Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1246 E. 2021/2050 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2020
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 20.10.2013 tarihinde davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı otomobilin davacıya ait motosiklete çarptığını, meydana gelen kazada davacının yaralandığını, daimi maluliyet tazminatı talebiyle Şanlıurfa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin…… sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalı … tarafından 5.000,00TL ödeme yapılacağının bildirildiğini ve yapılan ödemeye istinaden davacı tarafından ibraname imzalandığını, imzalanan ibranamenin makbuz niteliğinde olduğunu, davacının ibranameyi gerçek iradesi dışında imzalamak zorunda kaldığını, 2918 sayılı KTK.nın 111. maddesi gereğince ödenen 5.000,00 TL’nın mahsubu ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.500,00TL sürekli iş görmezlik tazminatının temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 28.07.2016 tarihli dilekçesi ile dava değerinin 16.114,38 TL’na çıkarmış, 05.11.2020 tarihli dilekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra sürekli iş görmezlik zararının bilirkişi tarafından 17.824,45 TL olarak hesaplandığını bu nedenle davalarını ıslah ederek dava değerini 17.824,45TL’ye çıkardıklarını belirtmiştir.
Davalı vekili, derdestlik ve kesin hüküm itirazları bulunduğunu, Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin….. sayılı dosyası ile dava açıldığını ve dava sürecinde davacı tarafın ibraz ettiği %8 maluliyet raporu ve %25 kusur oranı ve aktüer bilirkişi raporu dikkate alınarak davacıya 5.000,00 TL. asıl alacak ve ferileri ile birlikte 6.000,00 TL ödeme yapıldığını ve davacının davadan feragat ettiğini, kesin hüküm bulunduğunu bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 30.12.2019 tarih…..ayılı kararı ile “davacı tarafından davalı … tarafından 5.000,00TL ödeme yapıldığı beyan edildiği, davalı … tarafından ise davacıya 6.000,00TL ödeme yapıldığının iddia edildiği, mahkeme hükmüne esas alınan bilirkişi raporunda en azından davacının kabulünde olan ödeme dikkate alınmaksızın hesaplama yapıldığı, delilerin toplanmadığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verildiği, davacı tarafından Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin…. Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, mahkemece davacı vekilinin davalı ile sulh olduklarını ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği ve bu nedenle davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davacı vekili tarafından 12.02.2014 tarihinde ana para ve masraflar ile avukatlık ücreti dahil olmak üzere 6.000,00TL üzerinden anlaşıldığına dair ibraname – feragatname düzenlendiği, davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde ödemenin 5.000,00 TL’lik kısmının ana para olduğunun bildirildiği ve davacı vekilinin de davacıya 5.000,00TL ödendiğini kabul ettiği, 5.000,00TL ana para tazminatının ödendiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı… tarafından düzenlenen raporda davacının 20.10.2013 tarihinde geçirmiş olduğu kaza nedeniyle vücut genel çalışma gücünü % 5.1 oranında kaybettiği 6 ay süre ile iş görmezlik halinde kaldığının belirtildiği, kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsü …’un %75, motosiklet sürücüsü davacı … ‘un %25 oranında kusurlu olduğu, ödenen bedel güncellendikten ve tazminat miktarından düşürüldükten sonra davacının talep edebileceği sürekli iş gücü kaybından kaynaklı zararının 17.824,45TL olduğu, ilk kararda davanın kabulü ile 16.114,38TL tazminatın davalıdan tahsiline dair verilen 21.10.2016 tarihli kararın davacı tarafından istinaf edilmediği, davalı … şirketinin istinaf talebi üzerine kaldırıldığı ve bu nedenle hükmün davacı yönünden kesinleştiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 16.114,38TL sürekli iş görmezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 25.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken daktilo hatası ile kısa kararda davanın kabulüne yazıldığı, bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmediği anlaşıldığından HMK 304. maddesi gereğince bu hususun gerekçeli kararda düzeltildiği, belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, 16.114,38TL sürekli iş görmezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 25.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, aynı uyuşmazlık dava evvel, Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….E. dosyasında görüldüğünü ve tarafların sulh olması nedeniyle mahkeme tarafından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, buna rağmen, kesin hüküm itirazlarının dinlenmediğini, Şanlıurfa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin …. F. Sayılı dosyası ile açılan dava sırasında davacı ile sulh olunduğunu, ibraname ve feragatname gereğince davacı vekiline 14.02.2014 tarihinde asıl alacak ve ferileri ile birlikte 6.000,00 TL. ödeme yapıldığını, ödeme gereğince davacı vekilince imza altına alınan ibranamede ve feragatnamede davadan feragat edildiğini ve anılan olay ile ilgili olarak başka bir alacağın kalmadığını, ileriye yönelik herhangi bir dava ikame edilmeyeceği beyan ve ikrar edilerek davalı şirketin gayri kabili rücu olmak üzere ibra edildiğini, HMK madde 315 gereğince; “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” şeklinde belirtildiğini, geçici işgöremezlik tazminatının yasa değişikliği ile SGK’nın sorumluluğuna eklenen tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında …. tarafından karşılanması gerektiği halde geçici iş göremezlik tazminatı yönünden kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, tedavi giderlerinin 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değiştirilen Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi gereğince sigorta şirketlerinin sorumluluğunun sona erdiğini, geçici iş görmezlik tazminatının tedavi gideri içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, davacı tarafların talebine konu tedavi teminatı kapsamında yer alan geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı tazminatı ve diğer tedavi giderlerinden … sorumlu olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere, kusur raporunun Adli Tıp Kurumundan alınmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, 20.10.2013 tarihinde davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı otomobilin davacıya ait motosiklete çarptığını, meydana gelen kazada davacının yaralandığını, daimi maluliyet tazminatı talebiyle Şanlıurfa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin…sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalı … tarafından 5.000,00TL ödeme yapılacağının bildirildiğini ve yapılan ödemeye istinaden davacı tarafından ibraname imzalandığını, ibranamenin makbuz niteliğinde olduğunu belirterek 2918 sayılı KTK.nın 111. maddesi gereğince davacının yaralanması nedeniyle sürekli işgörmezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada …Başkanlığından rapor alınmış, davacının %5,1 oranında maluliyetinin bulunduğu, 4 ayda iyileşeceği, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %75 oranında, davacının ise %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş, aktüer raporu ile davacının 16.114,38 TL sürekli işgöremezlik zararının olduğu tespit edilmiş, davacı tarafından 28.07.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri 16.114,38 TL olarak ıslah edilmiş, 21.10.2016 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır. Davalının istinaf sebepleri incelenerek Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 30.12.2019 tarih… sayılı kararı ile dosyada talep konusu edilen zararların Şanlıurfa Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nin 24.02.2014 tarih, …Karar sayılı dosyasında da dava konusu yapıldığı, dosyada taraflar arasında sulh protokolü gereğince davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, dosyada davacı vekilinin fazlaya dair istemlerini saklı tutarak sulh olduklarını beyan ettiği, HMK’nın 315. maddesi uyarınca sulhun yalnızca ilgili bulunduğu dava yönünden etki doğurması ve hem de davacı yanın sulh anlaşmasında fazlaya dair haklarını saklı tutarak sulh yoluna gitmiş olduğu anlaşılması karşısında kesin hükmün varlığından söz edilemeyeceği, KTK’nın 111. maddesi uyarınca davalı … şirketinin sulh protokolü gereğince yaptığı ödeme tarihinden eldeki davanın 2 yıllık süre içerisinde açılmış olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olması nedeniyle davalının kesinleşen yönlere ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak; Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra mahkemece davacının kaza sonucu yaralanması nedeniyle tekrar maluliyet tespit işlemleri yönetmeliğine göre rapor alınmış, aktüer bilirkişiden alınan 06.10.2020 tarihli rapor ile davacıya sigorta şirketi tarafından 14.02.2014 tarihinde 5.000,00 TL ödeme yapıldığı kabul edilerek, ödeme tarihi verilerine göre 10.903,92 TL rapor tarihi verilerine göre işlemiş dönem 31.12.2020 tarihi kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre 25.858,20 TL belirlenmiş, ödemenin yasal faiz ile güncellenerek mahsubu sonucu 17.824,45 TL tazminat tespit edilmiş, davacı vekili tarafından 2. ıslah dilekçesi verilerek dava değeri 17.824,45 TL’nın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece karar gerekçesinde davacının 17.824,45 TL tazminat isteyebileceği, ilk kararın davacı tarafından istinaf edilmediği, davacı yönünden kararın kesinleştiği belirtilerek kısa kararda davanın kabulü ile 16.114,38 TL’nın gerekçeli kararda ise HMK.nın 304. maddesi gereğince düzeltme yapılarak davanın kısmen kabulü ile 16.114,38 TL.nın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Mahkemece verilen ilk karara karşı sadece davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, davacı tarafın ilk karara karşı istinaf kanun yoluna başvuru yapmadığı, ilk karara esas alınan 02.06.2016 tarihli rapor yönünden davalı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında, benimsenen aktüer raporu hükme esas almaya elverişli değildir. İlk karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmadığına göre ilk karara esas alınan 02.06.2016 rapor tarihi verileri dikkate alınarak bilinen dönemin bu rapor tarihi itibariyle kesilmesi ve buna göre hesaplama yapılması gerekirken, davalı yararına oluşan kazanılmış haklar dikkate alınmadan karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Ayrıca sigorta şirketi tarafından davacıya dava tarihinden önce ödeme yapıldığı belirtilmiş olduğuna göre sigorta şirketinden ödeme belgelerin getirilmesi, ilk karara esas alınan aktüer raporu tarihi itibariyle ödemenin yasal faiz ile güncellenerek tazminattan mahsup edilmesi ve davanın dava dilekçesi ile kısmi dava olarak açılmış olması nedeniyle ikinci kez ıslah yapılamayacağı gözetilmemesi ve HMK.nın 294. maddesine aykırı şekilde kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki meydana gelecek şekilde karar verilmiş olması doğru görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.