Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1327 E. 2021/1450 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/03/2021
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücuen)

KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/09/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı tarafından, davalıya ait … plakalı aracın ZMMS ile sigortalı olduğu dönemde, 03/04/2015 tarihinde alkollü sürücünün kullanımında iken meydana gelen kazada, araç içerisinde yolcu olarak bulunan …’in yola fırlayarak vefat etmesi nedeniyle, müvekkilinin ZMMS kapsamında 06/07/2015 tarihinde, ölenin annesi …… 16.678,00 TL, babası….. 14.367,00 TL olmak üzere toplam 31.045,00 TL destek tazminatı ödemesinde bulunduğunu, araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle davacının, sigortalısına rücu etme hakkının bulunduğunu, davalı hakkında Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün…… Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını, davalının kaza tarihinde aracın kiraya verildiğinden bahisle, sorumluluğu olmadığını ileri sürerek takibe itiraz ettiğini, davalının icra takibine itirazının haksız olduğunu, belirterek icra dosyasındaki borca itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; davalının aracın işleteni olmadığını, aracını uzun dönem kira sözleşmesi ile ….. kiraya verdiğini, bu nedenle husumetin müvekkiline yöneltilemeyeceğini, aracı kiralayanların, aracı….. araç kiralama şirketi üzerinden kiraya vererek, kendi nam ve hesabına işlettiklerini, bu nedenle müvekkilinin işleten sıfatı olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın icra takibine vaki itirazın iptali olduğu, davacının ZMMS ile sigortalı aracın karıştığı kaza nedeniyle, zarar görene yaptığı ödemeyi, Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün dosyası ile araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle davalıdan rücuen talep ettiği, davalı tarafından işleten sıfatı olmadığı iddia edilmiş ise de, mahkemece öncesinde verilen kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin …… Karar sayılı kararı ile davacının akidi olan davalıya husumet yöneltilebileceğinin belirtilerek kaldırıldığı, bu nedenle davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulünün gerektiği, dinlenen tanık beyanları, ceza dosyası, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre davalının icra takibine itirazının haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasındaki davalının icra takibe vaki itirazının iptaline takibin aynı şartlarda devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin aracının uzun dönem kiralama sözleşmesi ile kiraya verildiği, KTK’nun 3. maddesi gereğince işleten sıfatının bulunmadığını, işleten sıfatı bulunmamasına rağmen müvekkilinin sorumluluğuna gidilmesinin Kanuna ve Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğunu, müvekkilinin işleten sıfatı olmadığının kanıtlanmış olmasına göre bu durumun, sigorta şirketini de kapsayacağını, Yargıtay içtihatlarında bu hususta hiçbir ayrım yapılmadığını, bu nedenle kararın eksik ve hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili katılama yolu ile verdiği istinaf başvuru dilekçesinde; Alacağın likit olduğunu, bu nedenle icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, taraflar arasındaki zorunlu sorumluluk sigortası kapsamında, zarar gören üçüncü kişiye yapılan ödemeden, ZMMS Genel Şartları gereğince, sigortalının sorumlu olduğundan bahisle, ödemenin rücuen tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir.
03/04/2015 tarihinde, davalının maliki ve sigortalısı olduğu aracın, sürücüsü dava dışı …… sevk ve idaresinde iken saat: 23.45 sıralarında, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile kazaya sebebiyet verdiği, kaza neticesinde araç içerisinde yolcu olarak bulunan …’in vefat ettiği kaza tespit tutanağından anlaşılmaktadır.
Kaza sonrası, araç sürücüsünden saat:03.08’de …… alınan kan numunesinde yapılan tahlilde kanındaki alkol oranı 130 mg/dl tespit edilmiş olup, kazadan saatler sonra yapılan ölçümde dahi yasal sınırlarının üzerinde olduğu görülmüştür.
Mahkemece, trafik kusur tespit uzmanı ve Nöroloji Uzmanından alınan raporda kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu ve kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydaa geldiği tespit edilmiş, aktüer hesap bilirkişisi tarafından tanzim edilen raporda da, davacı tarafında yapılan ödemenin gerçek zarara uygun olduğu tespit edilmiştir.
Delillerin toplanmasında ve yapılan yargılamada eksiklik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin istinaf sebebi, müvekkilinin aracı uzun dönem kira sözleşmesi ile kiralandığından bahisle işleten sıfatı olmadığı için pasif husumet ehliyeti olmadığına yöneliktir.
Dava, davalının işleten sıfatına dayalı bir dava olmayıp, sigorta sözleşmesine istinaden açılmıştır. 2918 Sayılı Yasanın 95/2 maddesinde “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” denilerek, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluklarda işleten sıfatı aramaksızın sigortacının, şartların varlığı halinde sigortalısına rücu edebileceği düzenlendiğinden, davalının poliçe tarihinde ve/veya kaza tarihinde işleten sıfatının olmaması veya sona ermesi, akidine karşı sorumluklarını sona erdirmeyeceğinden, ZMMS Genel Şartları B.4 maddesinde sayılan, sigortanın sigortalısına rücu edebileceği durumların varlığı halinde sigortacı, zarar gören 3. kişiye yaptığı ödemeyi “gerçek zarar” ile sınırlı olarak sigortalısından rücuen talep edebilir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin …….. Sayılı ilamında da ” 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2. maddesi, davacı ile davalı …. arasındaki poliçe ve ZMSS Genel Şartları gereği, davacının davalı sigortalısına rücu hakkı bulunduğunun kabulünde bir usulsüzlük görülmemesine; davacının rücu hakkının taraflar arasında imzalı ZMSS poliçesine ve kanuna dayandığı gözetildiğinde, poliçenin tarafı olan davalı …….. araç işleteni sıfatının devam edip etmediğinin, davanın niteliğine göre bir öneminin bulunmamasına; KTK’nun 94/1. ve 2. maddesi gereği, işleten değişikliği durumunda sigortalının bu değişikliği sigortacısına bildirme yükümlülüğünün bulunduğu ve sigortacının poliçeyi iptal hakkının bulunduğu, somut olayda davalı…… tarafından işleten değişikliği olduğu yönünde bir bildirimin davacı sigortacıya yapılmadığı ve poliçenin geçerli olduğu da gözetildiğinde, davacının davalı sigortalısına rücu hakkının bulunmasına göre;” denilerek, işleten sıfatının sigortacıya bildirilmediği sürece, poliçenin geçerli olduğu ve sigortacının sigortalısına, rücu şartları mevcut ise rücu edebileceği belirtilmiştir. Bu nedenle yerel mahkemece, davalının pasif husumet ehliyeti bulunduğu kabul edilerek davanın esası hakkında karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin husumete ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekillinin istinaf talebi yönünden ise, davacı tarafından icra takibi ile rücuen tahsili talep edilen tazminatın, haksız fiil neticesinde meydana gelen zarardan kaynaklanmış olmasına ve likit olmamasına göre mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına göre; davalı vekilinin ve davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin ve davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 2.268,67 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 567,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 1701,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacıdan alınması gereken maktu istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.