkemece hükmedilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın davacının 20.06.2015 tarihinde davalı şirket tarafından 26.07.2014/2015 vadeli … numaralı poliçe ile sigortalanmış … plakalı araçta yolculuk yaparken meydana gelen kaza neticesinde uğradığı maddi zararlar için açıldığını, 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesine bakıldığında, kazazedelerin devlet hastanesi, üniversite hastanesi, özel hastane gibi hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında alacakları sağlık hizmetleri bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının açıkça belirtildiği, ödeme esaslarına ilişkin hiçbir sınırlamanın getirilmediğini yerel mahkemece hükmedilen tedavi giderinin de …’nın sorumluluğunda olduğunu, 01.06.2015 tarihli ZMM Genel Şartları gereği, geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici iş göremezlik dönemine ilişkin bakıcı gideri taleplerinin teminat dışı olduğunu, dava konusu kaza 20.06.2015 tarihinde meydana gelmiş olup yeni genel şartlar döneminden sonra olduğunu yerel mahkemece davacı yan için hesaplanan geçici iş görmezlik ve bakıcı gideri zararları …’nın sorumluluğunda olduğundan davalı şirket için bu tazminatın reddedilmesi gerekirken kabulünün yasaya aykırı olduğunu, kabule göre de bakıcı gideri yönünden maluliyetin niteliği gereği bakıcıya muhtaç olup olmadığının araştırılması, ayrıca geçici iş görmezlik dönemi bilinen dönem zararı olduğundan, fiilen bakıcı tutulduğunun da makbuz vb. ile ispatlanması gerektiğini, kaza tarihindeki verilere göre hesap yapılması halinde davalı şirkete karşı, tazminata; temerrüt tarihinden itibaren faiz işletileceğini, ancak güncel veriler kullanılarak hesaplanan işleyecek dönem zararına ayrıca faiz işletilmesinin hakkaniyete aykırı olacağını, gelecek dönem zararına geçmiş tarihten faiz işletilmesinin kabulünün mümkün olmadığını bu nedenle ıslah tarihinden, bu talep kabul görmez ise rapor hesap tarihinden faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren hüküm kurulmasının dayanaksız ve isabetsiz olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalılar …, … Sigorta Şirketi ve … vekillerinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tedavi gideri, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zarar, yol ve ulaşım gideri, estetik gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu trafik kazası nedeniyle yolcu konumunda bulunan ve yaralanan davacı için davacının içinde bulunduğu aracın sigorta şirketi,sürücüsü ve malikinden, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zarar, yol ve ulaşım gideri, estetik gideri; …’dan tedavi gideri, sürücü ve malikten manevi tazminat talep etmiş; ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki taleplerine ilaveten bakıcı gideri ve sürekli işgörmezlik talebinde bulunmuş olup; mahkemece davanın kısmen kabulüne, 250,00-TL tedavi, sağlık harcaması bedeli, 200,00 TL ulaşım-yol harcaması bedeli,7.560,00 TL estetik gider bedeli, 612,75 TL bakıcı gideri, 91.771,68 TL sürekli iş göremezlik tazminat bedeli olmak üzere toplam 100.394,43 TL maddi tazminatın davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 04/12/2015 tarihinden, diğer davalılar …, … yönünden ise kaza tarihi olan 20/06/2015 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,davalı … hakkında açılan davanın pasif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle dava şartları yönünden reddine, davacının ekonomik geleceğin sarsılmasına yönelik maddi tazminat talebinin ispatlanamadığı anlaşılmakla reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/06/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekili vekalet ücreti yönünden, davalı … vekili, işleten sıfatı, kusur oranı, maddi ve manevi tazminatın miktarı, faiz türü yönünden, davalı sigorta şirketi vekili de tedavi, ulaşım, bakıcı gideri ve faiz başlangıcına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

1-Davalı … vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde; Davacı vekili, 50,00 TL rutin tedavi giderini (ıslah ile talebini 250 TL’ye çıkarmıştır) sadece davalı …’dan talep etmiş ;mahkemece tedavi giderlerinin davalı … tarafından karşılandığı, … tarafından karşılanmayan 250,00 TL tedavi sağlık harcaması, 200 TL ulaşım yol gideri, 7.560,00 TL estetik gideri, 612,75 TL bakıcı gideri ve 91.771.67 TL sürekli işgöremezlik tazminatından da … dışındaki diğer davalıların sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı … hakkındaki davanın reddine, lehine 250,00-TL vekalet ücretine karar verilmiştir. Davalı … lehine hükmedilen vekalet ücreti karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2 maddelerine uygun olarak takdir edildiğinden davalı … vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
2-2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır.
