Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1197 E. 2021/1356 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2020
NUMARASI : …..

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/07/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 05/11/2018 tarihinde, dava dışı …’den emaneten kullanmak üzere aldığı elektrikli bisiklet ile seyir halinde iken davalı …’in sürücüsü olduğu ve davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı aracı yolun sağına park ederek, araç kapısını dikkatsiz şekilde açması neticesinde, bisikletinin ön kısmı ile davalının aracının kapısına çarptığını ve maddi hasarlı kazanın meydana geldiğini, kaza neticesinde elektrikli bisikletin kullanılmaz hale geldiğini, davalıların hasar bedelinden sorumlu olduğunu belirterek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ (… Sigorta AŞ) vekili cevap dilekçesinde; 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesi gereğince dava açmadan önce davacının müvekkiline müracaat etmesi gerektiğini, davacı tarafından müvekkiline müracaat etmeden dava açması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi talep ettiklerini, ayrıca davacının maliki olmadığı aracın zararına ilişkin olarak tazminat talep etmesinde hukuki menfaatinin de bulunmadığını, davacının ödünç olarak elektrikli bisikleti kullandığını beyan ederek tazminat talep ettiğini, hukuk ve yasaların koruduğu bir menfaati bulunmadığını, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, esas yönünden ise davacının kusuru ve zararı kanıtlaması gerektiğini, davacının kaza tarihinden itibaren müvekkilinden faiz talebinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı …; usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu, davanın ticari dava olması nedeniyle TTK’nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu ve arabuluculuğun dava şartı olduğu, davacı tarafından arabuluculuğa müracaat etmeden dava açtığı gerekçesi ile, davanın TTK’nın 5/A-1 maddesi ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı istinaf başvuru dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, arabuluculuğa ilişkin Kanun’un 2019 yılında yürürlüğe girdiğini, uyuşmazlığa konu kazanın ise 2018 yılında meydana geldiğinden, arabulucuya müracaat edilmesi gerektiğini bilmediğini, davanın belirsiz alacak davası olduğunu, dosyanın kül halinde bilirkişiye gönderilerek tazminat hesaplatılması gerektiğini, kazada maddi ve manevi zarar gördüğü gibi 3.400,00 TL vekalet ücreti ödemesine karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın ticari dava olduğu ve TTK’nın 5/A maddesi gereğince arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, arabuluculuğa başvurulmadan dava açılamayacağı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir.
HMK’nın 355. maddesinde “(1) İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” denilmiştir.
Davacı, haksız fiilden kaynaklanan zararlarını, müştereken ve müteselsilen sürücüden ve sigorta şirketinden talep etmiştir. Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, davaları birbirinden bağımsızdır. Bu nedenle dava şartlarının her bir davalı açısından ayrıca değerlendirilmesi gerekir. Dava şartının, davalılardan birisi yönünden bulunmaması, diğeri yönünden ise açılan davada dava şartlarının bulunması halinde, bu durum, dava şartı bulunan davalılar hakkında açılan davanın görülmesine engel değildir.
Somut olayda; davacı 07/05/2019 tarihinde açtığı davada, dava tarihinden önce davalı Sigorta şirketinden olan tazminat taleplerine yönelik olarak TTK’nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna müracaat etmeden Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmış ve Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/12/2019 tarihli göreve ilişkin dava şartının bulunmaması nedeniyle verilen ret kararından sonra, dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği 12/02/2020 tarihine kadar da arabuluculuk dava şartını yerine getirmemiş ise de, davalı … hakkındaki dava TTK’nın 4. maddesinde sayılan ticari davalardan olmayıp, hakkındaki dava “Ticari Dava” olan davalı sigorta şirketi ile birlikte dava açılmış olması nedeniyle özel görevli ticaret mahkemesinde görülmektedir. Araç sürücüsü … hakkında, davacının TTK’nın 5/A maddesi gereğince arabulucuğa müracaat zorunluluğu bulunmadığından, davalı … hakkındaki dava tefrik edilerek hakkında yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmediği gibi, bu şekilde verilen karar kamu düzenine de aykırıdır.
Kabule göre ise; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2 maddesindeki” Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” düzenlemesi gereğince, hükmedilecek vekalet ücreti, maktu ücreti geçmemek üzere, nispi olarak belirlenmesi gerekir. Belirlenecek nispi ücret ise dava değerini geçemez. Davacı tarafından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.000,00 TL tazminat talebinde bulunmuş olup, dava değerini aşacak şekilde 3.400,00 TL vekalet ücreti takdir edilmiş olması da isabetli değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, davalı sigorta şirketi ve davalı … hakkındaki talepler yönünden dava şartları ayrı ayrı değerlendirilerek, davalı … yönünden davacının arabuluculuğa müracaat zorunluluğu bulunmadığı nazara alınarak, hakkındaki dava tefrik edilerek, davalı …. Şirketi hakkındaki zorunlu arabuluculuk talepleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 05/11/2020 tarihli ….. Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından İstinaf peşin harcı olarak yatırılan 54,40 TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.