Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1196 E. 2023/941 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1196
KARAR NO : 2023/941

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2021
NUMARASI : 2020/74 Esas 2021/269 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/12/2023

İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 10/08/2016 tarihinde davacı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan davalıya ait … plakalı aracın … idaresindeyken meydana gelen kazada …’nın yaralandığını ve 16.609,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, tespit tutanağında her ne kadar sürücünün … olduğu belirtilmiş ise de Milas Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/269 Esas, 2017/40 Karar sayılı dosyasında sürücünün … olduğu ve kaza esnasında ehliyetinin bulunmadığı ve alkollü olduğunun belirlendiğini, bu hususu ikrar ettiğini ve cezalandırıldığını, dava dışı …’ya yapılan ödemenin işleten davalı … ve sürücü …’dan Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesi ve Genel Şartlar’ın B.4/C ve B.4/B maddeleri gereğince rucuen talep edildiğini, Eskişehir 8. İcra Müdürlüğünün 2019/3048 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı …’nın takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk faaliyetinden sonuç alınamadığını ileri sürerek davanın kabulü ile, Eskişehir 8. İcra müdürlüğünün 2019/3048 Esas sayılı dosyasındakie itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın haksız olup davalının üzerine bulunan araçları kiralık olarak işletmekte olduğunu, kaza tarihinde aracın dava dışı …’ya kiralandığını, kira sözleşmesinin sunulacağını, kaza tespit tutanağına göre araç sürücüsünün … olduğunu, eşi olan …’nın yanlış beyanda bulunduğunu ve sigortadan para almak amacıyla kendisinin sürücü olduğunu iddia ettiğini, ardından sigorta tarafından yanlış bir işleme dayalı olarak dava dışı …’ya ödeme yapıldığını, haksız ve kötüniyetli olarak yapılan ödemenin talep edildiğini, aracın kiralanmasının ardından kime kullandırılacağının bilinemeyeceğini, davalının sorumluluğu ve kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın rücuen alacak istemine ilişkin başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, makine mühendisi bilirkişi raporunda kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü Ziynet Tayboğa’nın (Kayalı) % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı … tarafından dava dışı …’ya ödenen 16.609,00 TL tazminat tutarının talep edilebileceğinin bildirildiği, kazada … plakalı araç içinde yolcu olarak bulunan …’ya karşı araç sahibi, …, dava dışı araç sürücüsü … ve poliçe kapsamında davacı sigortacının müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalı araç sahibinin aracı kiralamak suretiyle davacı dışı …’ya teslim ettiği, dosya içindeki kiralama sözleşmesinin 15 gün olarak düzenlendiği ve uzun süreli kiralama olmadığı, bu nedenle araç sahibinin sorumluluğunun devam ettiği, meydana gelen kazada dava dışı sürücü …’nın sürücü belgesinin olmadığı ve alkollü olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından haksız fiile bağlı olarak zarar gören …’ya ödenen 16.609,00 TL tazminatın davalıdan rücuen talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının Eskişehir 8. İcra Müdürlüğünün 2019/3048 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın % 20’sine karşılık gelen 3.321,80 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvurusunda, aracın davalı adına hususi araç olarak kayıtlı olması ve tüketici ilişkisi bulunması nedeniyle davanın önce tüketici mahkemesinde açıldığını, davalı tarafça araç kiralama işi yapıldığı ve aracın bu iş kapsamında kiralandığının bildirildiğini, Tüketici Mahkemesi tarafından herhangi bir araştırma yapılmadan davalının beyanı esas alınarak görevsizlik kararı verildiğini, görevli olduğu belirlenen mahkemece tarafından yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini, ancak davalının hiçbir yerde ticari kaydına rastlanmadığını, davalının bu sıfatının davadan evvel tespitinin mümkün olmadığını, ayrıca davalının tacir olduğunun ortaya konulamadığını, davanın tüketici mahkemesinde açılmasında kusurları bulunmadığı halde aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf başvurusunda, meydana gelen trafik kazasında araç sürücüsünün … olduğu ileri sürülse de kaza tespit tutanağında sürücünün … olduğunun belirtildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte araç sürücüsünün dava dışı … olduğunu düşünüldüğünde dahi aracın …’ya kiralanmış olup sözleşme imzalandığını, sözleşmede adı geçenin aracı kullanabileceğini, …’nın aracı üçüncü kişi olan ehliyeti olmayan ve alkollü …’nın kullanımına izin vererek sözleşmeye aykırı davrandığını, ayrıca olay tarihinde kendisinin de alkollü olduğunu, aracın kiralanmasının ardından kimin tarafından kullanılacağının bilinemeyeceğini, davalı açısından uygun illiyet bağının kesildiğini, emsal yargı kararlarının bu yönde olduğunu ve davalının sorumluluğu bulunmadığını, bilirkişi raporunda araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun belirtildiğini, davacı şirket tarafından yapılan ödemenin talebinin haklı olmadığını, kaza tespit tutanağında araç sürücüsü olarak …’nın yer aldığını, tarafların yanlış beyanda bulunup sigortadan para almak adına sürücünün … olduğunu iddia ettiğini, 15 günlük kiralama süresinin uzun süreli kiralama sayılamayacağına ilişkin gerekçenin yerinde olmadığını ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak dosya içindeki bilgi ve belgeler, Mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonucunda;
Davacı …, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında zarar gören dava dışı …’ya ödenen tazminatın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesi gereğince kendi sigortalısından rücuen tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabileceği öngörülmüş olduğundan, sigorta sözleşmesinin tarafı (akidi) olan sigorta ettiren davalı, sigorta poliçesinin ve sigorta genel şartlarının kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür.