Somut olayda kazaya karışan … plakalı otobüsün davalı … İşletmeleri adına kayıtlı olup … tarafından belediye yolcu otobüsü olarak kullanıldığı anlaşıldığından davalı idarenin malik ve işleten olarak hüküm altına alınan (bakıcı gideri ve sürekli işgöremezlik tazminatı dışındaki tazminatlardan ) tazminatlardan sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
3-20.06.2015 günü saat 14.15 sıralarında gündüz vakti, görüş alanının açık olduğu bir sırada sürücü … ‘in sevk ve idaresindeki …’ne ait … plakalı toplu taşıma aracı olan otobüs ile Gölbaşı İlçesi, Selametli Maha llesinden Bezirhane Mahallesi istikametine seyrettiği sırada, aracın sağ tekeri asfalt yoldan çıkarmak sureti ile yolun sağında bulunan dere yatağına devrilmesi sonucu ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen kazada kesinleşen ceza dosyasındaki 08.02.2016 tarihli ATK raporu, kaza tespit tutanağı ve mahkemece talimat yoluyla yaptırılan keşif sonrası düzenlenen 24.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda davalı otobüs sürücüsü …’in asli kusurlu (%100), araçta yolcu olarak bulunan davacı …’nin kusursuz olduğu belirlenmiş olup anılan raporların olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olması nedeniyle hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
4-6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Mahkemece 20.06.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu kusursuz olan davacının yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının yaşı,yaralanması, maluliyet oranı, kusur oranları, olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacı için belirlenen manevi tazminatın uygun takdir edildiği görülmüştür.
5-Davacının maluliyetine ilişkin rapor Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı’ndan alınmıştır. 25.07.2019 tarihli raporda; davacı ile yapılan görüşmede 20.06.2015 tarihinde araç içi trafik kazası geçirdiği, yüzünde,kafatasında kesiler olduğu, boyun omurlarında kırık olduğu, ameliyat olmadığı, yaklaşık bir ay boyunluk kullandığı, sağ dizinde de yumuşak doku yaralanması olduğu, yaklaşık bir ay aksayarak yürüdüğü, şu anda diziyle ilgili bir problem olmadığı, kazadan sonra hemen her gün korkarak uyanma şikayeti olduğu,araçlara binebildiği ancak zaman zaman korktuğunun öğrenildiği, hastanın yapılan fizik muayenesinde; desteksiz mobilize yürüyüşün normal olduğu, sağ kaş üstünde medialden laterale çapraz şekilde uzanan 3×0,5 cm koyu renkli skar olduğu, verteksin hemen arkasında 6×1 cm skar olduğu, sol temporal bölgede 1 cm çaplı dairesel skar olduğu, boyun eklem hareket açıklıklarının her yöne doğal olduğu, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı’na ait 28.05.2019 tarihli ve 42016049-622.03 Sayılı Raporda; hastada C7 vertebrada sağ superior artiküler proçesten transvers proçese doğru uzanan lineer nondeplase fraktür mevcut olduğu, C1’de fraktür izlenmediği kayıtlı olup 15.11.1999 doğumlu, …’nin dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve değerlendirmesi sonucunda; 20.06.2015 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı meydana gelen C7 kırığı ve diğer yaralanmaları dikkate alınarak; 30 Mart 2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” ve ekindeki cetveller esas alınarak bedensel özür oranı hesaplandığında, kas iskelet sistemi, omurgaya ait sorunlarda özürlülük, yaralanma modeli veya tanı ilişkili değerlendirme servikal omurganın özürlülük oranları (yaralanma modeli) kırıklar: “(1) bir vertebrada %25’den az vertebra kompresyonu, (2) dislokasyon olmaksızın posterior elaman kırığı, (3) vertebra cisminde kırık olmaksızın yer değiştiren spinöz veya transvers proçes kırığı vardır.” maddesine göre %8 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 45 (kırkbeş) güne kadar uzayabileceği, hastanın yüz bölgesinde tarif edilen yaralanmasının iyi aydınlatılmış bir ortamda, insanlar arası sözel diyalog mesafesinden belli bir dikkat sarf etmeden ilk bakışta fark edilebilir durumda olduğundan; yaralanmasının yüzde sabit iz niteliğinde olduğu belirlenmiş olup, mahkemece bu raporun hükme esas alınmasında ve bu rapor doğrultusunda 30.12.2019 tarihli doktor bilirkişi tarafından düzenlenen rapordaki 2918 sayılı KTK.nın 98. Maddesi kapsamında olmayan ve … tarafından karşılanmayan tedavi ve sağlık harcaması, ulaşım-yol gideri, estetik giderinden davalılar … ve … Sigorta Şirketinin sorumlu tutulmasında; anılan tazminatlara davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden faiz uygulanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
6-Davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla rutin sağlık harcamaları için 50,00-TL maddi tazminatın yalnızca davalı …’dan, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar için 50,00-TL, yol ve ulaşım harcamaları için 50,00-TL, estetik ameliyatlar için 50.00 TL olmak üzere toplam 150,00-TL maddi tazminatın … dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; 20.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … … Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen tahsiline, hüküm altına alınacak maddi tazminatlara davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi; manevi tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiş; 09.02.