Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2021/1176 E. 2023/762 K. 27.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1176 – 2023/762
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1176
KARAR NO : 2023/762

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/04/2021
NUMARASI : 2018/824 Esas 2021/299 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 16.02.2017 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, davacının zararının giderilmesi amacıyla davalı şirkete başvuru yapıldığını, davalı şirket tarafından cevap verilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla olay tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte şimdilik 100,00.TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, 12.12.2018 tarihli dilekçesinde talep ettiği maddi tazminatın 50,00TL’sinin sürekli iş göremezlik, 50,00TL’sinin geçici iş göremezlik için olduğunu belirtmiş, 03.12.2019 tarihli talep artırım dilekçesi ile sürekli iş görmezlik tazminatını 50,00TL’den 50.606,05TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, sigortalının zorunlu taşıma sigortasının teminat limitini aşması halinde aşan kısım için trafik sigortacısı olan davalının sorumluluğunun doğacağını, öncelikle Zorunlu Karayolları Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasından karşılanması gerektiğini, bu sigortası yok ise Güvence Hesabından alınması gerektiğini, davalı sigorta şirketi aleyhine açılan davanın esastan reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre, davanın, tek taraflı yaralamalı trafik kazası neticesinde araçta yolcu olarak bulunan davacının geçici ve sürekli iş göremezliği nedeniyle kazaya neden aracın ZMMS sigortacısına karşı açtığı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, Karayolları Trafik Kanunu kapsamında ZMMS sigorta poliçesi kapsamında açılan davalarda, davalı sigorta şirketi, sigortalısının davacı tarafa verdiği tüm gerçek zararlardan Türk Borçlar Kanununun 54.maddesine göre sorumlu olduğunu, geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı ile bakıcı giderinin de uğranılan bu gerçek zararın içinde olduğunu, dosya kapsamında düzenlenen, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli aktüerya bilirkişinin 02.12.2019 tarihli raporunda, davacının geçici iş göremezlik süresinde maddi kayba uğramadığının, sürekli iş göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının 53.514,94TL olduğunun tespit edildiği, SGK tarafından yapılan ödemelerin tenzili ile karşılanmamış bakiye maddi zararın 50.606,05TL olduğunun belirlendiği, kazaya neden olan aracın ticari araç olduğu gözetilerek, davanın kısmen kabulü ile 50.606,05TL sürekli iş göremezlik zararı tazminatının, poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile temerrüt tarihi olan 08.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı tarafın geçici iş görmezlik tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece alınan bilirkişi raporuna karşı itirazlarını ileri sürmelerine rağmen dikkate alınmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, karar içeriğinde taşıyıcı mali mesuliyet sigortası yaptırmanın zorunlu olduğu belirtilmesine rağmen bu hususun dikkate alınmadığını, Güvence Hesabının, Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-b maddesi gereği rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlardan sorumlu olduğunu, mahkeme kararında taşımacılık sigortasının zorunlu olduğunu belirtmesine rağmen kaza sırasında zorunlu sigorta yaptırmayan araç için tarafları aleyhine hüküm kurmasının hukuka aykırı olduğunu, sorumluluk silsilesinde zorunlu taşımacılık sigortasından öncelikle zararın karşılanmasını, poliçe teminat miktarında aşım olması halinde zorunlu mali sorumluluk sigortası bakımından sorumluluğun mevcut olacağını, mahkeme kararında aşım dahi söz konusu değilken aleyhlerine hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu aracın zorunlu taşımacılık mali mesuliyet sigortacısı bulunmadığı için söz konusu zarardan Güvence Hesabının sorumlu olduğunu, dava konusu zararın zorunlu taşıyıcı mali mesuliyet sigortası teminatı kapsamında olduğunu, mahkemece işbu itirazları dikkate alınmadan herhangi bir inceleme yapılmadan eksik inceleme ile verilen hükmün yasa ve usule aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacıya ait hesaplanan tazminattan müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, kaza tespit tutanağında davacıların emniyet kemeri kullanmadığının belirtilmediğini, kaza sırasında emniyet kemeri takılı olsaydı emniyet kemerinin takılı olduğunun kaza tespit tutanağında işaretleneceğini, davacının malul kalmasında emniyet kemerinin takılı olmamasının en önemli etken olduğunu, başvurunun kabulü anlamına gelmemek kaydıyla tazminat hesabında malul kalanın emniyet kemeri takmayarak malul kalmasında müterafık kusuru olması sebebiyle %25 indirim yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı vekilinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece Katip Çelebi Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan rapora göre davacının %5 oranına maluliyetinin bulunduğu ve 60 günde iyileşeceği belirlenmiş, aktüer raporu ile davacının sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmış, davacı vekilinin talep arttırım dilekçesine göre 50.606,05TL sürekli iş göremezlik tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, geçici iş görmezlik tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili dava konusu zararın zorunlu karayolu taşımacılık mali mesuliyet sigortası teminatı kapsamında olduğunu, aleyhlerine hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de; Sigorta Bilgi Gözetim Merkezine yazılan yazı cevabında … plakalı aracın servis aracı olduğu, zorunlu taşımacılık mali mesuliyet sigorta kaydının bulunmadığı bildirildiğinden davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili davacının emniyet kemerinin takılı olmadığını, hesaplanan tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de: davalı sigorta şirketi tarafından cevap dilekçesi verilmediği, mahkemece alınan 27.09.2019 tarihli maluliyet raporunun ve 02.12.2019 tarihli aktüer raporunun davalıya tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından süresinde itiraz edilmediği ve yargılama aşamasında müterafik kusur itirazında bulunulmadığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 25. Maddesinde “Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz ve Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.” düzenlemesi gereğince taraflarca getirilme ilkesi benimsenmiş olup hakimin tarafların söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alması hukuka aykırılık oluşturur. HMK’nın istinafta yapılamayacak işlemler başlıklı 357.maddesinde (1) “……bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Buna göre yargılama aşamasında davalı vekili tarafından davacının kaza sırasında emniyet kemeri takmadığının ve maluliyetinin ayak bileğindeki kırık nedeniyle meydana geldiğinin tespit edilmiş olmasına göre maluliyeti ile emniyet kemeri takmaması arasında illiyet bağı bulunduğunun iddia ve ispat edilmemesi nedeniyle yargılamada ileri sürülmeyen hususlar istinaf sebebi yapılamayacağından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dosyadaki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre ve istinafa başvuru yapan taraf aleyhine değerlendirme yapılamayacağından davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.456,90 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 864,22 TL.nin mahsubu ile kalan 2.592,68 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 27.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.