Sigorta sözleşmesine dayalı rücu davalarında, tarafların yükümlülüklerinin belirlenmesinde, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olması nedeniyle, poliçe ve poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan sigorta genel şartları nazara alınır.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı “B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili maddede; “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a)Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b)Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c)Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç)Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d)Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e)Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f)Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Davacı …, davalıya ait davacı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi le sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu kazada zarar gören kişiye ödeme yapıldığını, kaza tespit tutanağında sürücü olarak … olarak belirtilmiş olsa da Milas 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/269 Esas, 2017/40 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada olay esnasında araç sürücüsünün … olduğunun, kaza sırasında sürücü belgesinin bulunmadığının ve alkollü olduğunun tespit edildiğini, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında dava dışı …’ya ödenen 16.609,00 TL için Genel Şartlar’ın B.4/C ve B.4/B maddeleri uyarınca rücu koşulları oluştuğunu ileri sürerek bu nedenle başlatılan icra takibine davalının itirazının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Dosya içeriğinden, 10/08/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında; sürücü …’nın idaresindeki … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda yolun sol tarafındaki tepelik kısma aracının ön kısımları ile çarpması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği belirtilmiştir.
Milas 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/02/2017 tarihli ve 2016/269 Esas, 2017/40 Karar sayılı kararı ile sanık …’nın alkol veya uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanmak suçunu işlemediği sabit olduğundan beraatine, sanık …’nın alkol veya uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanmak suçundan cezalandırılmasına ilişkin kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin 19/10/2017 tarihli ve 2017/1976 Esas, 2017/1638 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu hale göre davanın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında zarar gören dava dışı …’ya ödenen tazminatın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesi gereğince kendi sigortalısından rücuen tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı … tarafından kaza tespit tutanağında araç sürücüsünün … olarak belirtilmesine rağmen araç sürücüsünün … olduğunun ve bu durumun Milas 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/02/2017 tarihli ve 2016/269 Esas, 2017/40 Karar sayılı dosyasında tespit edildiğini ileri sürüldüğü, ancak bu kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin 19/10/2017 tarihli ve 2017/1976 Esas, 2017/1638 Karar sayılı kararı ile bozulduğu gözetilerek öncelikle ceza davasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenerek 10/08/2016 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsünün kimliğinin tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması, daha sonra davanın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95 ve Genel Şartlar’ın B.4/C ve B.4/B maddelerine dayalı olarak araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğu ve sürücü belgesine sahip olmadığı belirtilerek sigorta sözleşmesinden kaynaklanan ve sözleşmeye aykırılık sebebiyle açılan dava olduğu nazara alınarak tüm delillerin yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda değerlendirilerek karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan kabule göre de davacı … ödediği değil, ödemesi gereken gerçek zararı rücu edebilir. Hükme esas alınan 14/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda bu yönde bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda zarar görenin ödeme tarihindeki gerçek zararının belirlenmesi için Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde maluliyetinin tespiti ve bu tespit doğrultusunda aktüer bilirkişiden rapor alınması gerekirken anılan hususlar göz ardı edilerek karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Ayrıca dava konusu rücu alacağının yargılama sonucu belirleneceği ve likit olmadığı gözetilmeden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve Tüketici Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı üzerine ticaret mahkemesi tarafından yargılamaya devam edilerek karar verildiğine göre görevsizlik kararı nedeniyle ayrıca davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetli olmamıştır.
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın yeniden görülmek üzere kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebeplerine göre sair istinaf sebeplerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebeplerine göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.