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile tedavi ve sağlık harcamasını 250,00-TL’ye, yol-ulaşım giderini 200,00 TL’ye estetik giderini 7.560,00 TL’ye yükseltmiş, bunlar dışında 91.771,68-TL sürekli işgöremezlik tazminatı ile 612,75-TL bakıcı giderinin de hüküm altına alınmasını istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 250,00-TL tedavi, sağlık harcaması bedeli, 200,00-TL ulaşım-yol harcaması bedeli, 7.560,00-TL estetik gider bedeli, 612,75-TL bakıcı gideri,91.771,68-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 100.394,43-TL maddi tazminatın davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 04.12.2015 tarihinden, diğer davalılar …, … yönünden ise kaza tarihi olan 20/06/2015 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … hakkında açılan davanın pasif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle dava şartları yönünden reddine, davacının ekonomik geleceğin sarsılmasına yönelik maddi tazminat talebinin ispatlanamadığı anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından dava dilekçesinde bakıcı gideri ve sürekli işgöremezlik tazminatı talep edilmediğinden HMK’nın “İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141. maddesine aykırı olarak ıslah dilekçesi ile bakıcı gideri ve sürekli işgöremezlik tazminatı istenemeyeceği gözönüne alınarak davacının ıslah yoluyla talep ettiği bakıcı gideri ve sürekli işgöremezlik talebi konusunda usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından bu konudaki talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bu taleplerin kabulü doğru görülmediğinden davalılar … ve … Sigorta Şirketi vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
7-Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 04.12.2017 tarih 2015/5792E -2017/11224 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi Mahkeme tarafından hüküm altına alınan tazminatlar için avans faizine hükmedilmiş ise de; dava konusu kazaya karışan araç …’ne ait olan, kamu hizmetine tahsis edilmiş belediye yolcu otobüsü (resmi araç) olup temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de doğru görülmediğinden davalılar … vekilinin faiz türüne ilişkin istinaf sebebinin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine; 2,3,4 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin, 5 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf sebeplerinin reddine, 6 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar … ve … Sigorta Şirketi vekilinin, 7 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf talepleri yerinde görüldüğünden, istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş HMK.nın 355. maddesi gereğince tarafların istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-Davalılar … ve … Sigorta Şirketi vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.10.2020 tarih ve 2015/ 831, 2020 /567 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davanın KISMEN KABUL kısmen reddi ile 250,00 TL tedavi- sağlık harcaması bedeli, 200,00-TL ulaşım-yol harcaması bedeli,7.560,00 TL estetik gideri bedeli olmak üzere toplam 8.010,00-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 04/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle, davalı … yönünden 20/06/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle, davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 20/06/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davalı … hakkında açılan davanın pasif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle dava şartları yönünden reddine,
3-Davacının ekonomik geleceğin sarsılmasına yönelik maddi tazminat talebinin ispatlanamadığı anlaşılmakla reddine,
4-Bakıcı gideri ve sürekli işgöremezlik tazminatı yönünden usulüne uygun açılmış dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yerolmadığına,
5-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 547,16-TL karar ilam harcı ile 27,70-TL başvurma harcı toplamı 574,86-TL harcın davalılar …, …, …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Maddi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 8.010,00-TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yapılan 1.788,24-TL yargılama giderinin davalılar …, …, …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Adli yardımlı olarak yapılan bilirkişi ücreti ve diğer masraflar tutarı 1.900,00-TL’nin suç üstü ödeneğinden karşılandığından davalılar …, …, …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
10-Maddi tazminat davası yönünden davalılar …, …, … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 50,00-TL’nin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
11-Davalı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 250,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
12-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
13-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/06/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine,
14-Manevi tazminat davası nedeniyle alınması gerekli 683,10-TL harcın davalılar … ve …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
15-Manevi tazminat davası yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan; 3.400,00 TL vekalet ücretinin … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
16-Manevi tazminat davası yönünden davalılar … ve … işbu davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan; 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yerolmadığına,
2-Davalı … tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı … ve … Sigorta şirketi tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde yatırdıkları oranda adı geçen davalılara iadesine,
4-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davalı … Sigorta şirketi tarafından yapılan 10,00-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine
5-İstinaf yargılama giderlerinden kullanılmayan kısmın yatırdıkları oranda istinaf isteminde bulunan davalılara iadesine
6-Kararın tebliği, kesinleştirme ve harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile 24.03.2023 tarihinde karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.