Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1211 E. 2023/901 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1211 – 2023/901
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1211
KARAR NO : 2023/901

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2021
NUMARASI : 2018/924 Esas 2021/275 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.06.2018 tarihinde, davacı … idaresindeki motosiklete, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı kamyonetin çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 400,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL geçici bakıcı gideri ve 4.500,00 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16.02.2021 havale tarihli ıslah dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile geçici iş göremezlik tazminat değerini 2.329,03 TL’ye, daimi iş göremezlik tazminatı talebini 4.716,59 TL’ye, geçici bakıcı gideri tazminatı taleplerini 913,27 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’in kaza tespit tutanağından görüleceği üzere sürücü belgesi bulunmadığını, ehliyetsiz bir şekilde trafiğe çıkıp kendisinin ve diğer araç sürücülerinin hayatını tehlikeye attığını, kaza sırasında kask ve koruyucu kıyafet giymediği için müterafik kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kazanın meydana gelmesinde davacı …’in %85, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %15 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 22.08.2019 tarihli raporda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, …’in 20.06.2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle, bedensel özür oranının %2 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, 3 ay süreyle bakıcıya ihtiyacı olduğunun tespit edildiği, davacının zararının hesaplanması için aktüerya raporu alındığı, raporların hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 2.329,03 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 3.430,92 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 721,40 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 6.481,35 TL’nin temerrüt tarihi olan 05/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş; karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, raporda zeminde kamyonete ait sola açılı bir şeklide 10 metre fren izi olduğu sürücü …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/1a (Araçların hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak) kuralını ihlal ettiği, kamyonet sürücüsünün mahal şartlarını ve kavşak mahallini dikkate alıp kontrollü ve tedbirli bir şekilde seyretmediği ve sağ tarafından çıkarak dönüş yapan araca karşı şeridi içerisinde zamanında etkin tedbir almadığı ” belirlendiğinin, davalı taraf sigortalısının hız ihlali yaparak kazaya sebebiyet verdiğinin sabit hale geldiğini, ancak tüm bu belirlemelere rağmen davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün sadece %15 oranda kusurlu olduğu,davacının ise %85 oranda kusurlu olduğunun belirlendiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının kaza tarihinde 17 yaşında olduğunu, geçici işgöremezlik zararının olmayacağını, kaldı ki geçici işgöremezlik zararından SGK’nın sorumlu olduğunu, olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin ve faiz türünün avans faiz olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı …’in idaresindeki motosiklete, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı kamyonetin çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek davalıdan geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ile bakıcı giderinin tazminini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
Dava konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağının incelenmesinde, davacı …’in idaresindeki motosiklet ile seyir halinde bulunduğu bağlantı yolundan kavşağa yaklaştığında dikkatsiz ve tehlikeli şekilde kavşağa giriş yaparak caddeye katılmak üzere sola dönüş manevrası yaptığı, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise cadde üzerinde seyir halinde olduğu ancak kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı belirtilerek iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğu belirlenmiştir. Mahkemece, kusur oranının belirlenmesi için makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda, dava konusu yerin kontrolsüz kavşak olduğu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün sağdan gelen davacının idaresindeki motosiklete öncelik vermesi gerektiği belirtilerek kazanın oluşumunda davacının %25, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Raporun, kaza tespit tutanağındaki belirlemelerle çelişmesi üzerine Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmış, bu raporda ise, davacının idaresindeki motosiklet ile bağlantı yolundan geldiği, önceliği cadde üzerinde seyreden araçlara vermesi gerektiği, kontrolsüz şekilde kavşağa giriş yaptığı, bu nedenle asli kusurlu olduğu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise cadde üzerinde seyir halinde olduğu, kavşağa yaklaşırken hızını azaltması gerektiği belirtilerek davacının %85, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %15 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Davacı tarafın rapora itiraz etmesi üzerine Ankara Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmış, davacı vekilinin itirazları da değerlendirilerek yapılan incelemede, önceki mütalaa ile aynı kusur oranlarının bildirildiği görülmüştür. Mahkemece, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunun, kaza tespit tutanağında belirlenen kazanın oluşumuna uygun, ceza soruşturmasında alınan ifadeler ve dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin kusur oranına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili, her ne kadar davacının kaza tarihinde 17 yaşında olduğu, geçici işgöremezlik tazminatı talep edemeyeceğini ileri sürmüşse de, davacının, olay tarihinde sanayide çırak olarak çalıştığı, çalıştığı işyeri tarafından sigortasının yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmakla davacı lehine geçici işgöremezlik zararı hesaplanmasında bir usulsüzlük görülmemiş, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebebine itibar edilmemiştir.
Geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK’nın 98. Maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK’nın 54. Maddesinde de sayılan bu zararlardan zarar sorumluları KTK’nın 85. Maddesi ve 91. Maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK’nın 98. Maddesinde belirtilen SGK’nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı sigorta şirketinin geçici işgöremezlik zararından sorumlu olacağının kabulü gerekir. Bu itibarla, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Hükmedilen tazminata, sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren faize hükmedilmesinde ve sigortalı aracın ticari araç olduğunun anlaşılması nedeniyle faizin türünün ticari faiz olarak belirlenmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin raporda PMF 1931 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamaya göre davacı tarafca dava değerinin artırılması nedeniyle hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, kamu düzenine ilişkin hususlar yönünden ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünde hukuka aykırılık görülmediğinden tarafların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf maktu karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan; davalıdan alınması gereken 442,74 TL istinaf nispi karar harcından peşin alınan 150,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 292,74 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
4-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği ve harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.